Ağustos havası değil

Kısa süren fırtına ve şiddetli yağışlar, devamında gelen seller Türkiye’ye bildiği yazları unutturdu. Meteorologlar küresel ısınma sonucu 150 km daha yukarı çıkan tropik kuşağın havayı ısıttığını ve bunun da sonuçlarının ağır olduğunu söylüyor.

Doğa bize ayak uydurmuyor, bizler doğanın kurallarına ayak uydursak…” diye uyarıyor bilim adamları. Beklenenden daha kuvvetli ve mevsiminin dışında meydana gelen yağışlar, oluşan taşkın ve seller Türkiye’nin gündeminde yerini koruyor. Meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen tropik kuşağın 150 kilometre yukarı çıktığını belirterek Türkiye’nin bu kuşağın etkisine girdiğini söylüyor.

Ve Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun “Afetler Affetmez” söylemine vurgu yapan uzmanlar uyarıyor! Küresel iklim değişikliğine uygun yaşamayı öğrenmeliyiz.

Köprüler nehirlerin en dar kesimine yapılıyor

Meteoroloji Mühendisleri Odası 2’nci Başkanı Ahmet Köse, “Doğayı hoyratça kullanan, talan eden, beton yığınına çeviren, derelerin kenarı yetmedi üstüne bina yapan, yanlış hesapla altyapı ve imar planı yapan biz insanoğlunun hiç ama hiç mi suçu yok? 2017 ile 2018 yılının ilk 4 ayı ülkemiz genelinde kurak ve ılıman seyretti. İlkbaharda almamız gereken yağışları mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında aldık. Yer seviyesinin ısındığı, nemin arttığı bu dönemde denize yakın ülkemizde atmosferin üst seviyesine inen soğuk hava, ‘kararsız hava koşulları’nı yaratıyor. Kısa süreli fırtınalı, şimşekli, yıldırımlı, dolu yağışları anında akışa geçip sel ve taşkınlara neden oluyor. Öte yandan sellerde yıkılan köprüler konusuna gelirsek; Mimar Sinan’dan sonra teknoloji gelişse de, son seller sonucu yıkılan köprüler yıllardır söylediğim sözü ne yazık ki ispatlıyor. Mimar Sinan köprüleri nehrin en geniş kesitine yaparken günümüz mühendisleri ve mimarları en dar yerine yapıyor. Üstelik bu durum karşısında tüm belediye ve partilerin hepsinde durum ne yazık ki aynı... Gelecek nesillere yaşanabilir şehirler ve ülke bırakmamız için Mimar Sinan’ın iklime, havaya ve meteorolojiye verdiği önemi gösterip bizlere de fikrimizi sormanızı rica ediyoruz. Bunu kendimiz için değil sizin çocuklarınız ve torunlarınız için istiyoruz. “Mimar Sinan’dan sonra ne mimar ne de mühendis yetişmedi, bu kafayla da ne yazık ki yetişmeyecek. NOKTA!”

Haberin Devamı

Meteoroloji Mühendisi Prof. Dr. Orhan Şen

Haberin Devamı

Sıcaklıktaki 1 derece yükselme felaketi yüzde 30 artıyor

“2017 ve 2018’in ilk dört ayı kurak geçti. Mayıs’tan itibaren yağışlar normallerin üzerine çıktı. Hatta, normale göre yüzde 50 ile yüzde 100 fazla yağış aldık. Temmuz, sanki Nisan gibi geçti. Buna rağmen toprağın altı çok sıcak, nemli. Atmosfere soğuk hava gelince de bu durum dengesizlik yaratıyor. Denize yakın yerlerde buharlaşma oluşturuyor. Deniz suyu sıcaklığı küresel ısınma nedeniyle mevsim normallerinin üzerinde. Karadeniz 23-24 dereceden, 26-27 dereceye çıktı bu da bu tür yağışları tetikliyor. Kısa süreli ve yoğun düşüyor. Bu sene Türkiye değişik meteorolojik parametreler yaşıyor. Hem sıcaklık yüksek hem nem. Sıcaklığın ortalamanın 4-5 derece üzerinde olması bulutların kuvvetini artırıyor. Deniz suyu sıcaklıklarının yüksekliği yağışların şiddetini artırıyor. Bu sene her yerde durum bu ve küresel ısınma bu durumu tetikliyor.

Türkiye dağlık bir yapıya sahip. Böyle olunca hava kütlesinin yükselmesi bu tür kuvvetli hareketlerin şiddetini daha da yükseltiyor. Dünyanın sıcaklığının 1 derece artması bu olayları yüzde 30 artırıyor. 1.5 derecelik bir artış var. Bu yüzde 60 lık bir artış getirecek. Artık bunları sürekli yaşayacağız. Tropik iklim kuzeye kaymaya başladı. Bu iklim 30 derece enlemdedir ve oralar kuru ve sıcaktır. Şimdi küresel ısınmadan dolayı bu kuşak 150 km yukarı geldi ve bizimle tropik iklimle aramızda 500 km var. Dolayısıyla biraz daha sıcak iklimleri yaşamaya başladık. Bu tür havalarda gece sıcaklıkları 20 derecenin üzerinde olur ve bu durumda insan vücudu uzun süre yüksek sıcaklıkta bulunursa arızalanır. Yaz aylarında vücudun soğuması lazım. İnsan vücudu bunu gece yapabilir ama tropik gece sayısı arttığı için soğuma yapamıyor.”
NTV hava durumu sunucusu Gökhan Abur
Doğa kendine ait olanı sonunda mutlaka geri alır
Karadeniz’de bu günlerde su sıcaklığının 26-27 derecelere çıkması iyi değil bunlar havada kararsızlık yaşatır. Çünkü deniz suyu sıcaklığı artınca beraberinde kuvvetli sağanak ve rüzgar getirir. Bugünlerde sabah saatlerinden itibaren takip ediyoruz hızla bulutlar gelişiyor ve bunlar sağanakları oluşturuyor. Süper hücre oluştu çünkü. Daha nemli ve sıcak hava hızlı yükselip güçlü bulutlar geliştiriyor. Bu bulutlar soğuk havayla temas edip rüzgarla yön değiştiriyor. Sistemin oluşma mekanizması bu. Daha önce Elmalı, Ordu’da olan bu ve hepsi birbirini takip eden sistemler. Doğu Karadeniz ülkenin en çok yağış alan bölgesi. Rize’de m2’ye 1200 kg düşüyor. Bunun dışında dağlar denize çok dik. Dağlarda hızla yükselen bulutlar aynı hızla yukarı çıkıyor, yüksek kesimler soğuk olduğu için yağışı oluşturuyor. Ve bu yoğun yağışın mutlaka denize ulaşması lazım. Ama bunun için de nehir lazım. Nehir yataklarına ev doldurursanız ya da duvar örerseniz, dere kenarlarına yapılaşmaya izin verirseniz bu, suyun yükselmesine neden olur. Önüne gelen şeyleri götürür. Usulüne uygun köprü yapılmamışsa bu mühendislik bakımından kötü bir puan. Bu kadar sel sonucunda bu kadar köprü yıkılmaması lazım. Bir an önce dere yatakları imara kapanmalı. Hes’ler önüne gelen yere yapılmamalı. Bölgenin ekolojik dengesi bozulursa bunlara neden olur. En kötü yatırım alt yapıyı incelemeden yapılandır ve doğa onu geri alır.”

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR