TÜSİAD, 2050 yılındaki Türkiye’nin resmini çizdi

G7' ülkelerini geçecek ama ilk 10 ekonomi içinde yer alabilecek mi?

Haberin Devamı

TÜSİAD’ın hazırladığı ‘Vizyon 2050’ Raporu, Türkiye’nin demografik ve ekonomik özelliklerinden yola çıkarak
2050 yılındaki Türkiye resmini ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre, 2037’de aralarında Türkiye’nin bulunduğu E7
ülkeleri G7 ülkelerini geçecek. 2050 yılında Türkiye, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içinde yer almayacak.

TÜSİAD’ın Vizyon 2050 Raporu’nu TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Şirket İşleri Komisyonu Başkanı Cansen Başaran Symes, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanayi, Tarım ve Hizmetler Komisyonu Başkanı Ali Kibar birlikte anlattı.

BU şekilde tüketmeye devam edersek ileride yaşanılacak bir
dünya kalmayacak... Kaynakları çok hızlı ve verimsiz tüketiyoruz. Dünya nüfusu artıyor... 2050 yılında
dünya nüfusunun 9 milyarı geçeceği öngörülüyor. Geleceğe
bakabilmek, geleceği düşleyebilmek için yapılacak çok şey var hem de her alanda...

Salı akşamı TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in basına
davetinde biraraya geldik. Önümüzdeki hafta Salı günü TÜSİAD Vizyon 2050 Raporu’nu açıklayacak. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün de katılacağı bu toplantıda Türkiye’nin
2050’ye doğru giderken atacağı stratejik adımlar da masaya yatırılacak.

TÜSİAD, 2050 yılındaki Türkiye’nin resmini çizdi

Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi Vizyon 2050 Raporu doğrultusunda hazırlanan Vizyon 2050 Türkiye toplantısına Ümit Boyner’in yanısıra, Cansen Başaran Symes, Ali Kibar, Okşan Atilla Sanön de katıldı. Çeşitli alanlarda hazırlanan Sürdürülebilirlik Raporu’nun ana hatlarını dinleme fırsatı bulduk. TÜSİAD dünyada yapılan 2050 Vizyon çalışmaları
kapsamında başta Türkiye’nin demografik ve ekonomik özelliklerinden yola çıkarak 2050 yılında karşımıza çıkacak
Türkiye resmini çizmiş.

Sürdürülebilir TÜSİAD!

Böyle bir iddiayla yola çıkınca önce kendi içlerine dönüp, ‘Bu yolda nasıl ilerlemeliyiz’ diye bakmış TÜSİAD. Malum artık dünyanın dev şirketleri akıllı binalara taşınıyor, yeşil binalarda hizmet veriyorlar, karbon
salınımlarını, sürdürebilirlik raporlarını açıklıyorlar. TÜSİAD da ilk kez yaka kartlarından kullanılan tüm
malzemelere kadar ‘sıfır karbon’ uygulamasına geçti. Önümüzdeki hafta gerçekleşecek toplantı ve daha ileride
yapılacak TÜSİAD GİK Toplantıları da ‘sıfır karbon’ olacak.
Boyner, ‘Vizyon 2050 Sürdürülebilir Raporu’nda bir dünya hedefine ulaşmada iş dünyasının karşılaşacağı zorlukları ve izlemesi gereken yol haritasını ve iş dünyası için bölgesel ve küresel ölçekte fırsatlar sunacak stratejileri ortaya koymaya çalıştık’ diye özetliyor yaptıklarını. Üç sorudan
yola çıkılmış:

* Sürdürülebilir dünya neye benziyor?
* Bu dünyaya nasıl ulaşabiliriz?
* İş dünyası olarak bize düşen nedir?

Nüfus 100 milyon olacak

Boyner, mevcut durumu tespit ederken şu noktaları vurguladı ve iş dünyasını Vizyon 2050 gündeminde buluşmaya çağırdı. Rapor doğrultusundaki tespitlerini de şöyle özetledi:

* Tüketimin en büyük kısmını gelişmiş ülkeler yapıyor. Gelir farklılıklarını göz önüne alırsak, mesela Amerika 4’ün üzerinde bir dünya tüketiyor, Afrika ülkeleri ise 1’in altında bir dünya tüketiyor.

