Ömür’le aşkı ve huzuru buldum

Ferhat Göçer’in yarın çıkacak albümünü dinledik...

Haberin Devamı

Sevgili arkadaşım Meyra’ya, eşi Mehmet Ali Ilıcak önceki hafta sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. O partide Ferhat Göçer ve Ömür Gedik de vardı. Ömür, “Haftaya bize gelin, Ferhat’ın albümünü dinleyelim” dedi.

Ve bizi bir araya getiren Ömür’ün muhteşem ev sahipliğinde buluştuk. Yarın Ferhat Göçer’in Biz Aşkımıza Bakalım adlı albümü çıkıyor. “Kızım” şarkısını duymuş olabilirsiniz, radyolarda dönmeye başladı “Kızım...”

Duygusal demek yetmez bu şarkı için, çok özel bir şarkı ama Kızım’a gelmeden önce anlatacaklarım var.

Yemekleri afiyetle yedik, daldan dala atlayarak sohbete başladık. Sinemadan, Yeşilçam Ödülleri’nden söz açıldı, Ömür’le ödül törenini çekiştirmemek olmazdı, oradan politik gelişmelere uzandık... İşte tam o anlarda Nazlı Ilıcak, Mehmet Ali Ilıcak, Meyra, Elif Dağdeviren, Samsun Demir, Özden Bora, eşim Ahmet Demiral ve benim elimize Ferhat şarkı adlarının olduğu bir listeyi tutuşturdu. Kalemler dağıttı. Belli ki hazırlanmış. “Şimdi albümü dinleyeceğiz ve 11’den başlayarak puan vermenizi istiyorum şarkılara. Albüm çıkmadan önce fokus gruplarımız var, aynı şekilde bu gruplara da albümü dinletip, ilk üç, ilk beş şarkıyı belirliyoruz, başta şarkıların söz yazarlarını ve bestecilerini de söylemeyeceğiz, etki altında kalmayın” dedi.

Aynen Eurovision jürisi tadında şarkıları puanladık

Yerimizde bir doğrulduk. Doğrusu bir yorumcu için çok heyecan verici ve çok zor bir süreç olduğunu tahmin etmek hiç zor değil. Ferhat, “Tekrar tekrar her eleştiriye açığım, istediğinizi söyleyebilirsiniz” dedi.

11’den 0’a kadar puan verecek olmak içimi acıttı, ortada bir emek var, ben “Al bu şarkı da 1” diyecek tarzda hayatta olamam, baştan söylemek istedim. Elif Dağdeviren, “Eurovision’daki jüri sistemi Elifcim” diye söze başladı... Evet aynen Eurovision şarkı yarışmasının jürisi tadında konumlandık...

Ama ikna olmadım, ben ilk beşi belirledikten sonra düşük not veremedim.

Şarkıları dinlemeye başladık.

Ah Yıllar... Şu anda yazarken mırıldanıyorum “Başladı ömrümüzün ihtişamı” diyor, alıp götürüyor bu şarkı. Hemen hepimiz anladık bu şarkının Sezen Aksu imzası taşıdığını. Herkesin söyleyemeyeceği bir şarkı... Eşim Sevgili Sezen’in yeğeni. Zaman zaman yeni şarkıları birlikte dinliyoruz, ilk dinlediğimde ağladıklarım oldu, Ahmet öyle dururdu. O bile bu şarkıda sarsıldı! Daha ne diyeyim!

80 yaşındaki Nesrin Sipahi’nin sesine vuruldum

Ben favorilerimi yazıyorum bu arada... Bir Üzüm var... Herkesin bir hikâyesi var... diye başlıyor sözleri... Aklıma gelince o güzel yüzün, her yanımı kaplıyor tatlı bir hüzün, aynı rüzgara vurgun iki yelken aynı salkımda ayrı iki üzüm... Bu şarkının sözü müziği reklamcı Ersel Serdarlı’ya ait. Bu yaz çok dinleriz Üzüm’ü.

Ve Kızım... Bu arada Ferhat’ın kızı da onlarla yaşıyor. Onunla da tanıştık.

Ve Kızım... “Gözümün önünde büyüdün göremedim... Benim gözümde hiç büyümedin, başın sıkışırsa bana söz ver lütfen olur mu, sen çağır baban hazır kızım.” Çok özel bir şarkı Kızım. Sözü ve müziği Sinan Akçıl’a ait.

Ben Yanındayım adlı şarkıyı da çok beğendim, Zifiri’nin sözlerini çok tuttum. Son noktada Nesrin Sipahi’nin sesine vuruldum. Ferhat 80 yaşındaki Nesrin Sipahi’yle düet yapmış, sesi duyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. O yaşta o ses, bravo demek ve alkışlamak düşer bize...

Üzüm’de “Herkesin bir hikâyesi var” diyen Ferhat’a sormadan edemedim... Ya senin hikâyen?

Bir yıl Q Jazz Bar’da hiç para almadan çalışmış

“Bir sarı kız, bir köpek, küçük odalı bir ev...” diye başladı Urfalı Ferhat. Aslında İzmit’te büyümüş. Anne-baba öğretmen. Oğullarının okuyup doktor olmasını istemişler. O da tek çıkış yolu olarak gördüğü okumaya sarılmış. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmış ve yurtta kalırken müzikle ilgilenmeye başlamış. Bir grup kurmuşlar, “Konservatuvara gitmem lazım” demiş. Ama annesinin babasının hayallerini yıkamaz, üstelik beş parasız. Akşamları konservatuvarda okumuş, gündüzleri Tıp Fakültesi’nde. Hep çalışkan Ferhat Göçer. Hiç yerinde durmuyor. Şimdi olduğu gibi. Albüm hazırlıyor, hep sahnede, TV programı yapıyor, yurt içi, yurt dışı konser temposu çok yoğun.

İki evlilik yapmış. Kızı Yağmur’la tanıştırdıktan sonra, oğlu Can’ın fotoğraflarına bakıyoruz. “Can hafta sonu yanıma geliyor. Ömür’ün de kızı var. Üç çocuklu olduk bile...” diyor.

Hikâyeye geri dönersek, Turkuaz diye bir grup kurmuşlar, sonra şans bu ya Günay’da Ajda Pekkan ile sahneye çıkmış, sonra oradan Q Jazz Bar’a geçmiş. Bir yıl Q Jazz Bar’da hiç para almadan çalışmış. İnanılır gibi değil. Bu arada gündüzleri doktor Ferhat. Zaten gerisini siz de biliyorsunuz. Q Jazz Bar sayesinde herkes adını duydu. Onu dinlemeye gelen Hanzade Doğan DMC’dekilere Ferhat’ı dinlemelerini önerdi. Ferhat Göçer’in de o sıradaki en büyük hayali kendi albümünü yapmaktı. Dön Diyemedim’le başladı, duygusal şarkıların adresi oldu...

Bizle yeni albüm heyecanını paylaştı. Son noktayı da, “Ömür’le aşkı ve huzuru buldum” diyerek koydu.

DİĞER YENİ YAZILAR