Bir süre önce Unilever’in kişisel bakım ürünlerinden Elidor şampuan ve saç bakım ürünleri saç uzmanları tarafından yeniden tasarlandı. Türkiye’den bir grup gazeteci olarak biz de Unilever’in Ar-Ge çalışmalarını yürüttüğü ve kapılarını ilk kez gazetecilere açtığı merkezi görmek, uzmanlarla tanışmak için New York’a gittik.
Konu güzellik olunca yazılacak çok şey var... Ben daha çok işin ekonomik boyutuna gireceğim. Sevgili arkadaşım İclal Aydın da sizlere trendleri ve dahasını yazacak!
Şundan çok etkilendim, doğrusu biliyordum ama işin bu boyuta geldiği rakamlarla önüme koyulunca şaşırdım.
Dünya tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biri yaşandı, yaşanıyor desek yanlış söylemiş olmayız, değil mi?
Evet ama kriz hikaye, güzellik şahane.
Malum Unilever dünya devi. Dünyanın 170 ülkesinde, yılda toplamı 40 milyar euroya yakın satış yapıyorlar. Japonya’dan Amerika’ya kadınlar saçlarını aynı şampuanla yıkıyor... Biz Elidor adıyla biliyoruz, çoğu yerde SunSilk ve farklı adlarla satılıyor. Dove ve Clear da Elidor gibi Unilever’in saç bakımında iddialı markalarından.
2 milyar tüketiciye ulaştılar
Unilever Kişisel Bakımdan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Philippe Harrousesau bize bir sunum yaptı. Hem Elidor’un yenilenmesiyle ilgili yapılanları, hem de Unilever’in kişisel bakım ürünlerinde geldiği noktayı anlattı. Kendisi 20 yıl önce 2 yıl Cihangir’de yaşamış. ’Türkiye’nin güzelliğine hayranım’ diye söze başlayınca yağlarımız eridi ama sonradan verdiği rakamlar da yüzümüzü kızarttı.
Kriz konusuna geri dönersek, son 2 yılda Unilever global pazarda yüzde 17 oranında büyümüş. 2 milyar tüketiciye ulaşmışlar.
170 ülkede 20 milletten 163 bin personeli var Unilever’in. Zaten hem sunumlarda hem de Ar-Ge merkezini gezerken Çinli’sinden Hintli’sine, Fransız’ına farklı milletlerden uzmanlarla biz de tanıştık.
Philippe Harrousesau, ’Her gün daha güzel gelecek yaratmaya çalışıyoruz, kendini iyi hissetmek çok önemli, bunu yaparken de herkesin bu olanaklardan yararlanmasını hedefliyoruz’ diyor.
Unilever’in stratejik hedefi, büyüklüğünü 2 kata çıkarmak ve çevre etkisini azaltmak.
Çevre etkisini azaltmak deyince de açmakta yarar var.
Daha önce Unilever’in CEO’su İzzet Karaca’yla yaptığım röportajda da yazmıştım. Unilever Türkiye’de son 10 yılda karbondioksit salımını yüzde 40, ürün başına kullanılan su miktarını yüzde 65, atık madde miktarını da yüzde 75 oranında azalttı.
Unilever’in global pazarda 10 yılda 1 milyar yeni tüketicinin Unilever ürünlerini alması gibi bir hedefi var ve bunun için çok çalışıyorlar.
Son 10 yılda 1.600 markasının da sayısını azaltmış, 400 markaya odaklanmışlar. Ne çok değil mi? Türkiye’de bunların 30’u var.
Unilever içinde kişisel bakımın aldığı yer yüzde 30 oranında. Yüzde 33’lük pay soslar, çorbalar, mayonezlerde, yüzde 19’luk pay içecek ve dondurma kategorisinde, yüzde 18’lik pay ise deterjan ve ev bakım ürünlerinde.
Bu arada bizim gezdiğimiz tesis de Unilever’in 6 Ar-Ge merkezinden biri. Unilever yılda 250-350 arası patent alıyor. Her yıl en az 20 bin başvuru yapıyor. Araştırma, geliştirmeye geçen yıl 891 milyon euro harcanmış.
