Candy Industry’ın ‘Küresel Top 100’ listesinde 46’ncı sırada olan Şölen Çikolata’nın CEO’su Elif Çoban, “Listede her yıl ilerliyoruz. Hedefimiz ilk 20 içine girmek” dedi.
Elif Çoban, Şölen Çikolata’nın başındaki isim. 5 erkek, 2 kızı olan bir ailenin kızı. “Bizim ailede kız erkek ayrımı yok” diyor Elif Çoban. Hikayenin en güzel yanlarından biri de bu. Çünkü Şölen hem Türkiye’de hem de yurtdışında iddialı bir biçimde büyüyor. Candy Industry’ın ‘Küresel Top 100’ listesinde Şölen 46’ncı sırada.
Şirketin yakında yeni atılımları da olacak. Şölen Çikolata’nın aile hikayesini kısaca anlatalım. Aile 40 yıl kadar önce Sivas’tan Gaziantep’e göçer, Çoban ailesinin tüm çocukları Gaziantep’te büyür. Babanın kurduğu bakkal dükkanı, ailenin çıkış noktası olur.
Fabrika uzay üssü gibi
Kolonya ve kozmetik ürünleriyle üretime geçer Elif Çoban’ın ağabeyleri. Ellerinde sermaye birikimi olunca da farklı bir iş kurmak için araştırmalar yaparlar ve çikolata işine girmeye karar verirler. Elif Çoban’ın lisede okuduğu dönemde olur bunlar.
Gerisini Elif Çoban’dan dinleyelim. Ama röportaja geçmeden önce hatırlatalım. Şölen’in çatısı altında Biscolata, Ozmo, Milango, Crazy, Gofresh,Şölen-Lokkum, Vital, Madlen, Diamond, Octavia, Matmazel, Chocodans, Maxmar, Luppo gibi çikolata, bisküvi, lokum ve kek markaları var.
- Gaziantep’ten çıkıp nasıl büyüdünüz?
Şansımız da iyi gitti. Kurulduğumuz yıllar Rusya’da Gorbaçov dönemiydi. Türkiye’nin de dışa açılım dönemiydi. Biz ilk dönemde Rusya ve Irak’a açıldık. Türk Cumhuriyetleri’nden büyük talep geldi. Bunları değerlendirdik ve üretimimiz hızla büyüdü. Teknolojiye ve yeniliğe çok yatırım yaptık.
- Siz Ankara’da okudunuz. İşin başına nasıl geldiniz?
Ben bu işin içinde değildim. İş hayatına atılmıştım. Akademik kariyer yapmaya karar verdiğim bir dönemdi. Doktora için de Amerika’ya gidecektim. ‘Bundan önce şirkette 3 ay geçireyim, sonra yaparım’ dedim ama dönemedim. Annem motive etti beni, ‘Kızım git, işin elinden tut’ dedi. Benim de yabancı dilim iyiydi. Kızım 1 yaşındaydı. 1997 yılında şirkete başladım. O dönemde şirkette iyi İngilizce bilen de yoktu. İhracatı artırmak için çok çalıştım. O yıllarda mal yok talep çoktu. Özbekistan’dan çuvalla para geliyor, bizde yeterli üretim yok. Kapasite artışına gittik. Daha sonra farklı pazarlara açıldık. Dünyadaki tüm fuarları takip ettim. Tek başıma giderdim fuarlara. Ortadoğu pazarına zamanında geçiş yaptık. O dönemde Rusya’da kriz patladı. Krizlerden büyüyerek çıktık.
Krizler fırsat yarattı
- Bu nasıl oldu? Kriz fırsat mı doğurdu?
Ticarette ahlak ve güven çok önemli. Biz krizleri de bu özelliğimiz sayesinde atlattık. Tedarikçilerimizin hep bize güveni oldu. Yeni pazarlara açıldık her seferinde. İlk atılımı Rusya’ya açılımla, ikinci atılımı Ortadoğu’ya açılımla yaptık. 3’üncü atılımımız ise uluslar arası rekabeti görüp denizaşırı ülkelere açılmak oldu. 2000’li yıllarda gıda güvenilirliği açısından tüm koşulları gerçekleştirdik. Biz 100’ün üzerindeki ülkeye ihracat yaptığımız için tüm yasaklı maddelerden kaçındık. Hepsinin doğal çözümlerini bulduk. Maliyetlerimiz arttı ama işimiz de büyüdü.
- İhracatınızda hangi ülkeler öncelikli?
Balkanlar, Ortadoğu, Avrupa... Bizim Brezilya, Kanada’ya da ihracatımız çok iyi. Latin Amerika ülkelerinde iyi durumdayız. Şölen markasıyla gidiyoruz. Türkiye’nin Kanada’ya çikolata ihracatının yüzde 98’ini biz yapıyoruz. Kanada gıda konusunda en hassas ülkelerden biri.
- Bunu nasıl sağladınız?
1.700 kişinin çalıştığı bir fabrikada el değmeden üretim yapıyoruz. Uzay üssü gibi fabrikamız. Kullandığımız her ürün denetimlerden geçiyor. Japonlar da, Kanadalılar da sonsuz güveniyor bize. Çünkü hiç yanlış yapmadık.
- Dünyada çok bilinen çikolata markaları var. Şölen hangi sıralarda?
Dünyada 46’ncı sırada. Candy Insdustry’ın Küresel Top 100 listesinde her yıl ilerliyoruz. Hedefimiz ilk 20 içine girmek. Bunu yaparken de cirosal anlamda değil de kalite anlamında iyi bir konumda olmak istiyoruz.
- Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz?
Yüzde 60’ını. Ve bizim ürünlerimiz katma değerli ürünler.
Ucuz çikolatacı değiliz
- “Ucuz ürün üreticisi değiliz” diyorsunuz...
Değiliz. 20-30 kuruşluk çikolatalar satarak büyüme amacında değiliz. Türkiye ihracatında çikolatanın kilosu ortalama 2.5 dolardan satılıyor. Bizim ortalamamız 3.5 dolar. En kaliteli ürünü en iyi fiyata nasıl satarız çabası içindeyiz. Markalı, üst segment ürün satmayı amaçlıyoruz.
FISTIKLI ÇİKOLATA SEVİYORUM
- Her gün çikolata yiyor musunuz?
Doğrusu yiyorum. Ama dengeliyorum bunu çünkü çok sağlıklı besleniyorum.
- Bitter çikolata satışı nasıl?
Her zaman sütlünün satışı çok daha fazla. En sağlıklısı bitter. Ama şahsen ben de fıstıklı her çikolatayı daha çok seviyorum.
- Spor yapıyor musunuz?
Yürüyorum, yoga yapıyorum. Son 4-5 yıldır kendime özen gösteriyorum. Spor koçum var. Birlikte spor yapıyoruz. Alaçatı’da sörf yapıyorum. Geçen yıl başladım, çok keyif aldım. Hep içimde kalmıştı. Yeni sörfçüyüm...
AİLE BİSCOLATA ERKEĞİNİ TELEVİZYONDA GÖRDÜ
- Biscolata markanızın reklam stratejisi çok dikkat çekti. Biscolata erkeği yarattınız. Aile bireyleri ne dedi bu erkeğe?
Anlatmadım, herkes ekranda gördü. Hakikaten çok değişik güzel bir ürün Biscolata. Genelde reklamlarda herkes kadın kullanıyor, biz erkek kullandık. Yapısı daha provakatif Biscolata’nın. Sıradanlığı kıran bir tarafı var. Reklama da bunu yansıttık.
Türkler çikolata yemiyor
- Türkiye’de çikolata tüketimi çok düşük değil mi?
Et tüketimi de süt tüketimi de düşük. Çikolata tüketimi de düşük. 1.5-2 kilogram kişi başına düşen çikolata tüketimi. Avrupa ortalaması 8-9 kilogram. İngiltere ortalaması 12 kilogram. Ortadoğu ülkelerinde de ortala 3.5-4 kilogram. Türkiye için hâlâ çikolata lüks.
- Avrupa ülkelerinde tatlı denildiğinde ilk akla çikolata gelebiliyor ama Türkiye’de baklava geliyor...
Sağlıklı tatlı olarak bilinç yükseliyor. Hamurlu tatlılarla kıyaslandığında en masum tatlı çikolata. Türkiye’de çikolata üretimi çok eski değil. Son 25 yıldır rekabet var, yatırımlar yeni yeni oldu. Türkiye için çikolata ulaşılabilir lüks.
- Türkiye’de bisküvi ve çikolata pazarında sıkı rekabet var. Ürünlerinizin rafa çıkması zor olmadı mı?
Perakende anlamında büyük marketlere ben de kremalı bisküvi getirdim deseniz ne derler?
- “Almayayım, çok var” derler herhalde...
Biz perakende açısından yenilikçi ürün ihtiyacına yanıt verdik. Benzeri yapmadık, farklı ürünler yaptık. Yeni kategoriler yaratma çabası içine girdik. Bunu da ürünlerimizle başardık. Bizim avantajımız şu: Biz aile şirketiyiz. Tek işimiz bu. Hepimiz bu işe odaklıyız. Ar-Ge ekibinden satış pazarlamaya herkes işin odağında. Ben işin başındayım, beni de ittiren güçler var. Allahtan ailede hiç kimsenin egosu yüksek değil.
Karim Rasid’in tasarladığı Milango’nun satışı % 78 arttı
- Yeni yatırımlarınız olacak mı?
Bu yılın sonunda Gaziantep’te 100 bin metrekarelik yeni üretim tesisimiz açılacak. 160 milyon lira yatırımla entegre tesis kurduk, bu tesisin eşi benzeri yok. Üretim kapasitemiz artacak. Dünyada ilk 20 çikolata şirketi arasında girmek için çalışıyoruz.
- Yeni ürünler var mı yakında çıkacak?
Bayramdan hemen sonra bir kek çeşidimiz çıkacak. Çok güzel bir ürün. Yiyen şaşıracak. Türkiye’de benzeri yok.
- Lokum üretiminiz yeni başladı. Büyüyecek mi o işiniz de?
El değmeden lokum üretiyoruz. Temel amacımız Türkiye’nin geleneksel lezzetini dünyaya taşımak. Yakında ihracata başlayacağız. Sunum için de özel çalışmamız oldu. ‘Lokkum’ markamızla Türk lokumunu en kaliteli haliyle tanıtacağız.
- Milango çikolatalarınızın tasarımlarını Karim Rashid yaptı. Bunun satışlara etkisi oldu mu?
Amerika’da en çok tercih edilen çikolatamız oldu Milango. Tasarımıyla fark yarattı, aynı zamanda kaliteli güzel lezzetli. Framboğazlı çeşidi çok ilgi gördü. Türkiye’de de Sevgililer Günü ve Anneler Günü satışları bayram satışlarını geçti. Milango en fazla satan hediyelik çikolata oldu. Satışı geçen yıl yüzde 78 arttı.