Mahkumlara ‘gümüş’ meslek öğretip sigortalı işçisi yaptı

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜMÜŞ İHRACATÇILARINDAN SÜLEYMAN AKGÜN

Haberin Devamı

10 ton üzerinde gümüş üreten ve bunun yüzde 70’ini ihraç eden Akgün Silver’ın sahibi Süleyman Akgün, 2004 yılından bu yana işçiliğin Türkiye’den 5 kat ucuz olduğu mücevher merkezi Tayland’da üretim yapıyor. Akgün’ün, Midyat M Tipi Cezaevi’nde de mahkumlarla ilgili bir çalışması var. Akgün, “Yılbaşından beri ustamız orada çalışıyor ve üretim başladı. İnsanlar boş oturuyordu, şimdi sanat öğreniyorlar. Şu anda cezaevinde 40-45 kişi çalışıyor. Sigortaları yapılıyor, maaş alıyorlar” dedi

Bundan iki hafta önce Alev Alatlı’yla kurucusu olduğu Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nu konuştuk. O sohbette Türkiye’nin en büyük gümüş ihracatçılarından Akgün Silver Ltd.’nin kurucusu Süleyman Akgün’ün öğrencilere mentorluk yaptığını, gümüş işlemeciliği alanında eğitimli insan kaynağına ihtiyaç olduğunu öğrendim. Süleyman Akgün’ün yaptıklarını duyunca hemen tanışmak istedim.
Süleyman Akgün Rize Kalkandereli. Konya Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunu. Parlak bir öğrencilik geçmişi var. Okullarını hızla bitirmiş ve mesleğini yapmadan kuyum sektörüne girmiş.
Şimdilerde şirketini küresel oyuncu yapan Süleyman Akgün’le sohbet ettik.

* Rize’den ne zaman ayrıldınız?
İlk, orta ve liseyi okuduktan sonra. Üniversiteyi 4 yılda değil 3 yılda bitirdim.

* Başarılı bir öğrenciydiniz...
Öyleydim, disiplinli. Çalışmayı severim.

* Okurken çalışır mıydınız?
Ailemiz zahirecilik yapıyordu, orada çalıştım. Üniversite hayatımda da fotoğrafçılık yaptım. O dönemde otomatik makine yoktu. Fotoğrafları Kıbrıs’a basılması için gönderirdim. Konya’da düğünlerde fotoğraf çekerdim. Sonra bıraktım.
Ucuz işçilik etkili oldu

* Kuyumculuk işine nasıl girdiniz?
Kardeşim ve eniştemle başladık. Eniştem bizden önce girmişti, “Gelin işleri büyütelim” dedi. Bana da cazip geldi. 1986’da başladık. 1994 yılında da Akgün Kuyumculuk’u kurduk. 2000 yılına kadar ithalat ihracat yaptık.

* İmalata ne zaman başladınız?
2000 yılında imalathane kurduk. İmalatla birlikte büyüme de arttı. Kendi mesleğimi yapmadım ama faydasını bu sektörde çok gördüm. Okumuş olmak bu sektörde de önemli.

* İlk işyeriniz neredeydi, nereden nereye geldiniz?
O zaman Laleli’de 20 metrekarelik bir iş yerinde başladık işe. 1994’de Akgün 30 metrekare bir yerdeydi. Sonra 200 metrekarelik yere çıktık. 3 yıl sürdü 200 metrekarelik yere geçişimiz. Şu anda bulunduğumuz yer 700 metrekarelik. Demirkapı’da 1.000 metrekarelik yer kurduk. İmalatımızı orada yapıyoruz. Artık el işçiliği değil teknoloji ağırlıklı ama tabii ki el işçiliği de çok önemli. Kendi yörelerinde ürettiğimiz ürünler de var.

* Siz Tayland’da da üretim yapıyorsunuz. Orada yatırım kararını nasıl aldınız?
Malum bu işlerde işçilik çok önemli. İşçilik de Uzakdoğu’da ucuz ve onlar yıllardır bu işi iyi yapıyor. Ben 1980’lerden beri o bölgeye giderim. Gezmediğim yer kalmadı. Her yerini iyi bilirim. 2000 senesinde üretime geçme kararı alırken çok düşündüm.

* Türkiye mi Tayland mı diye?
Evet. Ülkemde yatırım yapmak istiyordum ama maliyetler de ortadaydı. O tarihte ülkemizde istihdam yaratalım dedik ve Demirkapı’daki tesisimizi son teknoloji ürünü makinelerle kurduk.

* Tayland daha sonra oldu...
Evet. Satışlar iyi gitti. Üretime geçtikten sonra ihracatımız arttı. Tayland çok cazip bir yer.

* İşçilik konusunda hem becerikliler hem de ucuz. Başka cazip neyi var?
Orada işçilik çok çok ucuz. Türkiye’de ücretler 5 kat fazla. Ayrıca Tayland kuyumculukta çok önemli bir merkez. Sonra orada da bir yerimiz olsun istiyordum. Tayland’a gelen alıcılar Türkiye’ye gelmiyordu. 2004 sonunda orayı da açtık.

* İşin başında kim var?
Personel tamamıyla oralı ama kızım ve eşi o işin başında. Tayland’da yaşıyorlar. Buradan da numuneler gönderiyoruz, bazı ürünler de orada alıcılarla buluşuyor. Tayland’da 2 milyon dolar ciromuz var.
Nitelikli eleman sıkıntısı

* Siz Midyat M Tipi Cezaevi’nde de üretim yaptırıyorsunuz. Mahkumlar bu işi kolay öğreniyor mu?

Midyat’ta şu anda cezaevinde 40-45 kişi çalışıyor. Bir yıldır bu projeyi konuşuyoruz ama yılbaşından beri ustamız orada çalışıyor ve üretim başladı. Adalet Bakanlığı’nın izni ve kuralları çercevesinde bu işi yapıyoruz. Çok verimli bir çalışma oldu. Orada insanlar boş oturuyor. Kanunların el verdiği şekilde davranarak çalışıyoruz. Onlar da bir sanat öğreniyor.

* Bu çalışmalarının karşılığını görüyorlar mı?
Bizden maaş alıyorlar. Biz orada kanunla belirlenmiş ücret ödüyoruz, çalışma saatlerine göre. Sigortaları yapılıyor. Mahkumlar sağlık karnelerini alınca çok sevinmiş.

* Kuyum sektöründe nitelikli eleman sıkıntısı mı var?

Nitelikli eleman eksikliği var. Bu yüzden de biz sosyal sorumluluk projelerine giriyoruz. Kapadokya Meslek Yüksek Okulu’nu da öyle görüyoruz. Teknik alt yapı konusunda destek olduk, öğrenciler çok hevesli. Gençleri çok iyi yönlendirmek lazım. Mezun olduklarında ellerinde bir sanatları ve işleri oluyor. Üniversite mezunu gençlerde işsizlik oranı 19.7. Bu çok yüksek bir oran. Gençlere iş bulmalarını sağlayacak meslekler öğretmemiz lazım.

* Türkiye turizmi açısından gümüşün yeri nedir?
Gümüşü yerinde tanıtamıyoruz. Yabancılar gümüş seviyor ama aldıklarının gümüş olduğuna emin olmak istiyorlar. Avrupalı her şeyin sertifikasını belgesini görmek istiyor. Bunda da haklılar. Yıllarca kandırılıp, kaçırılmış turistler. Son yıllarda turistler alışveriş için Dubai’ye gidiyorlar. Dışarıda bir kahve içemez, dolaşmaya çıkamazsınız Dubai’de, alışveriş merkezlerinin dışında hayat yok. Ama orayı tercih ediyorlar. Çünkü Dubai alışverişi iyi pazarlıyor. Bizim böyle bir pazarlamaya ihtiyacımız var.

* İhracat rakamlarınız nedir?

Yılda 10 ton üzerinde gümüş üretimi yapıyoruz. 12 milyon dolar civarında ticaret hacmimiz var. Üretimin yüzde 70’ini ihraç ediyoruz. Türkiye’de ilk üçün içindeyiz. İhracatımızın yüzde 40’ını Avrupa’ya yapıyoruz.

ÇALIŞARAK EMEKLİ OLACAĞIM
Süleyman Akgün’ün 3 kızı 2 oğlu var. “Erkekler burada benle çalışıyor. Kızlarımdan biri de Tayland’da işlerin başında” diyen Akgün’e emeklilik hayalini sorduğumda, “Nasıl emekli olacağız bilmiyorum. Sanırım çalışarak emekli olacağım. İş nedeniyle çok gezdiğim için tatil de yapmıyorum ama gittiğim ülkelerin mutlaka tarihi ve kültürel değerlerini ziyaret ederim. Doğal güzelliklerini görürüm. Emekli olup gezme hayalim bu yüzden de yok, oturmayı da bilmiyorum” cevabını alıyorum.

EN ZOR GÜNÜM

‘Türkiye mi Tayland mı?’ ikilemi

2000 yılında 3 ay sıkıntılı bir düşünme dönemi geçirdim. Burada mı Tayland’da mı yatırım yapayım diye bir türlü karar veremedim. O 3 ay kararsız olduğum için zor geçti.

500 metrekareye 400 $ kira veriyorum

TAYLAND’DA yatırım yapmak çok kolay. Tayland Ticari Ateşesi her sene fuar döneminde bana mektup yazıyor. “Eksiğiniz, talebiniz var mı?” diyor. Ticari ilişkilere çok önem veriyorlar. Ülkelerine çok güzel sahip çıkıyorlar. Ülkelerinde yatırım yapılmasını istiyor ve kolaylık gösteriyorlar. Türkiye’de ise yatırım yapanın önüne bürokratik birçok engel çıkarılıyor. 500 metrekareye 400 dolar kira veriyorum, inanabiliyor musunuz?

Silverpoint markasıyla mağaza açmaya başladı

* Kuyumculuk sektöründe özellikle de altında markalaşma başladı. Sizin böyle bir hedefiniz var mı?

Silverpoint adıyla mağazalaşmaya başladık. 3 mağazayı İstanbul’da açtık. Mağazalaşmaya devam edeceğiz. İhracat her zaman önceliğimiz ama Türkiye piyasında Silverpoint markasıyla tanınmaya başlayacağız. Aynı zamanda İstanbul kültür başkentine doğru geri sayarken kendi kültürümüzü yansıtan tasarımlara ağırlık vereceğiz markamızda. Ayrıca Amerikalı ünlü bir tasarımcıyla çalışmaya başladık. Onun tasarımlarını üretiyoruz. Şimdilik gizlilik anlaşmamız olduğu için açıklayamıyoruz ama bir süre sonra bunu da duyurabileceğiz.

* Son yıllarda moda takı. Ama sanırım bir de iç piyasaya yönelik moda olan ürünler oluyor. Sıla tokası gibi...

Oooo çok sattık. Biz de inanamadık. Aynı şekilde bir dönem de erkeklere yönelik Kenan İmirzalıoğlu’nun yüzüğü yok sattı.

DİĞER YENİ YAZILAR