En ünlü restoranların, uluslararası otellerin ve İstanbul’daki Musevi cemaatinin et tedarikçisi olan Etçii’nin sahibi Mehmet Emin Arslan, Türkiye’de yanlış politikalar, küresel ısınma, kuraklık ve damızlık hayvanların kesilmesi gibi nedenler yüzünden kesilecek hayvan kalmadığını, bunun da et fiyatlarının dengesini bozduğunu söyledi
ETİN kilosunun 40 liraya dayandığını Türkiye’de karkas et ve canlı damızlık dana ithalatının yapılması gerektiğini kaydeden Arslan, “Şu anda karkas denilen kemikli gövde fiyatı dünyada 2, bizde 13 dolar ve bu fiyat hızla artıyor. Bu hızla giderse Haziran’da karkas etin fiyatı 20 doları geçer. Bunun tüketiciye yansıması 60-70 liradır” dedi
Etçii’nin sahibi Mehmet Emin Arslan, İstanbul’un en büyük et tedarikçilerinden. Aslen Erzurum Horasanlı. Babası canlı hayvan komisyoncusuymuş. 1996 yılında et fabrikasını kuran Arslan en iyi restoranların, uluslararası otellerin ve İstanbul’daki Musevi cemaatinin et tedarikçisi. Arslan’ın aynı zamanda Steakhouse&Butcher adıyla restoranları da var. Arslan’la Tuzla’daki 2 bin 500 metrekare kapalı alana sahip tesisinde konuştuk.
* Kırmızı et fiyatları hızla yükseldi, yükseliyor. Siz 6 ay önce fiyatların yükseleceğini söylemişsiniz, ne zamandan beri et fiyatlarının yükselişi önlenemez hale geldi?
Aslında 2006’dan beri yükseliyor et fiyatları. Ne hikmetse sektörün önde gelen firmaları ve Tarım Bakanlığı bu kötü gidişe kulak tıkadı. Türkiye’de 72 milyon insan uygun fiyatta ve kaliteli et yemiyor.
* Etler kalitesiz mi?
Kesinlikle. Kaliteli et bulmak da çok zor. Et 5’inci sınıf ve fiyatı yüksek.
* Kırmızı et fiyatlarının artışının durması için ne yapılmalı? Sizin acil çözüm öneriniz nedir? Bakanlık ithalata karşı...
Halk sokağa dökülmeli. ABD’de kişi başı yılda 90 kilo kırmızı et tüketiliyor, yaşlı nüfusu olan Avrupa 60-65 kilo, o beğenmediğimiz Suriye, Irak, İran, hatta Ermenistan yılda 45 kilo et tüketiyor.
Kırmızı et Beymen gibi!
* Türkiye’de kişi başına yılda 11 kilo et tüketilmiyor mu?
Yoo, Türkiye’de 6 kilo. Hatta 5 kiloya düştü. O eski rakam. Hızla geri gidiyor. Çok lüks et Türkiye’de. Kırmızı et Beymen, Vakko gibi. Karı koca memur bir aile samimiyetle söylüyorum çocuklarına et yediremez. İnanın İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde çocuklarını iyi koşullarda büyütenler dışında, gidin normal devlet okullarına bakın, Doğu’ya gidin çocuklar zayıf, çelimsiz... Sağlıklı nesiller yetiştiremiyoruz.
* Herkes tavuğa yöneldi...
O da tavuk değil. Tavuğun atığından, kemiğinden, derisinden üretilen ürünler 5-6 liraya satılıyor. Bunların içinde bir gram et yok. Siz ilk sorunuzda sorun nereden başlıyor? dediniz...Aslında çok eskiden.
* Kırmızı etin fiyatı 40 lira oldu... Köylüde de hayvan kalmadı... Hayvanı olan kesmiyor, fiyat artacak diye bekliyor mu?
Köylü kendini şimdi haklı görüyor. Hükümet köylüyü görmüyor. 1980’e kadar halkın yüzde 65’i köylüydü. Türkiye tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülkeydi ama şimdi öyle değiliz.
* En pahalı et Türkiye’de. Var mı Türkiye gibi etin çok pahalı olduğu ülkeler?
Almanya’da etin kilosu 2.4 euro, benim amcaoğlu satıyor. Almanya’da geniş, verimli araziler tarım ve hayvancılıkta kullanılıyor. Hayvan açıkta geziyor, tozuyor, otluyor. Kaliteli et böyle oluyor. Biz de hayvan alınıyor, ahıra bağlanıyor. Bu yüzden et çok kalitesiz. Artık köylülerin 3-5 hayvanı bile kalmadı. Köylü kendine bakamıyor. Kendi hayvanını yiyen köylü var. 2007-2008’de çok sorun oldu. Küresel ısınma çok etkiledi hayvancılıkla uğraşanları. Romanya ve Bulgaristan da dahil olmak üzere çok kuraklık yaşandı, Türkiye’de de köylüler hayvana yedirecek yem bulamadı ve damızlık özelliği olan hayvanlarını kesti. Analar kesildi, koyun, inek kesildi. Şu anda hayvan kesim zamanı, kesecek hayvan yok.
