1 Mart’ın izdüşümleri

“Kaderiniz karar anlarında biçimlenir.”

Antony Robbins

Mart ve Nisan aylarında Türkiye’de kamuoyunun gündemine gelen iki konu vardır. 1 Mart tezkeresinin TBMM’de nitelikli çoğunluk sağlanamadığı için kabul edilmemesi ve 24 Nisan’da ABD Başkanının her anma gününde yaptığı geleneksel konuşmada soykırım sözcüğünü kullanıp kullanmayacağı...

Irak savaşı sırasında ABD güçlerinin Türkiye’de konuşlanması ve Türkiye üzerinden ikinci bir cephe açılmasını öngören hükümet tezkeresinin TBMM’de karar için nitelikli çoğunluğa ulaşılamaması üzerine kabul edilmemiş oluşu üzerindeki tartışmalar aradan geçen 15 yıla karşın sonuçlanmış değil.

Tezkerenin kabul edilmiş olması halinde Türkiye’nin bugün yaşadığı sıkıntılara muhatap olmayacağını savunanlar kadar reddedilmesini savunanların da kendilerine göre haklı gerekçe ve argümanları var.

Ne var ki bu farklı görüşler Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin 1 Mart Tezkeresi ile birlikte kırılma sürecine girdiği gerçeğini değiştirmiyor.

Bugünkü yazımızda o dönemde ABD’nin Türkiye’den, bir bölümü basın ve kamuoyuna yansımayan taleplerine yer vererek kabul ya da reddedilmesinden hangisinin ülkemiz çıkarlarına daha uygun olduğunun kararını okurlarımıza bırakalım.

Haberin Devamı

1- ABD (Pentagon) Türkiye üzerinden Irak’a açacağı cephe için 54.000 askerini Türkiye’ye getirmek, bunlardan 16.000’ni Irak’a geçirmek, 38.000’ini ise lojistik hizmetler için Türkiye’de kuracağı üslerde konuşlandırma talebinde bulunmuştu.

2- ABD, Türkiye’de konuşlandıracağı askerler için Nusaybin-Silopi hattında yerlerini belirleyerek bir bölümünü kiraladığı 18 ayrı üs talebinde bulunmuş ve bu üslerde lojistik destek unsurlarının dışında muharip 4 tabur asker bulundurma istediğini iletmişti.

3- Irak’a yapılacak bir harekat için Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca 18 üs kurarak buralarda muharip unsurlar bulundurma talebinin gerekçeleri bugünlerde ortaya çıkıyor olsa da o dönemde inandırıcı bir şekilde açıklanamamıştı.

4- Daha da ilginci ABD, Türkiye’den; Çorlu, Trabzon, Erzurum ve Mardin’de (Kızıltepe) üs kurarak asker bulundurma talebini iletmişti. Trabzon, Mardin ve Erzurum’da kurulması talep edilen üslerin kritik coğrafi konumları düşünüldüğünde Irak harekatı ile ilişkisinin ne olabileceği bugün için bile ciddi bir merak konusu olmayı sürdürmektedir.

Haberin Devamı

5- Türkiye’nin, Irak’ın kuzeyine 3 piyade tugayı ile 25-40 km. derinliğe kadar girebileceği ancak hafif silahlarla donatılmış bu güçler arasında zırhlı (tank-zpt) ve topçu birliklerinin bulunmaması istenilmişti.

6- En önemlisi ise Irak’a girecek TSK unsurlarının PKK ile çatışmaya girmemesi ABD’nin talepleri arasında yer almaktaydı.

7- TSK unsurlarının Irak’ta yalnızca keşif ve mihmandarlık faaliyetlerinde bulunması talep edilmiş ancak bu talep ortak keşif emrine bağlanmamıştı.

8- ABD ve Türkiye arasında imzalanan MOU (memorandum of understanding) anlaşmasına göre Türkiye üzerinden Irak’a geçecek Demir At (Iron Horse) tümeninin Mersin limanına indirilen ağırlıkları arasında silah ve cephane bulunmaması, limanda görevli ABD personelinin silahlı olarak liman ve nöbet mahallerinin dışına çıkmalarının yasaklanmış olmasına rağmen bu yasağı uyulmamıştı. Nitekim limanda görevli binbaşı rütbesinde bir Türk subayı, yasağa uymayan iki Amerikan askerini yere yatırarak silahlarından arındırmış ve Süleymaniye’de çuval olayına giden yolun taşları daha o günlerde döşenmeye başlamıştı.

Haberin Devamı

Şimdi tekrar düşünelim, 1 Mart Tezkeresinin reddi doğru mu olmuştur yanlış mı? Karar sizin...

DİĞER YENİ YAZILAR