Çiğdem Kamer, Atasay Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer’in eşi. Her zaman işlerin bir parçası olmuş. 2010 yılından bu yana da Atasay’ın Genel Müdürü... Pırlantada kampanyalarla parlak bir dönem başlattıklarını söyleyen Çiğdem Kamer, “Sektörü rahatlattık. Pırlantada parlak bir dönem yarattık. Bu ilgi sürüyor, çünkü Türkiye’de her sene 500 bin çift evleniyor. Özel günlerde eşlerini mutlu etmek isteyen beyler pırlantayı tercih etmeye devam ediyor” dedi.
Çiğdem Kamer Atasay Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer’in eşi. Cihan Kamer’le evlendiğinde 18 yaşındaymış. Her zaman işlerin bir parçası olmuş. 2010 yılından bu yana ise Atasay’ın Genel Müdürü. Çok zarif ve çok güzel gülen bir kadın. Heyecanlı konuşuyor, sıcak kanlı. Atasay’ı bu kez Çiğdem Kamer’le konuştuk.
2010’da genel müdürlük görevine geldiniz. Öncelikle sizin hayatınızda ne değişti? Sanırım siz aslında hep işin içindeydiniz, fiilen hep çalışıyordunuz...
Çalışma hayatına 1996 yılında adım attım. O dönemde Asgold şirketimiz zaten kendisini kanıtlamış ve kadınların beğenisini kazanmış, müşteri profilini oluşturmuş bir markaydı. Kurulu bir düzeni vardı. Benim çalışmaya başladığım dönemde ise Atasay’ın kurulması ve oturtulması için çalışmalar sürüyordu. Ben de iş hayatına Atasay’ın kuruluş çalışmalarında ürün geliştirme ve tasarım gibi konularda bizzat görev alarak başladım. Yani markalaşma sürecinin evrelerine yakından müdahil oldum. Genel müdür ünvanını almadan önce de şirketin Mücevher Grup Başkanı’ydım. Şirketin genel faaliyetlerinin yine bizzat içindeydim ancak tasarım ve iletişim odaklı çalışmalar asıl odaklandığım konulardı.
Eşiniz Cihan Kamer’le aynı işi yapmanın, hep aynı çatı altında bulunmanın avantajları ve dezavantajları neler?
İnsanın eşiyle birlikte çalışması çok kolay bir şey değil aslında. Ama biz iyi bir denge kurduk. Birbirimizin fikirlerini dinliyoruz ve her ikimiz de birbirimizin uzmanlık alanlarına çok saygılıyız. Bu anlamda yani herkesin en iyi olduğu alanda top koşturması gerektiğini düşünen bir çift olarak çok iyi bir takım oyunu çıkarıyoruz. Sürekli konuşuyoruz, tartışıyoruz, fikirlerimizi paylaşıyoruz, işle ilgili bütün konular ortak konularımız oluyor. Kısacası aynı dili konuşuyoruz. Bu da başarıyı beraberinde getiriyor...
2011 ’de % 20 büyüdük
Dezavantajlardan söz etmediniz...
Dezavantaj olarak, yoğun iş temposu nedeniyle evde çok sık görüşemiyor olmamızı gösterebilirim. Cihan Bey’in gündemi benimkinden çok daha yoğun. Güne daha erken başlıyor ve eğer çok şanslıysak, günün ilk kahvesini birlikte içiyoruz. Bazen öğlen yemeklerinde biraraya geldiğimiz oluyor ama Cihan Bey genellikle öğle arasını takım arkadaşlarıyla birlikte bir yandan yemek yerken diğer yandan yine iş yoğunluğuyla geçiriyor. Akşam yemeklerinde birbirimizi yakalamaya özen gösteriyoruz çoğunlukla da tutturuyoruz.
Evde de iş konuşur musunuz?
Ortak bir iş yapıyorsanız işi eve taşımamak pek mümkün değil. Söz dönüp dolaşıp Atasay’a geliyor. Beraber ettiğimiz sohbetler, deneyimlerin paylaşılması, yeni fikirleri yakalamak için görüş almanın sınırı ve süresi yok... Özetle, işini her ortamda yaşayan bir aileyiz .
Cihan Bey kuyumculuk sektörü için “2011 kalkınma yılı, 2012 de patlama yılı olacak” demişti. 2011 yılı nasıl geçiyor?
