Ünlü Teknik Direktör Mustafa Denizli şu günlerde Çeşme’deki otelinde dinlenmede. Ben malum olaylar, soruşturmalar nedeniyle yatıp kalkıp futbol konuştuğunu düşündüm, ‘Asla’ dedi. Denizli, Çeşme’de en yakın dostlarıyla enerji topluyor, en çok balık muhabbeti yapıyor. Oteline gittim. Eski Kaptan Otel, Captain Suit Otel olarak yenilenmiş. Çok şık, sempatik bir otel olmuş... Bu röportaj için çok bekledim Mustafa Denizli’yi. Yargı süreci devam ederken ortalığı karıştıran yorumların yapıldığını düşünen Denizli, çok dikkatli konuştu... Kişiler hakkında yorum yapmak istemedi...
* Önce Arda Turan’ı sormak isterim. Arda, Atletico Madrid’e transfer oldu. Galatasaray için kayıp olmadı mı?
Ben Arda Turan için çok iyi olduğunu düşünüyorum. Galatasaray için de doğru bir karar. Ben sene ortasında da Arda için böyle olması gerektiğini söyledim.
* Neden öyle düşünmüştünüz?
Futbol camiasını, taraftarları biliyoruz. Arda yetenekli bir futbolcumuz ama Arda bir gün gününde olmadığında bu insanlar Arda’ya buradaki hayatı dar ederler... Bir insan bu baskıyla yaşayamaz. Arda bunu hissetti, yaşadı çünkü. İnsanın bir yaşam şekli vardır. Bir yaşam ve algılama var. Bakışlar, sözler insanı rahatsız eder. Bunu çok iyi biliyorum. Arda kendi için en doğru kararı aldı.
* Arda’yı kaçırdık mı?
Tam öyle değil, yurt dışı deneyimi iyi olur onun için de... Ama bu galiba genetik özelliğimiz. Başına bela arıyorsan başar. Fatura ödemek istiyorsan başar. Yalnız kalmak istiyorsan başar. Başaramazsan derdin yok. Sıradan olunca rahatsın.
* Başaranı aşağı mı çekiyoruz, onlar hiç mi fazlasıyla havaya girmiyorlar?
Bu bahsettiğim genel. Yalnızca futbolda yok ama futboldan çok konuşuyor ve ilgileniyoruz, o yüzden de çok zor bir alan. Herkes her gün iyi olacak diye bir şey yok.
Futbol kulüplerinde başkan tek adamdır
* Futbol Türkiye’de en çok konuşulan konu. Şu günlerde de ‘temiz futbol’u konuşuyoruz. Futbol kulüplerinin yönetim biçimlerini nasıl buluyorsunuz? Hep siyasi partiler için söylenir, parti içi demokrasi yok diye... ’Başkan ve Adamları’ndan söz edilir... Futbolda da bu yok mu? Bazen bazı kararları parti liderleri alıyor, vekiller kafa sallıyor, futbolda da aynısı olmuyor mu?
Benzerlikler var. Futbolla siyaset ilişkisi olarak da değil yalnızca... Genelde baktığımda yılladır bu işin içindeyim. Örneğin İran’da bulunduğum dönemde de farklı gözlemlerim oldu... Sanırım o dönemde de böyle yorumlar yaptım. Ülkedeki sosyolojik yaşamla ilgili bunlar. Örneğin futbol İran gibi ülkelerde farklı yerde. Algısı, beğenisi farklı yerde. Bu ülkeler dengeyi de bulamamış ülkeler. Bu yüzden bazı koşullarda siyasete benziyor. Yönetim biçimlerine gelince, evet bizde de yöneticiler genelde tek söz sahibi. Yönetim biçimi böyle. Ayrıca kulüpler küçük birimler. Bu açıdan baktığımızda ülke yönetimi gibi çok göz önüne çıkmayabilir ama tek adamlık vardır kulüplerde de. Futbol kulüplerinde daha çok başkan son sözü söyleyendir. Siyasette farklı etkenler vardır... Bu kadar düz değil.
* Futbolda şike ve çeteleşme iddialarını siz de duymuş muydunuz? Siz de böyle bir soruşturmayı bekliyor muydunuz?
Beklemiyordum. Yasayla birlikte değişiklik bekliyordum. Benim beklentim holiganlığın sona erdirilmesiyle ilgiliydi. Yasanın içinde bu da var. Ben de bazı şeyler duyuyordum ama böylesine büyük bir olay beklemiyordum... Şike olayı bir aydan fazla süredir birinci madde Türkiye’de. Bence olmamalı. Ülkenin konuşacağı başka önemli kritik konular da var... Kritik bir süreçten geçiliyor. İnce eleyip sık dokumak lazım.
Futbol yazılıp çizildiği kadar kirli değil
* İddiaları, telefon konuşmalarını okuyunca, sorgulanan isimlerin ifadeleri medyaya yansıyınca ne düşündünüz? ‘Türkiye’de futbol bitmiş’ diyenler var...
Elif, bak burada hava bugün çok rüzgarlı, her yer uçuyor... Yaz mevsimi, bir yandan da hava çok güzel... Burada şimdi senle çıkıp deniz kıyısında değil de tarlalarda gezsek...
