Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, Türkiye’nin enerji kaynaklarında çeşitliliğine gitmesini, tek bir ülkeye bağımlı olmaktan kurtulması gerektiğini söylüyor. Korun, “Doğalgaza sağlanan imkanlar neden güneşten sakınılıyor? Türkiye yoluna böyle devam ederse enerjide Rusya’ya bağımlı olacak” diyor.
Form Şirketler Grubu, tamamıyla ‘yeşil’ bir şirket. Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren Form Şirketler Grubu klima sistemleri, aydınlatma ve yeşil bina konusunda uzman. Deniz suyuyla çalışan klima sistemlerini Türkiye’de ilk kuran şirket Form Grubu. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk gün ışığı doğal aydınlatma ürünü Sunvia’yı geliştirdiler. Şirketin başında ailenin ikinci kuşak temsilcisi Tunç Korun var.
Form Şirketler Grubu, Tunç Korun’un babası mühendis Bedi Korun tarafından kurulmuş. 45 yıllık şirket, Tunç Korun’la aynı yaşta. Hatta Tunç Korun, ‘Ailenin ilk çocuğu ay farkıyla Form’ diyor. Grubun çatısı altında 5 ayrı firma, iki fabrika var.
2011 yılında yüzde 30 büyüyen şirket, yabancı ortaklarla kurduğu girişimleriyle büyümesini sürdürüyor. Tunç Korun, Türkiye’nin enerji kaynakları çeşitliliğine gitmesini, tek ülkeye bağımlılıktan kurtulmasının gerektiğine işaret ediyor. Korun, doğalgaza sağlanan imkanların güneş enerjisine de sağlanması gerektiği görüşünde.
- Form Grubu nasıl kurulmuş?
Aile şirketiyiz. Babam Bedi Bey tarafından 1965 yılında kuruldu şirket, ben ikinci kuşağım. Form, Türkiye’nin ikinci klima şirketi. Babam makine mühendisi, Amerika’dan masterlı. Ben şirketle aynı yaştayım. Hatta şirket birinci çocuk ay farkıyla.
- Babanızın izinden mi gittiniz?
Miami Üniversitesi’nde makine mühendisliği okudum. Dönünce de İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde master yaptım. Her yaz tatilinde klima bakım bölümünde çalıştım. Amerika’dan dönünce elimde çanta Türkiye’yi gezdim.
- İşle ilgili sorumluluğu ne zaman aldınız?
İlk olarak satış bölümündeydim. 2-3 yıl hep nem alma makineleri satışındaydım. O işimiz hâlâ yabancı ortakla devam ediyor. 1989’da işe başlamıştım.
- Klimacılıktan yenilenebilir enerji alanına geçtiniz...
Uzun yıllar yalnızca klima sattık, bakım hizmeti verdik. O dönemde yeşil enerjiye ve yeşil binalara merak sardık. Deniz suyu kullanılarak binaların klima sistemlerini kurduk. Ayrıca toprakla klima sistemi kurulması konularına da 1990’lı yıllarda Türkiye’de ilk biz başladık.
- Nasıl kuruluyor deniz suyuyla çalışan klimalar?
Çoğunlukla büyük hacimli yerlerde çalışıyoruz. Deniz kıyısındaki otellerde, deniz suyu kullanarak çalışıyor klimalar. Denize borulanıyor sistem. Kolay değil ama çok verimli. Türkiye’de pek bilen yok. Biz ilk deniz kaynaklı otel uygulamasını yaptık. Şu anda 10 otelimiz var. Bu sayı da son yıllarda arttı. Daha sonra toprak kaynaklı ısı pompası uygulamalarına başladık. Bunu da ilk biz uyguladık. İlk çalışmamızı da Nazire Dedeman’ın Çanakkale’de bağ evinde yaptık.
- Otel ya da alışveriş merkezlerinden tercih eden var mı?
En büyük uygulayıcı Ümraniye Meydan AVM’si. Orası Türkiye’nin toprak kaynaklı ısı pompası kullanılan en büyük alışveriş merkezi. Avrupa’nın da 5’inci büyüğü. Son 10 yılda yapılan AVM’lerin kilima sistemlerinin yüzde 80’nini biz yaptık.
- Bu sistemler bildiğimiz klima sistemlerine göre ne kadarlık bir tasarruf sağlıyor?
Yüzde 40’lara varan tasarruf sağlanıyor. Görüntü olarak da çok farklı. Dış ünite olmuyor, toprak altına borulama yapılıyor. Biz ‘bir kademe daha ileri nasıl gideriz?’ diye baktık. İspanya’da fotovoltaik (güneş enerjisinden elektrik elde etme) çok yaygın.
- Güneş enerjisinden elektrik üretme işinde bir numaralı ülke Almanya değil mi?
Evet doğru. Biz de Avrupa’daki örnekleri yakından takip ettik. 6 yıldır çalışıyoruz. Dünya piyasasının 3’te biri Almanya’da. Hem uygulamaları hem de teknik donanımları var.
- Almanya gibi iklime sahip bir ülkeye göre Türkiye çok daha avantajlı ama güneş enerjisini hiç kullanamıyor diyebilir miyiz?
Doğru. Almanya’nın en fazla güneş gören sınırı, Türkiye’nin en az güneş gören ucundan daha verimsiz. Türkiye’nin güneş haritasına bakınca kafalar biraz karışabiliyor ama aslında güneş haritasına daha genel bakmak lazım... Türkiye’nin her yeri verimli güneş bakımından. Dünyada potansiyeli en yüksek ülkelerdeniz ama kullanmıyoruz. Dünyada bu konuda 50 bin megawatt’a yakın kapasite var, Türkiye’nin şu anda ölçülmemiş olan bizim tahminimiz 4 megawatt civarında. Kısacası potansiyelde ilk 5’teyiz ama kuramıyoruz sistemi.
