Liderler ve yöneticiler arasında uykusuz giderek yayılıyor. Amerika’da 1985’te günde 6 saat uyuyan yönetici kesim yüzde 22 iken, bu oran 2012’de yüzde 30’lara, bugünse yüzde 42’ye kadar yükselmiş. Birçoğu uykusuzluğun rakiplerini ekarte etmek için iyi bir enstrüman olduğu görüşünde...Günlük çalışma tempoları 12-16 saati buluyormuş.
Halbuki araştırmalar dinlenmenin faydasının, uykusuzlukla kazanılan birkaç saatten çok daha değerli olduğu gösteriyor. Yeterli uyku alındığında; hafıza kuvvetleniyor, edinilen duygusal deneyimler özümseniyor, beyin bir gün önce yakıt olarak kullandığı şekeri (glukoz) yerine koyabiliyor, karar verme yetisini bozan zehirli beta amyloidi (Azheimer hastalarında biriken bir madde bu) temizleyebiliyor.
8 saatten az uyulduğunda ise, yorgunluk baş gösteriyor. Belki “Ben yorgunluk hissetmiyorum” diyebilirsiniz ama kendini kontrol edememek de, işte o gün yaratıcı olamamak da yorgunluk alameti...
Ayrıca uykusuzluğun az bilinen bir de ikincil zararları var. Patron uykusuz geldiğinde, çalışanlarının verimi de düşüyor. Çabuk sinirlenen ve çalışanların hatalarına tahammül edemeyen, hakaret eden birine dönüşüyor.
En az 8 saatlik uyku şöyle dursun, şirketler artık çalışanlarına öğleden sonra 30 dakikalık kestirmenin bile yolunu açıyor. Çünkü araştırmalar saat 2 ile 3 arası 20 dakikalık kısa dinlenmenin kişiyi daha yaratıcı kıldığını ortaya koyuyor. Amazon’un sahibi Jeff Bezos da en az 8 saat uyuyanlardan... Bezos “Birkaç kritik işi salim kafayla halletmek, çok sayıdaki önemsiz işi yarım akılla halletmekten daha önemli” diyor.