Tarlalara gitsek şu mevsimde köylülerin samanla taneleri ayırdığını görürüz... Biz buna çöple samanı karıştırmayın diyoruz. Futbolla ilgili opersayonda da bunu yapmamak lazım. Yoksa çok kritik bir süreç olur.
* Kurunun yanında yaş da yanıyor, futbolda öyle bir sürece mi girildi, diyorsunuz?
Sporculuğa başladığım günden beri içinde olmak istediğimiz dünya temiz bir dünya ve futbol. Bunu bozmak isteyenler hep oldu. İnanın şu anda söylendiği ve yazılıp çizildiği kadar pis, kirli değil futbol.
* Sizce bu inanç çok zedelenmedi mi? Eğer her şeyi olmuş kabul edersek bu ülke yaşanmaz hale gelir. Evet, futbolu kirletmeye çalışan bir çok pespaye isim vardır. Buradan nemalanmaya çalışanlar da vardır. Hep oldu.
* Sizin de bildiğiniz örnekler var mı?
Ben teknik adamım, sporcuydum. Ben bu tür ortamlarda oldum. Futbol camiasına girip nemalanmak isteyenler hep olmuştur. Bu söz ettiğimiz insan türünün oranı inanın yüzde 3’tür. Eğer siz bunu yüzde 100 olarak görürseniz yazık olur.
* Telefon konuşmalarının dökümlerini okuyunca ne düşündünüz?
Futbol dünyasında hep konuşmalar olur. Okuyorum, mutlaka çok çirkinlikler var ve ortaya çıkmalı. Ama tüm konuşmaları değerlendirirken sağlıklı karar vermek lazım. Bu dünya içindeki konuşmaları bir yere oturtmaya çalışırsanız sonuca varamazsınız. Evet bu kirliliğin içinde olanlar temizlenmeli. Bunu yaparken kurunun yanında yaş da yanmasın. Tüm hadise bu.
* Konuşmaların yanlış anlaşılma olasılığı mı var?
Bak seninle benim aramda da bu tür konuşmalar olabilir. Örneğin bana, ‘Ne yapıp edip şu maçı alın’ diyebilirsin... ’Bir şey yapıp şu maçı kazansınlar’ diyebilirsin arkadaşına. ‘Sahada ölün maçı kazanın’ da derler... O ortamda söylenir. Bunu farklı değerlendirirsen yani ‘ne yapıp da yapın’a farklı yorumlar yüklersen iş farklı anlaşılır, işin içinden çıkılmaz.
* Farklı mı yorumlanıyor konuşmalar?
Ben detayları bilmiyorum. Bu tarz ilişkiler içinde olanlar var, o görülüyor ama çok kişi değil bu işi yapanlar...
Ben biraz abartılı buluyorum. Türkiye gündeminin önüne geçti. Gerçekten bilgi sahibi olmak lazım. Her konuşma şuraya gidecektir dersen sonu gelmez.
* Yurt dışında da benzer süreçler yaşandı... Örneğin İtalya’da yaşananlarla karşılaştırıyor musunuz? Benziyor mu?
Sonuçlanma süresi uzamamalı.
Yurtdışıyla karşılaştırma yapılmasın. Birebir uymuyor, benzemiyor. Ama önemli olan futbolun temiz insanlara emanet edilmesi. Samimi fikrim şu, ben bu insanların hepsini tanıyorum. Yıllarca çalıştım bu insanlarla. Bazı insanlar için içim rahat. Ben bazılarının hiçbir şekilde pislik işlere karışmayacağını biliyorum. Evet, bazıları da temizlenmeli.
* Kimler mesela?
Bunu söylemem doğru olmaz. Şunu görüyorum, direkt olarak bu işlerin içinde olmasalar da ilişki kurulmak istenen kişiler de var, direkt içinde olanlar da var. Yargı süreci var. Değerlendirmek çok doğru değil. Aylarca çalışmış savcılar var. Savcılar buradaki olayların ne olduğunu ortaya çıkaracak kadar tecrübelidir diye düşünüyorum.
Sınırsız yabancı sınırsız problem demektir
* Sınırsız yabancı düzenlemesi Türkiye futboluna ne getirir?
Ben bu konuya futbol kulüplerinin çok itibar edeceğini sanmıyorum. Durum ortada. Sınır 10 zaten. Sınırsız yabancı sınırsız problem demektir.
* Nedeni ne bunun?
Gülüyorsunuz, haklısınız. Yabancıyı gel seni oynatmayacağım diye transfer etmez kimse. Ben sınırsız yabancı kararını sağlıklı bulmam. Kulüpler isteyebilir, bazı ülkeler uygulayabilir ama burası Türkiye. Türkiye’de şu anda az olan değerlidir mantığından hareket etmeliyiz. Şu anda az olan Türk, az olana daha az para veriyorsun. Az olan değerlidir mantığıyla örtüşmüyor. Durum ortada.
Şu anda yurt dışı teklifleri değerlendiriyorum
* Beşiktaş Kulübü’ne geri döneceğiniz yazılıp çizildi, ne oldu?
