Sanayicilik hayatı boyunca ekonomik ve siyasal krizlerin yarattığı çok sayıda çalkantılı döneme şahitlik eden Akın Holding’in Başkanı Nuri Akın, herkesin projelerine ara verdiği bir süreçte toplamda 205 milyon euroluk 212 AVM ve rezidans yatırımını hizmete sunmaya hazırlanıyor.
212 AVM’nin 15 Ağustos’ta Bağcılar’da açılacağını söyleyen Akın, “Perakendecilerin zor durumda olduğunu biliyoruz, kiralarımız outlet’lerdeki seviyelerde” dedi. Akın, tüketimin artırılması gerektiğini vurgularken “Bir şey satılmazsa sanayici daha fazla dayanamaz” uyarısını yaptı.
Akın Holding Türkiye’de tekstil sektörünün önde gelen gruplarından biri. Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Akın. Tekstil sektörünün bu deneyimli ismi 1972-2005 yılları arasında Bağcılar’da faaliyet gösteren Edip İplik fabrikasının yerine alışveriş merkezi ve rezidans yaptı. 212 adlı alışveriş merkezi 15 Ağustos’ta açılacak. Nuri Akın’la bu vesileyle buluştuk. Malum kriz nedeniyle çok sayıda alışveriş merkezi projesi durduruldu ya da ertelendi. Nuri Akın ise projesine çok güveniyor ve 212’nin Bağcılar’ın yaşam merkezi olacağına inanıyor.
Dedeniz Denizli Buldan’da işinizin temelini atmış...
Dedem belediye başkanıymış. Biliyorsunuz Buldan dokumacı memleketi. Babamların da boyahanesi varmış orada. İlk önce Cağaloğlu’nda sonra Kapalıçarşı’da dükkan tutmuş babam. Dedem malları Denizli’den gönderir, babam da satarmış. Babam İngilizce ve Almanca öğrenerek hem ticaret yapmış ve hem de dışa açılmış.
Vizyon sahibi bir adammış...
Kesinlikle...1948 yılında, ben 4 yaşındayken, annem kardeşime hamileyken, babam 6 aylığına Amerika’ya gitmiş. Orada da hem yabancı dilini geliştirmiş, hem de ticaret yapmış. 1955’te İstanbul’da Akın Tekstil’i kurdu babam.
Siz ne eğitimi aldınız?
Almanya’da Tekstil İktisat Mühendisliği’nden mezun oldum. Askerlikten sonra Edip İplik’i kurdum. O dönemde Turgut Özal, DPT’nin (Devlet Planlama Teşkilatı) başındaydı. Pamuk ipliği fabrikalarına teşvik veriliyordu. Ben de fabrikayı İstanbul’da kurmayı hayal ediyordum. Turgut Özal’a ’aynı teşvik İstanbul için geçerli olur mu?’ diye danıştım. Özal, 25 bin iğlik yerine 50 bin iğlik iplik yatırımı yaparsak olabileceğini söyledi.
Siz de yaptınız...
Aslında kolay olmadı. Bu yatırımı ancak 2 kademeli yapabileceğimizi söyledim. Özal kabul etti; çok da sevindi. İstanbul’a en yakın 80 bin metrekarelik arsayı bulduk. O zaman bu arsanın yeri için İkitelli Köyü denilirdi.
Turgut Bey yolumuzu açtı
Şu anda 212 Alışveriş Merkezi’nin yeri...
Evet. Edirne’nin Ed’i ile ipliğin ip’ini birleştirip, Edip İplik fabrikasını kurduk orada. Ben Turgut Bey’le ilişkimi o dönemden sonra hep sürdürdüm. Ben yolumuzu çok açtığını düşünüyorum ülke olarak. Oturduğumuz yerden bir şey olmayacağını, kapıları vurup açmak gerektiğini öğrendik işadamları olarak. ’Bizim malımız var, bunu satarız’ demeye başladık. O dönemde Edpa Dış Ticaret Şirketi’ni kurdum. Biz 1987’de Edpa olarak Türkiye’nin 4’üncü büyük şirketi olduk. İtalya’dan Cezayir’e kadar her yerde şirketimiz vardı.
Sonra da Tekstilbank’ı kurdunuz...
Evet, 1987’de Tekstilbank’ı kurdum. Hayali ihracat yüzünden Edpa tipi şirketler yıprandı, bizim hiç ilgimiz olmamasına rağmen küçüldük. O dönemde yurtdışında kurduğum şirketler de tek tek kapandı. Şu anda yalnızca Amerika’daki devam ediyor. Edpa-USA çok iyi gidiyor.
