Metro Grup Türkiye Başkanı Nurdan Tümbek Tekeoğlu, uzun süredir tartışılan Perakende Yasa Tasarısı’nın bakkalları kurtarmayacağını söyledi. Bakkalların işini öldürenlerin indirim mağazaları olduğunu belirten Tekeoğlu, “Bu tasarı kesinlikle bakkalların hayatını kurtaramaz. Büyük mağazacılık yasa tasarısı büyük mağazaların yatırım yapmasını zorlaştırmak, bir gecede indirim mağazası açılmasına ses çıkarmamak üzerine kurulmuş gibi görünüyor” dedi
Metro Grup Türkiye Başkanı Nurdan Tümbek Tekeoğlu’yla farklı vesilelerle biraraya geliriz. Her görüşmemizde Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun anlattıkları zihnimi kurcalar ve onun gibi kadınların Türkiye’de olmasından gurur duyarım. Çok çalışkan, bulunduğu konuma tamamen kendi emeğiyle gelmiş bir kadın. Aynı zamanda çok iyi bir anne. Yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri dünya çapında ilgi görüp, ödüller aldı. O da bir iş kadını olarak binlerce genç kızın hayatını değiştirmek için çabalıyor. Bu kez Nurdan Tümbek Tekeoğlu’yla Pazarın Patronu röportajı için buluştuk. Doğrusu rakamlarla dolu bir röportaj da çıkabilirdi ama öyle olmadı. Nurdan Tümbek Tekeoğlu müşteri davranışlarındaki, perakende sektöründeki yenilikleri ve Türkiye’de yapılması gerekenleri anlattı.
* Almanya’nın en büyük şirketlerinden biri Metro. Uzun zamandan beri de Türkiye’de. Son krizi siz nasıl yaşadınız?
Metro Grup içinde farklı şirketler var. Metro Gross Market toptan satış yapıyor, bir diğeri Real Hipermarket zinciri, bir diğeri teknoloji marketi Media Markt, diğeri de alışveriş merkezleri yapan Metro Emlak yönetim şirketi. Ümraniye ve Merter’deki Meydan ile Hüsnü Özyeğin’le ortaklığımız olan M1 Alışveriş merkezleri var. (Konya, Adana, Antep ve Kartal’da var)
* Kaç tane Real var Türkiye’de?
14 tane var. Media Markt da 16... 14 de Metro Gross Market var. Metro Gross Market’in Genel Müdürü Hakan Ergin krizin başlama alametleri çıktığında, ’Halk çikolatadan şekere, pirinçten bulgura dönerse kırılma yaşanır’ dedi.
* Yaşandı mı?
Hayır. Böyle bir şey yaşanmadı dedi. Türkiye nispeten daha az etkilendi krizden. Pirinçten bulgura dönmedi. Metro Grup’un satın alma şirketi vardı. Real ve Gross Market merkezi kanaldan satın alma yapıyordu. Kriz gelmeden şirketlerin kendi adlarına alım yapmalarının daha doğru olduğuna karar verdik.
* Neden?
Müşterinin neyi alıp almamak istediğini oradaki satış ve pazarlama elemanları daha iyi gözlemliyor ve bunu satın almaya hemen söylüyor. Bu çok önemli. Çünkü artık müşteri beklentileri de çok farklı. Ürettiğimi satarım dönemi bitti. Şirketler üretmeye başladılar, pazarlama ve farklı alternatifler ortaya çıktı. Pazarlama ve reklam faaliyetleriyle insanlar etkilenmeye başladılar. Müşteri önemli olmaya başladı ama yine de tedarikçiler ön plandaydı. Şimdi farklı bir dönemdeyiz. Artık satıcı önemli. Üretici değil. Sosyal medya müşterileri çok etkiliyor. Anında haberler yayılıyor. Dijital teknoloji, bloglar insanları çok etkiliyor. Müşteri hassasiyetleri artık her şeyin önünde.
* Markasız ürünlere kayış ne oranda oldu?
2001 krizi gibi olmadı. Private Label’ların en üstlerinde en kalitelilerine kayış oldu. 2009’da Metro açıldı Pendik’te. Metro Gross Market krizde global bir karar almıştı, mağaza açmayacaktı, ama sonra bir mağaza açma kararı çıktı. Ve Almanya bunun Türkiye’de olmasına karar verdi. Pendik Belediyesi’ne gidildi, belediye de sıcak bakınca açıldı. 2010’da Metro Gross Market Türkiye’de 20’nci yılını kutluyor.
* Avrupa’da durgunluk var. Avrupa ile karşılaştırdığınızda Türkiye’nin durumu nasıl?
2009 Türkiye için parlak geçti. Bize 2010’da “Türkiye en önemli 3-4 ülkeden biri“ dediler. 32 ülkede faaliyet gösteriyor Metro Grubu. Polonya, Romanya, Yunanistan bu civar ülkelerde hep var. Mısır’da da var. Türkiye’nin durumu en iyilerden. Geçen yıl perakende sektöründe kaliteli ürünü daha ucuza satma savaşının yaşandığı bir yıldı. Keşke her sene böyle bir çaba olsa.
