Çocukluğumda iştahsızdım, iştahsız olduğum için de iştah acıcı her yolu deniyorlardı. Ve şimdi ben de aynı durumdayım. Ela “Acıktım” dediğinde dünyanın en mutlu kadını ben oluyorum. Ve doktoru her seferinde “Kilosu gayet iyi” dese de kızım bana zayıf geliyor. Geçenlerde bir arkadaşımla buluşup kızlarımızı yemeğe çıkardık. O “Yeme, artık yeter” diyor kızına, ben de “Annecim hadi ağzındaki lokmayı çiğne, şimdi yut” diyorum... Bir çocuğa yeme deyip, önünden yemeği çekmek mi zor, yoksa tersi mi? Bilemiyorum. Geçenlerde Türkiye’deki çocuklarda artan obezite oranına dikkat çeken haberleri gördükten sonra bir uzmanla bu konuyu konuşmaya karar verdim. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Prof. Dr. Ziya Mocan ve Diyetisyen Sanem Apa’yla sohbet ettik. İnanın bu sorun yalnızca ailelerin önlem almasıyla çözülmez.
* Obezite tehlikesi anne karnında mı başlar? Bir annenin gebeliğinde çok kilo alması, bebeğin normalden kilolu doğması ne kadar etkili?
Çocuk anne karnına düşmesinden itibaren çocuğun sağlığıyla ilgili her şey başlar. Annenin beslenmesiyle çocuklardaki obezitenin bağlantısı vardır. En önemlisi annede şeker hastalığı var mı? Ve en önemlisi de açık şeker hastalığı değil, anne de gizli şekerin olup olmadığı. Genelde gizli şeker hamilelikte atlanıyor.
* Gebelik süresince şeker takibi hangi dönemlerde yapılmalı?
Gebelik 3 döneme ayrılır. Her dönemde yapılmalı. Ayrıca genetik faktörler de var. Ailede şeker hastalığının olması da etkili olabilir.
* Çocuklardaki obezitede genetik faktörler ne kadar etkili?
Etkili ama tamamen genetik faktörlere bağlı değil çocuklardaki obezite.
* İnce, zayıf anne babaların çocukları da obez olabiliyor...
Kesinlikle. Dediğim gibi genetik faktör en az oranda etkileyen. Çok farklı etkenler var çocuklarda obezitede. Genelde gördüğümüz yanlış beslenme, davranış bozuklukları ve ailede şeker hastalığının olması. İnce anne baba da çocuğu çok yanlış besleyebilir.
Mamalarla beslenen çocukların obez olma tehlikesi yüksek
* Emzirme önemli. Anne sütüyle büyüyen çocukların obez olma tehlikesi daha düşük...
Evet, anne sütü çok önemli. 6 ay kesinlikle yalnızca anne sütü almalı çocuklar. Mamalarla beslenen çocuklarda obezite riski var. Anne sütünde koruyucu özellikler asla hazır mamalardaki gibi değil. Anne sütü çok üstün. Anne sütünün yerini hiçbir şey alamaz. Yapılan mama reklamlarına inanmamalı anneler.
* Bu da tüm araştırmalarda karşımıza çıkıyor...
Evet, yapılan tüm araştırmalar da bunu gösteriyor. Çünkü anne sütünün kullanılabilirliği çok yüksek.
Mamalarda durum böyle değil. Mamaları depoluyor çocuklar.
Emziği şekerli suya ve bala batırmak çok yanlış
* Herkes emziremiyor, ne yapacak emziremeyen anneler?
Öncelikle emzirmeyi amaçlayacaklar, üşenmeyecekler, kolaya kaçmayacaklar. Her annenin sütü olur. Olur da bir sağlık nedeniyle süt sorunu yaaşanıyorsa, bundan sonra atılacak adımlar doktorla birlikte olmalı. Doktorun söylediklerinin dışına çıkılmamalı. Doktorun verdiklerinin dışına çıkılmamalı. Bizim zamanımızda bunlar veriliyordu denmemeli. Tereyağı veriliyor...
* Mamalara tereyağı katanlar var...
Evet, ne yazık ki bunlar yanlış.
* Aklıma hemen gelen bir yanlış var. Emzikleri şekerli suya ve bala batıranlar var. Çocuklar güzel uyusun diye...