2010 yılı başında 3 yıllık bir öngörüde bulunmuş ve “Sektörümüzde 2010 yılı toparlanma, 2011 yılı kalkınma, 2012 ise patlama yılı olacak” demiştik. İlk 1.5 yılın göstergeleri bizi haklı çıkardı. 2010 tahminlerimiz doğrultusunda toparlanma yılı oldu. Geride bıraktığımız ilk 9 ay da 2011’in kalkınma yılı olacağı öngörüsünü destekliyor. Atasay olarak 2011’de geçen yıla göre yüzde 20 büyüme hedefimizi sürdürüyoruz.
Pırlantada öncü adımlar attınız... Özellikle tektaş kampanyanız sektörü hareketlendirdi. Nasıl pırlantaya ilgi? Hâlâ her geçen gün artıyor mu?
Biz, uyguladığımız kampanyalarla, proaktif ve yaratıcı pazarlama yöntemleriyle tektaşı rüya olmaktan çıkardık. Atasay olarak 70’inci yılımızı kutladığımız 2007’de kadınlara armağan olarak 36 taksit kampanyası uygulayarak, pırlantayı tüm segmentlere ulaşılabilir kıldık ve pazarlama alanında bir başarı hikayesi yarattık. Sevgililer Günü’nde başlattığımız bu kampanya ile yurt içi ve yurtdışında kuyum sektöründe faaliyet gösteren birçok firmadan tebrik ve teşekkürler aldık. ‘Şu Kadarcık’ kampanyamızla sektördeki diğer oyunculara stoklarındaki tektaşları sattırdık, sektörü rahatlattık. Pırlantada parlak bir dönem yarattık. Bu ilgi hala devam ediyor çünkü Türkiye’de her sene 500 bin çift evleniyor. Özel günlerde tüm kadınlar özel hissettirilmeyi bekliyor ve eşlerini mutlu etmek isteyen beyler, ‘özel’ hissettiren değerli bir hediye alternatifi olan pırlantayı tercih etmeye devam ediyor.
Altın takı koleksiyonlarınıza ilgi nasıl? Fiyatlar çok yükseldi...
Özellikle son 2 yıldır hem uygun fiyatlı hem de yoğun tasarımlı altına ilgide hatırı sayılır bir artış var. Atasay olarak biz, bu talebi karşılayacak farklı çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2006 yılından bu yana kadınların hem tarzlarına hem de aradıkları fiyata uygun altın ve pırlanta takılara kolayca ulaşabilecekleri alt markalar geliştirmeye devam ediyoruz. Bu alt markalarımız sayesinde tüm kadınlar için yaşamlarının her anında, farklı zaman dilimlerine ve tarzlarına göre kullanabilecekleri seçenekler sunuyoruz. Ayrıca farklı fiyat aralıklarında hediye alternatifleri geliştirerek, her bütçeye uygun çözümler önermeye devam ediyoruz.
HEM MÜCEVHER HEM DE TASARIM TUTKUNUYUM, TEKTAŞIMDAN VAZGEÇMEM
Yurtdışı seyahatlerinizde mücevher mağazalarında ne kadar vakit geçirirsiniz? Sizi en çok ne etkiler?
İyi tasarlanmış mücevherler benim için her zaman çok ilgi çekici oldu. Ben hem mücevher hem de tasarım tutkunuyum. Dolayısıyla yurtdışında mücevher mağazalarında dolaşmak müthiş bir keyif benim için. Çünkü mücevher hem kişisel ilgi alanlarımdan birini hem de profesyonel yaşamımı temsil ediyor. Tasarım tutkum sadece takı ile de sınırlı değil. Gezdiğim kentlerin mimarisinden yaşam alanlarının tasarımına, gittiğim restoranın dekorasyonundan izlediğim defilelere kadar her alanda tasarım tutkumun keyfini çıkarıyorum. Yaşamın içerisinde yer alan tasarım unsurları her zaman ilgi odağım..
Sizin vazgeçmediğiniz takınız var mı?
Vazgeçilmezlerim, Journey kolyem ve tektaş yüzüğüm...
Oğlum Atasay Asgold markamızı yeniden canlandırdı
Oğlunuz da sizle birlikte değil mi?
