Lise kitaplarındaki gerçek: 3 kadın yazara karşı 440 erkek yazar. İnanılır gibi değil!
Bir varmış bir yokmuş...Geçmiş zamanda bir ülkede bir prense aşık iki genç kız varmış. Kızlardan biri iyi biri kötüymüş. Bu genç kızlar arasında büyük bir rekabet yaşanmış.
Genç kızlardan ‘kötü’ olan yalan söyleyerek diğer rakibini eleyip prensle evlenmiş.
Prensi tüm kalbiyle seven kız bu yalancılık karşısında sesini çıkaramamış.
Aradan yıllar geçmiş prensi aldatan kadının yalanı ortaya çıkmış.
Ve prens kendisini gerçekten seven kıza geri dönmüş.
Bu arada yalan söyleyen kadın, yeni evlendiği kadının da onayıyla katırların arkasına bağlanarak büyük bir işkenceyle 40 parçaya ayrılarak öldürülmüş.
Mazlum Prens, birbirini yiyen iki kadın ve şiddeti onaylayan bir masal.
Bu masal nereden mi çıktı?
Lise kitaplarından.
Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinden Hülya Adak anlattı bu masalı. Masalın adı: “Muradına Eren Kız.”
Masalla başladım yazıma, çünkü bugün de eğitim konusunda yazmaya devam edeceğim. Son olarak Eğitim Reformu Girişimi’nin Türkiye’de her 3 çocuktan birinin yoksul bir ailede büyüdüğünü ortaya koyan araştırmasını yazmıştım, o araştırmada aynı zamanda kız-erkek çocuk ayrımının da yapıldığı belirtiliyordu.
Bir süre önce Sabancı Müzesi’nde düzenlenen bir toplantıya katıldım. Yukarıdaki masalı da orada dinledim.
Birleşmiş Milletler ‘Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi’ Ortak Programı kapsamında Türkiye’deki tüm Birleşmiş Milletler kuruluşları, İçişleri Bakanlığı, Hacı Ömer Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi’nin desteklediği bir toplumsal kalkınma ve insani gelişim projesi yürütüyor.
Lise öğretmenlerine toplumsal cinsiyet eğitimi veriliyor, bir yandan da lise kitapları inceleniyor. Lise öğretmenlerine ‘Mor Sertifika’nın verildiği projeyi yürüten öğretim üyesi kadınlar sunum yaptı toplantıda.
Yukarıdaki masal yalnızca bir örnek. Bunun gibi şiddet ve kadın-erkek ayrımı yapılan öykülere ve masallara lise kitaplarında sıkça rastlanıyor.
Üstelik bu kitapları hazırlayanlar arasında kadınlar da var.
Ezcümle kadınlar da yaptıklarının farkında değiller.
9 kadın yazar, 440 erkek yazar
PROJE kapsamında 6 ilde lise öğretmenlerine ‘Toplumsal cinsiyete giriş’ seminerleri verilmiş.
Şu sorulara yanıtlar aranmış:
* Lise eğitiminde toplumsal cinsiyet kavramı nerede?
* Nasıl algılanıyor?
* Toplumsal cinsiyet lise ders kitaplarına nasıl yansıyor?
* Lise ve üniversite seviyesinde cinsel tacize karşı ne yapılıyor?
* Cinsel taciz neden eğitim eşitsizliği demektir?
Öğretim üyelerinin yaptıkları taramada Lise Edebiyat kitaplarında 9 kadın yazar tespit edilmiş.
Aynı ders kitaplarında söz edilen ve adı geçen erkek yazarların sayısı ise 440’mış. Adı geçen 9 kadından, içlerinde çevirmen olanları da çıkarınca 3 kadın yazara inmiş sayı.
Bunlar kimmiş diye merak edenler için yazalım:
Leyla Saz, Şuküfe Nihal ve Halide Edip Adıvar...
Yıllar öncesinde kalmış kadın yazarlar.
Kadınlar kan göremez!
Toplumsal kalkınma ve insani gelişim projesi kapsamında anketler yapılmış. ‘Kadınlar kan göremez’, ‘kadınların kamuda çalışmasına gerek yok’, ‘kızlar bisiklete binmese de olur’ gibi önyargılarla dolu anket sonuçları. Öğretmenlere verilen anketlerde de benzer düşünceler var. Örneğin erkek öğretmenler kadınların trafik polisi olamayacağını düşünüyor. Aynı şekilde, ‘kadından branş öğretmeni olmaz’ diyenler var. Güler misiniz ağlar mısınız, bilemiyorum ama toplumsal cinsiyet denildiğinde eşitliği aynılık sanan erkek öğretmenlerin şu sözleri de kayıtlara geçmiş: ‘Nasıl yani erkekler de çocuk mu doğursun?’ Tablo bu. Türkiye’nin geleceği korkutuyor. Farkındalık yaratmak için yürütülen bu projeler çok az kişiye ulaşabiliyor. Milyonlarca genç bu kitapları okuyarak mezun oluyor.