Küresel ısınmanın etkisiyle hızla eriyen buzullar, bilim dünyasında endişe verici gelişmelere yol açmaya devam ediyor. Sıcaklıkların artmasıyla birlikte, donmuş toprak tabakalarında hapsolmuş eski virüslerin ortaya çıkması hem sağlık hem de ekosistem açısından riskler taşıyor.
Son dönemde bu konuyla ilgili yapılan araştırmalar, ortaya çıkan eski patojenlerin, özellikle de uzun süredir donmuş olanların, yeniden aktif hale gelme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Bu durum, küresel ısınmanın sadece iklim üzerinde değil, aynı zamanda biyolojik çeşitlilik ve insan sağlığı üzerinde de derin etkiler yaratabileceğini ortaya koyuyor.
Bilim insanları geçtiğimiz günlerde ise Çin’in batısındaki Tibet Platosu’nda yer alan Guliya Buzulu’nun derinliklerinde 1700'den fazla antik virüs keşfetti. Bu virüslerin çoğu daha önce ise hiç görülmedi. Bu son keşif, buzulların erimesiyle birlikte, bilimin henüz tanımlamadığı patojenlerin ortaya çıkabileceği ve ölümcül salgınların tetiklenme ihtimali endişelerini daha da artırdı.
KEŞFEDİLEN VİRÜSLERİN GEÇMİŞİNİN 41 BİN YILA KADAR UZADIĞI ORTAYA ÇIKTI
Araştırmalar, bulunan virüslerin geçmişinin 41 bin yıla kadar uzandığını ve bu süre zarfında soğuk iklimlerden sıcak iklimlere üç büyük geçiş yaşadığını gösteriyor. ABD’deki Ohio State Üniversitesi’nin öncülüğündeki araştırma ekibi, Tibet Platosu’nda bulunan Guliya Buzulu’ndan çıkarılan 300 metre uzunluğundaki bir buz çekirdeğini inceledi.
Bu çekirdek, farklı zaman dilimlerini ve iklim dönemlerini temsil eden dokuz parçaya ayrıldı ve her parçada DNA analizleri yapıldı. Metagenomik analiz adı verilen bir yöntemle, virüslerin her bir suşu tanımlandı. Elde edilen bilgiler, bilim insanlarının bu zamana kadar buzullardan topladığı viral bilginin yaklaşık 50 katı kadarını içeriyor.
KEŞFEDİLEN VİRÜSLER DÜNYA’NIN DERİN İKLİMSEL TARİHİNE BİR PENCERE AÇIYOR
En önemlisi de bilim insanları, virüs topluluklarının donduruldukları andaki iklim koşullarına göre çok farklılık gösterdiğini buldular. Ohio State Üniversitesi'nde mikrobiyoloji araştırma görevlisi ZhiPing Zhong, bu durumun “Virüsler ile iklim değişikliği arasındaki potansiyel bağlantıyı gösterdiğini” belirtti.
Bununla birlikte, bu virüslerin yalnızca arkeleri (tek hücreli organizmalar) ve bakterileri enfekte edebildiği, insanları, hayvanları ya da bitkileri hasta edemedikleri belirtildi. Ancak, virüslerin incelenmesi, Dünya’nın derin iklimsel tarihine bir pencere açıyor ve gelecekteki mikrobiyal toplulukların nasıl olabileceğine dair bilgi sunuyor.
Yakın zamanda ise ABD’deki Yellowstone’da bulunan jeotermal kaynaklarda da 1,5 milyar yıl öncesine ait dev virüsler bulundu. Bu dev virüsler, normal virüslere göre çok daha büyük genomlara sahip ve insanlar için zararsız olsalar da tek hücreli organizmaların ilk ortaya çıktığı dönemlerde Dünya’daki koşulları anlamamıza yardımcı olabilir.