Yakın geçmişte ülkenin tanınmış ve en eski şarap firmalarından olan Doluca İstanbullular için “İstanbul Kadeh Kaldırıyor” adlı bir olay sundu. Buna göre bazı lokantalara gidiliyor ve burada birçok yabancı ve Doluca şaraplarını birarada, birer hatta yarım kadeh olarak tadabiliyordunuz. Ben kadehlerimi ancak olayın son gününde kaldırabildim. Seçtiğim lokanta yakınlığı açısından Müzedechanga oldu. İlk beyaz şarap kadehlerimize eşlik eden acılı tatlılı biberli “dip” (bu sözcük birkaç malzemeden bir araya getirilen bir karışımın evrensel adı) hem lezzetliydi hem de şaraba yakıştı. Yani cipslerimizi her dip’leyişte canımız şarap çekiyordu... Bence sofrada şarabın lezzet olarak gerekçesinin özü budur. Lezzetler arasında bir ahenk yaratmak ve mevcut yemeğin zevkle yenilmesine yol açmak. Böylece, Türkiye dahil muhtelif ülkelerde yetiştirilmiş, anavatanı Bordeaux olan Sauvignon Blanc üzümünden yapıldıkları için bu adla anılan beyaz şarapları tattık.
MEZE DEMEK İÇKİ DEMEKTİR
Doluca firması şarap kültürüne katkıda bulunmayı uzun yıllardır sürdürüyor. Şarap yapmak bariz bir moda değilken daha Doluca’yı üçüncü nesil olarak devralan Ahmet Kutman ve genç yaşta yitirdiğimiz Güven Nil ile birlikte Bordeaux kökenli Sauvignon Blanc ve Burgonya’nın, şampanya yapmak için de kullanılan Chardonnay üzümlerini yetiştirdiler. Bu profesyonelce yapılmış bir ilkti. İlk şarabı tattığımızda daha şişelerin etiketleri yoktu. Özellikle Sauvignon Blanc canlı tadı ile bizim mezelere yakıştı. Mezeler mutlaka içki eşliğinde yenildikleri için, lezzetlerine yakışan şarap şanslıdır. Meze demek içki demektir, ama rakı, ama şarap. (Lübnanlı yazar Hellou bugün “Mezeler” adlı kitabını bitiriyorum diye bir mail atmış... Londra’da esen hava mesela böyle bir kitabı gerektiriyor...) Gerçi Türkiye’de meze denince akla gelen ilk içki malum rakıdır ama uygun şarap aranırsa bulunuyor. Taze canlı kırmızı şaraplar da mezelerle iyi gidiyor.
YEMEKLER BAHARATLANMIŞTI
“İstanbul Kadeh Kaldırıyor” günleri gelişmekte olan şarap kültürüne ivme kattı ama bu mezelere ve yemeklerimize rağmen olmalı. Müzedechanga’da o gece tattığım yemeklerin mezeler gibi canlı lezzette olmaları bir raslantı olabilir. Tatlarını bazı geleneksel yemeklerle ilişkilendirdim ama biraz dünyayı da dolaşmışlardı. Yemekler bol baharatlanmıştı ama Hintleşmemişlerdi. Türk mutfağının karakteri algılanıyordu. Ben yemekleri şarap eşliğinde yedim ama kuşkusuz buradaki birçok lezzet ayran ile de enfes olur. Özellikle kimyonlu patlıcanlı kuzuyu beğendim.
İstanbul kadeh kaldırdı
Yakın geçmişte ülkenin tanınmış ve en eski şarap firmalarından olan Doluca İstanbullular için “İstanbul Kadeh Kaldırıyor” adlı bir olay sundu
Haberin Devamı