Uzmanlara göre, ‘iyi’ bakteriyle bağışıklık sisteminin güçlenmesi arasında önemli bir ilişki var. Probiyotikler sindirim sistemimizde yaşayan iyi bakteriler ve temel beslenmenin yanında sağlık açısından çok yararlı olan canlı organizmalar. İlk probiyotik ürünler 1987 yılında Fransa’da piyasaya sürüldü. Bugün ise dünyanın pek çok ülkesinde market raflarını süslüyor. Yoğurt, süzme peynir, boza, kefir, şarap probiyotik gıdalar arasında.YoğurtProbiyotik denince akla ilk yoğurt geliyor. Bir kap yoğurtta milyarlarca iyi bakteri olduğunu biliyor muydunuz? Ama özellikle ev yapımı yoğurt probiyotiklerin en bol bulunduğu ürün. Bilhassa dışarıdan aldığınız yoğurtların içinde fruktoz, yapay tatlandırıcılar ve yapay tat vericiler olabilir. İçindeki probiyotik bakterilerin ölmemesi için yoğurdun sıcak yemeklerle birlikte tüketilmemesi gerekiyor. Bekletildiğinde tüm etkisini kaybettiği için paketi açar açmaz hemen yenmesi gerekiyor. Bu sebeple marketteki yoğurtlar 100-125 gramlık ufak paketlerde satılıyor.Yararları Bu yoğurtların en büyük faydası, bağırsak tembelliğine ve kabızlık sorunlarına iyi gelmesi. Düzenli tüketilen probiyotik yoğurdun, kalın ve ince bağırsakta pek çok sorunu giderdiği ve hastalıkları önlemeye yardımcı olduğunu gösteren araştırmalar var. Yoğurt yendiğinde vücuda giren bakteriler, emilmeden bağırsaklara kadar geliyor, burada yerleşiyor ve etkisini göstermeye başlıyor. En az 15 gün tüketildiğinde, karında şişkinliği, kabızlığı, sindirim sorunlarını, bağırsak enfeksiyonları ve idrar yolu iltihabını engelliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.KefirYoğurta çok benzeyen kefir, probiyotikler açısından yoğurttan daha zengin. 10 ile 20 farklı çeşit bakteriyi içinde bulunduran kefiri evde yapmak kolay. Her yaştaki insan her gün istediği kadar tüketebilir. Ancak günde en az 1 bardak kefir düzenli olarak tüketilmeli. Çünkü, ancak düzenli tüketim ile kefir içerisinde bulunan yararlı bakteri ve mayalar bağırsak floramıza dahil olup, sağlığa faydalı etkilerini ortaya çıkarabiliyor. 0-6 yaş grubu çocuk beslenmesinde doktora danışılması gerekiyor. Hamilelikte de annenin ve bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirdiği yapılan bilimsel çalışmalarla belirlenmiştir. 1 bardak kadar kefir 150 kalori içerir. Günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 30’unu ve C vitamini ihtiyacının yüzde 4’ünü karşılar.Yararları Bağışıklık sistemini güçlendirir.Kolesterolü düşürür. Vücudu ağır metallerden temizler. Kanser hücrelerinin büyümesini engeller.Bağırsakları temizler. Mantara iyi gelir. Yüksek tansiyonu düşürür. Kan damarlarını temizler. Kalp rahatsızlıklarını giderir. Kolon kanserini önler. Pankreas sorunlarına karşı direnç sağlar.Quark Bilinenin aksine yoğurt değil, bir peynir çeşidi Quark, peynir mayasından yararlanılarak yağsız veya yağ oranı ayarlanmış sütten üretilen taze bir peynir çeşididir. Peynirin olgunlaşması gerçekleştirilemediğinden üretimde pastörize süt kullanılır. Son zamanlarda sıkça tüketilmeye başlanan quark genelde yoğurtla karıştırılıyor. Yararları Quark içeriğindeki bakteriler sayesine ince bağırsakta laktozu parçalar ve ürettiği laktik asit ile zararlı bakterilerin yok edilmesinde etkilidir. Aynı zamanda bu bakteriler sayesinde K vitaminin üretimine de yarar sağlar.Vücutta sentezlenemeyen; fakat protein metabolizmasının sürdürülebilmesi için yiyecekler ile dışarıdan alınması gereken esansiyel aminoasitleri içermesi quarkın önemli faydalarındandır. Kalsiyumun quarkta neredeyse tamamen çözünmüş halde bulunması ve normal peynirin aksine peynir suyu proteinini de içermesi quarkın önemli farklarındandır. Yüksek biyolojik değerli protein, kalsiyum, fosfor ve B12 vitamini içerir. İyi bir ara öğün olarak tüketilebilir. Bozaİçerisindeki vitaminler nedeni ile daha çok sporcular tarafından tercih edilen boza enerji veren bir içecek türü. Boza dünyada çok fazla bilinen bir içecek değil, daha çok ülkemizde ve çok eski bir geçmişe ait içeceklerin başında yer alıyor. Bu yüzden tedavi amaçlı olarak da kullanılıyor. Anne sütünü artırıcı özelliği ile bilinen boza; grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların ardından vücudun kendisini toparlamasına yardımcı olur ve vücut direncini artırır. İçerisindeki maya sayesinde midedeki yanmaları giderir, hazmı kolaylaştırır. İçerdiği B vitamini zihinsel aktiviteleri destekler, zihni açar ve zihnin yorgunluğunu giderir. Soğuk havaların neden olduğu boğaz enfeksiyonları ile öksürüğün tedavi edilmesinde yardımcı olur. Son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde kalp ve damar hastalıkları ile kanserojen maddelerin vücutta oluşumunu engelleme üzerinde de olumlu etkileri olduğu görülmüş. İçerisinde yağ oranı neredeyse sıfıra yakın.Boza kanserle mücadele eder, sindirim sistemine faydalıdır, enerji verir, stresle mücadele etmede yardımcı olur. Cilt ve saç sağlığını korur. Haftada 2 gün bir su bardağı içilmeli. HardaliyeÜzüm suyundan yapılan bir içecek. Yapımında daha çok papazkarası cinsi üzümlerin tercih edildiği hardaliyeyi elde etmek için önce üzümler sadece kabuğu kırılacak kadar ezilir. Hardal da kabuğu çatlayacak kadar ezilip bir kat üzüm, bir kat vişne yaprağı şeklindeki yaprak katmanları arasında meşe fıçılara veya toprak küplere yerleştirilir. Hardal, şıranın şarap ya da sirkeye dönüşmesini önler. Hardaliye kaynama döneminden sonra 15-20 gün içinde içilecek kıvama gelir. Tortusundan arınması için süzülür ve fıçıların muslukları açılarak şırası alınıp fıçının üzerine su katılır. Eklenen su, hardalın verdiği acılığı azaltmış olur. İçilebilecek kıvama gelen hardaliye, serin yerde muhafaza edilir.Yararları Kuvvet verici, tansiyon dengeleyici, dolaşım ve bağışıklık sistemlerini düzenleyici, akciğer, ko roner kalp hastalıkları, Alzheimer, osteoporoz ve kolesterole karşı koruyucu, damar sertleşmesini ve pıhtı oluşumunu engelleyici etkileri vardır.-Antioksidan, anti-aging, anti tümör özelliklere sahip. Fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, demir, çinko, C, B1, B2, B3, B5, ve B6 vitaminleri bakımından zengin.Bağırsak sağlığını korumanın 7 basit yoluDaha fazla prebiyotik yiyinPrebiyotikler, kalp hastalığı ve diyabet riskini azaltıyor.Lif ve kepeklere odaklanın Lifli besinler zararlı bakterilerin büyümesini sınırlıyor. Fermente ürün alımınızı artırın Kefir, kombucha, ve fermente soya fasulyesi sütü gibi gıdalar, sağlıklı bağırsak bakterilerini çoğaltıyor.Polifenolleri önemseyin Polifenoller, bağırsak bakterileri tarafından sindirilen ve kan basıncını, kolesterolü azaltan bitki bileşikleri. Yapay tatlandırıcıdan kaçının Aspartam bağırsak bakterisini değiştirip kan şekeri düzeylerini yükseltiyor. Bebeğinizi emzirin Altı ay anne sütüyle beslenen bebeklerin, mamayla beslenenlerle karşılaştırıldığında daha sağlıklı bir bağırsak geliştirdiğini göstermiştir.Vejetaryenlik önemli Çalışmalar vejeteryan beslenmenin tip 2 diyabet ile hipertansiyonu azalttığını gösteriyor.