Bu da çok yanlış. Az bilgiyle hareket ediliyor. Her şeyi bilmek imkansız. Bilenlerin dediklerine güvenilmeli. İlk 6 ay anne sütü yeterliyse çocuğun başka bir gıda almasına gerek yoktur. Obeziteyi etkileyen duygusal faktörler de var. Anne baba, aile ortamının sağlıklı olması, okuldaki başarısızlık... Ailedeki sorunlar çocuğa farklı yansıyor. Mutsuzluk yeme alışkanlıklarını değiştiriyor.
Çocuğunuz önüne koyduğunuz her yemeği yemeli
* Çocuklar çok yemek seçiyor. Bunun önüne nasıl geçilmeli?
Çocuğun önüne koyduğunuzu yemeli, onu yemiyorsa o öğün atlanabilir. Bizde “Aman çocuğun sevdiği yemekleri yedirelim” deniliyor. Besin değeri yüksek bir yemekten vazgeçilip, besin değeri yüksek olmayan, hatta zararlı olabilecek yiyecekler veriliyor. Aileler duygusal kararlar verebiliyor.
* Bir çocuk kaç yaşında çikolatayı tatmalı, tatlı yemeli?
Tatlılar ne yazık ki çok tüketiliyor. Damak tadımız da tatlıya yatkındır. En büyük problem de ekşi tadı çocuklara sevdirememektir. Ne kadar geç verilirse o kadar iyi...
Obezite hastalarının tümünün damak tatları tatlıya yönelik olur
* Ekişiyi seviyor aslında bebekler, limon yalarlar.
Bebekken yakınlar ama bir şekilde bu değişiyor. Tatlıya karşı eğilim oluyor. Eğilim sırasında biz “Eti yemedi ama pasta yedi” dersek bu yanlış. Kremalı tatlı vererek çocuğa en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Obezite hastlarının tümünün damak tadları tatlıya yöneliktir. Bu da çocukluktan gelir. Ekşiyi sevmezler. Ekişiyi seviyorsa bir çocuk obez olmaz. Ekşi seven ekşi yer. C vitamininden yüksek beslenir, metabolizmaları hızlı çalışır. Tatlılar yedikçe yedirir, kalorisi yüksektir. Çocuk hekimlerinin önerdikleri dozlarda tatlı tüketilmeli. Alın çocuğunuzun ağzına limon damlatın demiyorum. Siz ne zaman çocuğunuza meyve suyu denettiniz?
* Emzirirken 4.5 aydan sonra günde yarım bardak meyve suyu verdim.
Bu doğru. Ama bunu yaparken meyvelerin içine şeker koyanlar oluyor, bu çok yanlış.
Okullardaki mönüler mutlaka denetlenmeli, ucuza kaçılıyor
* Yuvalarda, kreşlerde ve ilköğretim okullarında da tatlı veriliyor mönülerde, bu yanlış değil mi?
Çok yanlış. Genelde bu mönülerde ucuza kaçılıyor. Mönülerde tatlı yerine meyveli yoğurt ya da meyve olmalı.
* Çocuklar günümüzde enerjilerini harcayacak ortamlarda da değiller...
Parklarda biraz oynuyorlar, çocukların zaman geçireceği mekanlar yok. Olanlar da yine oturarak, bilgisar oyunları gibi... Çocuklar spor yapmıyor.
* Beden dersleri kaldırıldı... Zaten olsa da beden dersleri boş geçen ders gibi algılanırdı... Ne yapılmalı bu konuda? Herkesin maddi olanağı yok çocuğunu özel kurslara göndermek için?
Ne yazık ki öyle. Devlet politakası olmalı bu konularda. Çok genç nüfusumuz var, sağlıklı kuşaklar yetiştirilmeli. Şu anda beden dersi sıfırlandı... Bu yanlıştan dönmeli ve beden dersleri özendirilmeli.
* Okul kantinleri de çocuklar için tuzak gibi... Her türlü abur cubur var...
Okullar diyestisyen çalıştırmalı ve kantinler kontrol altına alınmalı. Besleyici, protein değeri yüksek gıdalar satılmalı. Tamamen abur cubur satılıyor kantinlerde, bu yanlış...
