Türkiye’de her 6 dakikada bir eve hırsız giriyor ve soyulan evlerin yüzde 36’sı ikinci kez hırsızlık olayı yaşıyor. Güvenlik sistemleri konusunda faaliyet gösteren Pronet’in Genel Müdürü Metin Kastro, çok sayıda kamu kurumu ve büyük şirketlerin de aralarında bulunduğu 51 binin üzerinde müşteriye hizmet verdiklerini belirterek son dönemde ebeveynlerin evdeki bakıcıları izleme imkanı sunan sistemlere ilgi gösterdiğini söyledi. Krize rağmen müşteri sayılarında yüzde 50 artış olduğunu kaydeden Kastro, müşterilerinin yüzde 80’inin ise İstanbul’da olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz yılın rakamları henüz açıklanmadı ama önceki yıla göre Türkiye’de her 6 dakikada bir eve hırsız giriyor ve soyulan evlerin yüzde 36’sı ikinci kez hırsızlık olayı yaşıyor. Geçenlerde yalnız yaşayan bir kadın arkadaşımın evine hırsız girdi, baş ucundaki cep telefonunu ve dizüstü bilgisayarını da aldı hırsız. “Nasıl oldu da uyanmadım?” diyor arkadaşım ve spreyle uyutulmuş olduğunu düşünüyor. Çelik kapı, evdeki kedi, kapıdaki bekçi hepsi hikaye... Herkes uyumuş ya da uyutulmuş!
Türkiye’de güvenlik sistemlerinde lider durumda olan Pronet’in Genel Müdürü Metin Kastro’yla konuştum. Pronet’in sağladığı hizmetleri anlattı Metin Kastro. Pronet 1995 yılında 3 ortakla küçük bir ofiste kurulmuş bir şirket. Hızla büyüyen Pronet şu anda Türkiye’nin her ilinde teknik altyapıya sahip, çok sayıda kamu kurumu ve büyük şirketler de dahil olmak üzere 51 binin üzerinde aboneleri var.
Siz daha çok evlerin güvenliğini mi sağlıyorsunuz?
Hayır. Eskiden aboneliklerin yüzde 60-70’i iş yeriydi. Hane sayısı son yıllarda artmaya başladı. Eskiden evler daha çok bir kez soyulduktan sonra ya da bir komşusunda hırsızlık olayı yaşandıktan sonra bize başvururdu. Şimdi durum farklı.
Bunun nedeni hırsızlık olaylarının artması mı?
Payı var ama bilinç de arttı. 2007’den sonra durum değişti. Eskiden evlerin büyük kısmında güvenlik sistemi kullananlar başlarına bir şey gelmiş insanlardı. Şimdi çoğu yeni eve taşınanlar, yeni ev kuranlar ve çocuğu olanlar oluyor.
Şu anda oran nedir?
2009’da eşitlendi, yüzde 50 ev, yüzde 50 iş yeri oldu. Dünyada da böyle. Bu iş önce Amerika’da yayıldı. Sonra Avrupa’da benimsendi. Amerika’da evlerin yüzde 20’sinde güvenlik sistemi var, Avrupa’da da bu oran yüzde 12-15 arası değişiyor. Türkiye’de 17 milyon hane, yaklaşık 2 milyon iş yeri var. Aslında evlerde büyüyeceğimiz açık. İş yerlerinin sayıları ufak kalıyor.
Türkiye’de oran nedir?
Binde 5. Yani alacağımız çok yol var. Biz kurduğumuz sistemle 7 gün 24 saat evinizi takip ediyoruz. Güvenlik güçleriyle bağlantımız var çok kısa zamanda evinize ulaşılıyor. Bu şu demek, siz evde yokken ya da evde siz uyurken cam, kapı, pencere veya başka yoldan evinizde bir hareketlilik olduğunda sistem uyarı veriyor. Bu işte ürün sizin değil bizim. O ürünü mükemmel tutmazsak biz işimizi yapamayız. Bu yüzden de bedelsiz cihazlar kuruluyor, yalnızca abonelik ücreti alınıyor.
Siz yalnızca güvenlik sistemi kurmuyorsunuz değil mi?
Evet. Yangının başlangıcında yakalıyoruz. Duman dedektörleri takıyoruz. Bir tehlike durumunda evden en kısa zamanda çıkmanızı sağlıyoruz.
Kriz sizi etkiledi mi?
Kriz bizi etkilemedi. Büyüdük. 2009’da abone sayımızda yüzde 50 büyüme oldu. 51 bin aboneyi geçtik. Abonelerimizin yüzde 80’i İstanbul’da.
Çalışan sayınız?
Yüzde 100 arttı. Artmaya da devam edecek. 2009 yılında çözüm ortaklığı sistemi başlattık. Bizim şirketimizde 530 kişi çalışıyor ama bu sayı çözüm ortalarıyla birlikte artıyor. Para kazanan çözüm ortakları yarattık.
Yalnız yaşayan yaşlılar için farklı ürünleriniz var mı?
Var. Yaşlılarda düştüklerinde kalkamama sorunu olabiliyor. Boyunlarına veya kollarına takabilecekleri uzaktan kumandalı ürünler veriyoruz. 5 noktadan korumaya alıyoruz evi.
Çalışan karı-kocaların çocukları genelde bakıcılara emanet. Son yıllarda bakıcı olayları arttı. Evi soyulanlar, çocukları kötü muamele görenler... Kameram diye bir sisteminiz var ve evleri de izliyorsunuz...