Kondom her zaman korurKondom kullanımının HPV virüsünü engellediği sanılıyor...Kondomun tamamen koruması mümkün değil. HPV virüsü, yani rahim ağzı kanseri virüsü, siğil virüsü, sadece cinsel ilişki ile değil cilt teması ile de bulaşıyor. Dolayısıyla kondom kullanmak evet birçok cinsel yolla bulaşan hastalıkta koruyucu olabilir ama HPV virüsünde koruyucu olması mümkün değil. Bu nedenle önlem olarak HPV aşısını 9-26 yaş arasında özellikle öneriyoruz. 50 yaşına kadar da koruyuculuğunun olduğunu biliyoruz. Şu anda yurt dışındaki bazı gelişmiş ülkelerde, (Kanada, Danimarka, Avustralya gibi) çocuklara da HPV aşısı yapılıyor. Bu virüs sadece rahim ağzı kanserine yol açmıyor, bağırsak, üst solunum yolu kanserlerinde de bu virüs bulunmaya başlandı. Erkek çocuklarını da bu kanserden korumak amacıyla, hem de yine kadınların rahim ağzı kanserinde, bu virüsün alınması ve üremesinde erkeklerin kilit rol oynadığı bilindiği için erkek çocuklara da aşı yapılmaya başlandı. Erkekte de 9 yaşından itibaren. Bu henüz bütün dünyada yaygınlaşmadı aşı pahalı olduğu için yapılamıyor ama gelişmiş ülkelerde devlet bu aşıyı karşılıyor.2 aşı yeter16 yaşına kadar 2 aşı ömür boyu yeterli. 16 yaşın üstünde üç aşı gerekiyor. O yüzden 9-16 yaş çok önemli. O yaş grubunu biz aşılarsak bunun maliyetini yüzde 33 oranında düşürücez. Hem engel olacağız hem de bütçe maliyeti açısından 16 yaşından sonra fazladan bir aşı yapmış oluyoruz.Doğum kontrol hapları kansere neden oluyorDoğum kontrol hapları kanser yapar diye biliyoruz.Dünyada yaklaşık 50 yıldan fazla süredir doğum kontrol hapları kullanılıyor. İlk çıkanlardan geldiğimiz güne kadar pek çok araştırma, çalışma, yani bu konuda tüm değerlendirmeler yapıldı. Doğum kontrol haplarının da bir sürü ilaçta olduğu gibi yan etkileri var ama istenmeyen gebelikleri önlemesi çok önemli bir olumlu etki. Bu nedenle de 50 yıldır milyarlarca kadın bunu kullanıyor. Dolayısıyla bunla ilgili yapılmış çok çalışma var. Ömür boyu doğum kontrol hapı veya hiç hormon kullanmamış pek çok kadın meme kanseri tedavisi olmuş veya bu hastalığa maruz kalmıştır. Şunu biliyoruz ki eğer kanser yoksa hapların tek başına kansere yol açtığına dair bulgu yok. Ama başlamış kanseri hızlandırdığına dair çalışmalar var. Bizim burada dikkat edeceğimiz şey düzenli olarak özellikle kadınların meme kanseri yönünden her yıl kontrollerini yaptırmaları gerekiyor. Bunu yaptırdıkları zaman hiçbir sıkıntı olmayacaktır. Ailede birden fazla meme kanseri yoksa, meme kanseri riski genetik olarak artmamışsa her kadın güvenle doğum kontrol hapını kullanabilir. Doğum kontrol hapının daha az bilinen bir etkisi pıhtı atma riskidir. O da ailevi bir özellik gösterir. Eğer genetik olarak trombofili diye bilinen doğuştan kan pıhtılaşma riski yüksek olan bir aile öyküsü varsa, bu öyküsü olanlarda riskin arttığını biliyoruz ve kullanmamayı tercih ediyoruz.Kanda ağırlaşma mı yapıyor?Akışkanlığı azaltmaktan ziyade kan damarlarında plaklar oluşup o plakların pıhtı atması için de yatkınlık gerekiyor. Genç kızlığından menopoza kadar kullanmış hiçbir kadında problem olmuyor ama aileden doğuştan bir risk varsa kadının, bu risk 20 yaşında da, 40 yaşında da ortaya çıkabiliyor.Epidural anestezi felç yaparEpidural anestezi, doğumda belden anestezi felç yapar diye bir duyum var. Bunun riskleri neler?Çünkü anestezinin omuriliğe yapılacağını düşünüyor insanlar ama alakası yok. Omurilik kalem kadar sert. İğne girmez içine. Esnek bir şey. İçindede yumurta akı gibi bir sıvı var. oraya yapılıyor. Niye çok tercih edilmiyor o zaman?Korkuyorlar. Felç kalmaktan Aslında son derece iyi bir yöntem. Çok hafif bir ağrıyla doğum yapıyor insanlar. Ağrısız doğuma yarıyor. Diz ameliyatlarında da kullanılıyor artık. Genel anesteziden riski daha düşük.Gebelikte hiç ilaç kullanılmazNeden? En riskli ilaçlar hangileri?Kanser ilaçları ve bazı antibiyotikler, doksisiklin grubu antibiyotik kullanılmaz. FDA dediğimiz America Food and Drug Administration’un bir derecelendirmesi var. A B C D X diye gidiyor. X ve D’yi kullanmayız. C’yi gerekiyorsa kullanırız, B ve A’yı çok rahat kullanırız. Zaten bir sürü vitamin B grubundadır. A grubunda pek bir şey yok. Serumlar falan var. Genelde B ve C grubunu rahatça kullanabiliyoruz. İnsülin, vitaminlerin çoğunu kullanıyoruz. A vitaminini belli bir değerden sonra kullanmıyoruz mesela. Belli bir dozun üzerine çıkmamak lazım. Doktoruna soracak, doktor bu ilacı bu kadar kullanma iyi derse kullanabilir. Bir sürü antibiyotiği kullanabiliyoruz.Doğum yapmamış kadına spiral takılmazDoğum yapmamış kadınlarda spiral takılamayacağına dair bir yanlış var. Oysa doğum yapmamış kadında kullanılabilen değişik spiraller mevcut. Bir kısmı eskiden beri var. Bildiğimiz klasik spirallerin daha küçük boylu olanları var. Mini spiraller var. Bir de daha yeni çıkan hiç kolu olmayan rahim kasına tutturulan yeni bir yöntem de var. Onda hiç yanlara doğru kolları olmadığı için spiralde gördüğümüz kanamada artma veya ağrı problemi hiç olmuyor. Hem uygulaması kolay, hem de daha sonra oluşan bu şikayetler görülmediği için hayat kalitesi hiç bozulmadan devam ediyor. Rahim kasına özel iğnesi ile ultrason altında tutturuluyor. Ağrılı bir yöntem de değil. Normal spiral takmaktan daha ağrısız hatta. Yeni yöntem olarak bunu söyleyebilirim. Böyle bir yöntem doğum yapmamışlar için mevcut. Biz eskiden bunu önermiyorduk doğum yapmamış kadınlara. İlk seçenek değildi. Ama artık ilk seçenek diyebileceğimiz duruma geldi.Hamile ve çocukların aşı yaptırması riskliGünümüzde en büyük problem bu. Bugünlerde sosyal medyada, bütün dünyada tartışılan aşı açmazı. Maalesef bazı aileler aşı yaptırmaktan imtina ediyor. Avrupa’da kızamık salgınından çok korkuluyor. Bizim ülkemizde de görülmeye başlandı. Geçen yıl 20 bin aile çocuklarını aşılatmadığı için pek çok hastalık ortaya çıkıyor. Dünya sağlık örgütünün bir aşı şeması var ve bütün dünya ülkelerinde bunun uygulandığı taktirde çoğu bulaşıcı hastalığı görmeyeceğiz aslında.