* Türkiye’de yüzde 28 obez çocuk oranına bakarak, bu çok tehlike diyebir miyiz?
Demeliyiz, hızla artıyor. Yüzde 28 diyenler de var, yüzde 24 diyenler de. Her iki oran da çok yüksek. Her 5 çocuktan biri obez.
Bir çocuğa tombiş demek bile travma yaratır!
* Bir de bu çocukların psikolojileri de bozuluyor. Küçücük çocuklar diyetisyenlere gidiyor, sürekli uyarılıyorlar aileleri tarafından, alay konusu oluyorlar...
Bu psikolojik problemleri de getiriyor dediğiniz gibi. İçe kapanık olabiliyorlar. Bir çocuğa tombiş demek bile rencide edici. Okullardaki öğretmenlerin de bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Bu çocuklar çok alıngan oluyor. Tombiş lafı bile bu çocuklarda tramva yaratır. Çocuklar içe döndükçe hislerini açıklayamıyor. Bu çocukların dersleri de etkileniyor. Daha çok odalarında zaman geçiriyorlar, daha çok yiyorlar.
* ‘Yeme’ demek çok zor değil mi bir çocuğa?
Yeme denmemeli, “Çocuğum bunu yersen daha iyi” demek gerekiyor. “Kremalı bir pasta, üzerinde çikolata soslu bir dondurma yerine şunu yersen daha iyi” demek lazım. Çocuklar genelde anne babaları bir noktadan sonra umursamıyor. Bu duruma gelinmişse bir pedagogtan da yardım alınmalı, kesinlikle de diyetisyene gidilmeli.
Obez çocukla bir yol arkadaşlığı yapmak gerekiyor
* Size gelen hastalarda çocuklar kendilerini nasıl anlatıyor?
Çocuk anlatırken bile aile devreye giriyor. Sonuçta çocuklar bir şahsiyet, aieleler bunu görmeli. Hep şunu yaşıyorum, çocukla başbaşa kaldığımızda çocuklar çok farklı konuşuyor. Doktoru çocuk arkadaş gibi görünce, gizli sırları söyleyince durum değişiyor. Obez çocukla bir yol arkadaşlığı yapmak gerekiyor. Kilolarını ailelerine bile söylemek istemiyorlar.
* Kız- erkek çocuk ayrımı var mı? Obez kız çocuklarla erkeklerin davranışları farklı oluyor mu?
Kızlar biraz daha duygusal olabiliyor ama büyük fark yok.
* Peki fiziksel etkileriyle ilgili farklar var mı?
Kızlar ergenlik çağına yaklaştıklarında ailelerine karşı daha sert oluyor. 15-16 yaşında kızların beğenilme kompleksleri ön plana geçiyor. Aynı şekilde bu dönemde sıfır beden hastalığı da ortaya çıkıyor. Erkeklerde böyle durumlar olmuyor.
Bundan 4 yıl önce bu durum daha kötüydü, biraz kırılmaya başlandı. Sıfır bedene karşı da bir reaksiyon oldu. Sanırım aneroksiya azaldı.
Erkeklerde memelerin büyümesi büyük problem
* Obez çocuklarda farklı rahatsızlıklar da olabiliyor mu?
Kolesterol yüksekliği erişkinler gibi olmasa da kötü kolesterol sorunu olabiliyor. Bu düzeltilmezse metabolik sendroma gidiş oluyor. Şeker hastalığı riski çok fazla.
Erkek çocuklarda problemlerin başında memelerin büyümesi geliyor. Çok önemli bir görüntü problemi meme büyüklüğü.
* Başka sorunlar da oluyor mu?
Kilolu erkek çocuklarda testislerin içeride kalması sorunu olabiliyor, bu kompleks yaratıyor. Bu sorun ailede de problem yaratıyor. “Penisi büyüyemedi mi” diye soruyorlar.
* Kilodan mı büyümüyor?
Kilolu olduğu için testisler içeride kalıyor. Testislerin gelişmesi için soğuk ortam lazım. Kilolu olunca, içeride kalınca testisler yavaş gelişiyor, gecikiyor. Bu da ergenlik dönemini geciktiriyor.
Zayıflayınca çocukların boyları da uzuyor. Kilolu çocuklar daha yavaş uzuyor. Kilo veren çocuğun boyunun uzaması da hızlanıyor.