Geleneksel kamera sistemlerinde -eskiden daha çok iş yerlerinde vardı bu sistemler- özellikle de kuyumcularda, kameralar genelde en işe yarayacakları zamanlarda bozulur. Kayıt etmesi gerektiği zaman etmez v.s... Hırsızlar bunu bildiklerinden önce gidip kayıt cihazını çalar. Evlerde de profesyonel kayıt cihazları yerine bilgisayarlara kurulan sistemler kullanılıyor. Biz başka sistem geliştirdik. Müşteriler herhangi birşeyle uğraşmasınlar, edinme maliyeti düşük olsun ve istediğinizde geri verin istedik. Biz kayıt işini mekanda değil, internet üzerinde yapıyoruz. Hollanda’da server, görüntüleri canlı izlerken bilgisayarınızla izliyorsunuz. Kayıt izlemek istediğinizde Hollanda’ya bağlanıp izliyorsunuz. Kullanıcı adı ve şifreniz var, cep telefonunuzdan ve bilgisayarınızdan izliyorsunuz. 2009’un ortalarında başladık bu hizmete.
Kaç abone oldu?
1.0 üzerinde abone sayısı var. Bakıcı konusu çok hassas, abonelerin hemen hemen hepsi çocuk sahipleri. Zincir mağazalarda bu sistem çok tercih ediliyor. Mağazalarda kasa üzerinde, tezgahlarda kameralar oluyor. Her mağazaya kayıt cihazı koymak gerekiyor, bu da masraflı. Onun yerine tek ekrandan bütün mağazaları takip edeceğiniz sistemi tercih ediyorlar.
Pronet; Türkiye İş Bankası şube ve ATM’leri, Türk Ekonomi Bankası, İstinyePark, Akmerkez Alışveriş Merkezi, T.C. Merkez Bankası, City’s Nişantaşı Alışveriş Merkezi, Kuyumcukent, AGİT Zirvesi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne bağlı havaalanları, Türkiye İş Bankası Müzesi, CarrefourSA, DiaSA, Philip Morris gibi şirketlerin güvenliğini sağlıyor.
Kangal köpeklerini bile çaldılar
Sizin söylediklerinizden şunu anlıyorum. Türk insanı genelde başına bir şey gelmeden bu sistemlere başvurmuyor...
Biraz öyle ama bu değişiyor. Geçenlerde bana uzun zamandan beri “Benim evimde iki Sivas kangal var, Gerek yok sizin sisteme” diyen bir arkadaşımın, iki köpeği çalındı. Hırsızın işi hırsızlık, o da işini, en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Evlere tesadüfen girmiyorlar, izliyorlar... Eve giriş çıkış saatlerinizi takip ediyorlar. Evde köpeğiniz varsa belki caydırıcı olur ama genelde hırsızlar evi izlerler. Köpek var mı yok mu bilirler. Biz fokus grup çalışmaları yapıyoruz, müşterimiz olanlar ve olmayanlarla.
Sizin cihazları görünce hırsız o eve girmekten yüzde 100 vazgeçer mi?
Evet. Evlere asla olmuyor. Kaçınıyorlar. Çok caydırıcı. İş yerlerinde de şu oluyor; iş yeri sahibi mağazasını gece kapatıp gidiyor, orada da çok sınırlı bir süre var. Alarm çaldığı anda hızlı bir takım şeyler oluyor. Polis özellikle de büyük şehirlerde hızlı çalışıyor. Biz polisle, özel birimle çalışıyoruz. O birim sadece bu tip şirketlere hizmet veriyor. En büyük müşterileri de biziz. Bizden gelen sinyal gerçek bir tehlikeyi işaret ettiği için hızlı davranıyorlar. İşyerlerinde camı kırıp vitrinde bir şey varsa alıyorlar. 10 yılı aşkın bir süredir bu sistemler dünyada kullanılıyor ve suç oranlarını aşağı çeken sistemler bunlar.
Günde 1 dolara güvenlik
Hâlâ fiyatlarınız günde 1 dolardan mı başlıyor?
O kampanya çok tuttu. 1 dolardan başlayan fiyatlarla abonelik kampanyamız devam ediyor. Günde 1 dolar düşük bir rakam. Sigaradan da ucuz. Tam sigara fiyatlarını bilmiyorum ama gece rahat uyuyacağınızı bildiğiniz için bu parayı verirsiniz.
5 korumalı güvenlik sistemi neleri içeriyor?
Biraz önce yangın alarmı dedik o da bu sistemin içinde. Doğalgaz da, ambulans hizmeti de. Birçok abonemizin çocuğu ambulans numarasını bilmiyor ama ambulans butonunu biliyor.
Yazlıkların misafirleri var!
Türkiye’de ikinci ev sahipliği de çok yaygın. yazlık evlerde de hırsızlık çok oluyor. Kışın evlerini kapatan gidenler yaz başında çıplak bir ev bulabiliyor. Var mı bu yönde de talepler?
Var ama genelde kışın evlerde değerli bir şeyler pek bırakılmıyor. Ama bu yazlık evlere girip yaşayanlar var. Adam bakıyor eve gelip giden yok, bir ay, iki ay evde yaşıyor. Müşterilerimiz arasında yaşayanlar var, evlerinde birinin olduğunu telefon faturalarından anlıyorlar. 2 ayda adama 17 milyar TL’lik telefon faturası geliyor. Bir bakıyorlar evde kalan devamlı 800’lü hatlara bağlanmış.
Her 6 dakikada bir eve hırsız giriyor İstanbul’da 1.000 ebeveyn evdeki bakıcıları kamerayla takip ediyor
Haberin Devamı