Takipçin kadar konuş!

Hepiniz fark etmişsinizdir. Son yıllarda toplumda müthiş bir ego patlaması yaşanıyor. Gerek iş hayatımızda gerekse sosyal yaşantımızda artık insanları idare etmekte zorlanır hale geldik. Kendi yaşadıklarımdan örnek vereyim.

Daha dün piyasaya çıkmış genç bir oyuncudan röportaj istiyorsunuz. Aldığımız cevap “Manşet olması kaydıyla veririz” oluyor. İnanamıyorum, adam daha oyuncu bile değil, oyuncu adayı... Ve biz yakışıklıdır, genç kızlar da bakar diye yer veriyoruz ve böyle bir tavırla karşılaşıyoruz. İnsan kendini bu kadar mı bilmez?

Ya da herhangi bir ünlüyle güle oynaya bir fotoğraf çekimi yapıyorsunuz. Her şey ortada cereyan ediyor, çekimi yapıyor, fotoğrafları görüyor, beğeniyor, istemediklerini söylüyor. Alan memnun veren memnun durumu. Ya sonra?

Birkaç gün sonra, tam sayfası yapılmış, baskıya girecek, menajeri ‘çat’ arıyor. Üstten, soğuk, buyurgan bir tavırla “Falanca Hanım’ın röportajını ve fotoğraf karelerini görmek istiyoruz” diyor. Belli ki arıza çıkaracak. “Hadi” diyorsunuz, “Yollayalım, büyüklük bizde kalsın. Nasılsa kaliteli iş oldu, iyi de yer verdik” görür beğenir. Bir dönüş yapıyorlar size ki “Aman Allah’ım...” Sanki basılırsa dünya başlarına yıkılacak. Sanki Türkiye bu röportajı bekliyor. Sanırsın ki, herkes onu merak ediyor, onu konuşuyor. N’olmuş efendim? İşte “Hanımefendi sayfadaki bir kareyi beğenmemiş...” Ya güzel kardeşim, poz verirken iyiydik, orada gördün beğendin, onayladın kareleri... Hatta daha cüretkar pozlar için fotoğrafçıyı kendin teşvik ettin.

Haberin Devamı

Menajerleri deseniz onlar da başka bir ego manyak! Hollywood yıldızlarının sözcüleri zannediyorlar kendilerini. Efendim “Planlar yapılmışmış, sadece şu şu şu gastelere(!) röportaj verilecekmiş. Yani biz çok şanslıymışız:) Ama bizim, diğer gasteler (!) yayınladıktan sonra röportajı vermemiz lazımmış, öyle bir medya planlaması yapılmış, yoksa röportajı veremezlermiş!” Niye ki? Biz sizin basın sözcünüz müyüz? Ortak mı çalışıyoruz? Biz gazeteciyiz, haberciyiz. Haber geldiği gibi basarız. Vermeyin o zaman! Örnekleri çoğaltabiliriz.

Haberin Devamı

Takipçin kadar konuş

Herkes kendini top model sanıyor

Peki niye böyle oldu? Neden toplumsal bir ego patlaması sorunu ortaya çıktı?

Bunun en önemli kaynağı bana göre sosyal medya. Twitter, Instagram, Facebook’u kapsayan sosyal medya... Öyle ki, bugünlerde sokaktaki herkes bir yıldız, ünlü ya da şöhret... Daha yeni tanıştığınız birinin size “Aaa beni nasıl tanımazsın, takipçi sayım 5 bin” demesi çok sık karşılaşılan bir diyalog.. Ortalık, gittiği her yerin, girdiği her sokağın, yediği her yemeğin, her köşe başının, her anının selfie’sini çekenlerle kaynıyor.

Üstelik apps’ler sayesinde o kareler renklendiriliyor, inceltiliyor, güzelleştiriliyor, gençleştiriliyor, hatta makyajlı hale bile getiriliyor. “Yalan dünya”da her şey güzel, her şey ideal, her şey mükemmel.

Bir süre sonra kişi, sanal dünyada yarattığı mükemmel imajına, ya da oynadığı karaktere o kadar kaptırıyor ki; kendisini gerçek dünya da öyle sanıyor. Egolarımız da işte tam bu noktada başlıyor.

Toplumumuzdaki ego patlamasının bana göre bir ikinci nedeni daha var. O da siyasetin dili. Bu dil bu kavgacı, kutuplaştırıcı üslup, kamudan başlayıp, toplumun bünyesine nüfuz ediyor. Bunun Türkçe ifadesi kibir... Siyasiler kibirli üslup kullandıkça, onları kutsayan, kutuplara ayrılmış kitleler de benzer davranış modelini benimsiyor. Egolar çarpışıyor.

Haberin Devamı

Sokaktaki adama bir şey söylemeye gelmiyor. Eleştiri kabul görmüyor. Herkes anında cevap yapıştırmayı, karşısındakinin sözünü kesmeyi, ağzının payını vermeyi, ulu orta görüş belirtmeyi; varoluş amacı gibi görüyor. Egosunu tatmin ediyor.

Mütevazı, alçakgönüllü, tevazu sahibi insanlar prim yapmazken; egosu yüksek kişiler baştacı yapılıyor. Senin önünde pozisyon alıyorlar, rol çalıyorlar. TV ekranları sabahtan akşama bu tür insanlarla dolu. Toplumumuz ise; bunu, tabii, olağan, mazur görülmesi gereken bir şeymiş gibi kabulleniyor.

İşte bu yüzden bu hafta toplumuzdaki ego patlamasını uzmanlara sorduk. İnsanların şişik egolarıyla baş etmek durumunda kalan meslek sahipleriyle konuştuk ve bir haber hazırladık. İlginizi çekeceğini düşünüyoruz.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR