Karar veririken ne kadar aklımızla, ne kadar hislerimizle hareket ederiz? Kalbin sesini dinlerken düşünebilmek mümkün mü? Aklımız hislerimize kulak kabartabilir mi?
Bu cümleler Yankı Yazgan’ın son kitabından. Kitabın adı Kalbinle Düşün Aklınla Hisset.
Nedense bu cümleleri okurken sanki bunları anneler daha çok düşünürmüş gibi geldi. Anne olmayı bir cümleyle özetleyin deseler, ‘insanın kalbinin başka bir yerde atması’ demek derim. Bu yüzden de belki de insan en yoğun biçimde bir anne olduğunda bir de aşık olduğunda kalbinin sesini çok farklı dinliyor. Ve sanırım bu yüzden de annelerin kafası karışık olabiliyor.
‘Çocuğumun sokakta oynamasını istiyorum’ derken bir yandan da çocuğunun sokakta oynamasına izin vermeyebiliyor. Annenin içi çocuğunun daha özgür büyümesini, sokakta arkadaşlarıyla dayanışmasını, paylaşmasını istiyor ama bir yandan da ‘sokaklar güvenli değil, tehlikelerle dolu’ diyor.
Bunu öylesine söylemiyorum. Sanırım hemen aklınıza gelir. Uzun süre OMO’nun televizyon ekranlarında ‘Kirlenmek Güzeldir’ kampanyasını izlemiştik, şimdilerde de bu kampanyanın devamı geldi. “Her çocuğun çocuk olmaya hakkı vardır” kampanyası bu. Unilever’den Zeynep Yalım Uzun, Çiğdem Yıldız ve Kasia Özgen bu kampanya kapsamında yapılan araştırmayı anlattılar. OMO bu kampanyayı hazırlarken 12 ülkede geniş kapsamlı araştırmalar yaptırmış. Yale Üniversitesi profesörlerinden Psikoloji Departmanı öğretim üyelerinden Prof. Jerome Singer ve araştırma görevlisi Dr. Dorothy Singer’ın öncülüğünde yapılan araştırmadan çıkan sonuca göre, Türkiye’de anneler ikilem içinde.
12 ülkede yapılan araştırmanın Türkiye boyutundan veriler aktaralım. Araştırmaya göre Türkiye’de nüfusun yüzde 50’sinin yaşadığı şehirlerde her 10 anneden 6’sı ev dışında oyun oynamanın çocuğun zihinsel ve bedensel gelişimine olumlu katkı yapacağına inanıyor. Her 10 anneden 8’i buna güvenlik, mikrop kapma, kirlenme riski, vb. endişelerden dolayı izin vermiyor. Her çocuğun en az bir kere kaçırıldığı Brezilya’da bile annelerin endişeleri Türkiye’deki anneler kadar yoğun değil bu araştırmaya göre. Araştırmada, “Seçme hakkı verilirse, çocuğum içeride oynamak yerine dışarıda oynamayı tercih eder” önermesini en yüksek oranda benimseyen anneler, yüzde 87 oran ile Türk anneler.
Türkiye’deki annelerin yüzde 83’ü, çocuğu ile oynamak ve ilgilenmek için daha fazla zamanı olmasını istiyor. Türkiye’de annelerin yüzde 70’i çocuklarının TV ve video başında çok zaman harcadığını ifade ederken, bu oran Çin’de yüzde 64, Fransa’da yüzde 55, Amerika’da ise yüzde 46’ya kadar düşüyor. TV izleme konusunda en sıkıntılı anneler ise çocukları da yüzde 88 TV izleme oranı olan Hintli anneler.
Televizyon ve video oyunlarının çocuklarının çok fazla zamanını almasından en fazla kaygılanan anneler ise yüzde 79 oranla yine Türk anneler. Burada en az kaygıyı sırasıyla yüzde 48 ve yüzde 46 oranla Amerikalı ve İngiliz anneler taşıyor.
Nickelodeon çocuk kanalı her gün bir saat kapanıyor
OMO bu verilerden hareketle yürüttüğü kampanya kapsamında ‘Şimdi oyun zamanı’ diyerek çocuk kanalı Nickelodeon’un yayınına bir saat ara vermesini sağladı. Kanal yetkilileri ve Unilever arasındaki anlaşmayla çocuk kanalı Nickelodeon 23 Nisan’dan beri günde bir saat ’şimdi oyun zamanı’ diyerek kapanıyor. Unilever, ’benim deterjanı daha iyi kir çıkarır’ temalı reklamların ötesinde bir kampanya yapıyor. Anneleri, babaları, çocukları topluyor etkinlikler düzenliyor. Ama onlar da etkinlik düzenlerken yer bulmakta zorlanıyorlar. Çocukların oyun oynayacağı alanlar yok denecek kadar az büyük şehirlerde. Çocuklar nerede kirlenecek?
dip Not
“Her Çocuğun Çocuk Olmaya Hakkı Vardır: Annelerin Bakış Açısı ” araştırması, ABD, Arjantin, Brezilya, İngiltere, Fransa, Türkiye, Hindistan, Tayland, Çin ve Güney Afrika’da yapıldı. Araştırmaya yeni dönemde İrlanda , Fas, Portekiz, Pakistan ve Endonezya da dahil edildi.