Avrupa denince aklınıza ne gelir? Kültür ve sanatın başkenti Paris, Paris’le özdeşleşen Eyfel kulesi, Rönesansın etkilerini taşıyan müze şehir Floransa, edebiyat ve İngiliz yazar Shakespeare, moda ve tabii ki Chanel, müzikte Mozart, Chopin ve diğerleri… Avrupa’yı Avrupa Yapan Değerler kitabında Pieter Steinz Avrupa kıtasının DNA’sını ele alıyor. Yazarın 104 başlık altında topladığı değerler silsilesi Avrupa’yı Avrupa yapıyor... Bu başlıklardan bazıları şunlar: The Beatles’ın Back İn The U.S.S.R’ı, Carmina Burana, Üç Kuruşluk Opera, Andersen Masalları, Aydınlanma Çağı Edebiyatı, Kafka, Dadaizm ve Punk, Goethe, Gregoryen Müziği, Yüzüklerin Efendisi, Guernica, Büyük Avrupa Romanı, Chopin’in Polonez ve Mazurkası, İlahi Komedya, Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken’i, Mary Shalley’in Frankestein’i, Citroen DS, Rodin’in Düşünen Adamı, Pippi Uzun Çorap, Romeo ve Jüliet, Strauss’unValsleri, Platon’un Yarattığı Sokrates...Ve aşağıda da listede yer alan diğer dikkat çeken başlıklar.James BondCentilmen, yakışıklı ve korkusuz İngiliz ajan Bond için pek çokları, ‘Bond ne kadar Avrupalı?’ diye sorabilir. Neredeyse 60 yıllık varlığı boyunca tüm dünyanın ajanı haline gelen Bond’un maceralarını yaşadığı mekanların pek çok kıtaya dağılmış olması bu soruyu haklı kılıyor. Karayiplerde doğan, adını Amerikalı kuşbilimciye borçlu olan Rus ve Hollandalı ajanları örnek alan albay James Bond tabii ki bu anlamda kozmopolit bir karakterdi. James Bond’un dünyanın hoşuna giden yanı soğukkanlı acımasızlığı ya da kurnaz yaratıcılığı değil, onun stile olan hassaslığıydı. Ve eskinin Avrupa’sıyla haklı, özdeşleştirilen bir stil bu. Nitekim Bond Fransız şampanyası içer (Don Perignon ya da Bollinger), Rus havyarı yer (Beluga), Cortina d’Ampezzo’da kayak yapar. James kaç ülkeden geçerse geçsin sonuçta döneceği mekan Avrupa’nın batı kıyısındaki adadır.TentenTenten’i çizen Herge çığır açan hikayesiyle çizgi romanı kökünden yenilemişti. Tarihte ilk defa bir Avrupalı çizgi roman yapımcısı uzun bir macerayı, yeni bir biçim tarzıyla hız ve hareket ima eden balonların, bulutların, yıldızların ve çizgilerin içine yazarak anlatmıştı. Gezgin muhabir Tenten’i kendinden önceki 19. Yüzyıl karakterlerinden ayrı kılan çizilen resimlerin kalitesiydi. Yüzden fazla dile çevrilen ve Spielberg tarafından filme de çekilen Tenten dünyadaki en yaygın çizgi romanlardan biri ve tartışmasız bir Avrupa ürünü. Avrupa Araştırmaları profesörü ve Aynalar Sarayı Avrupa kitabının yazarı Joep Leerssen’e göre becerikliliği sayesinde tüm tehlikelere göğüs geren ebedi gezgin Tenten, Odysseus’tan bu yana sahip olunan Avrupa öz imgesinin dışa vurumu.LegoLego Kuzey Amerika, Uzakdoğu ve tüm Avrupa’da büyük gelişme gösterdi. Demir perdenin indirilmesi ve soğuk savaşın sürmesi tüm Avrupa için yavaşlatıcı bir etki gösterse de Lego’nun fetih zaferi, (Kimya devi Bayer’in 1963’ten itibaren Lego bloklarının sabit sentetik tedarikçisi olduğu) Almanya’da başladı. Komşu ülkeler, İngiltere onu izledi. Legoland’in ilk şubesi 96’da Windsor’daki sarayın hemen dibinde açıldı.Mini etekPek çok kişiye göre mini eteği icat eden 1958’den itibaren Londra’daki King’s Road’daki Baazar adlı butiğinde giderek daha kısa etekler satmaya başlayan Britanyalı moda tasarımcısı Mary Quant’dır. Quant’ın sonradan şeffaf yağmurlukları, parlak renkli külotlu çorapları da moda oldu. Altmışlı yılların mini etek fırtınası, bugüne kadar tasarlanmış olan en şımarık ve iyimser, ’bak bana hayat ne şahane’ modasıydı. Daha sonra Vatikan mini eteği men etti ve mini etek cinsel devrimin simgesi oldu.Küçük siyah elbiseAslında adı la petite robe noire (küçük siyah elbise.) O kadar basit bir model ki bir zamanlar birisi tarafından tasarlanmış olabileceği kimsenin aklına bile gelmiyor. Ama Fransız modacı Chanel tasarladı. Yirmili yılların ortasında rahibelerin ve gençliğinde tanıdığı savaş dullarının siyah giysilerinden esinlenerek dizlere kadar inen dar bir elbise tasarladı.Birkin çantaSeçkin, daha seçkin en seçkin kategoriler var. Birkin çanta bu sonuncu kategoriye giriyor. Fransız modaevi Hermes’in eşya çeşitleri arasında bulunan basit görünümlü bir çanta. Satışı sıradan kişilere sadece belirtilmeyen saatlerde, kısıtlı sayıda ve gelişigüzel Hermes mağazalarında yapılarak, el yapımı Birkin çantaların son derece seçkin kalması sağlanıyor. Bir çanta için 500 ile 1000 euro arasında para ödeniyor. Bu, çift askılı dört köşe çanta Paris-Londra arasında yaptığı uçuşta şarkıcı Jane Birkin’in el çantasıyla boğuştuğunu gören Hermes patronlarından birinin teşvikiyle tasarlandı.
