Kanser grip gibi oldu. 2009 yılı içinde çevremde kansere yakalanların sayısı hızla arttı. Bebek, çocuk, orta yaşlı... Çok can sıkıcı bir durum. Genetik olarak kansere yatkınlığım hayli fazla olduğu için bu konuda çok hassasım ve itiraf edeyim, hangi suyu içeceğimi bile uzun uzun araştırır hale geldim.
Geçenlerde kemoterapi alan bir arkadaşımı ziyaretimde içtiği su markasını değiştirmesini önerdim, nedeni açıktı, içtiği su gerçek su değildi...
Malum, hemen hemen herkesin evinde damacana su var. Ve bu damacanaların ne kadar sağlıklı olduğu da bir tartışma konusu.
Bugüne kadar birçok çalışmasını izlediğim TEMA’nın denetlediği Revan Su da damacanalarda satışa sunuldu. Ve TEMA Revan Su’yun başındaki isim Türkiye’ye ilk damacanayı getiren, su konusunda uzman Bülent Sürmen. Bülent Sürmen, 1995 yılında Düsseldorf’ta düzenlenen Plastik 95 fuarında damacanaları görmüş. O sırada farklı bir su şirketiyle çalışıyormuş ve su satışını nasıl yapacakları konusunda arayış içindelermiş. Hatırlarsanız o yıllarda özellikle İstanbul, İzmir gibi yerlerde tankerlerle sular taşınıyordu, hatta benzin istasyonları pompalarına benzer pompalarla plastik bidonlara su dolduruluyordu. Bir de cam damacanalar vardı. Yeşillenirdi bu cam damacanaların altı. Bülent Sürmen, 1995 yılında bir Japon firmasının standında 19 litre damacanayı görünce, bu ambalaj ile ev ve iş yerlerinin ihtiyaçlarının daha sağlıklı karşılanacağını düşünmüş ve damacanalar Türkiye’ye gelmiş.
Plastik madde tartışılıyor
Yıllar geçti, şimdilerde damacanalarda kullanılan plastik madde tartışılıyor. Bülent Sürmen, bu konuyla ilgili soruma, “Damacanalarda kullanılan malzeme PC kısaltmalı polikarbonat maddesidir. Plastikten daha sert ısıya ve darbelere dirençli bir maddedir. Çocuk biberonlarında kullanılır. 80 derecede yıkanabilirler. ABD 25 yıldır bu ambalaj dönüşümlü süt, yoğurt ve su ambalajı olarak kullanılıyor. Dolum makinalarında 70 derecede yıkanırlar, ayrıca gıda dezenfektanları ile de yıkanarak doluma giderler. Damacanalara su dışında yabancı maddeler konulmadıkça ve dış yüzeyleri görsel anlamda kirlenmedikçe sonsuz olarak kullanılabilirler” yanıtını veriyor.
Doğrusu ben uzun süre kızım için cam biberon kullandım. Diğer biberonları çok kısa süreler için tercih ettim. Şimdi damacana su konusunda da ikna olmakta zorlanıyorum. Üstelik her damacana su da sağlıklı değil. Öncelikle damacana suyun kapağında hijyenik koruma bandı olmalı ve üzerinde seri no ve son kullanma tarihi bulunmalı. Etiketlerinde hem marka hem de suların nereden hangi kaynaktan çıktığını yazmaları gerekiyor. Bunun dışında da suyun analiz değerleri son derece önemli, bu değerler bilinmek zorunda. Bunlara dikkat ettiğinizde bazı suların su olmadığını göreceksiniz. Mineral olarak zengin suları, yani kalsiyum ve magnezyum oranları yüksek suları tercih etmek sağlık için önemli.
Revan Su’yu TEMA’nın bağımsız ekipleri denetliyor, hem kaynak hem de fabrika denetleniyor. Doğal olmayan hiçbir müdahale yapılmıyor Revan Su’ya. Ayrıca satılan her damacana sudan TEMA’ya bir bedel ödeniyor. Bu bedel de TEMA’nın Türkiye’nin farklı yerlerinde yürüttüğü kırsal kalkınma ve erozyonla mücadele çalışmalarına gidiyor. TEMA’nın denetlediği su olduğu için içim rahat, ayrıca da bu suyu içerken Türkiye’nin geleceğine, yeşillenmesine bir katkı yaptığımı düşünüyorum. Bayilik çalışmaları hızla giden Revan Su-TEMA ortaklığı bu açıdan başarılı bir örnek.
Su içip TEMA’ya destek oluyorsunuz
Haberin Devamı