Türkiye Bilişim Vakfı, TAGES ve Sabancı Üniversitesi, Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği katılımıyla İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu oluşturuldu. Bu grubun kurucuları Leyla Arsan ve Faruk Eczacıbaşı, İstanbul’un en önemli sorununun ‘trafik’ olduğunun altını çizdi. Faruk Eczacıbaşı, “Finans merkezi olmak için öne çıkarılmak istenen İstanbul’da trafik sorunu akıllı biçimde çözülemezse İstanbul’un finans merkezi olması hayal olarak kalır” dedi.
Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı (TBV) Faruk Eczacıbaşı ve TAGES Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Arsan’la sohbet ettik. Sohbetimizin ana ekseni İstanbul’un sınıf atlamasıydı. Daha doğrusu ‘İstanbul bilgi ve iletişim teknolojilerinden mümkün olduğunca yararlanan akıllı bir şehir olabilir mi?’ konusuna odaklandık. Akıllı şehir olabilmek için İstanbul’un önünde çok uzun ve zor bir yol olduğu açık. İstanbul’un çok büyük sorunları var. İşte konuştuğum ikili, bu konuya kafa yoruyor, projeler üretiyor.
Evet İstanbul son yıllarda cazibe merkezi oldu. İstanbul’a gelen turist sayısı artıyor, İstanbul’da yaşam hareketleniyor. Daha fazla konser, etkinlikle anılan, sanatın kültürün nabzının attığı bir kent haline geliyor İstanbul. Aynı zamanda bir finans merkezi olma yolunda ilerliyor. Peki Türkiye’nin en gözde şehri, en çok vergi toplanan, en kalabalık şehri dünyada hangi noktada? Ve daha da önemli bir noktaya gelebilecek mi? İstanbul gerçekten de hızlı ve planlı bir dönüşümle statü atlayabilir mi? İstanbul Kalkınma Ajansı İstanbul’un kalkınması için İstanbul Bölge Planı oluşturdu. Bu plan Faruk Eczacıbaşı ve Leyla Arsan’ı da proje üretmek için yüreklendirdi. Türkiye Bilişim Vakfı, TAGES ve Sabancı Üniversitesi, Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) katılımıyla İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu oluşturuldu.
Bu grubun kurucuları Leyla Arsan ve Faruk Eczacıbaşı, görüşmemizde İstanbul’un en önemli sorununun ‘trafik’ olduğunun altını çizdiler. Bilgi İletişim Teknolojileri kullanarak nasıl bu sorunların altından kalkılabileceğini anlattılar. Hatta Leyla Arsan bu sohbetimizde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın ‘Akıllanamıyoruz bari ulaşımı akıllı hale getirelim’ sözünü de hatırlattı.
- Hangi noktada İstanbul? Siz bir proje hazırladınız. Kalkınma ajansı destekliyor... Malum İstanbul’un çok sorunu var ama siz öncelikli olarak en büyük sorun ‘Ulaşım’ dediniz...
Faruk Eczacıbaşı: İstanbul hepimiz için önemli. İstanbul son zamanlarda iddialı bir şehir. Önemli bir çekim merkezi. Biz de bunu çok tekrarlıyoruz. Yabancı basında da bu çıkıyor. Bunu eşelediğimizde altının dolu olmadığını görüyoruz. İstanbul’un tarihi değeri müthiş, doğal güzellikleri harika, yakın doğunun önemli bir ticaret merkezi. Bunlar güzel ama sürdürülebilirlik için yeterli araştırmalarımız, Ar-Ge çalışmalarımız, verilerimiz yok.
- Tüm bunlar geçici olabilir diyorsunuz
Faruk Eczacıbaşı: Evet. Biz bilgi iletişim teknolojilerini kullanmalıyız İstanbul için. Bu noktadan hareket ettik.
Leyla Arsan: Bilişim sektörünün yüzde 97’si İstanbul’da. İstanbul’un çözülecek çok sorunu var. BİT sektörü İstanbul’un sorunlarına çözüm üretmeli. Türkiye’de bölgesel ve kentsel yaklaşımlar bugüne kadar yoktu. 27 kalkınma ajansı yeni kuruldu. Bu anlamda bizler de “İstanbul’u BİT sektörüyle geliştirmek için İstanbul’u ölçümlemek lazım” dedik. Çünkü buna göre çözüm ve politika önerileri oluşturabiliriz diye düşündük. Bu doğrultuda hazırladık projemizi.
- Hangi noktada İstanbul? Hangi verilere ulaştınız? Örnek verir misiniz?
