Kalp hastaları oruç tutmamalı

Dr.Yücel´le sıcakların tetiklediği kalp krizini konuştuk

Haberin Devamı

Kalp hastalıkları uzmanı olup da hiçbir hastasına ‘kalp hastası’ demeyen bir doktor Genco Yücel... Konuşkan, güleryüzlü... Malum yaz aylarında kalp krizi geçirenlerin oranı artıyor. “Sahilde yürürken yere yığıldı”, “Kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra evde soluksuz kaldı”, “Oğlanlarla mahallede top oynuyordu”, “Halı sahada düştü, kalkamadı” gibi sözlerle başlayan ve ne yazık ki yaşamın noktalandığı üzücü hikâyeleri yaz aylarında daha sık duyuyoruz. Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Şefi Dr. Genco Yücel’le sıcak havanın tetiklediği kalp krizi konuştuk.

* Sıcak hava kalp rahatsızlığı olanlar için çok tehlikeli. Ne yapmalı kalp hastaları bu havalarda? Ayrıca yalnızca kalp hastaları değil kalp krizi riski taşıyanlar ne yapmalı?

Yazın en sıcak günlerini yaşıyoruz. Bu zamanlar gerçekten kalp sağlığı için önemli ve riskli. Sıcağın kendisi risk içeriyor. Vücut sıcaktan terliyor, sıvı kaybediyor. Sıvı kaybedince vücut daha çok ısınıyor. Bu kısır döngü. Konunun kalp hastalarını ilgilendiren kısmı da şu, sıcakta damarlar genişliyor. Vücutta sanki egzersiz yapıyormuş gibi bir hareketlenme oluyor. Herkesin egzersiz yapmasını önermediğimiz için de bu hayli riskli bir durum. Ayrıca kalp hastaları ilaçlar kullanıyor. Bu ilaçların da sıvı dengesine ters etkileri oluyor. Sıcaklar bu yüzden kalp hastaları için de kalp krizi riski taşıyanlar için de önemli.

* Kış aylarına göre yaz aylarında daha çok kişi kalp krizi geçiriyor bu yüzden de...

Evet ama tek etken sıcaklar da değil. Yaz aylarıyla birlikte yaşam biçimi de değişiyor. Kış aylarında insanların hayatı daha rutin. Çalışıyorlar, sabah kahvaltı yapıp işlerine gidiyorlar, belli saatlerde uyuyorlar. Kışın daha çok televizyon başında zaman geçiriliyor. Yaz aylarında ise rutin değişiyor. Deniz kenarına gidiliyor, akrabalarla, arkadaşlarla daha çok plan yapılıyor, daha çok zaman geçiriliyor. Geceler de uzuyor, geç saatte yemek yeniliyor, sahilde spor yapılıyor, futbol oynanıyor, voleybol oynanıyor, koşuluyor. Arkadaşlarla geçmişte yapılan aktiviteler yaz aylarında hatırlanıyor, yıllar geçmemiş gibi o aktiviteler yapılıyor. Normalde spor yapmayan insanlar yazın “Bir ter atalım” diyorlar. Motive ediyor yaz insanları.

En önemlisi sıvı kaybını asgaride tutmak

* Böyle anlattığınızda tüm bunlar çok güzel şeyler gibi görünüyor... Yürüyüş yapmak, yüzmek...

Güzel şeyler ama aması var... Argo tabiriyle insanlar yazın gaza geliyor. Yaz ayları konsepti hareketi artırıyor. Ben buna yaz ayları sendromu de diyorum. Ayrıca alkol tüketimi de artıyor. Daha çok sıvı tüketmek gerekiyor. Alkol de su kaybına neden oluyor. Sıvı kaybını asgaride tutmak en önemlisi. İnsanlar yazın çocuklarıyla da yarışıyor, mahalle gençleriyle de yarışıyor. Hasta olmayanlar için de bunları söylüyorum.

* Her yaştaki insan mı bunlara dikkat etmeli?

Etmeli. Ama 40 yaş sonrasındaki erkekler kesinlikle dikkat etmeli. 40 yaş sonrası erkekler bu tarz yarışmacı aktivitelerden uzak durmalı.

Kadının doğurganlığı sona erince kalp hastalığı artıyor

* Erkekler için 40 yaş sınırını hep duyuyoruz, peki kadınlar için?

Bizim risk grubu olarak anlattığımız gruplarda kadınlar menopoz sonrası risk grubuna girer. Erkeklerde ise 40 yaş sonrası. Kadınlar menopoza kadar genelde kalp hastası olmuyor. Bence doğanın dengesinde bunun rolü var. Doğurganlık olduğu sürece sorun yok kadınlarda. Doğa böyle bir denge kurmuş. Kalpleri sağlam kalıyor istisnalar dışında. Kadının doğurganlığı bitince kalp hastalığı artıyor. Bunun bilimsel açıklaması yok. Östrojene bağlanıyor ama östrojen alan kadınlarda kalp krizi olabiliyor. 50 yaşında bir erkekle 45 yaşında menopoz olan bir kadının riski aynı olabiliyor. Menopoza giren kadın bir anda erkekle eşitleniyor...

