Dünyadaki 2 bin 50 Mango mağazası arasında İstiklal Caddesi ikinci sıraya oturdu

Haberin Devamı

Türkiye, Mango’nun en çok satış yaptığı üçüncü ülke. Beyoğlu mağazası ise dünyadaki 2 bin 50 Mango mağazası arasında en çok satışı yapan ikinci mağaza. Mango’nun İcra Kurulu üyesi Arif Zurnacı, “Türkiye, Mango için en önemli pazarlardan biri ve şu an ülkemizde 74 mağazamız var. İspanya ve Fransa’dan sonra üçüncü büyük pazar Türkiye. İstiklal Caddesi’ndeki mağazamız en iyi satışı yapıyor ve bu mağazamız Türkiye birinciliğinin yanında dünya mağazaları sıralamasında da en iyi satış yapan ikinci mağaza konumunda” dedi.

Dünyadaki 2 bin 50 Mango mağazası arasında İstiklal Caddesi ikinci sıraya oturdu Arif Zurnacı 35 yaşında genç bir yönetici. Dünyanın önde gelen mağaza zincirlerinden Mango’nun İcra Kurulu’nda. Mango herkesin bildiği gibi bir İspanyol markası ama kurucuları İspanya’ya Türkiye’den göç eden İshak ve Nahum Andıç kardeşler. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyüyen Mango’yu genç Türk yöneticiyle konuştuk. Türkiye, Mango’nun en çok satış yaptığı üçüncü ülke. Beyoğlu mağazası ise dünyadaki 2 bin 50 Mango mağazası arasında en çok satış yapan ikinci mağaza. Mango’nun 2010 yılındaki global cirosu 1.27 milyar euro. Bu, 2009 yılına göre yüzde 11 daha fazla.

Karşılaştığım en genç yöneticilerden birisiniz. Basamakları nasıl tırmandınız?

1977 İstanbul doğumluyum. İşletme Fakültesi mezunuyum. Ama hep çalıştım diyebilirim. Okurken part time olarak işe başlamıştım. Bunun avantajlarını da yaşadım. İşi okurken öğrendim. 1998 yılından bu yana Mango’dayım.

Reklamlardan etkilendim

Mango’da nasıl başladınız işe?

Mango’daki iş hayatım da Akmerkez’deki mağazada başladı.

1998’de Akmerkez Mağazası müdür yardımcısıydım. 2000 yılında Carousel Mağazası Müdürü oldum. Kariyerimdeki atak da 2004 yılında İspanya’ya giderek oldu.

İspanya’ya hangi görevle gittiniz?

2004 yılında İspanya genel merkezine Ortadoğu ülkelerinde koordinatörlük göreviyle gittim. Farklı bir süreç oldu benim için. 2006 yılında da uluslararası Ülke Direktörlüğü ve 2008 yılında bu görevinin yanı sıra Türkiye Ticari Genel Müdürlük pozisyonu da geldi. Daha doğrusu iki pozisyon eklendi.

Gerçekten de hızla yükselmişsiniz...

2011 yılının başında da Mango İcra Kurulu üyesi oldum.

Nasıl oldu tüm bunlar?

Ben Mango’ya girdiğimde Mango Türkiye’ye yeni gelmişti, siz de hatırlarsınız. Türkiye’deki ilk seneleriydi ve çok kuvvetli bir reklam kampanyası ile sektöre adım atmışlardı... Ben de reklamlarından etkilenmiştim.

Reklamlarından etkilenip mi işe başvurdunuz?

Aynen öyle oldu. Reklamlarını beğenip araştırdım ve iş başvurusunda bulundum. Kabul edildim ve çok çalıştım. İşimi de çok seviyorum.

Dünyanın kaç ülkesinde var Mango?

105 ülkede 2 bin 50’nin üzerinde mağazamız var.

Mango’nun kuruluşu da çok iyi bir örnek marka yaratmak adına. Siz bu öyküden de etkilenmiş olmalısınız...