Faruk Eczacıbaşı: 2012’de yayınlanan küresel şehirler endeksinde İstanbul 66 şehir arasında 37’inci sırada.
- Birinci New York mu?
Faruk Eczacıbaşı: Sanırım öyle.
- Diğer veriler nasıl?
Faruk Eczacıbaşı: Pek iyi değil. Küresel Finans Merkezleri 2012 İndeksi’nde İstanbul 77 şehir arasında 61’inci sırada. İnovasyon Kentleri Dünya 2011 listesinde 125 şehir arasında 89’uncu sırada. İnovasyon Kentleri Avrupa 2011 Endeksi’nde de 60 şehir arasında 51’inci.
- Tablo karanlık...
Faruk Eczacıbaşı: Biz şunu hep söylüyoruz; rakamlara ihtiyacımız var. ‘Ölçülmeyen başarı başarı değildir.’ İstanbul iyi pazarlandığında güzel şehir ama eğer bu şekilde tüketilirse yarın öbür gün Cape Town gelir, Bombay gelir. Biri çıkar 3’ü iner sıralamalarda. Kalıcı olmak için ayakların yere basması lazım. Kalıcı sonuçlara ihtiyacı var İstanbul’un.
- Geri kalmış bir şehir bu verilere baktığımızda. Çok göç almış, çarpık büyümüş olmanın, alt yapı eksikliğinin getirdiği sorunlara bilgi iletişim teknolojileri nasıl çözüm olabilir?
Faruk Eczacıbaşı: Her şey değişiyor. Kentler artık fabrika sayılarıyla, işçi nüfusuyla değil üretim niteliği ve niceliğiyle ölçülüyor. Yaratıcı kültürünü endüstriye dönüştüren şehirler turizmden, hizmet sektöründen, bankacılıktan, bilişimden daha fazla gelir sağlıyor. Bilgi İletişim Teknolojileri’nin İstanbul’a sağladığı katma değer nitelik ve nicelikte olacak. İstanbul potansiyelini doğru hesaplamalı.
Leyla Arsan: İstanbul Bilgi İzleme Grubu, TBV’nin desteklenen ilk İstanbul projesi. 10 Temmuz’da bir konferans düzenleyeceğiz. Önerilerimizi orada açıklayacağız. Bakan Binali Yıldırım ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dijital Gündem sorumlusu Neelie Kroes de katılacak. Şunu bilmeliyiz. Biz trafiğe çözüm oluşturmak istiyorsak bunu yalnızca yol, köprüyle anlatamayız. İstanbul için çözüm arıyorsak binalardan, köprüden oluşmuyor kent, insanlardan oluşuyor. Çözüm içine insanları almalıyız.
- Önce şunu anlatır mısınız akıllı şehir ne demek?
Faruk Eczacıbaşı: Akıllı şehir için tamamen kapsayıcı bir tanım yapmam mümkün değil. Ama elbette bir şehirde bilgi teknolojileri kullanımı azsa oradan ‘akıllı’ diye söz edemeyiz. Ancak akıllı şehir derken yalnızca BİT alt yapısına bakmak da yanıltıcı olabiliyor. Bunun yanı sıra ‘smart city’ yani ‘akıllı şehir’ kavramının temelinde daha katılımcı, demokratik saydam bir toplum olma gayreti var. O şehri oluşturan nüfusun ortak aklının akılcı biçimde kullanılmasından da söz etmeliyiz. Belediye, STK’lar, gençler, üniversiteler...
- Sizin kuruluşuna öncülük ettiğiniz İstanbul Bilgi Toplumu İzleme Grubu üniversiteleri, özel sektörü, STK’ları dinledi ve en büyük sorun ‘trafik’ dedi. Tespit tamam ama gerisi... Ve trafik hangi sorunları beraberinde getiriyor? İnsanların psikolojisini, işteki verimliliği de çok etkilemiyor mu?
Faruk Eczacıbaşı: Kesinlikle öyle. Belki çalışma biçimlerini değiştirmeyi konuşmalıyız. Herkes işe gitmeli mi? Bazı işler evden de yapılabilir. Son dönemde İstanbul’un finans merkezi olmasından da çok konuşuyoruz.
- Sizce olabilir mi?
Faruk Eczacıbaşı: Bu haliyle zor. Finans merkezi olması için girişimler artıyor. Ama bunun karşısındaki en büyük dezavantaj ulaşım yani ulaşamama. Finans merkezi olmak için öne çıkarılmak istenen İstanbul’da trafik sorunu akıllı biçimde çözülemezse İstanbul’un finans merkezi olması hayal olarak kalır. Ulaşım mesafelerinin uzaklığı, bunlar arasında metro olmaması, toplu taşıma sistemlerinin yetersizliği, şehir içi ulaşımın büyük ağırlıkla karayolunda olması...