Başarı herkesin hayali ama herkes başarılı olamıyor. Alanında öne çıkmış başarılı isimlerin önerileri bu nedenle önemli. Başarıyı araştıran Mümin Sekman’ın da önerileri dahil, işte dünyanın ve Türkiye’nin öne çıkan isimlerinin başarı tüyoları...- Her şey muhteşem bir ürünle başlar. Malum, müşterileri dinlemenin önemine de inanırım. Ancak, müşteriler size ertesi yıl bütün endüstriyi değiştirecek, bir sonraki çığır açıcı yeniliği söyleyemez. Bu yüzden çok dikkatli dinlemeniz gerekir ki, bir kenara çekilip işe koyulabilesiniz.Steve Jobs / Apple - Para kazanmak ve refah içinde yaşamak için insanın bir stratejisi olması lazımdır. Strateji donuk, katı bir şey değil. Esnek ve değişen bir hedef. Hedefi iyi tayin etmek lazım. Abartılı olan vizyonlar illüzyon olmaya mahkumdur. Vizyonunuzu hangi olanaklar ile elde edeceğinize karar vermeniz lazım.Rahmi Koç / İş adamı- Sağlam bir ‘mükemmeliyetçilik kültürü’ yaratın. Kollarınızı sıvayın, ekibinizle beraber çalışın ve onları ihmal etmeyin.Firmanın yararına olduğu sürece kendinizi maskara durumuna düşürmekten korkmayın.Çalışanlarınızı, gezegeni ve karlılığınızı dengelemenin yollarını arayın. Çünkü bunu başarabilmenin yolları mevcut!Richard Branson / Virgin- Eğer insanların fikirlerini sorsaydım daha hızlı bir at yapardım.Henry Ford / Ford Motors- Gelecekte firmalar, ‘eski tas eski hamam’ kafa yapısından uzaklaşacak. Ayakta kalacak firmalar, kendi ürünlerini kendileri demode edenler olacak. Pazara ilk giren’ firma olmak önemli.Bill Gates / Microsoft- Kendinize inandıktan sonra reddedilmekten kesinlikle korkmazsınız.Stephen King / Yazar- Başarmak için hem inatçı hem de esnek olmak gerekir. Vizyonunuzla ilgili inatçı, ayrıntılarla ilgili esnek olmanız sizi ileriye götürür. Takımlar büyüdükçe, verimleri azalır. Bu yüzden takımları küçük tutmak gerekir. Jeff Bezos / Amazon.com- Başarının birinci gerekliliği, insanın zihinsel ve fiziksel enerjisini, durmaksızın, bıkmadan ve yorulmadan bir soruna odaklayabilmesidir. Böylesine odaklı düşünmek zor olduğu için, bazı insanların düşünmekten kaçmak uğruna yapacaklarının sınırı yoktur! … İnsanların yüzde 5’i düşünür. yüzde 10’u düşündüğünü sanır, yüzde 85’i düşünmektense ölmeyi yeğler!Thomas Edison / Mucit - Genelde insanlar, yaptıkları girişimler başarılı olduktan sonra rahat oda ve koltuklarında yakaladıkları bu zaferin tadını çıkarmayı çok sever ve kendini bırakır. Başarıya ulaşmış çoğu projede değişiklik yapmak için genelde korkulur. Facebook’ta kendime ait bir oda ve masam olmadı.Mark Zuckerberg Facebook- Ne istiyorsunuz? Önce ona karar verin. Alternatifler arasında tercihinizi yapın. Boşluğu yakalayın. Fırsatları değerlendirin. Bilgi toplumunda insanın değeri arttı. Bilgili insan bilmiş insan değil, bilgideki değişimi izleyebilendir. Sakıp Sabancı / İş adamı- “KISS” (Keep it Simple and Stupid- basit olsun, salak olsun)u prensip edindik. Kendi videolarımızı yüklemek için oluşturduğumuz platform sadelik ve basit arayüz sayesinde en çok tıklanan siteler haline geldi. Büyük hayaller kurmadan yola çıktık ve basitliğin çekiciliğinden yararlanarak bugün en çok ziyaret edilen sitelerden birini kurduk. Ve Google 2007 yılında bu sade ve basitlik için 1 Milyar ücret ödedi. Chad Hurley / YouTube- Disney’de geçmişe bakarak vakit geçirmeyiz. İleriye gideriz, açılmamış kapıları açar, yapılmamışları yaparız. Meraklı insanlarız. Ve merakımız bize hep yeni yollar gösterir.Walt Disney Yapımcı- Terbiye edilmiş bir makine gibi yazının başına geçerim. Bazı törencikler, kurallar, ezberlenmiş alışkanlıklar beni disipline eder. Yazarlık disiplinli iştir. Yüzlerce kuralınız olacak. Bir anlamda kendimi kurallarla döve döve, ite ite, terbiye ede ede yazar yapmışımdır. Böyle yazar olunur. Yazarlığı gösterişli jestler, büyük dramatik hayatlar sanıyorsanız hemen cayın. Orhan Pamuk / Yazar- Hiçbir zaman tekniğiniz yeterli değildir, çünkü teknik heceleri söyleyebilme yetisi ya da alfabe gibidir. Eğer nasıl söyleyeceğinizi bilmiyorsanız, bir roman yazamazdınız, başkasına dikte ettirmediğiniz sürece. Kendi sağlam hayal gücünüzü geliştirmek zorundasınız. İdil Biret / Piyanist Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.Charlie Chaplin / Komedyen - Hırs yoktur bende ama inatçıyımdır. Birisi bana yapma derse, ısrar eder yaparım! Nasıl ki, her başarılı erkeğin arkasında bir kadın varsa, her başarısız kadının önünde de bir erkek vardır. Onun için kızlar evlenmek için çok acele etmeyin. Önce işinizi bulun sonra hayatı kurun. Duygu Asena / Yazar- Eğer yatırım yapmak eğlenceliyse, eğer eğleniyorsanız muhtemelen para kazanamıyorsunuz demektir. İyi yatırım sıkıcıdır. Zenginim çünkü ne zaman hatalı olduğumu biliyorum. George Soros Yatırımcı - Yaptığım on şeyden dokuzunun başarısızlıkla sonuçlandığını gördüm. Gençken başarısız olmak istemiyordum, onun için ben de on kat daha çok çalıştım.Bernard Shaw Yazar- Gençken risk almak ileriki yaşlara nispeten daha kolay. Bu yüzden inandığınız projeler için risk almanız gerekecektir. Bazen başarıyı o kritik an belirler ama yapacağınız hata bir son değil bir deneyimdir.Elon Musk /TeslaUzaya yayılmadığımız sürece insan ırkının hayatta kalabileceğini sanmıyorum. Bir tek gezegenin başına gelen çok sayıda kaza var. Ama ben yıldızlara ulaşacağımıza inanıyorum. Stephen Hawking/ Fizikçi- Mutlaka kendinize has bir kişiliğiniz olsun ve her zaman dürüst olun. Ayrıca iş hayatında güçlü yanlarınızı ön plana çıkarıp, birtakım modern değişikliklere açık olmanız gerekiyor.Oprah Winfrey / TV yıldızı- Amaç para değildi. Sadece iyi bir arama teknolojisi oluşturmak isteyen iki hackerdık. Yapılandırdığımız Google’ın nasıl sonuçlanacağı hakkında bir fikrimiz de yoktu. İçimizde sadece yeni bir şey üretme ve üst düzey bir teknoloji geliştirme isteği vardı.Sergey Brin ve Larry Page / Google- Yüzünüzdeki çizgiler saygınlığınızın işaretidir ve onları geri planda tutmak için savaşmak zorunda değilsiniz.Yaş ve mutluluk arasındaki ilişki 40’lardan sonra değişiyor ve mutluluk artmaya başlıyor. Kilo vermek için asık suratlı odaklanma yerine hayatınızın en büyük amacı mutluluk olursa dünya daha güzel bir yer olacaktır. Coco Chanel / Modacı- Ben en iyisiyim, bunu gözlerimle görmeden önce de söylüyordum. Sakın bana şu işi yapamazsın demeyin. Olanaksız olduğunu anlatmayın. En iyisi olmadığımı söylemeyin. Ben en iyinin de iyisiyim. Benim kadar harika olduğunuzda sıradan olmak zor. Büyük bir şampiyon olmak için öyle olmasan bile öyle davranmalısın. Muhammed Ali / Boksör- Yaş aldıkça iki elin olduğunu keşfedersin. Biri kendine diğeri başkalarına yardım eder. Bir insanı başkalarının onun hakkındaki görüşlerinden ya da başkaları hakkındaki görüşünden anlayabilirsin. Hayatı hayat yapan en önemli şey mutlu olmaktır.