BNG en az 4, en fazla 8 şekilde giyilen kıyafet tasarladı, Japonlar’ı kaptı!

Haberin Devamı

Bülent-Nilgün Gülen çifti yıllarca fason triko üretimi yaptı, 5 yıl önce markalaşmaya karar verip BNG adıyla ilk adımı attılar ve Japonlar’ın gözde markası oldular. BNG’den aldığınız bir ürünü en az 4 en fazla 8 değişik şekilde giyebiliyorsunuz. Kemer ve kuşaklar yardımıyla hırkayı elbiseye, yeleği tuniğe çevirebiliyorsunuz. Bu yabancıların markaya olan ilgisini katlamış. Üretimin yüzde 75’ini ihraç ettiklerini söyleyen Nilgün Gülen, “Üretimimizin yüzde 40’ı Japonya’da satılıyor, Japonya’yı Hong Kong izliyor” dedi

Bu bir başarı öyküsü. Bülent-Nilgün Gülen çifti bir marka yarattı, biz bu markayı pek bilmiyoruz ve bu marka Japonya’da yok satıyor, yurtdışında 25 ülkede toplam 200 butikte satılıyor. Markanın adı da Bülent- Nilgün Gülen’in baş harfleri BNG.


Hikaye şöyle başlıyor. Bülent Gülen aileden tekstilci, trikocu. Nilgün Gülen aslen İzmirli, ortaokuldan sonra İstanbul’a gelmiş. Bülent Gülen kendini bildiğinden beri babasının Mahmutpaşa’daki yerinde çalışıyor. Liseden sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin açtığı İngilizce kursuna katılıyor. Çünkü amaçları trikolarını yurtdışına pazarlamak. Nilgün Gülen de aslında muhasebeci. Yolları kursta kesişiyor ve evleniyorlar. Nilgün Gülen de eşiyle birlikte çalışmaya başlıyor. Zaman içinde kendi tasarımlarını yapıyor. İtalya Polimoda’ya gidip tasarım dersleri de alıyor. Kendine güveni geldiğinde de kendi stilini yansıtan bir koleksiyon hazırlıyor. Karı koca markalaşmaya, fuarlara katılmaya karar veriyorlar. Ve Nilgün Hanım’ın anlatımıyla, “Paris’te ilk katıldığımız fuarda en kötü ve küçük stand bizimdi ama biz patladık, aldığımız siparişlere inanamadık” durumu yaşanıyor.

3 markadan biri oldu

BNG’den aldığınız bir ürünü en az 4 en fazla 8 değişik şekilde giyebiliyorsunuz. Kemer ve kuşaklar yardımıyla hırkayı elbiseye, yeleği tuniğe çevirebiliyorsunuz. Bu yabancıların markaya olan ilgisini katlamış. Zaman içinde Nilgün Gülen Japonya’dan da beslenmeye başlamış. “Teknolojide aldıkları yol, farklı butik anlayışları, yaşamı algılayışları beni de çok etkiledi” diye anlatıyor Nilgün Gülen.

Japonya’da Takashimaya ve Isetan’da galeri konseptinde satılan 3 markadan biri olan BNG’nin, şu anda Türkiye’de 5 mağaza ve 7 corner’ı var.

BNG nasıl kuruldu?

Eşim Bülent’le birlikte kurduk. Aslında 17 yıllık bir geçmişi var. Marka 5 yıllık. Bülent tekstilci bir aileden geliyor. Biz hep tekstille uğraştık. Fason üretim yapıyorduk. Avrupa’dan birçok markaya üretim yapıyorduk. 5 yıl önce benim tasarımlarıma ağırlık vermeye başladık. O güne kadar çok klasik tasarımlarımız vardı. Bu marka tamamen benim giyim zevkim. Fuarlarda çok büyük ilgi gördük. Ve yolumuz açıldı. BNG yurtdışı ağırlıklı başladı. Şimdi senede 16-18 fuara katılıyoruz.

Siz son bir yıldır Türkiye’de de mağaza açıyorsunuz. İlk mağazanızı Tünel’de açtınız. Nişantaşı’ndaki mağazanız yeni açıldı. Bu yaz Alaçatı’da en çok ilgi gören mağazalardan biri BNG’ydi. Ezcümle siz krizde büyüyorsunuz? Bu nasıl mümkün oldu?

Şu anda 5 mağaza, 7 corner olduk Türkiye’de. Markamız Japonya’da, Amerika’da, Avrupa ve Ortadoğu’da dünyanın en prestijli markaları ile beraber satılıyor butiklerde. Krizdeki en büyük avantajımız bu oldu. Dünyanın farklı noktalarında satılıyoruz. Şüphesiz bu bir dünya krizi, her yeri etkiledi ama bizim markamızın avantajları bize yol aldırdı.

Ne gibi avantajları?

Bir ürün alıp o ürünü farklı şekilde giyebilmek gibi. Ve en önemlisi de içinde kendinizi dokunuşuyla ve tasarımıyla rahat hissettiren kıyafetler bunlar.

Kumaşları seçerken nelere dikkat ediyorsnuz?

Yeni teknolojileri takip ediyorum. Kullandığım kumaşların teknik özellikleri benim için çok önemli. Kullandığım kumaşlar terletmiyor, vücut ısısını dengeliyor. Fonksiyonellik bizim için vazgeçilmez bir özellik. Tasarladığım bir kıyafet birden fazla şekilde ve stilde giyilebiliyor. Kullandığımız tüm kumaşlar doğa dostu. Deri triko karışımı da çok tercih ediliyor. Anne-kız trendini de takip ediyorum.