- Neden? Maliyeti yüksek mi?
Ucuz bir uygulama değil. Bütün devletler teşvik ediyor çünkü kullanım arttıkça maliyet düşüyor. Türkiye teşvik vermemekte ısrar etti, bu nedenle yavaş gelişti. Fotovoltaik fiyatları hızlı değişiyor. 1 kilowatt elektrik üretecek sisteme 5 bin euro teklif veriyorduk, şu anda 1.500 euroya fiyatlandırır hale geldi.
- Nükleer enerji olmazsa olmaz diyenler var Türkiye’nin enerji açığını kapatması için...
Evet ama aynı zamanda devlet enerji çeşitliliği diyor, güzel doğru şeyler söyleniyor ama uygulamada çok yanlışlar oluyor. ‘Kaynak çeşitliliği yaratılacak’ deniliyor. Türkiye enerjisinin yüzde 50’sini Rusya’dan alıyor, Rusya’yla iki nükleer enerji santrali yapılacağı da söyleniyor. Bu nasıl olacak? Neden rüzgara ve güneşe daha çok destek verilmiyor. Türkiye’nin doğru yolu rüzgar ve güneşe ağırlık vermek olmalı. Doğalgaza sağlanan imkan neden güneşten sakınılıyor? Türkiye eğer böyle devam ederse yoluna enerji konusunda tek ülkeye, Rusya’ya bağımlı olacak.
- 2012 hedefleriniz neler?
Deniz ve toprak bazlı sistemlerde büyüyeceğiz. Klimada Mitsubishi Heavy Industries’le ortaklığımız var. Gün ışığı aydınlatmamızı daha genele yayacağız, fotovoltaik ve rüzgar enerjisi kullanımlarımızı artıracağız. Ayrıca İzmir Torbalı’da yeni fabrikamızın inşaatı sürüyor.
Fotoğraf çekmeyi severim, evde kahvaltıyı ben hazırlarım
- Güne kaçta başlarsınız? Çalışma temponuz nasıl? İş stresinden kurtulmak için neler yaparsınız?
Aile şirketi olduğumuz için fazla çalışıyoruz. 3 yıldır gerçek anlamda profesyonelere devredebildim işin bir kısmını. Biz ailece dolaşmayı seviyoruz. Seyahate gideriz. 06.30’da kalkarım, kahvaltıyı hazırlarım. Evde ilk kalkan benim. Ofise de ilk gelenlerdenim. 18.30 gibi ofiste iş biter. Hemen hemen her öğlen salata yerim. Düzenli yürüyüş yaparım. Eskiden bisiklete binerdim. Oğlumla fotoğraf çekmeyi seviyorum. Birlikte geziyoruz. Son zamanlarda hafta sonlarım sergileri, müzeleri gezerek geçiyor. Pera Müzesi’ndeki fotoğraf sergilerini kaçırmam.
Gün ışığı aydınlatma sistemi kuruyoruz
- Siz ayrıca Türkiye’nin ilk güneş ışığı aydınlatma sistemini kurdunuz. Sunvia adlı bir sistem. Bu sistem nerelere kuruluyor? Ne kadar tasarruf sağlanıyor?
Gün ışığı aydınlatma konusunda da elektrik harcamalarını düşürmek için bir işbirliği yapıyorduk. Biz daha sonra gün ışığı aydınlatma cihazını yaptık. Bunu da geliştirmek istedik. Türkiye’de ilk biz yaptık bunu. Günışığı aydınlatmasını şu anda Migros ve Tansaş’larda kurduk. Büyük hacimli yerlere uygun oluyor.
Kız kardeşi Avusturya’da milletvekili
- Tek çocuk musunuz?
Hayır. İlk çocuğum, bir kız kardeşim var. Kız kardeşim Alev Korun, okurken Avusturya’ya gitti ve dönmedi. Şu anda tek yabancı milletvekili Avusturya’da. Yeşiller Partisi’nden seçildi. O da bir anlamda ‘yeşil’in içinde. Yazın parlamentoya bisikletle, kışın da tramvayla gidiyor. Türkiye’deki politikacılara hiç benzemiyor.
- Gurur duyuyor olmalısınız...
Kesinlikle...
İlk denemeyi evimde yaptım
- İlk nereye kurdunuz güneş enerjisinden elektrik elde edecek sistemi?
İlk uygulamayı kendi evimde yaptım. Daha sonra müşterilere gittik. Şu anda en çok çatı uygulamasını biz yaptık. Fabrikalar, alışveriş merkezi ve oteller yaptık. Örneğin Özdilek Alışveriş Merkezi yaptırdı. AVM’lerde çok elektrik kullanılıyor. Bu güneş enerjisiyle çare olmak mümkün değil. Bizim önerimiz binanın tümü için değil baz kullanım için güneşten elektrik üretmeyi hedefliyoruz. Ticari olan her tip binanın çatısında, otoparkında kullanılması mümkün. Devlet 500 kilowatt üretim kapasitesini geçenlere lisans veriyor. t Rüzgar santralleri konusunda lisans aşamasından başlayan sorunlar oldu. Fotovoltaik’ta de bu sorunlar var mı?
Rüzgar santrallerinde sonuca ulaşma konusunda çok eksiklikler var. Devlet rüzgarda nelerin yanlış yapıldığını gördü. Lisans verilince 6 ay sonrasında uygulama şartı getirilmeli. Lisans alanlar daha sonra satıyor. HES’lerde de problem var. Ama her şeye rağmen yenilenebilir enerji nükleer enerjiye göre tercih edilmeli.
Doğalgaza sağlanan imkan güneşten sakınılıyor, Rusya’ya bağımlı olacağız
Haberin Devamı