Yüzde 84’ü ihraç ediliyor
Pamuk ipliği üretiminde hep farklı bir yerinizin olduğu söylenir...
Pamuk ipliği altın niteliğindeydi. Bizim holding çatısı altında diğer tarafta Akın Tekstil vardı, her şeyi üretiyorduk orada da, konfeksiyona da girmiştik. Melanj ipliğini ilk biz yaptık. Lacoste markasının melanj ürünleri bizimdir. Türkiye’den dışarıya mal satanların çoğu bizden ara malları alır. Akın Tekstil’in üretiminin yüzde 84’ü ihraç edilir ama iplikte yüzde 25 kadardır ihracatımız, çünkü bizden alıp işleyip sonra satar üreticiler.
2001 yılında banka deneyiminiz farklı bir tecrübeyle noktalandı...
Ben 1986 ile 2001 arası bankayla çok ilgiliydim. 2001 krizinde hakim hisseleri Giyim Sanayicileri Derneği üyelerinin kurduğu holdinge, Turgut Yılmaz’a bıraktım. ’Ne yapacağım?’ diye bakarken 2006’ya kadar yeni bir şey yapmadım. Edip İplik’i taşıdık biz bu arada.
Fransızlar ‘Fransız’ oldu
Neden?
1994 yılında bize bir Fransız müşteri gelip, ’Bu yeri bize 50 milyon dolara satın’ dedi. Nisan’da kriz olunca Fransızlar Fransız oldu. Ama bu bizim kulağımıza kaçtı, gözümüz açıldı ve biz o zaman yer aramaya başladık. Trakya’ya yavaş yavaş taşındık. 2008’de CarrefourSA ısrarla arsayı bizden istedi. Biz sonra burayı yapalım istedik. Ve sonuçta AVM ve rezidans projesi ortaya çıktı. 212 İstanbul’u yaratmak için yola çıktık.
İki yıl önce AVM açmak iyi bir iş gibi görünüyordu ama kriz geldi, şu anda projelerin çoğu iptal edildi, ertelendi...
Biz de fırtınaya yakalandık. Tekneyle yola çıktık, karaya çıkamıyoruz kayalara çarparız, açılamıyoruz çok dalga var. Durum bu. Bu arada Edip İplik dünya markasıydı. Lüleburgaz’daki fabrikayı 2008 başında kapattık.
Neden?
Çünkü para kazanma değil para kaybetme makinesi oldu bizim için. Döviz kuru yüksekliği, işçilik ve enerji fiyatları diğer ülkelere nazaran 8 kat fazla Türkiye’de. Sürekli her ay zarar ettik. Servetten yemeye başladık.
Bodrum’da da projeniz vardı...
1994 yılında başladık oradaki projelere de. İki proje yaptık orada. Babamın iki evi vardı. Kışın Nişantaşı’nda, yazın Suadiye’deydik. Ben hiç iki evim olsun istemedim ama deniz kıyısında oturmayı hep istedim. Bodrum’u çok beğendim o dönemde. 21 dönümlük bir yer aldım. Ne yapacağım tek başıma? İnsanın bir teknesi olunca, bir yere giderken üç beş arkadaşını arar, bu tip keyifli işler arkadaşlarla güzel olur. En yakın arkadaşları aradım ben de. ’Burada 20 ev olur’ dediler. Ben çok sıkışık olsun istemedim. Sonuçta 10 yakın arkadaşımla orayı yaptık. Orası çok güzel olunca sonra Kayaköy’ü yaptım.
Alışveriş merkezi işi de bu anlattıklarınızdan çok farklı değil mi? Farklı sektörlerden bu işe girenlerin tökezlediğini de görüyoruz. Siz nelere özen gösterdiniz?
İlk başta ’inşaatı kendim yaparım’ diye düşünüyordum ama sonra krediyi aldığım banka ’Bu işi iyi bir bilene verin’ dedi. Allahtan öyle yaptık. Yazlık yapmaya, 40 ev yapmaya hiç benzemiyor. Biz Yapı Market’e verdik. İyi ki de vermişiz. 310 bin metrekarelik bir inşaat yapıldı. Çok da güzel oldu.
Bağcılar’da Basın Ekspres Yolu’nda böyle bir yer yok. Siz alışveriş merkezini yaptırmadan önce mevcut potansiyeli nasıl değerlendirdiniz?
