Nevşehir’de kadın sorunlarını konuştuk. Trabzonlu, İzmirli, Karslı, Urfalı kadınlar biraradaydık. Sabancı Vakfı’nın “Kadın Dostu Kentler” yaratmak amacıyla başlattığı projenin deneyim paylaşım toplantısı vardı. Güler Sabancı, projenin başından beri biz kadın gazetecileri de alarak Türkiye’nin farklı illerinde kadınlarla buluşmalar düzenliyor. Bir dokunmayla değişen hayatları birlikte görüyoruz. Bir yandan elele verildiğinde her şeyin nasıl değiştiğini görüyoruz, bir yandan da anlatılanlar kanımızı donduruyor. Kadın intiharları, ensest ilişki, çocuk yaşta evlilik, aile içi şiddet, çok eşlilik... Sabancı Vakfı’ndan hibe alarak hayata geçen projeleri dinlemek için toplantı salonuna giriyoruz. Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın çevresine toplanıyor kadınlar. “Birleşmiş Milletler Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı (BMOP) Sabancı Vakfı Hibe Programı”...
İlk önce konuşmalar yapılıyor. Belediye Başkanı’nın ani bir işi çıkmış, onun dışında Nevşehir’deki tüm “erkek meclisi” toplantıda. Hepsi kadın projelerini dinliyor ve bu projelere desteklerini anlatıyor.
Kadın intiharları
Sonra 2008 proje özetlerini proje yöneticileri yapıyor. 10 temsilci sırayla projelerini anlatıyor. Aralarında iki erkek de var. İlk anda kulağımıza gelen en çarpıcı cümle Nevşehir’deki kadın intiharlarıyla ilgili oluyor. Hepimizin kafasına kazılmış, kadın intiharları en sık Batman’da görülüyor diye. Nevşehir kadın intihar vakalarıyla 6’ncı sırada. Nevşehir Kriz Müdahale Ekibi’nin başındaki isim Talip Yiğit, “Nevşehir denildiğinde akla Kapadokya geliyor. Bir yanıyla çok gelişmiş, turistik bir kent, bir yanıyla son derece kapalı bir yaşam biçimi. Bu iki yaşam kesiştiğinde sorunlar başlıyor, bunalımlar ortaya çıkıyor ve en kötüsü de erken yaşta evlilik” diyor. 12-14 yaşında evlendirilen kızlardan bahsediliyor. Yiğit intihar eğilimli genç kadınları nasıl kurtardıklarını anlatıyor. Kars’taki proje temsilcisi KAMER’den. Kars’ta Yusufpaşa Mahallesi’nde yapılan çalışmaları anlatıyor. Tarihi önemi olan Kars’ın bu mahallesinin zaman içinde zorla fuhuşa sürüklenen kadınların hikayeleriyle anıldığını, burayı tekrar kadınlar için yaşanılabilir yer haline getimek için yapılanlar özetleniyor.
İzmir Bornova’nın köylerinde yürütülen pansiyonculuk eğitimini de dinliyoruz. Kadınların bir kısmı şimdiden kafe, çay bahçesi, kahvaltı salonu gibi yerleri işletmeye başlamış. Trabzon’da Kaşık Tutan Elden Para Tutan Ele adıyla yürütülen bir proje var. Trabzonlu bir kadın satmak için yaptığı bir tepsi baklavadan eşi tatmak isteyince bir dilim bile vermemiş, ertesi gün eşi kermeste bir tepsi baklavayı satın almış... Van’da İkinci Çatımız projesinde kadınlara verilen eğitimler sonucunda bir kadın kuaför salonu kurmuş. Yine Trabzon’da ‘Kadınlık Sanatı’ projesinde Dış Ses adlı kadın oyunu Trabzon’un köylerinde sahnelenmiş.
Sen erkek sayılırsın!
Urfa’da yürütülen Muhtar ve Muhtar Adayı Eğitim Programı’nı Zeynep Şimşek’ten dinliyoruz. “Bu program tüm Türkiye’de uygulansa” diye geçiriyorum içimden. Urfa’da 61 muhtar 5 gün katılmış seminerlere. Başta Zeynep Hanım’ın elini sıkmayanlar varmış, bunlardan bir kısmı, “Sen Hoca’sın, erkek sayılırsın” diyerek tokalaşmışlar Şimşek’le. Urfa’da engelli kadın ve kız çocukları için de bir proje yürütülmüş. 60 engelli kadın halk eğitim merkezlerinde eğitim almış. Sabancı, toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye, gelişmekte olan bir ülke. Hepimiz biliyoruz ki, gelişmekte olan ülkeler için en önemli konulardan biri kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının sağlanması. Yeni göstergeler ve istatistikler gösteriyor ki, Türkiye’de kadınların katılım oranları halen çok düşük” dedi.
Gerçekten de biliyor muyuz, daha doğrusu bizi yönetenler bunların farkında mı, bilmiyorum. Güler Sabancı, dünyanın zirvesindeki 50, Avrupa’nın ilk 30 iş kadınından biri. İyi bir yönetici olmasının yanısıra vakıf aracığıyla yürütülen projelerle kadınların hayatına dokunuyor ve bir toplumsal dönüşümün gerçekleşmesi için öncülük yapıyor. Ezcümle, kadın olduğunun farkında olmak budur, bilmem anlatabildim mi? Sabancı Vakfı’nın projeleriyle ilgili yazmaya bir sonraki yazıda devam edeceğim.
Tam bir toparlanmadan bahsetmek zor
Güler Sabancı’yla uçak yolculuğumuz sırasında global krizden de konuştuk. Sabancı, “Dünya büyük felaketi önledi. Her devlet kendi paketini hazırladı. G-20 ana politikalarda birlik oldu. Krizden kimi ülkeler hızlı çıkıyor, kimi ülkeler yavaş” dedi.
Dünya ve Türkiye ekonomisinde yavaş yavaş toparlanmanın başladığını, ama tam bir toparlanmadan bahsetmenin de zor olduğunu anlatan Sabancı, süreç üzerindeki düşüncelerini şöyle aktardı: “Borsanın toparlanması demek ekonominin toparlanması demek değildir. Amerikan ekonomisindeki göstergeler bu anlamda moral oluyor. Ama bizim gibi ekonomilerde borsanın etkisi azdır. Çok sabırlı olmamız gereken bir dönemdeyiz. Evet, dünya felaketi önledi. Amerikan Hazinesi’nin verdiği destek, Avrupa ve İngiltere’de devlerin destek verdiği bankalar oldu. Şimdi bu destek nasıl ve ne zaman çekilecek, bu da çok önemli. Çok hassas bir konu. Devletlerin girdikleri piyasadan çekilmeleri için koordinasyon lazım. Burada IMF’ye de görev düşüyor. Destek verilen piyasalardan çok erken destek çekilirse hızla eskiye dönülür. Yapılanlar yapılmamış gibi olur. Tam olarak talep harekete geçmeden yardımın çekilmesi bir geri dönüşe neden olur. Anormal bir işsizlik var. Verilen desteklerin çekilmesi konusunda zamanlama çok önemli. Zamanlama iyi yapılmazsa işsizlik artar.”
Güler Sabancı kadınların hayatlarını değiştiriyor
Haberin Devamı