Mikroplastiklerin büyüyen tehdidi: Ne yapmalıyız?

Mikroplastikler, gözle görülmeyen ama sağlığımızı tehdit eden küçük parçacıklar olarak çevremizi sardı. Son araştırmalar, bu tehlikenin giderek arttığını ve mikroplastiklerin üreme ile sindirim sağlığına zarar verebileceğini ortaya koyuyor.

Günümüzde çevremizi saran plastiklerin etkilerini tartışmak artık bir lüks değil; bir zorunluluk haline geldi. Mikroplastikler, gözle görülmeyen, ancak sağlığımızı tehdit eden küçük parçacıklar olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmalar, bu plastik parçacıkların havada, suda ve gıdalarda bulunduğunu ve insan sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabileceğini gösteriyor.

Geçtiğimiz hafta açıklanan yeni bir araştırma ise konunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
UC San Francisco (UCSF) araştırmacılarının incelediği 3 bin çalışma, mikroplastiklerin üreme, sindirim ve solunum sağlığına zarar verdiği yönünde “şüpheler” olduğunu ortaya koydu.

Araştırmada en ilgi çeken nokta ise bozulan araba lastiklerinin ve çürüyen çöplerin havaya saçtığı küçük plastik parçalarının tüm bunlara neden oluyor olması…

Dünya genelinde her yıl yaklaşık 460 milyon ton plastik üretiliyor ve bu rakamın 2050 yılına kadar 1,1 milyara çıkması bekleniyor. Her geçen gün artan çalışmalar ise tehlikenin giderek daha da arttığını gösteriyor.

Peki mikroplastikler tam olarak nedir?

Pirinç tanesinden daha küçük olan bu parçacıkların iki ana türü bulunuyor: Birincil ve ikincil mikroplastikler...

Birincil mikroplastikler, doğrudan belirli bir amaç için üretilen ve genellikle kozmetik ürünlerde kullanılan mikroboncuklar gibi parçacıklar olarak adlandırılıyor. Bu tür mikroplastikler, cilt bakım ürünlerinde ve bazı diş macunlarında yer alıyor. Bu nedenle birincil mikroplastiklerin doğrudan insan vücuduna maruz kalma riski çok daha yüksek.

İkincil mikroplastikler ise daha büyük plastik nesnelerin parçalanması sonucu oluşuyor. Örneğin,
pet şişeler, torbalar veya ambalaj malzemeleri gibi ürünlerin; güneş ışığı, su, ısı vb. nedenlerle parçalanması gibi… Bu parçalanma süreci, plastiklerin çok daha küçük parçalara ayrılmasına ve böylece mikroplastiklerin çevreye yayılmasına neden olur

Haberin Devamı

Özetle her iki mikroplastik türü de hem doğada hem de insan sağlığında ciddi sorunlara yol açan bir tehdit. Bu nedenle, mikroplastiklerin kökenlerini ve etkilerini anlamak, bu sorunun üstesinden gelmek için kritik öneme sahip.

Haberin Devamı

Peki, bu tehdit karşısında neler yapılmalı?

Öncelikle bireysel ve toplumsal düzeyde çeşitli stratejiler geliştirmek gerekiyor. İlk olarak; tek kullanımlık plastikleri reddetmeliyiz. Alternatif ürünler kullanmamız gerekiyor. Örneğin cam, metal veya bambu gibi malzemelerden yapılmış ürünleri tercih etmek önemli. Kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini satın alırken de mikroboncuk içermeyen ürünleri almamız gerekiyor. Ayrıca Plastik atıkları geri dönüştürmek için yerel geri dönüşüm programlarının ise daha da artması lazım. En önemlisi de hükümetlerin mikroplastiklerin kullanımını sınırlayan yasaların daha da yaygınlaşması gerekiyor. Bu tür yasalar, mikroplastiklerin çevreye yayılmasını önemli ölçüde azaltabilir.

 

DİĞER YENİ YAZILAR