“Sonuç olarak şunu unutmamak önemli: Olmamız gereken şeyi, olduğumuz gibi kalarak olamayız.”
Max de Pree
Kıbrıs’ta, gerek KKTC’de erken genel seçim gerekse GKRY’de başkanlık seçimleri nedeniyle yaşanan sessizlik önümüzdeki süreçte yerini hareketliliğe bırakacak görünüyor.
KKTC’de seçimlerden birinci parti olarak çıkmasına karşın iktidardaki UBP’nin (Ulusal Birlik Partisi) hükümeti kuramaması üzerine CTP (Cumhuriyetçi Türk Partisi) önderliğinde ilk kez kurulan dört partili koalisyonun (CTP-HP-DP-TDP) meclisten güven oyu alması ve bakanlar kurulunun açıklanması ile siyaset olağan mecrasına girmiş bulunuyor.
Mecliste üçer sandalye ile temsil edilen DP ve TDP’nin kabinede ikişer bakanla yer almasının seçmen irade ve tercihine ne ölçüde uygun olduğu KKTC’de tartışma konusu olsa da yeni bir erken seçimin şimdilik kaydı ile gündemden düşmesi, ihtiyaç duyulan istikrar ve taze kan adına yine de bir kazanım ve umut olmalı.
50 sandalyeli KKTC Meclisinde 27 sandalye ile kırılgan bir çoğunluk elde eden yeni hükümeti bekleyen sıkıntı DP ve TDP’nin sandalye sayıları itibarı ile komisyonlarda temsil olanağına sahip olmaması..
GKRY’de DİSİ lideri Anastiadis’in de, beş yıl süre ile yeniden başkanlığa seçilmesi ile birlikte Crans Montana’da çöken müzakerelerin yeniden canlandırılmasına ilişkin uzunca bir süredir BM ve AB diplomatlarınca yürütülen kulis faaliyetlerinin yüzeye yansımasının beklendiği Kıbrıs’ta çok umutlu olunmasa da değişik görüşler mevcut.
CTP liderliğinde kurulan ve eski baş müzakereci Prof. Kudret Özersay’ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak yer aldığı koalisyon hükümeti önceliğini KKTC’nin ekonomik sorunları, reformlar ve yolsuzluklarla mücadele olarak duyursa da müzakerelerin başlatılması için BM ve AB’den gelecek öneri ve baskıları herhalde dikkate almak durumunda kalacaktır.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın görüşmelerin yeniden başlaması halinde eski baş müzakereci Özdil Nami’nin kabinede görev alması üzerine bu defa baş müzakereci atamayacağına ilişkin yerel basına yansıyan haberler Sayın Akıncı’nın bu defa daha fazla inisiyatif kullanacağı yorumlarına eşlik etmektedir.
GKRY’nin, Crans Montana’da ‘kalınan yerden devam’ yaklaşımına KKTC’nin ‘önce temel parametrelerde uzlaşılması’ gerektiği karşı görüşü müzakere öncesi ayrı bir müzakere sürecine eşlik edecek görünmektedir.
Yaşanan tüm anlaşmazlıklar ve GKRY’nin ana konularda ödün vermeyen katı tavrına karşın müzakere kapısının üzerine kilit vurulmamasının “olmamız gereken şeyi, olduğumuz gibi kalarak olamayız’ deyişine eşlik edip etmeyeceğini önümüzdeki aylarda hep birlikte göreceğiz...