Çuvala sığmayan mızrak...

“En ummadığın keşf eder esrar-ı derunun,

Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”

Terkib-i Bend/ Ziya Paşa

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda, Riyad’dan gönderilen seçilerek görevlendirilmiş bir ekipçe öldürülmesinin belli ki MİT ve Emniyet tarafından elde edilen bilgi ve kanıtlar karşısında saklanamaz hale gelmesiyle birlikte Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı ve Ankara Büyükelçiliği’nce yapılan açıklamalar akla bir Çin atasözünü getiriyor.

“Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir..”

Suud aklının, yansımalarını ölçmeye yetmediği derin bir konuyu; sığ, yetersiz ve kısa Suud ipi ile açıklamaya çalışmasının örneklerini yaşadığımız şu günler devlet ciddiyeti ve onuru ile insani değerler adına utanç verici olmalı..

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı kurtarmaya yönelik, en az operasyonun kendisi kadar acemi, çelişkili, Suudilerin her konuşmalarında, kendilerini temizlemeleri mümkün olmayan bir çirkinliğin içine daha da batıran açıklamalar akla “özrü kabahatinden büyük olmak” deyişini anımsatıyor.

Haberin Devamı

Kaşıkçı’nın Konsolosluk’tan ayrıldığı, yaşanan bir arbedede isabet eden yumruk sonucu hayatını kaybettiği, bağırması üzerine susturulmak istenilirken kazaen öldüğü, boğularak öldürüldüğü, cesedine ne olduğunun bilinmediği, Riyad’dan gelen ekibin amacının Kaşıkçı’yı ülkesine dönmeye ikna etmek olduğu gibi başkalarının aklını kendi akılları ölçüsünde görmenin zavallı açıklamaları karşısında Suudi yetkililere bilinen bir deyişi anımsatalım.. “Tiz-i reftar olanın payine damen dolaşır/ acelesi olanın eteği ayağına dolanır.”

Ve bundan sonra yapacakları açıklamalarda “ikna heyeti” olarak açıkladıkları “infaz ve temizlik heyetine” dirilerle değil ölüler ve suç mahalleri ile işi olan “Suudi Adli Tıp Kurumu Başkanı Al Tubaigy’nin” niçin dahil edildiğine de yer vermelerini hatırlatalım..

“Homo Sapien’den Homo Deus” aşamasına uzanan evrimi henüz tamamlamadıkları anlaşılan, petro dolarların gücü ile her şeyi satın alabilecekleri, her şeyin üstünü örtebileceklerini sanan ahlaki bir çürümüşlük, kibir ve süper egonun batağındaki Suudilere, Başkonsolos’ta gerçekleştirdikleri cinayetin aynı zamanda konuk olarak bulundukları Türkiye Cumhuriyeti’ne bir hakaret olduğunu da belirtmekle yetinelim.

Haberin Devamı

Kaşıkçı’nın simgelediği “mızrak, Suudi çuvalına” esasen sığmayacaktı. Neden denilirse “Boş çuvalın dik durduğu nerede görülmüştür ki?”

DİĞER YENİ YAZILAR