TAV’IN CEO’su Sani Şener, Atatürk Havalimanı’nda son dönemde yaşanan rötarları değerlendirdi ve yatırımlarının bitmesiyle rötarların da sona ereceğini söyledi. Şener, “Meteoroloji, pist ve park alanı yetersizliği rötarlara neden oluyor, 3 ay sonra yatırımlar bitince Avrupa’daki gibi iniş-kalkışlar yapılacak. Sis, kar ve lodos rötara neden olmayacak. Kar yağdığında 360 uçak bir saatten fazla rötar yaptı, bu bir daha olmayacak. Ek apron alanı açılacak, kule yer değiştirecek. Büyük uçak, küçük uçak sorunu bitecek” dedi.
Atatürk Havalimanı en fazla rötar yaşanan havalimanlarından biri. Kalkışlarda da inişlerde de rötarlar oluyor. İstanbul’daki trafik çilesine benzer bir durum havalimanında da yaşanıyor. Geçenlerde iç hatlarda yolculuk yapıyordum, havalimanının içi otogar gibiydi, görevliler, “Malatya, Konya, Kahramanmaraş yolcusu var mı?” diye bağırıyor, kuyrukta yolcular çatışıyordu. TAV, DHMİ ve THY rötarların önüne geçmek için bir çalışma başlattı. TAV Holding İcra Kurulu Başkanı ve TAV’ın CEO’su Sani Şener’i aradım. Rötarları konuşmak için buluştuk. Türkiye ve yurtdışında 10 havalimanını işletiyor TAV. Türkiye’nin gururu. Sani Şener, rötarların önüne nasıl geçileceğini detaylarıyla anlattı ve “3 ay sabredin” dedi.
Atatürk Havalimanı’nda neden rötarlar bu kadar arttı?
DHMİ ve TAV’ın yaptığı yatırımlar, THY ve diğer özel hava yolu şirketlerinin büyümesi İstanbul’u, Atatürk Havalimanı’nı, hak ettiği yere getirdi. Bizim İstanbul Atatürk Havalimanı olarak en büyük rakibimiz Atina ile Viyana’ydı derim. Atina ile aynı anda başladık yatırıma. Biz 22 ayda bitirdik. Onlar geç bitirdi. Olimpic Hava Yolları, THY gibi bir büyüyemedi. Viyana da aynı şekilde, Avusturya Hava Yolları büyüme gösteremedi. 8 yılda terminali bitiremediler. Bu bizim için avantaj oldu.
Transit yolcu % 33 arttı
İstanbul transit uçuşları da çekti ve yoğunluk arttı diyorsunuz...
2009’da Atatürk Havalimanı’nda transit yolcu artışı yüzde 33 civarında. İstanbul artık resmen Asya ve Avrupa arasında transfer merkezi oldı.
Yolcu sayısı ne kadar arttı?
2000’de 15 milyon yolcu vardı. Artık yılda 30 milyon yolcu var, 265 bin uçak iniş kalkış yapıyor. Dünyada havacılığın gelişiminin önünde üç engel var. Birincisi kapasite, ikincisi çevre, üçüncüsü de güvenlik... Kapasite iki şekilde engel, birincisi hava sahasındaki, ikincisi ise yerdeki altyapı kapasitesi... Liberalleşme ile hava sahasında yeni yollar açılması gerekiyor. İkincisi pist, apron ve terminal kapasitesi.
Havalimanında pist sıkıntısı var...
06-24 olarak adlandırılan ve uzatma çalışması yapılan pistteki ilave tamamlanınca ve ilave apronlar da devreye girince sıkıntı kalmayacak.
Sıkıntı yalnızca bu yüzden mi?
Hayır. İniş-kalkış yapan uçakların yanı sıra hava sahasında 50 uçak daha vardır. Uçaklar rüzgarın içine iner, içine doğru kalkar. Rötarların çok nedeni var. Ama Atatürk Havalimanı pistlerinin konfigürasyonuna göre en önemlisi meteorolojik olanıdır.
Sürekli lodosun etkisi söyleniyor... Tek sorumlu lodos mu?