* Irak, İran, Suriye’de durum nasıl?
Suriye’de bizim iki katımız fiyatında ama devlet sübvanse ediyor. Bu yüzden zorluk çıkmıyor bizdeki gibi. Geçenlerde Avusturalya’da bu işi yapan tanıdıklarımla görüştüm, ’Şu anda koyunculuk var’ dediler, Avusturalya’dan Irak’a et satıyorlar. Kemiksiz temizlenmiş etin fiyatı 4 dolar.
* Biz de iki katı...
Kaç iki katı, 20 dolar. Onlar Avusturalya’dan 4 dolara alıyor. Irak Avusturalya’dan gelen eti yiyor.
* İthalata karşı çıkanlar, ithal etlerin kalitesiz olduğunu, fiyat artışının spekülatif olduğunu iddia ediyor...
Hep deriz ya Şark kurnazlığı. Bunu yapanlar da var. Sizin mağazanız var elbise satıyorsunuz, her gün zam gelse elbise satar mısınız? Bugün Şark kurnazlığı yapılıyor. Lokantalar ve catering firmaları inanılmaz zorda. Catering firmaları fabrikalara, iş yerlerine anlaşma gereği söz verdiği eti bulmak zorunda. Biz Sofra ve Sardunya gibi Türkiye’nin en büyük yemek firmalarıyla da çalışıyoruz. Herkes çok şikayetçi. Etin kilosu 1.000 lira da olsa bulmak zorundalar, ne yapacaklar?
* Et fabrikalarında da sıkıntı var.
Et fabrikaları, sucuk fabrikaları da çok zorda. Bizim restoranlarımız var, Etçii adımız, ’Et yok, makarna verelim’ diyebilir miyiz? Lokantaların, iş yerlerinin zor durumda olduğunu bilenler ellerindeki hayvanları piyasaya vermiyor. Sabah bir fiyat, öğlen bir fiyat, akşam bir fiyat.
* Bakan Mehdi Eker ’Et fiyatları dengede’ diyor...
Neyin dengesi? Bu hızla giderse Haziran başında Karkas denilen etin fiyatı 20 doları geçer. Bunun tüketiciye yansıması 60-70 liradır. Şu anda Karkas kemikli gövde fiyatı dünyada 2 dolar, bizde 13 dolar ve bu fiyat hızla artıyor.
* Hükümet Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hayvancılığı teşvik ediyor. Bu iyileşme yaratmayacak mı?
Doğu ve Güneydoğu’da 27 ilde teşvik var hayvancılığa. Yatırımın yüzde 30’unu devlet karşılıyor, damızlık, gebe, düve fiyatının da yüzde 40’ını veriyor. Ama bu yetmez. Mutlaka karkas et ve canlı damızlık dana ithalatı yapılamalı. Bugün Türkiye’de 7 günlük buzağı fiyatı 1.000-1.500 lira. Dünyada böyle fiyat yok.
* Ne kadar ortalama?
Dünyada bunun satışı yok. 6 aylık hayvanın fiyatı ancak 150-200 dolar. Ötekini alıyor 18 ay bakıyor, diğerini 12 ay bakıyor. Kaos ortamı var. Eskiden fiyat artar, tüketici kendini çeker, denge olurdu. Kasım 2003’te etin fiyatı 9 liraya çıkmıştı. Hayvancılıkla uğraşanlar ellerindeki hayvanları satmıyordu, sonra sorun çözüldü.
* Yine aynı şey olur mu?
Şimdi düşmez çünkü hayvan yok. Şu anda sayı çok az. 2004’te 20 milyon hayvan vardı, bakanlıktaki veriler yanlış, şu anda 8 milyonu geçmez hayvan sayısı. Damızlık inek sayısı 5 milyon filandır, geri kalanı buzağıdır. Kesime hazır hayvan sayısı 500 bini geçmez. Böyle giderse 2 ay sonra kesilecek hayvan bulunmaz.
Taze et ithal edilmeli
* Sizce en kısa zamanda ne yapılmalı?
Bakanlık yeni çalışma yaptı en az 100 büyükbaş hayvancılık yapana destek veriyor. Bunun etkisi ancak 2014’te görülür. Kısa vadede bir an önce yasal prosedür hazırlansın, doğru dürüst anlaşmalarla sağlıklı, kaliteli hayvan alalım. Her şirketin kapasite raporuna göre et ithalatı yapılmalı. Büyük holdinglere peşkeş çekilmemeli. 300-400 kiloluk canlı hayvanlar bakanlık denetiminde getirilebilir. Donuk et değil taze et getirilmeli.
