Krİzde eve kapanan tüketiciyi ’ev giysisi koleksiyonu’yla mağazalarına çeken Koton, yüzde 35 büyümeyi başardı. 2010’da ise tüketicinin neşesini yerine getirecek ürünlere odaklanan Koton mağazalarına önümüzdeki haftadan itibaren önce gözlük ardından da saat girecek. Koton’un kurucusu Yılmaz Yılmaz, “Eğlenceli ev aksesuarları da geliyor. Peluş oyuncaklar içinde sıcak su torbaları, USB bağlanabilen ördek, iPod’unuzu takabileceğiniz yastıklar satmaya başlıyoruz” dedi
Koton eksiksiz bir başarı öyküsü. Türkiye’nin gurur duyacağı bir marka. Yurtiçinde de yurtdışında da başarılı. Bundan 2 hafta önce 66’ncı yurtdışı mağazalarını Libya’da açtılar. Geçenlerde bir tesadüf eseri Atina’da yaşayan bir arkadaşımın krizle ilgili izlenimlerini alırken Koton gündemimize geldi. “Yunanistan’da krizin uğramadığı duraklardan biri Koton” dedi arkadaşım.
Daha önce mutlaka okumuş ya da duymuşsunuzdur; Koton Yılmaz Yılmaz ve Gülden Yılmaz çiftinin Kuzguncuk’ta 25 metrekarelik bir mağazadan yola çıkarak kurdukları bir marka. Deniz subayı Yılmaz Yılmaz’la, öğretmen Gülden Yımaz’ın yarattığı, gün geçtikçe büyüyen bir marka...
2008’de dünyanın en önemli perakende organizasyonlarından biri olarak görülen MAPIC’te 3 marka ödül aldı. Yılmaz Yılmaz’ın deyimiyle bu ödül Türkiye’de pek anlaşılmadı ama Koton’un yurtdışındaki yolu bu ödülle birlikte daha da açıldı. MAPIC’te 71 ülke ve 2 bin 340 perakende firması arasından Apple, Abercrombie ve Koton ödüle layık bulundu. Dünyanın en önde gelen teknoloji şirketi Apple’ı sanırım anlatmama gerek yok. Abercrombie ise gençlerin son zamanlardaki en favori moda markası, bir hafta önce New York’taydım, Abercrombie’nin önünde her daim kuyruk vardı... Ve Koton... 1988’de kurulan, gerçek başarıyı 2001 krizindeki çıkışıyla yakalayan ve son krizde de büyüyen markayı Yılmaz Yılmaz’la konuştuk.
Akıllı alışverişe yönelindi
* Siz 2001 krizi döneminde mağazalaştınız ve hızla büyüdünüz. Krizlerde büyüyen bir marka olarak bildik sizi. Yurtdışında da çok mağazanız var. Global krizi siz nasıl yaşadınız?
2009’u yüzde 26 büyümeyle bitirdik, kriz sürecinde büyüyemiz ortalamada yüzde 35. 2009 bizim için kriz yılı değildi. Tüketiciler kriz dönemlerinde tüketim alışkanlıklarını gözden geçiriyor, daha akıllı alışverişe yöneliyor. Bu da Koton için avantaj. Çok çeşidimiz var, modayı iyi takip ediyoruz. Tüketici bu avantajları daha fazla fark etti kriz döneminde.
* Çok çeşit derken, kaç koleksiyon hazırlanıyor yılda?
Mağazalarımıza günde ortalama 45 yeni model giriyor. Yılda 15 bin model üretiyoruz... Bu anlamda rakibimiz yok. Çeşitlilik olunca müşterilerin bağımlılığı da yüksek oluyor. 2007’de Deloitte’a Romanya, Yunanistan ve Türkiye’deki müşterilerimizle yaptırdığımız bir araştırmada, müşterilerin yüzde 55’i Koton mağazalarına her hafta geldiklerini söyledi.
İlk 3 ayda büyüme yüzde 40
* 2010 nasıl geçiyor?
İlk 3 ayda yüzde 40 büyüdük. Yıl sonu hedefimiz yüzde 35. Bunun içinde Türkiye ve yurtdışı var. Gayet iyi gidiyoruz.
* Yurtdışında 66 mağazanız mı oldu?
Şu anda 66 mağaza var yurtdışında. Son Libya’da franchise mağaza açtık. Yunanistan, Romanya, Rusya, Almanya mağazaları bizde, 14 mağazamız var buralarda. Bunun dışındakiler franchise.
* Rusya, Yunanistan global krizden çok etkilendi...
Nazar değmesin! Biz geçen sene çoğu yurtdışı mağazamızda yüzde 40 büyüme yakaladık. Yunanistan’da yüzde 35 büyüdük, yeni bir mağaza daha açabiliriz.
* Siz bu başarının altında müşterilerin taleplerini iyi bilen, çok çeşit üzerine kurulu, trendleri iyi yakip eden bir marka anlatıyorsunuz...