Ailemizin 4. kuşak temsilcisi oğlum Atasay... Asgold markasını tekrar canlandırma kararı aldı Atasay. Fakat bunu yaparken, pazardaki fırsatlara göre yeniden şekillendirererek markamızın relansmanını yaptı. Her zaman yaratıcı öneriler getiren, iş ortaklarını ve tüketicilerini mutlu eden Asgold markasının özü de değişmedi. ‘Türkiye’de en uygun fiyatla ulaşılabilir takı markasını’ yaratmak üzere yeniden hayat bulan Asgold markamız, Asgold’un yıllara dayalı güvenine yakışır yüksek kalitede ve rekabetçi fiyatlarda ürünler sunuyor. Coronet gibi çok yaratıcı bir ürün ile yeniden doğan Asgold bugün, klasik altın efsanesini isteyenler için klasik grubunu yeniledi, yeni tüketici ihtiyaçlarına uygun çıtır altın ve pırlanta segmentine yönelik yeni çözümler üretti...
Kaç mağazanız var?
Halihazırda Türkiye çapında 119 mağazamız ve 300’ü aşkın satış noktamız var.
Türk kadınlarının mücevher zevkini anlatır mısınız? Nelerden etkileniyorlar?
Son dönemlerde minimal kombinlerle maximal aksesuarlara yönelim var. Tamamen aksesuarı öne çıkaran, kostüme kadının ruhunu katan bir durum. 18. yüzyıl etkili antik görünümlü kalın ve ihtişamlı kolyeler bir gece elbisesi ile giyilebileceği gibi, minik bir kokteyl elbise ile bile bütünlenebiliyor. Değerli taşların farklı renklerden birleşimleri ile yakalanan eğlenceli ama lüks yüzükler tercih ediliyor. Ve el işçiliğinin öne çıktığı tasarımlar bu dönemde iyice değer kazanıyor.
Tiffany&Co ile Atasay sektöre liderlikte benziyor
Türkiye’nin Tiffany&Co gibi bir markası olabilir mi?
Yurt dışında kendi markamızla mağazalaşmak en önemli iş hedefimiz. Hem Atasay tasarımlarıyla geleneksel Türk motiflerini dünya klasikleri kategorisine sokmak hem de yeni tasarımlarla yurtiçindeki öncü rolümüzü global arenada sürdürmek amacıyla olası fırsatları yakından izliyoruz.
Bu yeter mi?
Aslında bugüne kadar yürüttüğümüz tüm faaliyetler, global marka hedefimizin bir parçasıydı. Atasay olarak dünya markası olma yolunda çok önemli bir altyapıya sahibiz. Ödüllü tasarım ekibimiz trend yaratan zengin tasarımlara imza atıyor. Etkin pazarlama stratejimiz ve yönetim felsefemiz ile markalı takı konseptlerimizi sağlam temeller üzerinde geliştirmeye devam ediyoruz. Fizibilite çalışmalarımıza göre kârlı gördüğümüz lokasyonlarda etkin olmayı sürdüreceğiz. Bu doğrultuda ekibimiz ile olası fırsatları izliyoruz. Yurtdışında kendi markası ile mağazalaşmak Atasay’ın iş hedeflerinin arasında önemli bir yer teşkil ediyor olacak. Bu arada Tiffany ile Atasay konsepti arasında özellikle ‘sektöre liderlik’ felsefesinde büyük benzerlikler var. Klasiği özgün ve modern çizgilerle buluşturan Atasay özel günlere özgü hediyeler için ilk akla gelen marka konumunda. Modern ve klasik çizgileri biraraya getiren ve eskimeyen mücevherler yaratan Atasay, dünyaca ünlü bir marka kulvarında başarıyla yol alıyor.
75’İNCİ YILA ÖZEL LOGO
Çigdem Kamer, 2012’de ailelerinin sektördeki 75’inci yılını kutlamaya hazırlandıklarını belirterek, “75’inci yıl logomuzu tasarlamak üzere başta üniversite öğrencileri olmak üzere tasarıma ilgi duyan herkesi hedefleyen bir logo tasarım yarışması başlattık. 3 Ekim’de başvuruların başladığı yarışmada en iyi dereceyi alan logonun 75’inci yılında kurumumuzu temsil etmesini hedefliyoruz” dedi.
Pırlantada başlattığımız parlak dönem sürüyor, çünkü Türkiye’de her sene 500 bin çift evleniyor
Haberin Devamı