* Büyük mağazacılık yasa tasarısı gündemde... Ne olacak bakkalların durumu?
Bizim “Esnafım” projemiz var. 2 bin 200 bakkala eğitim verildi. Modern bakkal nasıl olmalı eğitimi verdik. TIR’la geziyoruz her yerde. Bakkallar sandviç satıyor yurtdışında, buradaki bakkal tavuk çevirebilir, bakkallara da kendilerini geliştirme imkanı tanınmalı, yol gösterilmeli.
* Bu yasa bakkalların yaşamasını sağlar mı?
Bu yasa kesinlikle bakkalların hayatını kurtaramaz. Bakkalların esasında işini öldüren indirim mağazaları, bu yasa tasarısı indirim mağazalarını kısıtlamıyor.
* Neredeyse her mahallede adım başı indirim mağazası oldu...
Bakkalların yanında apartmanların alt katında açılıyor indirim mağazaları. Evin hanımı da bütün alışverişini indirim mağazasından yapıyor. Büyük mağazacılık yasa tasarısı adında çıkan yasa büyük mağazaların yatırım yapmasını zorlaştırmak, bir gecede indirim mağazası açılmasına ses çıkarmamak üzerine kurulmuş gibi görünüyor. Biz 10-15 bin metrekarelik yeri şehir içinde sokak aralarında açamayız. Bizim indirim mağazalarımız da yok. Ben başbakanın modern perakendeyi savunduğunu düşünüyorum, ’Organize perakende şirketleri bir proje yapın, her perakende şirketi şu kadar bakkalın modernleşmesini sağlayacak’ diyebilir başbakan. Çünkü Türkiye’de bakkalların seviyesi yükseltilmeli. İndirim mağazaları kontrol altına alınmalı.
* Haftasonu büyük marketler kapansın diyenler oldu...
Türkiye’de bütün çalışanlar haftasonu alışveriş yapıyor. Bizim şirketimizin CEO’su bizim başbakanımız. Kapısında devlet adamları yatıp kalkıyor, ’Bizim ülkemize gelin yatırım yapın’ diyorlar. Şimdi sizin ülkenize güvenen bir firmayı kırmamalısınız. Bir mağaza açmak için bir birbuçuk yıl bekletmemelisiniz. Türkiye’de biran önce yatırım yapmak isteyen şirketlerin önünü açacak düzenlemeler yapılmalı, bürokratik engeller kaldırılmalı.
1.0 kIz çoCuĞunu okutuyoruz
* Siz aynı zamanda farklı sosyal sorumluluk projeleri yürütüyorsunuz. TEMA ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle birlikte çalışmalar yaptınız...
Bursa’ya iki saat uzaklıktaki bir köyü seçtik. Tema ile birlikte o köyü kalkındırdık. Siemens’te çalışırken Türkan Hoca’yla tanışmıştım, o dönemde 300 kız okuttuk. Sonra yıllar sonra Meral Tamer’in ’Baba beni okula gönder’ kampanyasıyla ilgili yazısını okudum. Hemen 100 kız çocuk aldık. Sonra bu sayıyı 1.000’e çıkardık. Çok çaba harcadık. İyi niyeti işler başarılıyor. 1.000 çocuğu okutuyoruz. İmkansız Periler kitabını yazdık. 16 bin sattı. Muş’ta 80 kızı okula başlattık, okul açtık. Şimdi kitabın İngilizcesini hazırladık. Bu sefer Artvin’de Ekim’de 80 kızımızı okula göndereceğiz.
Fitalat yüzünden beslenme çantası satmadık, 400 ürünü satıştan kaldırdık
* Kırtasiye ürünlerinizi geri çektiniz. Kanserojen ürün yoğunluğu nedeniyle. Yok mu Türkiye’de AB standartlarında ürün?
Ne yazık ki çoğu üründe Fitalat var. Yalnızca kırtasiye değil. Geçen sene 400 tane gıdayla temas eden ürünü satıştan kaldırdık. Tost makineleri, ekmek kızartma makineleri gibi bazı ürünler kaldırıldı. Düsseldorf’tan, merkezimizden bize talimat geldi. Gıdayla temas eden ürünlerde bu tip bir hassasiyet oldu. Bu da çok önemli. Ne kadar hesaplı olursa olsun almıyoruz. Geçen sene beslenme çantası satmadı Metro. Perakende satıcılarının en iyi satış yaptığı dönem okul öncesi dönemdir. Ama beslenme çantası satmadılar. Fitalat olmayan beslenme çantası bulamadılar.
* Siz satmadınız tamam ama milyonlarca çocuk var Türkiye’de. Bunlar beslenme çantası alıyor. Yok mu doğru dürüst denetim?
Tarım Bakanlığı iyi çalışmalar yapıyor ama ülke büyük, her yere ulaşması zor. Çok müfettiş lazım ve iyi eğitimli olmaları şart. Avrupa’da da çok çalışma var bu konuda, onlar da yetişemiyor. Bunları denetlemek çok zor. Ticaret adamının kârını maksimize etme iştahı her yerde var ve çoğunluk karnını doyurma derdinde.
‘İndirim marketlerine sınırlama getirerek bakkalları yaşatmalıyız’
Haberin Devamı