Deodorant satışlarında da Unilever dünyada ilk sırada. Rexona, Dove ve Axe... Cilt temizleme ürünlerinde ilk sıradaki rakibinin 2 kat önünde. Saç bakımda Amerika’da ikinci, Afrika, Asya’da birinci.
Saçlar sabunla yıkanıyor
Gelelim Türkiye’ye...
Biraz önce dedim ya yüzümüz kızardı diye...
Kişisel bakım ürünlerini bizden Fransızlar 10 kat, Almanlar 9 kat, İngilizler ise 8 kat fazla tüketiyor. Yani sabun, şampuan, diş macunu tüketiminde sınıfta kalıyoruz.
Unilever Ev ve Kişisel Bakım Ürünlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun, Unilever’in Türkiye kişisel bakım ürünlerinde son iki yılda büyüme hızını yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkardığını söylüyor.
Türkiye’de geçen yıl 2.3 milyar liralık ciro yapan Unilever bunun 790 milyon lirasını saç bakımı ürünlerinden yaptı. Yani Elidor, Clear ve Dove markalarıyla yaptı.
Türkiye’de nüfusun yüzde 13’ü saçımı sabunla yıkıyor, terlediğine de inanmıyor. Amerika’da nüfusun yüzde 95’i her
gün deodorant kullanıyor, Türkiye’de ise 3 kişiden biri.
Y Nesli aşk ve eş için her şeyi yapıyor
Elİdor’un yeni serisi Co-Creations 7 saç uzmanıyla yeniden tasarlandı. Bu uzmanlar arasında örneğin kıvırcık saç uzmanı da var, boya uzmanı da...
New York’ta bu uzmanlarla da biraraya geldik. Ben saç konusunda çok tutucuyum, bu yüzden de kendimi bu dünyaca ünlü uzmanlara emanet edemedim. Ama aramızdan bazı arkadaşlar saçlarını dünyaca ünlü uzmanlara boyattı...
Elidor’un bu yenileşme hareketi reklamlardan da takip edildiği gibi tüketiciyle de paylaşılmaya bir süre önce başlandı. Ben sizle kuafördeki deneyimimi paylaşamayacağım ama etkilendiğim bir sunumdan bahsetmek istiyorum.
Unilever’in New York’taki küresel reklam ajansı JWT’ye gittik. Amerika’da bir reklam ajansının atmosferini solumak güzeldi.
Bu sunumda, karşımıza Y Nesli çıktı. Çoğumuz bu nesilden değiliz, arkamızdan gelenleri merakla dinledik...
Y Nesli, 1978-2000 arasında doğan kadınlar... Bizden çok farklılar. Kaşlarını 29 yaşında aldırabilmiş biri olarak, benden çok çok farklı olduklarını söyleyebilirim. Bu kuşak güzellik için her şeyi yapabiliyor, yapabilecek. ’Önce aşk ve eş’ diyorlar. Bu sunumda, annemin ’önce ayakların üzerinde dur’ demesi aklımdan şöyle bir geçti.
Y Nesli güzellik için ameliyat da çok rahat olabiliyor, her türlü yeni ürüne de açık.
Ama ’baştan aşağı yeniden yaratalım kendimizi’ çağı da bitti. Medya ve dijital teknoloji kullanımında sınır tanımayan
bu kuşak, daha zarif ve hoş olmak için her şeyi denemeye hazır. Tek gıdaları güzellik. Onlara dengeli beslenmek, sağlıklı olmak filan yetmiyor.
Bu yüzden de bu güzellik için her şeyi yaparım diyen nesille birlikte birçok yeni ürünlerle tanışacağız. Örneğin yüz kaslarını rahatlatan yılan serumu için şimdiden 10 binden fazla kişi sıraya girmiş.
Başta söylediğim gibi güzellik konusundaki trendleri İclal’e bırakarak noktalarken Philippe Harrousesau’nun bir sözünü aktarayım, ’Dünyadaki kadınların yüzde 2’si kendini beğeniyor’. Kadınlar güzellik için her şeyi yapar!
Kriz hikaye güzellik şahane!
Haberin Devamı