- 3. Köprü yapılmalı mı?
Faruk Eczacıbaşı: Yapılmalı. Hükümet zaten sorunları gördü. Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Stratejisi ve Eylem Planı hazırlamaya karar verdi. Bu plan dahilinde İstanbul’un trafiği düzenlenecek. Bakan Binali Yıldırım, ‘Yol yapmak yetmez, yolları daha akıllı hale getirmeliyiz’ de dedi. Bizler de bu soruna çözüm getirilirken mutlaka bilgi iletişim teknolojilerinden yararlanılması gerektiğini söylüyoruz.
İŞE METROYLA GİDİP GELİYOR
Kuledibi’nde oturan Faruk Eczacıbaşı Levent’teki iş yerine metroyla gidip geliyor.
Diğer şehirlere kötü örnek oluyor
- 10 Temmuz’da gerçekleştirilecek İstanbul’un Dijital Gündemi toplantısında İstanbul’da Akıllı Trafik ya da Ulaşım için hangi öneriler gündeme gelecek?
Leyla Arsan: İstanbul’un BİT ile, BİT’in İstanbul ile Gelişimi için; 7 Ayaklı Açık İnovasyon Eko-Sistemi Yaklaşımı, 5 Devrimsel Çözüm Önerisi, 54 Politika Önerisi 10 Temmuz Salı günü sunulacak. Akıllı ulaşım için vatandaşın BİT’i özümsemesi, canlı bir laboratuvar ortamı olarak, kullanarak, eğlenerek, akıllı çözümler geliştirmeye katkıda bulunması gerekiyor. Bizim önerdiğimiz metod bu. Yaşlı da, engelli de, çocuk ve genç de, iş insanı da, ev insanı da akıllı ulaşıma bulunacak çözümde katkıda bulunabilmeli. BİT buna olanak sağlayacak.
- Nasıl olacak bu?
Leyla Arsan: Belediye ile BİT sektörü işbirliği yapacak. Bunun için altyapılar hazırlanacak. Otomotiv, BİT, şehir plancıları, psikolog ve sosyolog ile vatandaş aynı projede birlikte çalışacak. Vatandaş akıllı ulaşım buluşlarını hayata geçirebilecek! Bunun için ortamlar yaratılacak.artık şehrin göbeğinde sanayi üretmemeli. Sanayi limanlar vs. gözetilerek Marmara’ya yayılmalı. İstanbul bir sanat, finans ve servis (hizmetler) şehri olmalı.
- İstanbul’a dönüşüm lazım!
Leyla Arsan: Evet. Şehrin merkezleri şehir dönüşüm projeleri sırasında nefes alacak yollar, altyapı ile ile yeniden tasarlanmalı. İstanbul 17 milyon nufusa sahip olunca tüm Türkiye için regülasyonda yanlış modelleme oluyor. İstanbul icin bir regülasyon yapıp Ardahan’da da aynısını uygulamaya çalışmamak gerekir. Şehirleri belli standartlara göre tasarlamak gerekir. Şu anda teknoloji geliştirilmesi açısından teknoparklar üzerinde çok duruluyor. Ar-Ge’yi Teknopark’ta geliştirirseniz tamam ama dışarıda bir uzman bunu yaparsa saymıyoruz. BİT çözümleri ile şehir yaşamının kolaylaşıp geliştiği bir model şüphesiz yerli üretimler için teşvik edici olacak. Artık belediyelerin ‘Kaldırımlara ayırdığı kadar bir kaynak’ BİT konusunda bir platform oluşması için yatırılmalı.
10 Temmuz’da öneriler sunulacak
10 Temmuz’da gerçekleşecek toplantıda gündeme gelecek öneriler de şöyle:
- BİT sektörünün ulusal kalkınma planlarında, ulusal istatistik sistemlerinde (TÜİK) ayrı bir sektör olarak belirlenmesi.
- Türkiye’nin öncelikli olarak tükettiğinin yüzde 30’unu Türkiye’de üretmek gibi bir hedef koyması. Bu hedefe ulaşmak için regülasyonların da kaldıraç olarak kullanılması.
- Türkiye BİT sektör göstergelerinde aşamalı olarak ilk 10 ülke arasına girmeyi hedeflemeli.
- Göstergelerin belirlenmesi ve oluşturulmasında kamu kuruluşları ile eşgüdüm içinde çalışılmalı.
Ulaşım sorununu çözemeyen İstanbul finans merkezi olamaz
Haberin Devamı