“Başarı için plan yapmıyorsanız, o zaman hükmen başarısızlığı planlıyorsunuz demektir.”
Towsend
Yeni sistemin ilk ve önemli icraatlarından birisi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığına atanması ve hemen ardından Genelkurmay Başkanlığı ile Kuvvet Komutanlıklarının bu bakanlığa bağlanması oldu.
Türkiye’de uzun yıllardır tartışılan, AB müktesebatına göre çoktandır gerçekleştirilmesi gereken, NATO toplantıları ve Devlet protokolü sıralamasında Türkiye’ye özgü bir karmaşa ve görüntüye neden olan bu konunun nihayet çözümlenmesi “eski bakışla cesur”, “günümüz anlayışı” içinde yeni dönemin normal kabul edilmesi gereken bir uygulaması..
Bu uygulamayı rahatlatan ve tartışma konusu olmaktan çıkaran en önemli unsur ise Genelkurmay Başkanlığının bağlandığı yeni Milli Savunma Bakanının bir gün öncesine kadar Genelkurmay Başkanı ve TSK’nın en üst komutanı Orgeneral Akar oluşu..
TSK’nın, bölük komutanlığından başlayarak hemen her kademesinde 1972 yılından günümüze üstlendiği ve komuta kademelerine ulaşan uzun yolculuğu sonucu; yetiştiği ve içinden çıktığı kurumun üniformasını teni ile özdeşleştirerek genlerine kadar tanıyan, sorunları, sıkıntıları, ihtiyaçlarını yakinen bilen, gelecek planlamalarının şekillendirilmesinde rol alan Orgeneral Akar’ın, sınırlarımızın içi ve ötesinde yaşanan kritik bir dönemde, bir önceki Genelkurmay Başkanı sıfatı ile Milli Savunma Bakanlığı görevini üstlenmiş oluşu, yeni yapılanmanın gerektirdiği geçiş döneminde TSK açısından en rasyonel seçim kimliğindedir.
Bu bağlamda Genelkurmay Başkanlığına atanan Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanları ile emir-komuta zinciri içinde aynı karargahta birlikte görev yaptıkları da düşünüldüğünde Orgeneral Akar’ın yaşamındaki tek değişikliğin Milli Savunma Bakanı olarak görevine bu defa üniformasız devam edecek olduğu söylenebilir.
Çünkü TSK’nın birlik, beraberlik, dayanışma ve disiplin ruhu ile yaşam tarzını yansıtan en önemli geleneklerden birisi; mensupları görevlerinden ayrılmış, emeklilik hayatına başlamış olsalar da “komutan” olarak kabul edilmelerindeki kurumsal kapsayıcılık ve saygıdır.
Bu bağlamda sivil kişilerin Akar’a hitapları “Sayın Bakan” olsa da asker kişilerin “Komutanım” hitabını sürdürmeleri bu geleneğin doğal ve rahatlatıcı bir yansıması olacaktır.
Tümgeneral rütbesindeyken Boğaziçi Üniversitesinde “Doktora” yapmış olmasına karşın bu akademik ünvanı kullanmayan, parlak zekası, hızlı karar alma yeteneği, eğitmen kimliği ve yüksek enerjisi ile tanınan 29’ncu Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a yeni görevinde ülkemizin güvenliği adına başarılar diliyoruz.