İşte bu, tüm sorunların en gizli anahtarıdır. Kavga sırasında sesini yükseltme bu seni haklı yapmaz çünkü. Audrey Hepburn / Oyuncu- Bir sabah uyanınca yılların nasıl geçtiğine inanamazsınız. Bu süreçte hayatın bir rotası olmadığını anlarsınız. Ancak önünüzde hedefiniz varsa savrulmazsınız.John Lennon / Müzisyen- Birini işe alırken üç şeye bakarız: Dürüstlük, zeka ve enerji. Bunların en önemlisi dürüstlüktür. Eğer o yoksa diğer iki özellik sonunuzu getirir. Ne kadar yetenekli olursanız olun, ne kadar çalışırsanız çalışın bazı şeyler zaman alır. Warren Buffet / Yatırımcı iş adamı- Başarılı olmak için en önemli tavsiyem; sıkı ve disiplinli çalışmanın yanında, yeni fikirlere açık olmanız ve yeteneklerinizi her zaman ileri taşımanız gerekiyor.Madonna / Şarkıcı- İş hayatında başarının sırrı, şaşalı tahminler yapmak değil, değişime anında cevap verebilme yeteneğine sahip olmaktır. Her zaman etrafınızda sizden daha zeki insanların olduğu firmalara gidin. Jack Welch / General Electric CEO
Şehrin en güzel manzaraları müzikle birleşti. Bu sene üçüncüsü düzenlenecek olan İstanbul Rooftop Festival, İstanbul’un eşsiz teraslarında müzik keyfi yaşatacak.8-9 Eylül tarihlerinde İstanbul’un en gözde 12 terasında gerçekleşecek olan etkinlik 40’tan fazla müzisyene ev sahipliği yapacak. Performansların yanı sıra birbirinden farklı aktivitelerin de gün boyu devam edeceği festivalde, katılımcılar yaza hep beraber son bir kez veda edecek. Dünyaca ünlü müzisyenlerin yanı sıra yerli sahnenin de en güçlü isimlerini ağırlayacak olan festivalde, kokteyl atölyelerinden gastronomi atölyelerine, uçurtma yapımından yogaya kadar daha bir çok aktivite gerçekleştirilecek. 2015 yılından bugüne toplam da 15 binden fazla müzikseveri ağırlayan ve şehrin içinde gerçekleşen en kapsamlı festival olarak tanımlanan İstanbul Rooftop Festival, tek bir bilet ile 15’e yakın mekanı deneyimleme fırsatı tanıyor. Bilet fiyatları ise 110 TL.Tek bir biletle 12 terası ziyaret edebileceksinizFestivalin organizatörü Profun Creative Events ekibi’nden Ilgaz Karakuş, Eray Öz, Volkan Bahar, Murat Zaroğlu ve Ali İlerigelen, festival ile ilgili şunları söyledi: ”İstanbul Rooftop Festival, diğer projelerimiz arasında bizi en fazla heyecanlandıran projemiz diyebiliriz. Festival bu sene en kapsamlı hali ile katılımcıları bekliyor. 12 farklı teras ve 2 farklı kulüpte gerçekleşecek etkinlikleri katılımcılar tek bir bilet ile deneyimleyebilecek. Yaza en güzel vedayı yine İstanbul’un nefes kesen güzelliğine karşı hep beraber yapacağız diyebiliriz!Bu seneki Line up’ımız, genel olarak iki senedir İstanbul’da oluşturmaya çalıştığımız rooftop kültürü ile uyumlu sakin ama enerjik basslar üstüne yumuşak melodiler ve vokallere ağırlık veren müzisyenlerden oluşuyor. Round Table Knights’ın duygu yüklü melodileri bir yana Timboletti’nin sizi sanki bulutlarda dans ettiren ezgileri, Kalabrese’nin dansa davet eden vokalleri ve Jad&the’nın soul dokunuşları, oluşturmaya çalıştığımız bu kültürün en önemli parçalarından bir tanesi.”İstanbul teraslarında sonsuz müzik keyfiKalabreseİsviçreli deep house müziğin temsilcisi Sacha Winkler, (sahne adı Kalabrese), Kafi Lied ve Purple Rose adlı şarkıları ile tanınıyor. Round Table Knightsİsviçreli Biru Bee ve Marc Hofweber ikilisinin oluşturduğu grup, DJ setlerinde genellikle house tarz müzik yapıyor. İkili müzik kariyerlerine hip-hop ve cazz ile başladı. TimbolettiHelve Selva parçasında Selda Bağcan’ın Gesi Bağları’nı kullanan Alman sanatçı, müziğini sihirli bir ağacın etrafındaki dans olarak tanımlıyor.Jad&TheHouse müzik temsilcisi Jad Lee’nin tek kişilik projesi Jad&The, bu yıl çıkardığı EP’i Rage In Europe ile İstanbul’da sevenleriyle buluşacak.Nico SunMüziğini canlı ve eğlenceli perküsyonlar, etnik ritimler ve derin bas hatları ile buluşturan İsviçreli melodic house temsilcisi Nico Sonne’da festivalde. HeadwatersElektronik müziğe olan ilgisi ile Dj’lik yapmaya başlayan Engin Ozbatir ve erken yaşlarda elektro gitar çalarak müzik kariyerine başlayan Onur Okutan’dan oluşan dub house ikilisi Headwaters, 2016 yılında kuruldu.Islandmanİstanbullu yapımcı Tolga Böyük’ün solo projesi olarak hayata gelen Islandman, enstrümantalist üçlüsü olarak sahne alarak, Anadolu melodilerini gitar ve synth rifflerle dans pistleri ile bir araya getirdi. Tolga Böyük, Eralp Güven ve Erdem Başer in oluşturduğu grup, “Ağıt” adını verdikleri EP’lerini 2016 yılında yayınladı.Gidin, görün, dinleyin...90’ların en iyileri sahnedeTürk pop müziğinin sevilen isimleri Yaşar ve Emre Altuğ, 29 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Park’ta. 90’ların sonunda hayatımız giren, pop müziğin önemli isimleri Emre Altuğ ve Yaşar ile unutulmaz bir konserin bilet fiyatı 68 TL.Geleneksel danslar bir aradaOsmanlı Saray danslarının oryantal danslar ile harmanlanarak sunulacağı Dansın Ritmi, 28 Ağustos’ta Hodjapasha Gösteri ve Etkinlik Merkezi’nde. Bilet fiyatı 78.50 TL.Bir Selami Şahin müzikali Selami Şahin’in ölümsüz şarkıları, canlı orkestra ve güçlü oyuncu kadrosu eşliğinde Bir Selami Şahin Müzikali “Seninle Başım Dertte” ismi altında seyirci ile buluşacak. Başrollerinde Toprak Sağlam ve Lider Şahin gibi isimlerin yer aldığı müzikal, 30 Ağustos’da Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda. Bilet fiyatları 40-150 TL.