* 40 yaş üstü her erkek de risk grubunda değil..

40 yaş üstü erkekler derken sağlıklı insanlar için söylüyorum. 40 yaş üstü erkekler evet risk altında ama yoğun risk altında olanlar farklı. Ailede genç yaşta kalp krizi geçirme öyküsü olması, ailede bypass geçiren birinin olması, babası, ağabeyi gibi.. Ayrıca sigara birinci faktör, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, hipertansiyon gibi durumlar kilo fazlalığı ve hareketsizlik riski artırıyor. Kilo fazlası ve karın bölgesinde yağlanma da riski artırıyor.

Ancak çok bİlİnçlİ İnsanlar tatİle gİtmeden önce “check up” yaptırıyor

* Tam da tüm bu söylediklerinizden kurtulmak için halı sahalarda maç yapılıyor, sahilde yürüyüşler yapılıyor...

Yazın dikkat edecek denen insanlar, risk grubunda olanlar, bir doktorla görüşmedilerse bilinçsiz egzersiz asla yapmasınlar.

* Tatile gitmeden önce kaç kişi doktora gidip “Nasıl davranmalıyım” der?

Yaz tatiline gitmeden önce “check up yaptır” demek biraz sevimsiz geliyor. Ancak çok bilinçli insanlar bunu yapıyor.

40 yaşındaki bİr erkek kendini genç hisseder ama 10 yıl öncesİ gİbİ değİldİr

* 40 yaş sendromu var erkeklerde. Çoğu erkeğin hayatında 40 yaşında değişiklik olur... Hâlâ gencim ben davranışlarını sergilerler, sanki sizin tüm anlattıklarınızı hâlâ gencim demek için de yapıyorlar. Mesela, 25 yaşındaki gibi spor yapmak...

40 yaşında bir erkekle konuştuğunuzu hatırlatırım...

* Siz daha iyi anlıyorsunuz durumu diyelim...

Doğrusu söyledikleriniz ne yazık ki doğru. Yüzde 100 katılıyorum size. 40 yaşında bir erkek kendini genç hisseder, gençtir de ama 10 yıl öncesi gibi de değildir. Bu aslında hep aklındadır ama öyle davranmak istemez. Ben de doktor olarak asla hastalarıma kendilerini genç hissediyorlarsa “durun” demem. Belki “doktora bir danış” derim. “Hayat çok çabuk geçiyor” diye klasik bir laf var. Herkes istediği gibi yaşamalı... Ama şu da var, uzun zamandan beri yaptığınız bazı hareketleri yapamamaya başlarsınız. Bizim başımıza bu çok gelir. Hasta gelir “Yıllardır bunu yapıyorum, şimdi bak halime” der.. O hastaya ama “Şimdi yaşın kaç, yıllar geçiyor” sözünü direkt söylemek de biraz kişiye bağlı. Esprili biriyse kaldırır, değilse kaldıramaz. 20 yıldır sigara içiyordur, haftada 3-4 gece alkol alıyordur, uykusuz geceleri vardır, strese de giriyor olabilir, düzensiz de besleniyorsa, ailede de yatkınlık varsa, hipertansiyonu, kolesterolü varsa mutlaka önlem almalı...

Öncelikle sigarasız yaşama ve kiloya dikkat etmek gerek

* Ne yapmalı? Bir anda yaşam biçimini değiştirmek mi gerekiyor?

Yaşam kalitesi derken öncelikle sigarasızlık ve kiloya dikkat etmek gelir. Risk taşıyorsa mutlaka yaşam biçimi değişmeli... Bunu şöyle anlatalım. Bir makineniz var, alıyorsunuz kullanıyorsunuz bakmazsanız bozuluyor ve tamir edip bu kez ihmal etmeden bakıyorsunuz. 40’tan sonra akıllanan insanlar yanlış yapmıyor. 40’tan sonra erkeklerin akıllanması gerekiyor. Sağlıklı beslen, sigarayı bırak, içkini dozunda iç, risk grubundaysan bir doktora git. Aslında çok da zor değil.

* Peki size geldiler, tetkikler yapıldı ve anjiyo kararı alındı, hatta stent takılacak...