Hem annelerin hem kızların giyeceği kıyafetler mi ilgi çekiyor?

Pek çok Avrupalı giyim markasının başarısının sırrı şu aralar 18-45 yaş grubuna hitap etmesi. Yani hem kızları hem anneleri giydirebiliyoruz. Benim bir ürünümü farklı şekilde hem anne hem kızı giyebilir.

Sizin söz ettiğiniz fonksiyonel kıyafetler gelecekte daha çok mu tercih edilecek, sizin böyle tasarımlara ağırlık vermenizin nedeni ne?

Kolaylık ve şıklık birarada. Buna kim hayır der? 4 yıl önce Hong Konglu bir yakınıma bir Hong Konglu ile Japon’un farkını sormuştum. “Biz bir gömleği olduğu gibi, Japonlar ise ters çevirip giyer” demişti. O günden sonra fonksiyonel ürün tasarımlarına ağırlık verdim. Günümüzün ekonomik şartlarında bu bence herkes için harika bir seçenek. Benim en merak ettiğim ülke Japonya’ydı sanırım biraz da bu yüzden orada çok başarılı olduk. Japonya’ya sık sık gidiyorum. Orada mutlu oluyorum. İnsanlar çok saygılı ve çok çalışkan. Çat pat Japonca da öğrendim ama çok zor bir dil. Japon kültürünü ve yemeklerini de çok seviyorum.

Japonlar dünyanın en lüks markalarının tüketicisi. Bu anlamda da zor bir yer değil mi?

Biz Japonya’ya girdikten sonra bunu anladık. Dünyanın en ünlü markalarının en büyük ciroları yaptığı yer Japonya. Hiç tahmin etmediğiniz yerlerde harika butikler var. Zevkleri çok derin. Ve yeniliğe çok açıklar. Bu çok önemli bir özellik. Üretimimizin yüzde 40’ı Japonya’da satılıyor, Japonya’yı Hong Kong izliyor. İtalya’da da 40 butikte satılıyoruz.

Butikleri tercih ediyorsunuz, çok katlı bir mağazaya ya da alışveriş merkezindeki bir mağazaya karşı mısınız?

Ürünlerimiz butiklere yakışıyor. Butik atmosferi çok farklıdır, insana kendini daha özel hissettirir, biz de marka olarak insanların kendilerini özel hissetmesini sağlamak istiyoruz. Bu yüzden tercihimiz öncelikle butikler. Türkiye’de alışveriş merkezlerinden teklif aldık ama yine de öncelikle caddeleri tercih ettik. İlk butiğimizizn Tünel’de olması da ilginçtir. Oradaki müşterilerimizin yüzde 75’i yabancıydı. Alaçatı’da çok ilgi gördük bu yaz.

Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz?

Ciromuzun yüzde 80’ini yurtdışında yapıyoruz. Üretimin de yüzde 75’i ihraç ediliyor diyebilirim. 5 milyon dolar ciromuz bu yıl.

BNG mağazalarında başka markalar da var

BNG mağazalarında Nilgün Gülen’in özel tasarımlarının dışında farklı markalar da var. Bu markalar şöyle sıralanıyor:

* TRIPPEN: Dünya çapında 450 mağazası olan Trippen, özel siparişle üretilip, bekleme süresi sonrasında alınan özel ayakkabı markası.

* DM DEPOT: Belçika’dan özel tasarım ev seramikleri.

* ESTEBAN: Fransız Esteban’dan özel ev parfümleri, tütsüleri, yağları, dolap içi kokuları.



Farklı kullanılabilen ürünlerimiz krizde tercih edilmemizi sağladı

Moda ekonomik krizden nasıl etkilendi?

Öncelikle etkilenmemesi mümkün değil. Bir kere renkler azaldı. Bazı özel desenler maliyetler yüzünden rafa kaldırıldı. İnsanların yaşam maliyetini aşağıya çekmeye yönelten değişiklikler ortaya çıktı. Bu arada Japonlar krizden çok etkilenmedi. Alışkanlıklarını değiştirecek kadar etkilenmediler. Bizim Japonya’daki siparişlerimizde düşüş olmadı.

Müşterileriniz etkilenmedi mi krizden?

Etkilendi ancak onlar da kriz ortamında en iyiyi ve ihtiyaç duyduklarını alıyorlar. Bizi öne çıkaran özelliklerinizden biri bir ürünün farklı şekillerde kullanılıyor olması. Bu da kriz ortamında tercih edilmemizi sağladı. Bir de bu gibi dönemlerde tüketiciler çok büyük değil ama küçük parçalar alarak kendini daha iyi hissediyor. BNG koleksiyonlarında fonksiyonel, bütçeye en az etkisi olan fiyatlarda daha uzun sürede, günün her saatinde kullanabilecek, modası da kolay geçmeyecek ürünler ağırlıkta. Hatta şunu da söyleyebilirim; bir anne yetişkin kızıyla aynı ürünü giyebilir. Bizden aldıkları bir ürünü anne-kız farklı şekillerde kullanarak çok şık olabilirler.

Mağazalaşmaya devam edecek misiniz?

Edeceğiz. Türkiye’de hem de yurtdışında mağaza açmak isteyen pek çok kişi kapımızı çalıyor. Moda başkenti kabul edilen dünyanın önemli şehirlerinde mağazalar açmalıyız, diye düşünüyoruz. (FOTO: Mert İNAN)

DİĞER YENİ YAZILAR