Omalı Francesco ve Marina Valente “Evimizdeki Amarone şarapları tadımına mutlaka bekliyoruz” deyince ver elini Roma. Amarone adını duymadığım bir şarap olarak ilginçti ama daha da merakımı uyandıran ev ortamında bir şarap tadımının nasıl yapılacağıydı. Valenteler’in Roma’nın kibar semti Villa Borghese yakınlarındaki evine ilk vasıl olanlardandım. Amaç hem sosyalleşmek hem de tadını sevdikleri yeni yeni adını duyuran bir şarabı dostlarıyla paylaşmaktı. Mükemmel bir strateji... Çiftin şarap tutkusu on yıl önce başlamış ve bir sommelier’lik okulu olan AIS’ye üç yıl devam etmişler. 2000 yılında da diplomalarını almışlar. Üç-dört ayda böyle bir tadım gecesi tertipleriz diyen Francesco aslında dişçi ve üniversitede de öğretim üyesi... Yani şarap, kendisi için mesleki değil ama yaşam önceliği olan bir keyif unsuru... Francesco Amarone’yi böyle bir gece için seçmelerindeki nedeni, lezzetindeki derinlik, aynı kalitedeki birçok kırmızı şarabın aksine yemeksiz de içilebilmesi ve kadınların da sevmesi olarak açıkladılar. Hatta kimileri bu şarap için “meditasyon şarabı” diyor. Ancak tek başına içilmesine katılmıyorum. Hiç olmazsa Valentelerin sunduğu gibi peynir olmalı. (Onlar ayrıca domatesli makarna ve bol kıymalı bir sebze yemeği de verdiler.) Yine Francesco’dan nakledersek “Barolo gibi içmesi güç değil” diyor. Benim bundan anladığım Barola’nın tek başına içildiğinde damağa fazla yüklü gelmesi. Zaten gövdeli bir kırmızı şarabın kesinlikle tek başına içilmesi uygun değil. Aperetaif için daha genç ve hafif şaraplar tercih edilmeli. Bence tanır tanımaz Türk kadınlarının eli bu şaraba gidecek. Zira Merlot ve Şiraz ağırlıklı daha yumuşak olan şarapları seven kadınlarımıza benzer tattaki Amarone cazip gelecek. Bukesindeki incir, meyan kökü ve tütün ile egzotik ve sıradışı bir şarap.
Şans eseri üretilen Amarone
Amarone’nın diğer kırmızılardan ayrılmasının ilk nedenlerinden biri Venezia gibi bir beyaz şarap bölgesinden çıkıyor olması. Venezia bölgesininin Verona’da iline yakın Garda Gölü’nün doğusunda vini-kültür yani şarap şeridi olan Valpolicella da üretiliyor. Venezia, Soave ve Prosecco gibi köpüklü beyazlarıyla ünlüdür ama iki kırmızı bu geleneği bozuyor. Bunlardan biri tatlı şarap olan Recioto diğeri ise tadımın yıldızı Amarone. Her ikisinin de harmanı Corvina Veronese, Rondinella ve Molinara. Ancak biri tatlı diğeri ise kekri. Peki, bu nasıl olmuş? Amarone için tesadüfi deniyor. Üretici tatlı Reciato yapmak için kuruttuğu Corvina, Rondinella ve Molinera harmanından yaptığı şarabı fiçıda unutup gereğinden fazla bekletince tattığı şarabın umduğu gibi tatlı değil kekri olduğunu fark etmiş ve “Bu dolcetta (tatlı) değil amarone” demiş. Adı da bu nidadan ötürü “Amarone” yani “büyük kekri” koymuş. Şıranın fıçıda mayalanmaya devam etmesi şıradaki tüm şekeri alkole dönüştürüp acılaştırmış. Amarone’nin bugünkü üretim sistemi bu üzüm salkımlarının tahta ya da bez üzerine serilip sularının uçurulması. Bu daha az şıra ama daha yoğun bir tat demek. Amaç hafif lezzetteki şarap bölgesi olan Valpolicella’dan gövdeli bir şarap üretebilmek ve Chianti, Barolo gibi üreticileri arasına girmek. Amaca ulaşılmış.
Listedeki alkol sevİyesi gitgide yükseliyordu
Yeni bir şarap olmasına rağmen, ancak 1990 yılında DOC olarak lisetelenen Amarone, kısa sürede büyük başarı elde etmiş. Zira Amarone’de son durum, İtalyan şarapları üzerine ün yapmış dergi Gambre Rossa’nın 2009 yılının en iyilerini seçmek için tertiplediği “Tre bicchieri” (üç bardak) yarışmasında ilk grubunda olması. Binlerce İtalyan şarabı arasından 15 şaraplık “Tre bicchieri” listesine giren 2004 Allegrini Amarone della Valpolicella Cl., Veneto’nun fiyatı listede 96 dolar. 15’lik grupda bu köşede söz ettiğim 2005 Marchesi Antinori Tignanello, Toscana’da var. Ne yazık ki İtalyanların yıldız şarabı Barolo bu yıl Gambrerosso’da sadece bir sıra alabilmiş. O gece tattığımız şaraplar Francesco’nun verdiği listeye göre şunlardı;
Amarone della Valpolicella - Allegrini - 2004
Amarone della Valpolicella - Trabucchi - 2004
Amarone della Valpolicella Sergio Zenato - Zenato - 2003
Amarone della Valpolicella Campolongo di Torbe - Masi - 2004
Amarone della Valpolicella Campo dei Gigli - Tenuta Sant’Antonio - 2005
Amarone della Valpolicella Vign. Monte Sant’Urbano - F.lli Speri - 2004
Ev sahibesi sunumunu gitgide yükselen alkol derecesine göre yapmıştı. Hatırladığım son derece ise 16 derecelik bir Amarone idi. Otele küfe içinde döndüğüm sanılmasın. Muhabir-Gazeteci Yasemin Taşkın ile çok ayık olarak Valenteler’den ayrıldık. Kıssadan hisse, keyfinizi paylaşın ister şarap ister bir yoğurt çorbası olsun. Bu lezzetlerin sürekliliğini sağladığı gibi temalı bir davet olarak sizi yükten kurtarır. Valenteler sadece şarapla saymadım ama 90’a yakın kişi ağırladı.
Yakın zamanda trend olacak İtalyan şarabını tattım
Haberin Devamı