Anjiyo denildiğinde bunun çok antipatik geldiğini biliyorum. Genelde bize de şöyle gelir hastalar, “Karım git doktora görün dedi, geldim” derler. Biz erkekler sorunları eşlerimize atmayı severiz, oysa aklımızda bizim de “Ya bir şey varsa” sorusu vardır. Biz anjiyo yaptığımızda, stent taktığımızda da insan yaşamında kaliteyi yakalamayı amaçlıyoruz. Stent takılınca tamam şu kurallara uy, devam et. “Sigara içme, güzel hareket yap, bu güzel hareketler herkese göre değişir, gez istersen dünyayı dolaş, ilaçlarını iç” diyoruz. Kalp krizi geçirmiş insanlar da hayat kalitesini yakalayabilir. Bizim işimiz de onlara bunu nasıl yapacaklarını anlatmak, bunu sağlamak. Bize gelenlerin çoğu da, “Çocuklarımın büyümesini görmek istiyorum” der, bazen iş yaşamındaki kariyerlerini anlatırlar...

Kalp krizi geçiren hasta bir saat içinde hastaneye ulaştırılırsa kurtarılır

* Kalp krizi korkusuyla özellikle de yaz aylarında dil altı ilaçlarını ceplerinde taşıyanlar var. Herkes bu ilaçları alabilir mi? Kalp krizi geçirdiğini anlamak kolay mıdır? Nasıl anlaşılır?

Kalp krizi geçiren insan hiç vakit kaybetmeden hastaneye gitmeli. İmkanı olan hastaneye ulaştırılmalı. Bir saat içinde ulaştırılan hastanın hayatı kurtarılır. Hastaneye geç ulaştırılan kişilerin kurtarılması zordur. Dil altı ilaçlarını almaya gelince, orada bir teşhis koyup, doktorluk yapıyorsunuz. Teşhis yanlışsa bu ilaç mülayim değil.

* Ne gibi bir zararı olabilir?

Bir gün önce cinsel gücü artırıcı ilaç kullanmışsa o insanı öldürebilirsiniz. Dil altı tabletlerin entresan bir yanı da var. Teşhis koymak için tecrübe sahibi olmak lazım. Bir kişi daha önce kalp krizi geçirmişse teşhis koyabilir. İlk kez geçiriyorsa hata yapma olasılığı yüksek.

Kriz geçiren hasta için en etkili ilaç aspirindir, onu da çiğnemelidİr

* Kalp krizi geçirdiğini düşündüğünüz birine ne yapabilirsiniz?

En isabetli ilaç aspirindir. Aspirini de çiğnettireceksiniz. Hemen emilir, yutunca sindirimden geçirmek gerekir. Oysa çiğnenince hemen devreye girer. Oksijen varsa bir şekilde onu verebilirsiniz, ambulans çağırıp beklemekten başka yapacak bir şey de yoktur. Onun dışında bir şey yedirip içirmemek lazım.
Dil altı ilaç konusunda ise işin bir yanı da psikolojiktir. Cepte dil altı ilaç taşıyorsanız “Onu kullanacağım” diye düşünüyorsunuzdur. Bu da psikolojik bir şey... Doktor vermediyse ben önermem. Bir insan kalp hastasıdır. Bu arada ben ‘kalp hastası’ demem kimseye. “Bir şeyler yaşadın, geçti” derim. O yüzden bu insanlara düzgün yaşa, hayatına bak demek lazım.

Mutlaka ceviz ve balık yağı tüketin!


* Bazı yiyecekler öneriliyor. Kalp hastalarına önerdiğiniz yiyecekler var mı? Kırmızı meyveler, sebzeler deniliyor...

“Şunu ye kurtul” diye bir şey yok. Kırmızı bilmem neyin mucizesi diyorlar, olacak iş değil. Dengeli beslenin. Et de yiyin. Besin olarak bilimsel olarak etkinliği gösterilmiş, kanıtlanmış cevizdir. Taze ceviz, ileri bilimsel yayınlara girmiştir. Balık yağı her türlü kalple ilgili araştırmaya girmiştir. Yasak veya sihirli bir yiyecek yok.

Kalp hastalarına oruç tutmamalarını tavsiye ederim

* Ramazan ayı geliyor. Kalp rahatsızlığı olanlar oruç tutabilir mi?

Genel anlamda insanların sağlığı için önemli söz düzendir. Düzenli uyku, düzenli yemek. Düzenli hayat tarzını benimsemek lazım. Ramazan ayı maalesef özellikle de yaz aylarında bütün düzenin alt üst olduğu bir dönem. Uyku saatleri değişiyor, düzen alt üst oluyor. Şeker hastalarına ve kalp hastalarına düzenden çıkılınca sorun yaratacağını söyleriz. İlaçlar kullanılıyorsa ben kalp doktoru olarak kalp hastalarına oruç tutmamalarını tavsiye ederim. Belki her gün tutmamalılar, belki birkaç gün tutmalılar, dini vecibelerini yerine getirmek için ihtiyacı olan insanlara yardımda bulunmak daha doğru olur. Susuz kalmak kalp hastaları için çok tehlikeli. Yaz aylarında su çok daha önemli, kalp hastalarının oruç tutmamaları daha uygun olur.

DİĞER YENİ YAZILAR