Can Dündar Perşembe günü yazdı. İngiltere’de ünlü Selfridges zinciri alışverişe gelen çocuklara ‘Noel Baba’dan ne istersiniz?’ diye sormuş. 3 yaşında bir kız çocuğu kredi kartı istemiş, çocuklar arasında Maserati araba isteyen de Rolex saat isteyen de varmış. Can Dündar çocuklarla ebeveynlerin ilişkileri üzerine kurmuş yazısını. Keşke yazdıklarına şaşırabilseydim diye düşündüm. Dündar’ın yazdıklarını çoğaltacak gözlemlerle dolu her yanım.
‘Zamane çocukları çok farklılar’ deyip geçecek kadar basit bir konu değil söz ettiğimiz. Evet zamane çocukları bizden çok farklı. 2.5 yaşında markaları biliyorlar. Eskiden 4-5 yaşında mağaza ve marka ismi bilen çocuklara üstün yetenekli denirdi, şimdi çoğu biliyor.
Öyle fazla uzağa, İngiltere örneğine gitmeye de gerek yok. Kızım Levent’te bir yuvaya gidiyor. Şu an 4.5 yaşında. Onların yuvalarında da yeni yıl öncesi, ‘Noel Baba’dan ne istersiniz?’ diye soruyorlar. Listeler ebeveynlerin göreceği bir yere asılıyor. Çocuğumuzun istediği hediyeyi alıp okula veriyoruz. Yılbaşı kutlamalarında bir Noel Baba geliyor ve bizlerin aldığı hediyeleri çocuklara veriyor. Ela, o hediyenin bizim tarafımızdan alınacağının farkında ama o da oyun oynamayı seviyor. Okul yönetimi hassas bu konuda. ‘Alacağınız hediye bir ayakkabı kutusundan büyük olmasın’ diyorlar ama aması var. Ela 2.5 yaşındayken sınıf arkadaşlarından birinin Porsche istediğini okumuştum. O yıl Ela çıngırak istemişti... Çok sevinmiştim. Geçen ilköğretim yılında ‘İleride kızımı hangi okula verebilirim’ diye okulları gezdim, annesinin dibinde ağlayıp duran 6-7 yaşlarındaki bir kıza rastlamıştım okullardan birinde. ‘Ben de Chanel çizme’ istiyorum diye ağlanıyordu...
İçimden bunlar mı düzeni değiştirmeye gelen yeni çağın çocukları? diyorum sık sık...
Diğer yandan da ‘evet bu çocuklar düzeltecek’ diyebileceğimiz örnekler var. Yeşil Bilgi Platformu’nun bir çalışması vardı. Çevre dersleri sayesinde çocuklar çevre konusunda velilerden daha bilinçli çıkmıştı. Diş fırçalarken fazla su akıtmamak, yere asla çöp atmamak, kağıt kullanırken dikkat etmek gibi, pillerin, pet şişe kapaklarının ve kağıtların farklı atıklar olduğunu ilkokula gitmeden öğreniyor çocuklar. Aynı şekilde emniyet kemeri takmayan bir taksi şoförünü uyarabiliyor, çocuk koltuğu olmayan bir arabayı görmezden gelen bir polis gözlerine takılabiliyor.
Ezcümle okuma yazma öğrenmeden marka adlarını bilen çocuklarla, onlara bizim yaşadığımızdan daha kirli bir dünya bıraktığımız gerçeğini bilerek büyüyen çocuklar aynı.
Göz yumma!
Kötü bir şeyin geldiğini hissettiğimizde, görmek istemediğimiz bir şeye şahit olacağımızı anladığımızda gözümüzü kapatırız. Bu bir refleks. İsteyerek ya da istemeyerek gözlerimizi yumarız. İzlediniz mi? Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin ikinci tanıtım filminin en çarpıcı yanı bu. Görmediyseniz internette mutlaka bulun ve izleyin bu filmi. Malum kanallar bu tarz filmleri çok geç saatlerde yayınlıyor.
Ezel Akay’ın çektiği film trafikte sorumsuz davrananları işaret ediyor ve hayatımızın kimlerin elinde olduğuna dikkat çekiyor.
Trafikte Sorumluluk Hareketi, Ulaştırma Bakanlığı koordinasyonunda TÜVTURK desteğiyle yürütülen bir hareket. Bu çalışma kapsamında 3 proje yürütülüyor. Güvenli Taşıt Hareketi, Sorumlu Vatandaş Hareketi ve Can Dostları Hareketi. Güvenli Taşıt Hareketi kapsamında halka ve sürücülere, Sorumlu Vatandaş Hareketi’nde öğretmenlere ve üniversite öğrencilerine, Can Dostları Hareketi’nde de ilköğretim kurumlarındaki veliler ve öğrencilere eğitim veriliyor. 2 yılda toplam 428 bin 500 kişiye ulaşılmış.
TÜVTURK Genel Müdürü Kemal Ören verdi bu bilgileri. Daha önceki bir yazımda söz etmiştim. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden İdil Işık’ı Münih’te Otomobillerde Çocukların Güvenliğinin Sağlanması konulu seminerde dinledim. 2010 yılında Türkiye’de trafik kazalarında 308 çocuk hayatını kaybetmiş. 15.335 çocuk da yaralanmış. İdil Işık’ın verdiği bilgilere göre Çocuk Koltukları yürüme dönemindeki çocuklarda ölümcül yaralanmaları yüzde 54, bebeklerde yüzde 71 oranında düşürüyor. Gözyumma mesajını veren bu film trafikte küçük bir dikkatsizliğin, sorumsuzluğun nelere yol açtığını gösteriyor. Kendine ve başkalarına zarar verecek hareketler içinde olanlara gözyummayalım. Bu filmler yapılan eğitim çalışmalarında da gösteriliyor. Can Dostları Hareketi’nin ilköğretim kurumlarında verdiği eğitimler sayesinde çocuklar emniyet kemeri takmadan trafiğe çıkmak istemiyor. Çocukların büyükleri büyüttüğü örnekler de yok değil...