Doğa bize ayak uydurmuyor, bizler doğanın kurallarına ayak uydursak…” diye uyarıyor bilim adamları. Beklenenden daha kuvvetli ve mevsiminin dışında meydana gelen yağışlar, oluşan taşkın ve seller Türkiye’nin gündeminde yerini koruyor. Meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen tropik kuşağın 150 kilometre yukarı çıktığını belirterek Türkiye’nin bu kuşağın etkisine girdiğini söylüyor.Ve Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Afetler Affetmez” söylemine vurgu yapan uzmanlar uyarıyor! Küresel iklim değişikliğine uygun yaşamayı öğrenmeliyiz.Köprüler nehirlerin en dar kesimine yapılıyorMeteoroloji Mühendisleri Odası 2’nci Başkanı Ahmet Köse, “Doğayı hoyratça kullanan, talan eden, beton yığınına çeviren, derelerin kenarı yetmedi üstüne bina yapan, yanlış hesapla altyapı ve imar planı yapan biz insanoğlunun hiç ama hiç mi suçu yok? 2017 ile 2018 yılının ilk 4 ayı ülkemiz genelinde kurak ve ılıman seyretti. İlkbaharda almamız gereken yağışları mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında aldık. Yer seviyesinin ısındığı, nemin arttığı bu dönemde denize yakın ülkemizde atmosferin üst seviyesine inen soğuk hava, ‘kararsız hava koşulları’nı yaratıyor. Kısa süreli fırtınalı, şimşekli, yıldırımlı, dolu yağışları anında akışa geçip sel ve taşkınlara neden oluyor. Öte yandan sellerde yıkılan köprüler konusuna gelirsek; Mimar Sinan’dan sonra teknoloji gelişse de, son seller sonucu yıkılan köprüler yıllardır söylediğim sözü ne yazık ki ispatlıyor. Mimar Sinan köprüleri nehrin en geniş kesitine yaparken günümüz mühendisleri ve mimarları en dar yerine yapıyor. Üstelik bu durum karşısında tüm belediye ve partilerin hepsinde durum ne yazık ki aynı... Gelecek nesillere yaşanabilir şehirler ve ülke bırakmamız için Mimar Sinan’ın iklime, havaya ve meteorolojiye verdiği önemi gösterip bizlere de fikrimizi sormanızı rica ediyoruz. Bunu kendimiz için değil sizin çocuklarınız ve torunlarınız için istiyoruz. “Mimar Sinan’dan sonra ne mimar ne de mühendis yetişmedi, bu kafayla da ne yazık ki yetişmeyecek. NOKTA!”Meteoroloji Mühendisi Prof. Dr. Orhan ŞenSıcaklıktaki 1 derece yükselme felaketi yüzde 30 artıyor“2017 ve 2018’in ilk dört ayı kurak geçti. Mayıs’tan itibaren yağışlar normallerin üzerine çıktı. Hatta, normale göre yüzde 50 ile yüzde 100 fazla yağış aldık. Temmuz, sanki Nisan gibi geçti. Buna rağmen toprağın altı çok sıcak, nemli. Atmosfere soğuk hava gelince de bu durum dengesizlik yaratıyor. Denize yakın yerlerde buharlaşma oluşturuyor. Deniz suyu sıcaklığı küresel ısınma nedeniyle mevsim normallerinin üzerinde. Karadeniz 23-24 dereceden, 26-27 dereceye çıktı bu da bu tür yağışları tetikliyor. Kısa süreli ve yoğun düşüyor. Bu sene Türkiye değişik meteorolojik parametreler yaşıyor. Hem sıcaklık yüksek hem nem. Sıcaklığın ortalamanın 4-5 derece üzerinde olması bulutların kuvvetini artırıyor. Deniz suyu sıcaklıklarının yüksekliği yağışların şiddetini artırıyor. Bu sene her yerde durum bu ve küresel ısınma bu durumu tetikliyor.Türkiye dağlık bir yapıya sahip. Böyle olunca hava kütlesinin yükselmesi bu tür kuvvetli hareketlerin şiddetini daha da yükseltiyor. Dünyanın sıcaklığının 1 derece artması bu olayları yüzde 30 artırıyor. 1.5 derecelik bir artış var. Bu yüzde 60 lık bir artış getirecek. Artık bunları sürekli yaşayacağız. Tropik iklim kuzeye kaymaya başladı. Bu iklim 30 derece enlemdedir ve oralar kuru ve sıcaktır. Şimdi küresel ısınmadan dolayı bu kuşak 150 km yukarı geldi ve bizimle tropik iklimle aramızda 500 km var. Dolayısıyla biraz daha sıcak iklimleri yaşamaya başladık. Bu tür havalarda gece sıcaklıkları 20 derecenin üzerinde olur ve bu durumda insan vücudu uzun süre yüksek sıcaklıkta bulunursa arızalanır. Yaz aylarında vücudun soğuması lazım. İnsan vücudu bunu gece yapabilir ama tropik gece sayısı arttığı için soğuma yapamıyor.”NTV hava durumu sunucusu Gökhan AburDoğa kendine ait olanı sonunda mutlaka geri alırKaradeniz’de bu günlerde su sıcaklığının 26-27 derecelere çıkması iyi değil bunlar havada kararsızlık yaşatır. Çünkü deniz suyu sıcaklığı artınca beraberinde kuvvetli sağanak ve rüzgar getirir. Bugünlerde sabah saatlerinden itibaren takip ediyoruz hızla bulutlar gelişiyor ve bunlar sağanakları oluşturuyor. Süper hücre oluştu çünkü. Daha nemli ve sıcak hava hızlı yükselip güçlü bulutlar geliştiriyor. Bu bulutlar soğuk havayla temas edip rüzgarla yön değiştiriyor. Sistemin oluşma mekanizması bu. Daha önce Elmalı, Ordu’da olan bu ve hepsi birbirini takip eden sistemler. Doğu Karadeniz ülkenin en çok yağış alan bölgesi. Rize’de m2’ye 1200 kg düşüyor. Bunun dışında dağlar denize çok dik. Dağlarda hızla yükselen bulutlar aynı hızla yukarı çıkıyor, yüksek kesimler soğuk olduğu için yağışı oluşturuyor. Ve bu yoğun yağışın mutlaka denize ulaşması lazım. Ama bunun için de nehir lazım. Nehir yataklarına ev doldurursanız ya da duvar örerseniz, dere kenarlarına yapılaşmaya izin verirseniz bu, suyun yükselmesine neden olur. Önüne gelen şeyleri götürür. Usulüne uygun köprü yapılmamışsa bu mühendislik bakımından kötü bir puan. Bu kadar sel sonucunda bu kadar köprü yıkılmaması lazım. Bir an önce dere yatakları imara kapanmalı. Hes’ler önüne gelen yere yapılmamalı. Bölgenin ekolojik dengesi bozulursa bunlara neden olur. En kötü yatırım alt yapıyı incelemeden yapılandır ve doğa onu geri alır.”