Değil, etkenlerden biri bu. Kuzeyli rüzgarlar estiğinde Atatürk Havalimanı’na en uygun iniş ve kalkış yapılır. Yani deniz üzerinden gelerek Ataköy yönüne doğru 06-24 pistine iniş, Sefaköy istikametine doğru 36-18 pistinden kalkış gerçekleşir. Bu şartlarda eğer havayolu şirketi, havalimanı işletmecisi veya yer hizmetlerinden kaynaklı bir aksama yoksa en az rötarla iniş ve kalkış gerçekleşir. Lodos yani güneyli rüzgarlar eserse Ataköy istikametinden denize doğru, 06-24 pistine iniş yapılır. Sefaköy’den denize doğru 18-36 pistinden kalkış yapılır. Bu pistlerin kapasitesi ve konumlamasından dolayı kuzeyli rüzgarlar estiğindeki iki uçak arasındaki mesafe 5 mil iken güneyli rüzgarlarda 8 mile çıkar. Çünkü pistler kalkış ve iniş yönüne göre kesiştiği için emniyet mesafesi artırılır.
Bu yıl lodoslu gün sayısı geçmişe göre fazla mıydı?
Geçmiş yıllar ortalaması yüzde 70 kuzeyli rüzgarlar iken bu yıl aynı oran yüzde 60 olarak gerçekleşti. Büyük ve küçük uçaklar arasındaki kuyruk türbülansı da bir diğer etken. Büyük gövdeli uçaklar arkalarında küçük gövdeli uçakları etkileyecek şekilde hava akımı yaratırlar. Bu nedenle aralarına 6 mil mesafe konur. Slot iniş izni çok değerli hale geliyor bu noktada. 737-800 veya A320 inerse 140 yolcu getiriyor. 777 inerse 400 yolcu getiriyor. Bir slotta aynı hava sahasını, aynı pisti ve aynı park yerini kullanıyorlar. Uçak şirketleri gövdelerini büyütüyorlar. Gövdelerin büyümesi ile rötarlar azalacak ve kapasite artacak. Önemli bir diğer konu 06-24 pisti uzuyor. Neden? Çünkü kuzeyli rüzgarlar olsa dahi yağmur yağdığında bu pist kısa olduğu için kullanılamıyor.
Kule yer değiştirecek
Yağmurlu havalarda pistten çıkan uçaklar oldu...
Evet. 18-36 pistinden bu durumlarda hem iniş hem kalkış yapılıyor. Böyle olunca da 5 mil inen ile pist başındaki uçak arasına, 8 mil de diğer inişteki uçak ile arasına mesafe açılıyor. Pist uzayınca kuzeyli rüzgarlarda yağmur yağsa dahi rötara sebep olacak iniş-kalkış izni sıkıntısı yaşanmayacak. Aprona ek park alanı gelecek. Kule yer değiştirecek. Biz de hem iç hem dış hatları genişlettik, üç körük iç hatlara üç körük de dış hatlara ekledik. Ayrıca körükten uzak uçaklara seri ulaşım için dört çıkış kapısı yaptık. Bu ay sonu hizmete almayı planlıyoruz. Bir de havalimanı girişi kavşağı yapılıyor.
İkinci konu çevre dediniz... Havacılıkla ilgili son toplantılarda çevre tartışmalara neden oluyor...
Havacılık dünya üzerindeki karbondioksit salınımının yüzde 2’sini, havalimanları da yüzde 1’ini yapıyor. Bu konuda havacılığın üstüne çok geliniyor. Halbuki google’da bir search için bir kahveyi pişirmeye yetecek enerji harcanıyor. Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi’yim. Bu kimliğimle, kapasite artışını yolcu büyümesine paralel olarak artırmamız gerekiyor diyorum. Ama çevreye duyarlılığı da bırakmamamız gerekiyor. Biz havalimanında doğalgazla elektrik üretimine başladık. Doğalgaz fosil yakıtlara oranla yüzde 40 daha az karbondioksit salınımı yaptığı için önemli bir iş yaptığımıza inanıyoruz. Apronda en kısa sürede elektrikli araçları kullanmaya geçeceğiz.
Yani yeterli yatırım yapılırsa kar, sis, lodos rötara neden olmaz...
Evet, rötarların birinci nedeni meteorolojik. İkincisi ise 06-24 pistinin kısalığı ve park alanları yetersizliği. Üçüncüsü Atatürk Havalimanı’ndaki hava sahasının kapasitesi. Bu kapasite de DHMİ’nin çalışmalarından SMART ile artacak.
Nasıl artacak? Bu deneyimli kadro işi midir daha çok?