Biz 212 projesine başladık. Bize yakın alanda iki proje durdu. Bölgede tek kaldık. Bunun avantajı var. Trafik meselesini halletmek için Büyükşehir Belediyesi’yle anlaşarak kavşak yaptırıyoruz. Biz önceleri ’Alışveriş merkezinin yapısı değişik olsun, insanları çeksin’ dedik. Değerlendirmeler yapınca, yol boyunca insanları dış görünüşün değil başka şeylerin çektiğini öğrendim.
Perakendeci zorda
Neler çekiyor?
Aileler iyi vakit geçirmek istiyor. Bir aile böyle bir yere geldiğinde yemeli içmeli ve bunlar mümkün olduğu kadar ekonomik olmalı. Biz bunu yaptık. Bağcılar, bugün İstanbul’un en büyük ilçesi. 720 bin nüfusu var. Bağcılar gelişmekte olan bir Orta Anadolu şehri gibi. Biz bunu değerlendirmeye çalışıyoruz. Yüksek markalar zorlanır o bölgede. Mantıklı seçimler yapıyoruz. CarrefourSA, Praktiker ve Media Markt gibi cazibe noktaları var. Media Markt sabaha karşı açılmak istiyor, büyük beklentileri var. Sinema salonlarının yanısıra ailelere yönelik oyun salonu da olacak.
Kaç mağaza olacak? Ne zaman açılacak?
185 civarı mağaza olacak. Ağustos’un 15’inde açılacak. Eylül ayında okullar açılıyor. Ayrıca bu yıl 21 Ağustos’ta Ramazan başlıyor. Media Markt ve CarrefourSA rica etti, ’Ramazan Ayı’ndan önce açın, bayrama iyi girelim’ dediler.
Kriz var. Perakendeciler birçok alışveriş merkezinde çok zorlandı, siz ne yapıyordunuz? Global kriz neleri değiştirdi?
Kiralamalar çok önemli. Perakendecilerin zor durumda olduğunu biliyoruz. Biz neredeyse outlet merkezlerindeki kira seviyesindeyiz.
5 milyon pantolon üretiyoruz
Akın Tekstil’in üretim rakamlarını öğrenebilir miyiz? En büyük pantolon üreticilerinden biri olduğunuz söyleniyor...
Yılda 5 milyon pantolon üretiyoruz. 20 milyon metrekare de kumaş üretiyoruz. Yüzde 84 ihracatımız var. Avrupa’ya satıyoruz. Global kriz ortamında siparişler ilk anda etkilendi ama döviz yukarı çıkınca bizim için iyi oldu.
İnsanlar temkinli gidecektir ama yavaş yavaş pozitife döneceğiz
Türkiye’deki her işadamı gibi çok sayıda kriz deneyiminiz var. Bugün yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
1978’de sanayiciydim, işçi krizi vardı. Ama daha öncesinde de 1974 yılında petrol krizi çıktı. Ambargo geldi. 1989 krizi, 1994’te de şaşırdık, ‘battık mı batmadık mı’ diye düşündük. Biz 2001 krizinin getirmiş olduğu sağlamlığın avantajlarını kullanıyoruz bugünlerde. Ama perakende de kriz büyük. İnsanlar para harcamıyor. Şu anda inşallah sonuna geliyoruz diye düşünüyorum. Sanayide çok büyük düşüş var. Bir şey satılmazsa sanayici dayanamaz. Tüketimin artırılması gerekiyor. İnsanlar bu ortamda temkinli gideceklerdir ama ben yine de yavaş yavaş pozitife gideceğimizi düşünüyorum.
3 bin kişiye iş imkanı
- 212 alışveriş merkezinin maliyeti 120 milyon euro.
- 90 milyon euroluk rezidansla birlikte projenin toplam maliyeti 205 milyon euroyu bulacak.
- Media Markt 4.600 metrekare, Praktiker 9.300 metrekare ve CarrefourSA 11.600 metrekare alanla projede yer alıyor. Nuri Akın, bu yerlerin alışveriş merkezinin cazibesini artıracağını söyledi.
- 212’de 10 salonlu bir sinema da bulunacak.
- Proje 55 bin 560 metrekare alan üzerine kuruluyor ve 230 bin toplam kapalı alana sahip.
- 3 bin kişiye iş imkanı verilecek.
- Projenin rezidans kısmında 540 daire yer alacak. Her katta 17 daire olacak.
Kiralarımız outlet seviyesinde ‘212’yi krize rağmen açıyoruz
Haberin Devamı