* Kısırlık olabiliyor mu ileride?
Olabilir. Testisler kilodan dolayı kanallarda kalıyor ve inemiyor. Bir operasyonla bu testislerin indirilmesi gerekiyor.
* Kız çocuklarda durum nasıl?
Kız çocuklarda da ergenlik gecikiyor. Bedenleriyle barışık olmuyorlar ve adelosan dönemindelerse adetleri düzensiz olabiliyor.
Süt dışında yüzde 100 meyve sularını içmeleri gerek
* Okul kantinlerinde yok yok. Evde siz ne kadar dikkat edersenz edin, okulda iki gofretle doyabilir çocuk...
Okul kantinlerinde yaş ve kuru meyve, meyveli yoğurt satılabilir. Okullardaki kantin kültürü ne yazık ki çok kötü. Kantinler boş enerji tuzağı. Süt dilimleri filan satılabilir, ceviz, badem satılabilir.
* Hazır dondurmalar besleyici mi yoksa onlardan da uzak mı durulmalı?
Onların doymuş yağ oranları biraz fazla. Onların da türleri var alırken dikkat etmeli..
* Şeftalili, limonlu çaylar içmeli mi çocuklar?
O çayların da şeker oranı kolalar kadar. Şeker yemekten hiçbir farkı yok.
* Peki süt dışında ne içecekler?
Yüzde 100 meyve suları var ve bunlar çok sağlıklı. Ayran, orman meyveli ve çilekli kefirler de içilebilir.
Ama çocukların bence en zevkle içecekleri yüzde 100 meyve suları. Limonatalar da çok şekerli. Şekersizleri de çocuklar için uygun değil.
Sütü çocuğa sade içirin ve günlük süt tüketin
* Süt içen çocuklarda kilo problemi olmuyor deniliyor, doğru mu? Anne sütünden değil inek sütünden bahsediyorum...
Ziya Mocan: İnek sütü tüketimi Türkiye’de çok düşük. Mutlaka artmalı. Çocuklar normal süt içmeli. Bu bilgi de doğru, süt besleyici ve doyurucu. Bir bardak sütü akşamları içmek gerekiyor. Süt içen insan fazla acıkmaz. Sütü sade içmek lazım. Günlük sütün içilmesini tavsiye ederim. Ayrıca kefir de içilmeli. Çok yararlı.
* Asitli içecekler de aynı şekilde sakıncalı...
Kesinlikle, şekerli ve asitli içecekler asla çocuklara verilmemeli.
Diyetisyen Sanem Apa: Çocuğunuza patates kızartması yerine salata, ev hamburgeri verebilirsiniz
* Obezite probleminden konuşurken okullardaki mönülerin de sağlıksız olduğu ortaya çıkıyor. Bir obez çocuğun tedavi için ailede yapılacakların dışında da yapılması gerekenler var gibi görünüyor...
Okullardaki mönüler ne yazık ki çok kontrollü değil. Sorun maliyetler. İncelediğim mönüler oldu. Sabah kahvaltısında sosis, salam veriyorlardı. Toplu beslenmede bu ürünler ucuza alınıyor. Sosis, salam hiç iyi bir alışkanlık değil.
* Her çocuk patates kızartmasını seviyor, pilav, makarna ve hamburger seviyor. Ne yapmalı aileler?
Patates kızartması yerine, eğlenceli bir patates salatası verilebilir. Aynı şekilde evde de hamburger yapılabilir. Eskisi gibi de değil artık, çeşit çeşit sandviç ekmekleri var, evde yapılmış bir köfteyle bunu vermekte hiçbir sakınca yok.
* Tatlılardan çocukları uzak tutmak gerektiğinden bahsettik, hiç mi tatlı yemeyecek çocuklar?
Emziği bala batırmakla başlıyor hata. Tatlıyı çok geç vermeli aileler. Şeker ve çikolata çok geç verilmeli. Ben kuru meyveleri öneriyorum. Çeşit çeşit kuru meyveler var.
Kremalı tatlı vererek çocuğunuza en büyük kötülüğü yapmış olursunuz
Her beş çocuktan birinin obez olduğu ülkemizde tehlike giderek artıyor!
Haberin Devamı