* Orta vadede ve uzun vadede neler yapılmalı?
Orta vadede ve uzun vadede besi danası alınmalı mutlaka. Adaptasyon sorunu olmayan hayvanlar alınıp besicilere dağıtılmalı, sonra bunlar kesilmeli. Devlet elindeki arazileri hayvan üretecek kişilere açmalı.
* Sizin işleriniz nasıl?
Satışlarımız hızla düşüyor. Çünkü bizden et alanlar da et dışında her şeyi kullanmaya başladı. 2006’da haftalık 105 ton kırmızı et satardım. Şimdi haftada 30 ton satıyoruz. Gerçek et kullanan fabrikaların kapasiteleri yüzde 20’lerde. Binlerce insan işsiz kaldı.
“Kısa vadede sağlıklı ve kaliteli hayvanlar alınmalı. Orta ve uzun vadede besi hayvanı alınmalı, devlet arazileri hayvancılık yapanlara açılmalı.”
Tarım cahil insanlara bırakılmamalıydı
* Terörden, göçlerden etkilendi hayvancılık sektörü. Bunlar yıllardır konuşuluyor...
Daha da eskiye dayanıyor. Temeli Cumhuriyet’le başladı. Çünkü İstanbul ve Ankara’dakiler halkı köylerde bıraktı. İlkokula gidemeyen büyük bir nüfus vardı yıllarca. ’Oxford vardı de gitmedik mi?’ lafı doğrudur İbrahim Tatlıses’in. Hayvancılık, tarım cahil insanın işidir mantığıyla bakıldı, yıllar içinde bu ikisi de bitti. Maalesef köylüler gelişmedi. Dünyayla adaptasyonları olmadı. Türkiye’de yapılan tarım ve hayvancılık AB ülkelerinin 50 yıl, Amerika’nın 100 yıl gerisinde. Onların terk ettiği sistemleri kullanıyoruz. Hâlâ aile besiciliği yapılıyor Türkiye’de.
Ankara at ve eşek eti yiyor
* Kaçak et var Türkiye’de. Bu da işin diğer yüzü. Geçen haftalarda Adana’da et ve eşek eti kesildiği ortaya çıktı...
Et ve eşek eti piyasada var. Biz bunu sektörde olduğumuz için biliyoruz. Vatandaşlara sesleniyorum ucuz et diye almayın. ’At eti yeniliyor’ diyenler var, o at etleri özel olarak yetiştiriliyor, Türkiye’de ise ölmeye yakın olan atları kesiyorlar. Bitmiş hayvanları kesiyorlar. Ankara piyasası at ve eşek eti tüketiyor. Geçmişte de Ankara’dan eksik olmadı at ve eşek eti. İnanın kamu kurumlarında bile tükettirdiler bunu. Vicdan ve din yok bu adamlarda. Haberlerde izledik. Adana’da at ve eşekler kesilmiş. Sakatatlar yakalandı. Bu kesimi yapan kasaplar da itiraf etti, ’Evet kestik kamyona yükleyip Ankara’ya gönderdik’ dediler. O etler Ankara’da yakalandı mı? Hayır. Ankara o etleri yedi.
5 bin gerçek etçiden bir elin parmakları kadar kaldı
* Kurban Bayramı’nda çok pahalıydı kurbanlıklar. Zaten bu yıl çok az kesim oldu. O zamandan beri sıkıntı hızla arttı diyebilir miyiz?
Zaten halk Kurban Bayramı’ndan Kurban Bayramı’na et yiyor. 5 bin liraya ikinci el araba var, 12 bin liraya dana sattım ben Kurban Bayramı’nda. Araba fiyatı. Yazık günah değil mi? Kurban Bayramı öncesi söyledim, ’Kurbanlık satılmaz’ diye. Herkes bağışa yöneldi. Et ve Balık Kurumu Genel Müdürü Kurban Bayramı’nda ’Et fiyatları geri gelecek’ diyordu. 10 gün sonra fiyatlar fırladı. Sektör kâr savaşı veriyor. Et firmaları et kullanmıyor. Et tablodaki resim gibi oldu.
* Son dönemde sektörde işsizlik de arttı. Çok kapanan firma var. Siz de veriler var mı?
2004 yılında sektördeki firma sayısı 5 binin üzerindeydi, 2008’e kadar bu böyle devam etti. İnanın şu anda ben size bir elin parmakları kadar firma sayarım gerçek etçilik yapan.
‘Eğer ithalat yapılmazsa et yiyemeyiz, yaza etin kilosu 60-70 lirayı bulur’
Haberin Devamı