Rüyalar, uyku sırasında bilinçaltındaki düşüncelerin, duyguların ve anıların bir araya gelerek oluşturduğu karmaşık imgeler ve hikâyeler. İnsanlar, genellikle REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu sırasında daha yoğun ve canlı rüyalar görüyor.
Ayrıca rüyalar; kişisel deneyimlerin, korkuların, arzuların ve hayallerin yansıması olarak da kabul edilirken, aynı zamanda ruhsal ve duygusal durumları da yansıtabiliyor.
Uzun zamandır rüyalar üzerinde çalışan Kaliforniya merkezli bir girişim olan REMspace’teki bilim insanları, ‘berrak rüyalar’ sırasında bireyler arasında çift yönlü iletişim sağlamayı başardı.
BİLİM KURGUNUN GERÇEKLİĞE DÖNÜŞMESİ YÖNÜNDE ÖNEMLİ BİR ADIM
Bu deney, bilim kurgunun gerçekliğe dönüşmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kullanılan ekipmanlar arasında ‘sunucu’, ‘cihaz’, ‘Wi-Fi’ ve ‘sensörler’ yer alıyor.
Deneyin uygulanabilirliği açısından dikkate değer bir detay ise katılımcıların ayrı evlerde uyuması. En önemlisi ise REMspace araştırmacıları, katılımcılar arasında özel olarak oluşturulmuş bir dil aracılığıyla belirli bir kelimeyi ışınlayarak iletişim kurmayı başardı. Peki bu nasıl oldu?
Berrak rüya, bireyin rüyada olduğunu bilmesi ve rüyasında kontrol sahibi olması anlamına geliyor. Bu durum, bireylerin rüya dünyasında bilinçli eylemler gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Deney sırasında, katılımcıların beyin dalgaları ve diğer biyolojik verileri özel bir cihazla uzaktan izlendi ve bu veriler sunucuya aktarıldı.
Sunucu, bir katılımcının berrak rüyaya girdiğini tespit ettiğinde, özel dilden rastgele bir kelime üretiyor ve bu kelimeyi katılımcıya iletiyordu. Katılımcı, rüyasında bu kelimeyi tekrarladıktan sonra, yanıt sunucuda saklanıyordu. Sekiz dakika sonra, ikinci katılımcı da berrak bir rüyaya girdiğinde, sunucu ilk katılımcıdan alınan depolanmış mesajı ona iletti ve o da uyandığında bu mesajı tekrar etti.
REMspace, bu deneyin başka bir katılımcı çiftiyle de başarıyla tekrarlandığını belirtiyor. Ancak şirketin, rüya iletişimini başardığını kesin olarak söyleyebilmesi için çalışmalarının daha titiz bir incelemeden geçmesi gerekecek.
Henüz bilim insanları tarafından tam olarak incelenmemiş olan bu teknoloji, eğer doğrulanırsa uyku araştırmaları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu tür bir iletişim yöntemi, ruh sağlığı tedavisi ve beceri eğitimi gibi alanlarda da geniş uygulama potansiyeline sahip.
DAHA ÖNCE YAPILAN DENEYDE BÜYÜK RİSKLER ALINMIŞTI
REMspace CEO’su Michael Raduga, “Dün, rüyalarda iletişim kurmak bilim kurgu gibi görünüyordu; yarın ise bu teknoloji olmadan hayatımızı hayal bile edemeyeceğiz” dedi.
Raduga, bu gelişmenin sayısız ticari uygulamaya kapı açabileceğini ve rüya dünyasında iletişim anlayışını köklü bir şekilde değiştirebileceğini vurguladı.
Aslında Raduga, daha önceki deneyleriyle de dikkat çeken biri. 2023 yılında, rüyalarını kontrol edebilmek için kendi beynine mikroçip yerleştirmeye çalışarak büyük riskler almıştı. Bu tehlikeli deneyde, ‘elektrotunun’ berrak rüyalar üzerindeki potansiyel etkisi olduğunu savunarak kafa travmasına yol açacak bir işlem gerçekleştirmişti. Raduga, daha sonra çipi çıkarmak zorunda kaldı.
Şu anda, berrak rüyalar sırasında gerçek zamanlı iletişimi mümkün kılmak için yeni hedeflerine odaklanmış durumda. Raduga, “REM uykusu ve berrak rüyalar, yapay zekadan sonra bir sonraki büyük endüstri olacak” ifadelerini kullanarak bu alandaki inancını da ortaya koydu.
Eğer bu hedefler gerçekleştirilebilirse, rüya dünyasında iletişim kurma biçimimiz köklü bir değişim yaşayabilir ve insan etkileşimleri üzerinde derin etkiler bırakabilir.