Kim etkilenmez... Neredeyse 30 yıl önce sıfırdan başlanmış, büyük bir dünya markası ve o günden bu yana inanılmaz bir hızla büyüyor. Bu büyümenin arkasında çok çalışma ve stratejik düşünme yatıyor, bu çok ilham verici. Muhteşem yatırımcılar ve yol göstericiler, şirketi kökten etkileyen çok kuvvetli değerlere ve geniş bir vizyona sahipler. Böyle bir ekiple buluştuğum, çalıştığım için de çok şanslıyım.

Mango’nun en çok mağazasının olduğu ülke hangisi?

Hâlâ İspanya, 300 mağazamız var.

En büyük ciro da İspanya’da mı?

Evet, yine İspanya. 2010 sonunda toplam satışın yüzde 19’unu sağladı ve şu an için hala en büyük pazar konumunda.

Mango’nun Türkiye’deki büyüklüğü nedir?

Türkiye, Mango için en önemli pazarlardan biri ve şu an ülkemizde 74 mağazamız var. İspanya ve Fransa’dan sonra üçüncü büyük pazar Türkiye. 2011 yılı içerisinde markamız Denizli, İzmit, Diyarbakır ve İskenderun’daki ilk mağazalarını açtı. Yıl bitmeden İstanbul, Ankara ve İzmir’de toplam 5 mağaza daha açılacak. Ve bu yeni mağazaların açılışı ile birlikte de 2011 yılını şirket, toplam 79 mağaza ve yaklaşık 30000 metrekarelik bir mağaza alanı ile bitirecek.

Mango Türkiye’de Anadolu şehirlerinde de ilgi görüyor diyebilir miyiz?

Halihazırda Adana, Kayseri, Mersin, Eskişehir, Trabzon, Diyarbakır, Gaziantep, İskenderun ve Denizli gibi Anadolu şehirlerinde mağazamız var. Türkiye’nin her şehrindeki projeleri takip ediyoruz. Daha da büyüyeceğiz.

Mango’nun Türkiye’deki şampiyon mağazası neresi?

İstiklal Caddesi’ndeki mağazamız en iyi satışı yapıyor ve bu mağazamız Türkiye birinciliğinin yanında dünya mağazaları sıralamasında da en iyi satış yapan 2’inci mağaza konumunda. Aynı cadde üzerinde 2012 yılının sonunda ikinci mağazamızı da açacağız.

Mango’nun kaç koleksiyonu oluyor?

Temelde İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış olarak 4 koleksiyonumuzun olmasının yanında her hafta mağazalarımıza yeni ürünler geliyor. Çok dinamik bir yapımız var. Müşteriler her ziyaretlerinde yeni alternatifler bulma imkanına sahip oluyor.

Mango en hızla hangi ülkede büyüyor?

Asya ülkelerinde hızlı bir şekilde büyüyoruz, özellikle Çin’de... Rusya’da büyümekteyiz. Mango, Türkiye de 2010 yılı başlarında yaklaşık 21 bin metrekarelik satış alanını 2011 sonunda 30 bin metrekarelik bir büyüklüğe taşıyarak firmanın hızlı büyüme gösterdiği ülkeler arasında yer aldı.

Her ülkede aynı koleksiyon mu oluyor? Uzakdoğu için yada Arap ülkeleri için farklı koleksiyon oluyor mu? Rus ve Çinli kadınlar aynı koleksiyonlarımı giyiyor?

Tüm ülkeler için koleksiyonumuz aynıdır. Sadece bölgelerdeki iklimsel farklılıklardan ve beden ölçülerindeki farklılıklardan dolayı Orta Doğu, Asya ve Kuzey ülkeleri için koleksiyonumuzun genel kimliğinden uzaklaşmadan, farklı adaptasyonlar uygulanarak o marketlerin özel ihtiyaçlarını karşılayacak özel koleksiyonlarımız her sezon mevcut.

Koleksiyonun % 14’ünün üretimi Türkiye’de yapıldı

Mango’nun üretiminin ne kadarı Türkiye’de yapılıyor?


Koleksiyonun yüzde 14’ü 2010 yılında Türkiye’de üretildi ve bu oran artarak devam ediyor.

Türkiye’de kaç çalışanınız var?