Gazeteci-eğitimci Fatoş Karahasan, Y ve Z nesli olarak tanınan 1980 sonrası iki kuşağın ülkemizde nasıl bir dünya kuracağını araştırdı.Uzun bir dönemdir Bilgi Üniversitesi’nde iletişim, reklam ve dijital pazarlama konularında ders veren gazeteci Fatoş Karahasan Batı’daki araştırmaların Türk gençliğini yansıtmadığını gözlemlediği için 2016’da, Y ve Z Nesli olarak tanınan 1980 sonrası doğan iki kuşağın ülkemizde nasıl bir dünya kuracağını sorgulamak amacıyla bilgi toplamaya başladı.Sia Insight şirketi, 15 ilde, 2 bin gençle yüzyüze görüştü. Sonuçlar tahmin ettiğim gibi, bizim gençlerimizin Batı’daki yaşıtlarından çok farklı olduğunu ortaya koydu. Araştırma verilerini, Türkiye’de yapılmış başka araştırmalarla kıyasladım. Onların verileriyle, bizim çalışmamızın verileri örtüştü. Daha sonra Batı’daki Y ve Z nesli üzerine yapılan araştırmaların sonuçlarıyla, Türkiye gençliği hakkında elde ettiğimiz bilgiyi karşılaştırdım. Bu veriler ışığında, gençlerimizin bugününü ve ülkemizi nasıl bir gelecek beklediğini daha net görebilmek mümkün oldu. %46 Öğrencilerin yüzde 46’sı öğretmenlerin dayak attığını söylüyorGençlerin, yüzde 46’sı öğretmenlerin fiziksel ceza verdiğini hatta dayak attığını; yüzde 61’i yönetim ve öğretmenlerin, öğrencilerin maddi durumuna göre öğrenciler arasında ayrım yaptığını, yüzde 63’ü kuralların herkese eşit uygulanmadığını ifade ediyor.%81Liseli gençlerin eğitim kalitesinden memnuniyet oranıGençlerin eğitimden de iş yaşamından da şikayetleri var. Lisedeki yüzde 81 memnuniyet oranına karşın, üniversite öğrencilerinin yüzde 60’ı lisans eğitim kalitesinden memnun olduğunu belirtiyor. Yani her 10 öğrenciden 4’ü eğitim kalitesinden memnun değil.%89Yabancı dil bilmiyorGençlerin yüzde 89’u yabancı dil bilmiyor. Öğrencilerin yüzde 72’si okul kütüphanesini kullanmadığını belirtiyor. Okulardaki öğrenci kulüplerinde görev yapan öğrenci sayısı da çok sınırlı. Öğrencilerin yüzde 96’sı ERASMUS programına katılmamış, ama yüzde 91’i başvurmayı düşündüğünü söylüyor.%77Başka iş bulamadığı için çalıştığı yerde bulunuyorBaşka bir iş bulamadığı için mevcut işyerinde çalıştığını söyleyen gençlerin oranı yüzde 77. Çalışan gençlerin yüzde 49’u işinden ayrılmayı düşünüyor. Yüzde 37’si ise bunu bir yıl içinde yapmayı planlıyor. Çalışma hayatındaki gençlerin yüzde 43’ü düşük ücretten şikayetçi.%66Gelirden memnun olduğunu belirtiyor Gençlerin yüzde 66’sı gelirinden/harçlığından memnun olduğunu söylüyor. Çalışan gençlerin yüzde 45’lik bölümü, kazancını elden aldığını, yüzde 18’iyse parça başına ücret aldığını belirtiyor. Sadece yüzde 35’i maaşlarının düzenli olarak banka aracılığıyla alıyor. %32İş bulamadığı için çalışmıyorİş yaşamında olmayan gençler, bunun nedeninin iş bulamamak olduğunu söylüyor. “İş aramaktan yoruldum” diyen yüzde 10’luk bölümün bezginliği dikkat çekiyor. %98Bir STK’ya üye değilABD’de her dört Z nesli üyesinden birisi gönüllü projelerde yer alıyor. Gençler sosyal değişim talep ediyor. Buna karşın, Türkiye’deki gençlerin yüzde 98’i hiçbir STK’ya üye değil. %32kendi işini yapmak istiyorGençlerde kendi işini yapmak isteyenlerin oranı yüzde 32. Meslek seçimlerinde doktorluk, mühendislik, kamuda çalışmak gibi geleneksel tercihlerin ön planda oluşu dikkat çekici.Yüzde 78’inin tam zamanlı çalışmayı istemesi Batı’daki yaşıtlarından farklılık gösteriyor. %22Kadına tokat atılabilirGençlerin yüzde 60’ı bir kadına gerektiği durumda tokat atılıp atılamayacağı sorusuna “Hayır” yanıtını veriyor. Yüzde 22’si ise gerektiğinde kadına tokat atılabileceğini düşünüyor. Kadınların yüzde 19’u, erkeklerin ise yüzde 25’i böyle düşünüyor.
Türkiye’nin ünlü beslenme uzmanları çoğunlukla neleri yememiz gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor. Bu defa yemekten kaçındıkları ve asla yemedikleri gıdaları sorduk, onlar yanıtladı.Beslenme Uzmanı Ferin BatmanAbur cuburlar tıpkı plastik kap kacak gibiASLA YEMEDİKLERİMarketlerdeki abur cubur reyonlarına bakmam. İçerikleri nedeniyle plastik kap kacak gibi geliyor. Patates, mısır cipsleri, gofret, bisküvi yemem. Hazır meyve suları içerdiği kimyasallar ile sağlığı tehdit ediyor. Raf ömrü uzun olsun diye koruyucu kimyasallar kullanılıyor. Bir kutu kola 140 kalori ve 40 gr şeker içeriyor. Aynı miktarda elma suyunda; 165 kalori ve 39 gr şeker var! Hazır meyve suları şeker ve katkı maddelerinden ibaret. Taze sıkılmış meyve sularını da çok tercih etmiyorum.Fruktoz içerikleri fazla.Cipsler de hem yüksek kalorileri ile hem de içinde bulunan katkı maddeleri sebebiyle en sağlıksız ürünler. İçindeki akrilamid, kimyasal plastik sanayiinde kullanılan ve sigarada kansere neden olan tehlikeli bir kimyasal madde.Şekerli, kremalı, şuruplu kahveKafelerde satılan göze son derece hoş gelen süslü, bol kremalı, şekerli kahveler 10-15 kaşık şc1eker içeriyor ve 400 kaloriden fazla Meyvelerde bulunan doğal şeker (fruktoz) dışındaki besinlere sonradan eklenen şekerlerin sağlığımıza ciddi zararları vardır. Amerika’da yapılan araştırmalarda; Amerikalıların günlük tükettikleri şeker miktarlarından dolayı kalp hastalıklarından ölüm risklerinin 2 kat arttığı görülmüş. Kadınlar günde en fazla 6 çay kaşığı ya da 100 kalori, erkekler için günde en fazla 9 çay kaşığı ya da 150 kalori şckerüzerine çıkmamalı.YEDİKLERİBuzdolabımdan eksik olmayan besinlerin başında yumurta var. Sonra yoğurt ve gravyer peyniri geliyor. Balık, özellikle somon eyin fonksiyonlarımızın iyileştirilmesinde son derece önemli rolü olan omega-3 kaynağı. Sebze Grubu:Ispanak ve Brokoli haftada 1 kez