Gülden Yılmaz, eğitimciyken yaz tatilinde bir dükkan açarak bugün Türkiye’de 155, yurt dışında 57 mağazası olan Koton’un temelini attı. ‘Yılın Girişimcisi’ seçildikleri eşi Yılmaz Yılmaz’la birlikte krize rağmen büyüme hedefleyen Koton’un Başkan Yardımcısı Gülden Yılmaz, 2001 krizini de fırsata çevirdiklerini söyledi.
Şu anda içinde bulunduğumuz krizin Koton’a yansımadığını belirten Gülden Yılmaz, “2008’i yüzde 42 büyümeyle kapadık. 2009’da da yüzde 30 büyüyeceğiz. Yurt dışında 12, Türkiye’de14 yeni mağaza açacağız. Bu kararları daha önceden almıştık, iptal etmemizi gerektiren bir durum yok” dedi.
Öncelikle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlarım. Bugün ’Pazarın Patronu’ kendisini ’feminist’ olarak tanımlayan girişimci bir kadın, Gülden Yılmaz. Markası da Koton. “Kadınlar daha fazla ne ister?” sorusundan yola çıkılarak büyüme stratejilerini oluşturan bir markadan söz ediyoruz.
Bu yıl Koton markası kurucularına da bir ödül getirdi. Milliyet gazetesi ve Ernst&Young’ın CNN Türk işbirliğiyle düzenlediği Yılın Girişimcisi Yarışması’nın Türkiye finalini bu yıl Koton Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülden Yılmaz kazandı.
Koton için 1988’de ilk adımı atan kişi Gülden Yılmaz. Eğitimciyken yaz tatilinde açtığı 25 metrekarelik bir mağazadan bugün geldiği noktaya bakınca karşınıza güzel bir başarı öyküsü çıkıyor. Üstelik en büyük büyüme hamlesini de 2001 krizinde gerçekleştirdiler. Gülden Yılmaz’la hem Koton’u hem de global krizin hazırgiyim sektörüne etkilerini konuştuk.
Siz Adapazarı’ndan eşinizle çocukluk arkadaşısınız. Eşiniz Yılmaz Yılmaz deniz subayı, siz öğretmen... Sonra mağaza açıyorsunuz.
Evet. 1988’in yaz ayında Kuzguncuk’ta bir mağaza açtık. Ben özel bir lisede eğitim uzmanıydım. Eşim o dönemde işine devam etti. Çünkü çok da risk almak istemedik, en azından bir maaşımız garanti olsun istedik. Yeni evliydik o yıllarda. O yaz satışlar iyi gitti, yatırdığımız sermayeyi geri aldık. Ben yoluma devam ettim.
Arkadaşınız?
O bıraktı. Öğretmenliğe geri döndü. Hafta sonları Yılmaz da bana destek olurdu. Bir iki yıl böyle gitti. İşler iyi gidince Beşiktaş’ta da bir mağaza açtık.
O dönemde işlerin böylesine büyüyeceğini hayal etmiş miydiniz?
Hayır. Ama yapı olarak azimli biriyim. Bir işe başlayınca o işe sarılırım. Bu mağazayı kurmamış olsak mutlaka psikoloji eğitimimi devam ettirir, master filan da yapardım.
Beşiktaş mağazası açılınca mı eşiniz işinden ayrıldı?
Evet. 1991 yılından beri hep birlikte çalışıyoruz.
Karı-koca aynı zamanda ortak olmak zor değil mi?
Bu eşlerin ilişkilerinin nasıl olduğuna bağlı. Bizim 16 saat çalıştığımız, evde de işe devam ettiğimiz uzun bir dönem oldu. Aslında hâlâ öyle. Çok uyumlu muyuz? Hayır. Genelde iş yüzünden de tartışırız. Yılmaz beni ikna eder, ben ikna olana kadar çok diretirim. İkimizin özellikleri bizi bu konuma getirdi. Motivasyonum çok yüksektir benim. Asla caymam. Kendim ikna olana kadar çalışırım. ’Olmayacak’ lafı benim hayatımda yok.
2000’li yıllara kadar adım adım, daha sonra da hızla büyüdünüz, yurtdışına açıldınız. Sizce neyi doğru yaptınız?
Ben o ilk açtığımız küçücük mağazada da müşterilerimle çok ilgilenirdim. Koton mağazalarının tümünde bu prensip devam ediyor. En önemlisi bu. Ve tabii ki markayı konumlandırmak. Genç, modern, hesaplı bir markayız. Yeniliklere açığız. Biz Koton olarak müşterinin söylenmeyen ihtiyaçlarına yöneliyoruz. Bunlara yönelik projeler gerçekleştiriyoruz. 2008 yılı içinde pek çok inovatif projeye imza attık.
Siz mağazacılıkta 2001’de hamle yaptınız. Kriz döneminde nasıl büyüdünüz? Daha önce eşinizle röportaj yaptığımda Yılmaz Bey, 2001 yılında düşen mağaza kiralarını iyi değerlendirdiğinizi, hesaplı ürünlerle müşterileri çektiğinizi söylemişti...
O dönemi hiç unutmam. Ben hamileydim. Karnım burnumda yeni açılan mağazaları gezerdim. 2001’den sonra mağazalar açtık, hepsi de iyi gitti. Krizi fırsata dönüştürdük diyebilirim.