Evet, bunlara ek olarak şunu söyleyebilirim. Koton hep Gülden Yılmaz ve Yılmaz Yılmaz’la tanınıyor ama Koton’da çok profesyonel ve işini severek yapan insanlar var. Genel müdürümüz Koçbank’tan genel müdür yardımcılığı seviyesinden bize geçen bir arkadaşımız. Bu binada gezerseniz göreceksiniz, karıncalar harıl harıl çalışıyor. Başardığımız şeylerden biri takım ruhu. Burada çalışanların hepsi buradan bir dünya markası çıkacağına inanmış arkadaşlar.
* Kaç kişinin hayatını etkiliyor Koton? Çok farklı üreticileriniz var...
Bu ince bir hesap, sanırım bu yıl 17 milyon adet satışımız olacak.
* Her kadının evinde bir Koton ürünü var o zaman...
Vardır sanıyorum.
* Sizde de var mı?
Var... Türkiye’deki imalatçı kapasitesi yılda maksimum 1-1.5 milyon adet üretimi gerçekleştirebilir. Biz aslında zincirleme bir etki yaratıyoruz. Koton bünyesinde franchise’larla birlikte 5 bin kişi çalışıyor, ama bu üretim zinciriyle 20 bin insana ulaşıyor, 20 bin kişi Koton’un yarattığı katma değerden yararlanıyor.
Lİbya maĞazamIz rekorlar kIrIyor
* Libya’da da mağaza açtınız orada var mı Zara, H&M, Mango gibi rakipler?
Şimdilik yok. Libya mağazamız rekorlar kırıyor. Libya’da ikinci mağazayı 1.200 metrekareyle açacağız. Şu anda Libya’daki rakipler yerleşik değil. Filipinler’den bile ’gelin mağazalarınızı açalım’ teklifi geldi. Dubai’de birlikte çalıştığımız The Landmark Group büyüklüğünde bir grup, bünyesinde 30 marka olan bir grup geldi. Mango’yu da Filipinler’e götüren onlar. Bizim yurtdışındaki performansımız iyi. Bunu yurtdışındaki yatırımcılar görüyor.
Yılmaz Yılmaz, “Türkiye’de LCW’den sonra en çok perakende cirosunu yapan markayız. Perakende cirosu diye bir ciro var, markanın son satıştaki rakamını ifade ediyor bu ciro. 2010’u 450 milyon dolar perakende satışla bitireceğiz” dedi.
Dünyadaki rakipler bizden korksun!
* Sıkı rakipleriniz var. H&M, Mango, Zara... Siz kendinizi bu markalar arasında nereye koyuyorsunuz?
Biz bir markaya benzemek yerine tüketicinin ihtiyacını anlayarak bu temelde büyümeye odaklandık. Genç ve kentli müşteri grubumuz var. Daha odaklıyız, özgün bir tarzımız var. Bakın, birçok yabancı zincir geldi, Türk markaları pazarda kaybolmuyor. Koton dünyanın farklı yerlerinde rekabet ediyor farklı markalarla. Onlar bizden korksun.
DOGMA YIKMA GÖZLÜĞÜ TAKIYORUZ
* Son krizde müşterinin hangi taleplerini değerlendirdiniz?
Çok başarılı bir ev giysisi koleksiyonu yaptık. Koton Homewear... 2008 Kasım ayında kriz patladıktan sonra toplantımız vardı. Krizin etkileri var, insanlar daha az dışarı çıkıyorlar, çok para harcamak istemiyorlar. Madem böyle ev giysisi satışı artacak dedik, 20 mağazaya ev giysisi ürünlerini taşıdık, sonra koleksiyonu büyüttük. İnanın o kadar hızlı satıyor ki öyle böyle değil.
* Evde oturanlar evde şık olmak da istiyor...
Aynen. Firmalar genelde farklı fikirlerden korkuyor. Bazı patronlar da hiç korkmadan büyük risk alıyor. Biz enteresan fikir çıktığında bunun müşteri ihtiyacına dayanıp dayanmadığına bakıyoruz ve önce bu fikri 20 mağaza grubunda deniyoruz. Arman Kırım Hocamızla da yılda bir kere strateji toplantıları yapıyoruz. Dogmaları yıkma gözlükleri takıyoruz.
SOYUNMA KABİNİNDE SATIŞ
* Eğlenerek üretiyorsunuz... Var mı son dönemde denediğiniz farklı fikirler?
’Mesela soyunma kabinlerinde satış yapılmaz’ derler. Aslında soyunma kabinine giren müşteri satın alma kararına yakındır. Biz bunu da denedik, şu anda iyi gidiyor.
* Aksesuarlar var artık Koton mağazalarında...
Ayakkabı ve çanta da satıyoruz. Aksesuar da yıldan yıla arttı.
* Başka yenilikler var mı?
Önümüzdeki hafta Koton gözlükleri mağazalarda olacak. 2 ay içinde Koton saatleri de gelecek. Sonra eğlenceli ev aksesuarları gelecek. iPod’u yastığınıza takıp, yatarken müzik dinleyeceksiniz. Peluş oyuncaklar içinde sıcak su torbaları, oyuncak şeklinde hoparlör, USB bağlanabilen ördek gibi tüketicinin keyif alacağı ürünler satacağız.