Hangi anket doğru sonucu veriyor?

Anketsiz seçim düşünemez haldeyiz artık. Neredeyse anketler bir tür “ön seçim” gibi algılanır hale geldi. İnsanlar anketlere göre oy veriyorlar. Dünyanın her yerinde böyle aşağı yukarı… Ama bu mekanizmanın sıhhati konusu nedense seçimlerden önce pek gündeme gelmiyor; her zaman seçimden sonra konuşuyoruz bu konuyu.

Biliyorsunuz, İngiltere’deki seçimin sonuçları bu ülkedeki siyaseti darmadağın etti. Önde gelen üç partinin birden lider kadrolarını değiştirecek kadar büyük bir deprem yarattı. Ama bana sorarsanız İngiltere’deki seçimin en büyük mağlubu anket şirketleri oldu. Çünkü görebildiğim kadarıyla böyle bir sonucu öngörebilen yoktu aralarında. Hepsi iktidardaki Muhafazakâr Parti’nin oy kaybedeceğine ve yeni koalisyon hükümetini muhalefet partilerinin oluşturacağına ilişkin bir tablo öngörüyorlardı. Sonuç böyle olmadı. Demek ki anketçiler halkın nabzını tutmakta başarılı olamadılar. Dolayısıyla bu mesleğin veya bu sektörün saygınlığı da ciddi bir yara almış oldu.

Peki, bizde durum nasıl gidiyor? Anketçilik Türkiye’deki seçim kampanyalarının da ayrılmaz bir parçası artık. Çünkü “anket sonuçları” adı altında açıklanan oy oranı iddiaları siyasi partilerin toplumun algısı üzerinde manipülasyon yapmasına yarıyor. İşin doğrusu, insan psikolojisi bu tür yönlendirmelerden etkilenmeye müsait bir yapıya sahip. En başta hiç kimse verdiği oyun boşa gitmesini istemez. Dolayısıyla vereceği oyun spesifik anlamda bir işe yarayacağını düşünen kişinin sandığa gitme motivasyonu daha güçlü olur. En azından zaten oy vermeyi düşünebileceği bir partinin yaygın şekilde destek bulduğunu gördüğünde tercihi güçlenebilir.

Haberin Devamı

Söz gelimi muhalif bir partinin iktidara gelmesinin ihtimal dâhilinde olduğunun görülmesi iktidardan memnun olmayan kesimlerde o partiye yönelik bir ilgi oluşturabilir. İktidar partisi ise bunun tam aksi yönde bir algının oluşmasını arzu eder.

Anket sonuçları tam da bu noktada işlev görür...

Ama “falanca partinin oyu şu kadar” dendi mi insanların koşa koşa gidip anılan partiye oy verecekleri düşünülmemeli... Ne de olsa seçmen tercihlerinin oluşmasında yüzlerce farklı dinamik rol oynuyor. Buna rağmen Türkiye’de siyasetçiler anket sonucu yaymaya haddinden fazla meraklılar. Böylece bir iddiayı sürdürülebilir hale getirmenin de bir yolunu bulduklarını düşündüklerinden herhalde...

Haberin Devamı

Ne var ki anketçilik işi o kadar itibarsızlaşmış durumda ki bu enstrümanla toplumda belirli yönlerde algı oluşturmak artık geçmiştekinden çok daha zor. Çünkü, sektörü bilmeyen insanlar olarak, sadece seçim dönemlerinde adını duyduğumuz ve doğal olarak hangisinin işini doğru yaptığını bilemediğimiz anket şirketlerinin açıkladığı rakamlar arasında dağlar kadar fark oluyor nedense.

Görülen o ki her anket şirketinin bir partiyle angajmanı var ve dolayısıyla açıklanan rakamlar toplumdaki eğilimleri göstermekten ziyade toplumu manipüle etmeye yönelik. (İşin aslı tam öyle değil tabii. Sadece seçim dönemlerinde faaliyet göstermeyen, yılın 365 günü kurumsal müşterileri hesabına kamuoyu yoklamaları yapan ciddi ve saygın araştırma şirketleri de var ülkemizde. Onları tenzih ederim. Ancak bunlar sükûnetleriyle sektörün saygınlığını korumakta yetersiz kalıyorlar.)

Haberin Devamı

İngiliz anket şirketleri aşağı yukarı benzer sonuçları öngörerek hiç değilse beraberce yanıldılar. Bizdeyse öylesine bir laubalilik var ki A partisinin % 32 oy alacağını tahmin eden de var, aynı parti için % 49 oranını öngören de… Aradaki fark birkaç milyon oy demek!

Demek ki bu anketçilerin en azından bir bölümünün seçim akşamında rezil olacağı şimdiden belli… Ama siyasetçilerin anketlere ihtiyacı bitmeyeceği için bu sağlıksız yapının yakın zamanda sona ermesini beklemek de sözde anketçilerin sözde öngörüleri kadar gerçekdışı bir tahmin olur.

DİĞER YENİ YAZILAR