Hepsinin uluslararası kuralları, kapasiteleri var. Ama kuledeki arkadaşlar hakikaten çok ciddi çabalıyorlar. Onlar da birinci planda emniyeti tutuyorlar. Bugün Avrupa’da 4 mil aralık ile de 3 mil aralık ile de uçak indiriyorlar. Bu şekilde uçak indirebilmek için 06-24 pistinin bitmesi lazım. Uçağın daha erken pisti terketmesini sağlayacak taksi yollarının da yapılması lazım. Onlar yapıldıktan sonra kuledeki arkadaşlarımız da Avrupa’daki meslektaşları gibi daha kısa mesafeli aralıklarla uçak indirecek. Çünkü bilgileri ve kabiliyetleri onlarla eşdeğer. Sadece maalesef maaşları onlara oranla çok daha az. Sanırım artırma çalışmaları yapılıyormuş, onlar adına çok seviniyorum...
YILDA 200 GÜN UÇUYORUM
Siz de çok uçuyorsunuz. Sizin rötar mağduru olarak hisleriniz?
Yılda 200 gün uçan bir insanım. Çok iyi biliyorum. Diğer havalimanlarını ve havayollarını da çok iyi biliyorum. Örneğin Londra Heathrow Havalimanı’nda uçağın içinde 55 dakika beklediğimi, New York JFK’de pasaportta bir saatten fazla beklediğimi , Dubai’de çıkışa kadar 1 km yürüdüğümü de biliyorum...
2020’de 50-60 milyon yolcu olur
İnsanlarda ‘İstanbul’un trafik sorunu gibi artık Atatürk Havalimanı’nın da bir rötar sorunu oldu’ kanısı var...
Rötar olan saatler altın saatler dediğimiz sabah 06.00-09.00 ve akşamüstü 17.00-19.00 arası. Kuledeki arkadaşlarımızın 4 mil ile uçak indirebilecek hale gelmesi kapasitenin 1.5 katına çıkması demektir. 50-60 milyon yıllık yolcu kapasitesi kilit rakamdır.
Kaç yılda ulaşılabilir bu rakama?
Atatürk Havalimanı 2020’de 50-60 milyona ulaşır. Bu kapasiteden sonra ikinci havalimanlarına geçmek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü 50-60 milyondan sonra artık mesafeler çok büyümeye başlar. Yolcu bu kapasiteden sonra çok yürür, uzun mesafeler kat eder. Bagajlar çok uzun mesafeler kat eder. Kuyruklar büyür. İstanbul’a 3’üncü havalimanı yapılabilir.
Karda bir günde 360 uçak rötar yaptı
İstanbul’daki son kar yağışında rötarlar korkunçtu!
Evet, 360 uçak bir günde bir saatten fazla rötar yaptı. Kar yağdığında uçakların kanadına buzlanmayı önleyici bir madde püskürtülmesi lazım. Böylece 20 dakika içinde de uçağın uçması lazım. Uçak yavaşken apronda çok hantal bir yapı, havadaki gibi çevik değil. Bu tabii apron ve pist trafiğinde ciddi bir sıkışma yarattı. Uçaklar ciddi bekledi. Dünyada her yerde bekledi bu kış şartlarında... Ama şu anda kar yağışı yok. Bir gün önceki rakamlara baktım, sadece 11 uçak bir saatten fazla beklemiş. Ek önlemler alındığı zaman bu kadar büyük sorunlar da yaşanmayacak.
İstanbul’da çok düğün yaptırdık
Bu yıl yolcu profili krizin etkisiyle değişti mi?
Geçen seneki Rus yolcu bu sene düşüş gösterdi ama Arap dünyasından gelen yolcularımızın sayısı çok ciddi şekilde arttı. Türk dizileri çok büyük tetikleyici oldu. Tabii Başbakanımızın orada müthiş etkileri var. Biz o bölgede müthiş işler yapıyoruz. Bizim de kendi çapımızda bu oluşuma ciddi katkımız olduğunu düşünüyorum. Çünkü iş yaptığımız yerler önemli yerler. Ortaklarımız varlıklı insanlar. İstanbul’da çok sayıda düğün yaptırdık Arap Dünyası’na. Ciddi şekilde Arabistan’dan turist geldi uçaklarla. Londra’dan, New York’tan sonra artık İstanbul’u benimsediler.