pişirilmeli. Taze meyveler, doğal fıstık ezmesi, bitksel protein ve yararlı yağlar için çok iyi bir kaynaktır. Ev yapımı fıstık ezmesi, humus ve limon.Diyetisyen Emre UzunMidyede ağır metaller var dikkatli tüketinASLA YEMEDİKLERİSucuk, salam ve sosis yemem. Bu ürünlerdeki katkı maddeleri mide ve bağırsak kanser riskinin artmasıyla ilişkilendiriliyor. Paketli ürünler, gofret, bisküvi, çikolata vb. Paketli ürünler de yine yüksek fruktozlu mısır şurubu (işlenmiş gıdalarda ve içeceklerde kullanılan şeker bazlı bir tatlandırıcı) içeriyor. Yüksek fruktoz tüketimi ‘’boş” kalori olarak tanımlanıyor.MidyeMidye kimilerine çok lezzetli gelse de her zaman tazeliğinden ve sağlıklı olup olmadığından şüphe edilmeli. Suyun içerisinde bulunan ağır metaller midye tarafından yeterince süzülemez ve ağır metalleri biriktirir. Tüketen kişiler ağır metallere maruz kalıyor. Kanalizasyon atıklarının aktarıldığı veya fabrika atıklarının atıldığı denizlerde yetiştirilip çıkarılan midyelerde de kanserojen olabilir. Tazeliğini kaybetmiş ise kısa süre içerisinde zehirlenmeye sebep olabilir. Riskli bir besin olan midyeyi tüketmemekte fayda var. Tüketilecekse de tazeliğine dikkat edilmelidir. Ben genellikle emin olamadığım için tüketmemeyi tercih ediyorum.Beyaz ekmekBesleyici değeri oldukça yüksek olan buğdayın öğütülme sırasında kepek ve öz kısmının ayrılmasıyla oluşan beyaz ekmek birçok besin öğesinde kayıplara uğruyor. Beslenmede lif eksikliği öncelikle sindirimi yavaşlatıp, kilo alımına sebep oluyor.DönerEtler çok yüksek sıcaklıklarda aleve maruz bırakıldığında sağlıksız bileşikler oluşabilir ve kanser riskini artırabilir. Fastfood olarak adlandırılabilecek dönerin nerede yenildiği ve nasıl pişirildiği de önemli.YEDİKLERİBir Gaziantep’li olarak eti çok seviyorum. Bu nedenle fastfood tarzı pişirilen etler yerine uygun koşullarda kesilmiş, veteriner kontrolü olan yerlerde parça et veya sağlıklı pişirme kriterlerine uygun ızgara, buğulama gibi yöntemlerle hazırlanmış parça etleri tüketmeyi tercih ediyorum.Yanı sıra mevsiminde sebze, salata ve meyve tüketmeye de özen gösteriyorum.Mümkünse işlenmiş olmayan ekmekleri yemek için tercih ediyorum ve danışanlarıma da öneriyorum.Dr. Dyt. Tuba Kayan TapanAkrilamid içeren besinleri gıda listemden çıkardımASLA YEMEDİKLERİAkrilamid içeren besinleri tüketmiyorum. Çünkü, hayvanlar üzerinde yapılan laboratuar testleri sonucunda akrilamid maddesinin, kansere neden olduğu ortaya çıktı. Akrilamid belli bir ısıdan sonra meydana geliyor. Genel olarak bakacak olursak, patates, kök sebzeler ve ekmek gibi nişastalı yiyeceklerin kızartılması, pişirilmesi, sırasında çok fazla kavrulmamasına veya yanık olmamasına dikkat etmek gerekiyor.Çay şekeriÇay şekeri kullanmanın, fazla miktarı karbohidrat ve kalori alımı demek. Gün içinde, alınması gereken enerjinin karbohidrattan gelen yüzdesi, yüzde 45-60 olarak literatürde geçiyor. Süt ve süt ürünleri, meyve, tahıllar, kurubaklagillerden de karbohidrat almaktayız. Eğer gün içinde reçel, bal, pekmez tüketiyorsanız, sofra şekeri ekstra yük bindiriyor vücuda. Esmer şeker; şeker kamışı ya da şeker pancarının ikinci şurubundan elde edilir. Rafine edilmediği için glisemik indeksi beyaz şekere oranla daha düşüktür; ancak buna aldanılmamalı, sıralamada beyaz şekerden hemen sonra gelir. Esmer şeker kristallerinin daha küçük olmasından dolayı daha fazla sıkıştırılıyor.YEDİKLERİMevsiminde sebze tüketmeye özen gösteriyorum. Çünkü besinlere eklenen hormon takviyesi ve kullanılan kimyasallar ilaçlar, özellikle zamansız yetiştirilen ürünlerde çok fazla uygulanıyor. Bu nedenle, artık her mevsim her şeyi bulabiliyor olsak da, meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeye çalışmalıyız. Mevsimine göre tercih ettiğimiz besinler, mevsim koşullarına göre bağışıklık sistemini desteklerler.Uzman Diyetisyen Selahattin DönmezSakatatlar öldürücü virüs taşıyabiliyor yenmemesi gerekASLA YEMEDİKLERİSağlıklı beslenmeyi çok araştıran ve bu konuyu topluma hayatıma uygulayan biri olarak; Hiç yemediklerimin başında beyin, böbrek, dalak, karaciğer gibi sakatatlar var. Bunların sağlıklı beslenme planı içinde yararı olduğunun kanıtı yok ama zararlı olduğunu gösteren çok parametre var. Beyinde latent öldürücü olan virüsleri, karaciğer ve böbreklerde ise kanser yapıcı maddeler var. Kömürde ve kızartılarak pişirildiklerinde daha da zararlı oluyorlar. İç organ etlerini kesinlikle yemiyorum. Yemediğim bir başka grup ise işlenmiş etler; jambon, sucuk, salam, sosis, füme et gibi. Kırmızı, beyaz et veya balık olması önemli değil.YEDİKLERİDiyetimde katı yağlar yok: Krema, kaymak, margarin, kuyruk ve iç yağı tüketmiyorum. Bunlarla ilgili kanıta dayalı kansere neden oldukları yönünde risk faktörleri var. Tam tahıllı tüm buğday ürünleri, ekmek çeşitleri, nadir kırmızı et, sıklıkla balık, çorba, kuru baklagiller taze ve kuru meyveler, kavrulmamış yağlı tohumlar yiyorum.Diyetisyen Dilara KoçakBağışıklığı bozan gıdalarla vedalaştım hayatımda yeri yokASLA YEMEDİKLERİKızartmaların her türlüsünü, hamur tatlılarını yemiyorum ve şekerli içecekleri tüketmiyorum. Rafine edilmiş ürün, beyaz un şeker içeren besinler insülin direnci, inflamasyon, yorgunluk ve bağışıklık sisteminin düşmanı hayatımdan uzaklaştırdımYEDİKLERİBol sebze, zeytinyağı, balık ve badem vazgeçilmezim. Sebzeleri mevsiminde yiyorum. Lif ve vitamin için en iyi kaynak zeytinyağı. Akdeniz tipi beslenmenin önemli parçası badem, ceviz gibi yağlı tohumlar ile balık ve bu uzun yaşayanların ortak yedikleri gıdaların başında geliyor.