Türkiye genelinde 1.130’un üzerinde çalışanımız bulunuyor. 2011’deki açılışlara bağlı olarak yıl sonuna kadar 100 personel daha alınmış olacak.

Mango’nun yönetimine İcra Kurulu’na giren ikinci Türksünüz. Size hangi ülkeler bağlı?

Bana bağlı olan ülkeler Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, İsrail, Malta, Kıbrıs, Azerbaycan ve tüm Afrika ülkeleri. Sadece mağaza sayısı bazında değil aynı zamanda koleksiyonlarımızla da çok hızla büyüyoruz. Bir yandan özel aksesuar koleksiyonlarının satılacağı ‘Mango Touch’ mağazalarımızı lanse ediyoruz. Diğer yanda erkek giyim koleksiyonumuzun sergilendiği ‘He by Mango’ mağazalarımızı genişletiyoruz.

Mango için bir Türk tasarım yapabilir her şey mümkün!

Sizce bir kadını şık yapan nedir?


Kadınlar giydikleri kıyafetlerin içerisinde kendilerini rahat hissetmek ve şahsi stillerini yaratmak ister. Şıklık kendini iyi hissetmeyle şekilleniyor bence. Zamana ve mekana göre doğru giysi tercihleri ile de tamamlanıyor. Mango koleksiyonu çok geniş ve birçok trendi içersinde bulundurabiliyor, bu nedenle herkese ve her vesileye uygun ürünler bulmak mümkün. İşin sırrı bunları kendine özgü bir şekilde kombinleyerek kendi stilini yaratmakta. Türk kadınları modayı ve giyinmeyi çok seviyor, çok feminen ve stil sahibi,trendleri yakından takip ediyor ve güçlü kişilikleri ile kendi stillerini kolaylıkla yaratabiliyorlar.

Müşterilerinizin yaş aralığı nedir?

18-45.

Mango ünlü isimlere koleksiyon hazırlatıyor. Bir gün bir Türk de Mango’ya tasarım hazırlar mı?

Her şey mümkün!

DEĞİŞİK YERLER GÖRMEK HAYATIMIN PARÇASI

Arif Zurnacı, güne saat 08.00’de iyi bir kahvaltı ve sonrasında mağazalarının yakınlarında bir kahvede günlük gazetelere göz atarak başladığını anlatıyor. Zurnacı, “Çok yoğun seyahat ettiğimden dolayı önceden hobim olan değişik yerler görme ve kültürlerle tanışmak artık hayatımın ayrılmaz bir parçası. Hal böyle olunca dinlenmek için tercihim İstanbul’da ailem ve arkadaşlarım ile birlikte zaman geçirme yönünde oluyor” diyor.

Türk markaları genişlemeye komşu ülkelerden başlamalı

Mango markalaşma adına çok önemli bir örnek. Türkiye’de dünya markası olmak için çaba sarfeden markalar var. Siz nasıl görüyorsunuz Türk markalarının çabalarını? Yurtdışında mağazalaşan markalara ne tavsiye edersiniz?


Genişlemeye komşu ülkelerden başlanması daha çabuk ve hızlı adapte olunmasını sağlayacaktır, bu ilk adımlardan sonra edinilen ilk tecrübeler ile de daha uzak pazarlarda da deneyim edinme cesareti kısa sürede oluşacaktır. Girilecek yeni pazarlarda deneyimli iyi ortaklar ve ekip arkadaşları bulmaları ve girecekleri pazar hakkında çok iyi araştırma yapıp pazarın karakteristiğinin iyi öğrenilmesi çok önemli. Markaların gireceği yeni pazarlardaki alacağı pozisyon ve o pozisyondaki market ihtiyaçları ve müşteri profilleri çok iyi çalışılmalı.

Her ülke farklı özellik gösterebiliyor. Ama her şeyden önemlisi ise de marka değerlerine sahip çıkacak ve standartlarını koruyabilecek iyi bir ekibe sahip olunabilmesi. Zaten şu anda uluslararası piyasaya açılmış başarılı Türk markaları mevcut, inancım ilerde bu sayının kesin artacağı yönünde.

DİĞER YENİ YAZILAR