“Her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır. Her gecenin peçesinin altında tebessümle bekleyen bir şafak vardır.”
Halil Cibran
“DEAŞ”la mücadelede küresel koalisyona sağladığı alt yapı nedeniyle Türkiye’ye minnettarız.”
Bu sözler NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e ait.
Umalım ki bu açıklamayı geçtiğimiz günlerde “Dünya kamuoyunun DEAŞ’la mücadelesi nedeniyle YPG’ye minnettar olması gerektiğini” söyleyen CENTCOM Komutanı General Votel’de duymuş ya da okumuş olsun.
Stoltenberg açıklamasında, son dönemlerde kimi NATO üyesi ülkelerin başkentlerinde Türkiye’nin üyeliği ile ilgili tartışmalara değinerek şunları söylüyor: “Türkiye NATO’da kilit öneme sahip, bunu anlamak için haritaya bakmak yeterli. Türkiye’nin, NATO üyelerine tehdit yaratan şiddetin yaşandığı Irak ve Suriye’ye komşu olan stratejik lokasyonunu görmek yeterli..”
Türkiye’nin geçmişte DEAŞ’a yardım ettiği söylem ve eleştirilerinin gelinen noktada NATO Genel Sekreterinin sözleri ile “minnettarlığa” dönüşmesi, haklı olmanın er ya da geç tescili anlamını taşımanın ötesinde bu iddia sahiplerine bir ders niteliğinde olmalı..
Hele Kuzey Atlantik İttifakının bir numarası olan Genel Sekreter Stoltenberg’in, NATO’nun bir numaralı üyesi ABD’li generallerin gösterdikleri “minnet duyulacak” adrese katılmaması, verilen dersin alıcı yelpazesini genişleterek önemini daha da artırmış durumda.
İsrail’in, Suriye’de İran’ın askeri varlığına tahammül etmeyeceğine ilişkin söylemlerinin eylemsellik kazandığı, Knesset’in Netanyahu ve Liberman’a, hükümet onayı aramaksızın askeri operasyonlar için yetki vermesi, İran’la varılan nükleer anlaşmanın revize edilmesine ilişkin Fransa’nın da desteklediği Trump politikasının uygulama alanına taşınacağı sinyallerinin havada uçuştuğu bir dönemde NATO’nun, Türkiye’nin bölgedeki önem ve vazgeçilmezliğini bir kez daha kavramış olması çok da şaşırtıcı olmamalı..
Bu gibi durumlarda “söyleyene değil söyletene bakılması” gerektiğini hatırlayarak, umalım ki söyletenin; Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları sonucu Türkiye olduğunu, “YPG’yi sahadaki en güçlü ortakları” sözleri ile niteleyen ABD’li generaller de anlamış olsunlar.
Kitapları Amerika’da, İncil’den sonra en fazla satış yapan Halil Cibran’ı CENTCOM Komutanı Votel fırsat bulup okumuş mudur bilemeyiz ama DEAŞ’ın karanlık peçesinin altından söken haklılığımızın şafağını tebessümle izliyoruz.. Bu da bize yeter..