Toplum kendi gastronomik alanını bir lezzete olan ilgisiyle yaratır.
Bir lezzetin bir topluma mal edilmesi içinse önce nice damaklardan onay alması gerekir. Zeytinyağı iyi bir örnek. Anadolu’ya 12’nci yüzyılda yerleşen Türkler ancak bu tarihten yedi asır sonra bu yağı benimsedi... Ne yazık ki toplum olarak yaratılan lezzetlerin birçoğu, tanıtım eksikliğinden, bazen de küçümsendiğinden, yerellikten kurtulamıyor. Bu akibeti yaşamış, eksikliğini hissettiğim önemli bir halk lezzeti, örneğin, saç ekmeği. Bulunabilse, dürümü o kalın lavaşlara değil de bu incecik, mis gibi kor kokulu saç ekmeklerine sarardık. Neyse ki ben Gaziantep’te yerini buldum. İstedikce gönderiyorlar. Keşke yaygın bir şekilde üretilip halka sunulsa. Ya da tadına kurban olduğum Türk kahvesi... 10 sene önce Türk kahvesi istediğinizde “yok” karşılığı nerdeyse bu toplumunun yarattığı bu özel içeceği aşağılayarak veriliyordu. Komşu Yunanlar kahvemizle rekabete girmemiş olsalar ve aklı yerinde olanlar ona sahip çıkmasa bugün o güzelim lezzet de bir masaldı. Günümüzde artık yurt dışında bile yapılıyor Kısacası dünyayı lezzetle fethetmek bu! (Son örnek de muhtelif ülkelerde açılan simit sarayları.)
Sözünü ettiklerim kadar eski, onlar kadar değerli bir kültür mirası da boza.
Kış gecelerinin merkezi
Tadıyla, ünüyle günümüze kadar gelmiş. Kış soğuğu başladı mı ilk aklıma gelen keyif anı Vefa Boza’da ister gece ister gündüz, bir bardak boza içmek oluyor. Elime alacağım bir bardak bozanın heyacanını hiç kaybetmedim. Tatlı mı.. yoksa ekşi mi.. Her ikisi de değil sanki.. Mayhoş desem o da değil; damağı burmaz. İstridye misali ağızda yayılır ve sonra yavaşca yok olur... Bir hayal gibi... Tam da Evliya Çelebi’nin anlattığı gibi, mendille taşınacak kadar da yoğun.. (Arnavut bozasını cıvık bulur seyyahımız) İşte bütün bunlar İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Vefa’nın geceleri bir cıvıl cıvıl olmasına neden olmakta. Çoluk çocuk, yaş sınırı olmayan bir topluluk merkezi oluyor kış geceleri Vefa Boza.
Boza bir methiye hak edecek kadar değerli bir içecek. Asırlardır Asya, Balkan, ve tabii Anadolu topraklarında varolmuş bir içecek. Hiç şüphesiz günümüzdeki birçok içecekten daha doğal ve sağlıklı. Yararları öyle çok ki sadece sağlık adına bile içilebilir. Mayalı bir içecek olarak içerdiği aktif bakteriler sayesinde oluşan laktik asit, (yoğurt benzeri) hazıma yardımcı olur. Bol enerji içermesinden dolayı “sıvı ekmek” de denilen boza nitekim Osmanlı ordusunun beslenmesinde önemli bir yere sahipdi.
Niasin ya da B3 vitamini içermesi de bozayı zihni açan bir içecek yapıyor. Bunun dışında cilde yararı var. Boğaz ağrısı ve öksürük için de birebir deniyor. Sıfır yağ içermesi de ayrıca önemli bir artı.