Şu anda kaç mağazanız var?
155 yurtiçi mağazamız var, 57 mağazamız da yurtdışında var.
Global kriz sizi etkiledi mi? Büyümeye devam edecek misiniz?
Ayın 15’inde Dubai’de, bir de bu ay sonu Belgrad’ta yeni mağaza açıyoruz. Büyümeye devam ediyoruz. Bu kararları daha önceden almıştık, şu anda iptal etmemizi gerektiren bir durum yok.
Sizin Arap Yarımadası’nda da çok mağazanız oldu değil mi? Bir Arap ortağınız var...
Evet. En fazla yurtdışı mağazamız Suudi Arabistan tarafında. Ortağımız da iyi, yerel. İşler de çok güzel gidiyor. 23 mağazamız var o civarda. Abu Dhabi, Bahreyn, Kuveyt... Sadece Suudi Arabistan’da 18 mağaza var. Rusya, Romanya, Yunanistan, Litvanya, Gürcistan, Suriye’de de mağazalarımız var. Türkiye dahil 22 ülkede Koton var.
Dubai mağazası ciroda birinci
En iyi ciroyu hangi mağazanız yapıyor?
En büyük ciroyu Dubai yapıyor. Sonra İstanbul geliyor. Dubai’de son girdiğimiz alışveriş merkezinin içinde 1600 mağaza var. İçinde ayrıca dev bir akvaryum var. Benim bildiğim bütün markalar var orada. Dubai’de 4 mağazamız var.
Son 3 aydır Türkiye’de hazırgiyim sektöründe büyük sıkıntı var. Alışveriş merkezlerindeki bazı mağazalar kapanıyor, bazı alışveriş merkezlerinde kira indirimleri yapılıyor... Sizin durumunuz nasıl?
Bize şu ana kadar kriz çok yansımadı. 2008’i yüzde 42 büyümeyle kapadık. 2009’da da yüzde 30 büyüyeceğiz. Anlaşmaları, sözleşmeleri yapılmış mağazalarımız var. 12’si yurtdışında, 14’ü de Türkiye’de yeni mağaza açacağız. Seçim sonrasında krizin daha çok etkilerini hissettireceği söyleniyor.
Kaç çalışanınız var, kaçı kadın?
5 bine yakın çalışanımız var. Çalışanlarımızın % 50’si kadın.
‘Popoyu kaldıran pantolon’ satışları yüzde 15 artırdı
Ne gibi inovatif projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
İlk proje pantolon üzerineydi. Eylül ayında yaptık. Kadınlar için en uygun kalıbı bulmak üzere yola çıktık. Kadınlara sorular sorduk pantolonla ilgili. Arman Kırım’ın yeni bir metodunu uyguladık. Pantolonlarımız popoyu kaldırsın, göbeği kapasın istedik. Müşterilerimizin ortalama boyu 162.7 cm. Bu fikirlerden yola çıktık, kalıplar hazırladık, 12 kalıbı müşterilere denettik ve sonuçta 6 kalıba düştük. Bu yeni pantolonların faydasını müşterilerimiz bize söyledi.
Yeni kalıplarla pantolonlar mı üretildi?
Evet. Kadınlar, iki-üç kalıp için “Bacaklarımın boyu uzadı, popomu kaldırdı” dediler. Bacakları uzun gösteren pantolonlarımıza ’leylek’ dedik. Popoyu kaldırana ’pop-up’ dedik, sıkı, kumaşı da özel olana ’pek-sıkı’ dedik. Üç kalıp böylece üretimimize girdi.
Satışlarınız arttı mı?
Yüzde 10-15 civarında artttı.
Bu tip başka projeleriniz olacak mı?
İki hafta sonra gömlek üzerine bir projeye başlıyoruz. Türkiye’de kadınların omuzları dar, standart gömlek kolları bizim kadınlarımıza uzun geliyor. Dünya standartlarına göre 3-4 santim daha kısa kollu bizim müşterilerimiz. Omuzlar da 1-1.5 santim dar. Gömlek üretimimizde de değişiklik yapacağız.
EVLİLİĞİMİZİN İLK 12 YILINDA ÇALIŞMAKTAN ÇOCUK YAPAMADIK
Eşinizle birlikte olmasaydınız, aynı noktada olur muydunuz?
Bu iş mi olurdu bilmiyorum ama mutlaka başarılı işler yapardım.
Bir kadın olarak çalışma yaşamında zorluklarla karşılaştınız mı?
Karşılaşmadım ama sonuçta hep eşimle çalıştım. Fakat işin başlarında uzun yıllar çocuk yapmadık biz. Evliliğimizin 12’nci yılında çocuk yapabildik. Önce iş hayatımızın temel taşlarını koyduk. Hâlâ ikimizin de heyecanı doruk noktasında.
Birlikte çalışırken uyguladığınız bir yöntem var mı?
Eskiden en önemli kararları alırken defter tutar, yani yazar, artılar eksiler koyardık. Şimdi yapmıyoruz ama uzun dönem hep yazarak karşılaştırdık. Hâlâ hep ortak karar veririz.
Herşeye rağmen Koton bu yıl % 30 büyüyecek
Haberin Devamı