* 2050’de eğer her şey aynı kalırsa 2.3 dünyalık tüketim talebi olacak.

* 2050 yılına kadar dünyanın mevcut ekonomik düzeni değişecek. Şimdi olduğu gibi ekonomik büyüme yine gelişen piyasa ekonomilerinin öncülüğünde gerçekleşecek. E7 ekonomileri yani Türkiye, Çin , Hindistan, Rusya, Meksika, Brezilya en geç 2037’de Amerika, Almanya Fransa, İtalya, Kanada ve İngiltere ekonomilerini geride bırakacak. Yani
E7 ülkeleri G7 ülkelerini geçecek.

* Tüketim talepleri aynı eğilimde devam ederse sürdürülebilir bir dünya kalmayacak.

* 2050’de dünya nüfusu 9 milyar olacak. BM verilerine göre bu nüfusun yüzde 95’i şehirlerde ve gelişmekte olan ülkelerde olacak. 9 milyar kişinin tek bir dünyayı tüketerek yaşayabilmesi mümkün olacak mı?

* Goldman Sachs raporuna göre 2050’de dünyanın en büyük 10 ekonomisi, Çin, Amerika, Hindistan, Brezilya, Meksika diye devam ediyor. E7 ülkeleri G7 ülkeleriyle yer değiştiriyor.
Türkiye’yi ilk 10’da görenler de var, görmeyenler de. Biz Goldman Sachs’ın raporunu aldık. İlk 10’da Türkiye yok.

* Düşük ve orta gelir düzeyli ülkelerde 4 bin ile 17 bin kazanan nüfusta genişleme olacak. Artış Doğu Asya, Pasifik ülkelerinde, Latin Amerika ve Karayipler’de oluşacak.

* 2050 yılında Türkiye nüfusu 100 milyon olacak.

* 2000 yılında 15-64 yaş çalışan nüfus oranı yüzde 64.5 idi, 2020’de bu oran yüzde 68.6’yla en yüksek değerine
ulaşacak. Sonra yavaş yavaş azalacak, 2050’de yüzde 64.5’e gelecek.

* Bu yaş grubunun yani çalışan nüfusun 2041 yılında 65.3 milyon ile en yüksek noktaya ulaşacağını bekliyoruz.
Kayıt dışı çalışmayı caydırıcı önlemler alınmazsa fırsatın tehdit olacağı da açıktır.

* Eğitim çağı nüfusu 2010’dan 2050’ye kadar yüzde 8 azalacak.

* Türkiye’nin sosyal ve ekonomik refahını artırmak için yüzde 5-6 büyümesi gerekiyor.

* Enerji tüketimimizin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye, sera gazı emisyonlarını
azaltmaya, eş zamanlı ekonomik büyümeye odaklıyız.

* Geleneksel üretim modelinden sürdürülebilir üretime geçmeliyiz.

* Önümüzdeki 40 yılı belirleyecek yol ayrımındayız. Bugün vereceğimiz kararlarla elimizdeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Reçete sunma amacında değiliz. 2050’ye
giden yolda sürdürülebilir kalkınmamızı gerçekleştirmek için neler yapılması gerektiğini tartışmaya açma
niyetindeyiz.

IMF fazlasıyla kötümser

ÜMİT Boyner, IMF’nin 2012 Türkiye yüzde 2.2’lik Türkiye büyüme oranı tahminiyle ilgili şu yorumda bulundu:

“Türkiye’de şu andaki büyüme iç talebe dayanıyor. Bunun içinde özel sektörün de yatırımları var. Önümüzdeki
dönemde ihracat piyasalarındaki dalgalanmalardan Türkiye’nin etkileneceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki iki çeyrekte Türkiye’nin büyümesi sıfır da olsa ki biz bunu öngörmüyoruz. Böyle olsa da Türkiye büyüme oranı 4.9’a gelecek. Bir küçülme yaşayacağımız ortada. Ama IMF’nin açıkladığı 2.2’yi fazlasıyla kötümser buluyorum. Türkiye’de
tüketici ve yatırımcı güveni var.”

DİĞER YENİ YAZILAR