Öyle bir konu yok şu anda. Beşiktaş’la bağım hiçbir zaman kesilmez. Ancak bugün itibarıyla bir şey yok.
* Teknik adamlığa devam edecek misiniz yoksa bu kadar yeter mi diyorsunuz?
Ben şu anda 61 yaşındayım. Ben 4-5 sene daha çalışmalıyım diye düşünüyorum. Etkin olmak isterim. Bunu düşünme aşamasındaydım doğrusu. Bu arada teklifler geldi.
* Söyler misiniz nereden geldiğini?
Entresan teklifler geldi. Japonya’dan ve Çin’den. Mayıs ayındaydık, ben önce sıcak bakmadım. Bunun nedenlerinden biri otelimin yenilenmesi ve burada olmak istememdi. Burada şimdi güzel enerji topladım. Biraz da kendimi tam formda hissetmeye ihtiyacım vardı. Şimdi fitim.
Fenerbahçe’nin küme düşürülmesini ben de beklemiyordum
* Futbol Federsayonu’nun kararını nasıl buldunuz?
Kişilerin sorumsuzluklarıyla kurumların cezalandırılması tenakuz teşekkül edebilirdi. Farklılık ortaya çıkabilirdi. Bu olaylar başladı çözülmeye... Mutlaka da düzgün sonuçlanacak. Yargıya güvenmemiz lazım. Yargıdan çıkacak düzgün sonuç kişilere ceza getirebilir... Ama herkese değil. Cezaların şekli ne olur bilemem. Ben Fenerahçe’ye küme düşürülmesini beklemiyordum. Çıkmadı da. Önemli olan pisliğin temizlenmesi ve hızlı temizlenmesi... Kararı yargı vermeli...
* Medyada da çok farklı yorumlar var. Aziz Yıldırım’la ilgili haberler ve yorumlarda çok net olarak görülüyor... Medya ikiye bölündü...
Şu anda çok ses çıkıyor. Bilgi kirliliği de var. Buna kimse tenezzül etmemeli. Futbol Federasyonu kararını verdi... Devam eden bir süreç var. Yaşamımızda bir terim vardır, geç gelen adalet adelet değildir.
Erken gelecek karar da yanlışlık yapılmaması da en az geç gelecek karar kadar önemlidir. Karar vermiş olmak için de karar verilmez.
Bir ayı aşkın süredir yatıyorlar. “Hak eden yatsın ama acaba hak etmeden yatanlar da var mı ?” derdimiz işte bu.
* Bu yalnızca futbolda olmuyor...
Hep böyle. Ama futbol farklı bir alan. Futbolda çok dedikodu vardır.
* Nasıl yani?
Haklısın, şaşırıyorsun... Bu belki dışarıdan öyle görünmez ama dedikodu vardır futbol dünyasında. Bunları dikkate alarak haber yapmaktan, yorum yapmaktan kaçınılmalı. Medya duyarlı olmalı.
* TFF’nin menajerlik sınav soruları da çalınmış...
Menajerlerle çalışan biri olmadım ben hayatım boyu. Kulüplerin takdiri olur genelde.
Ben teknik adam olarak futbolcularla ilgili önerilerimi söylerim. Ben oturmuş bir menajerlik sisteminin olmadığını düşünüyorum Türkiye’de. Görünen o ki, iki adam kendine menfaat sağlamak için bir tür işlerin içine girmişse çevrelerini de yakıyor. Çok malumatım yok.
* Türkiye’de bu operasyonlar için muhbirlik hattı kurulmalı mı?
Bence çok aşağılık bir hareket olur. Birbirinin kuyusunu kazanlar olabilir.
Federasyon bence doğru kararı verdi
* Aziz Yıldırım’ın başına gelenler IMF Başkanı Starauss Kahn’ın başına gelenlere benzetiliyor. Sizce?
Valla o olaya, yani IMF eski Başkanı’nın durumuna bakınca insan şaşırıyor. Daha karar verilmeden insanları suçlu sandalyesine oturtmak doğru değil. Sana, bana veya medyaya düşmez birilerini bu şekilde hızla yargılamak. Senin benim içimden geçen farklıdır ama bunu kamuoyuyla bu şekilde paylaşmak bence yanlış. Ayrıca adelet de yanlış yapabiliyor. Bence kesin fikir belirtmek yanlış. Temenni başka şey. Ben de bazı olayların içinde bazı insanların olamayacağını düşünüyorum. Bazıları için kafamda soru işaretleri var ama bu bunu yapmıştır diyemem. Kafamda bazı taşları yerine oturttum ama kişisel bir karar. Ben bu kişi böyledir diyemem dememeliyim.
* Şimdi de Futbol Federasyonu’nun kararı çok tartışılıyor...
Dediğim gibi bence doğru karar... Konuşmaların mantıkla ilgisi yok. Burada gerçekçi yaklaşımları olmayan insanlar kamuoyunun kafasını karıştırmamalı.
Bunun dışında karar olsaydı o zaman tartışılırdı. Nihai sonuç değil. Kişileri ve kurumları yargıdan önce beraat ettirmek de yanlış, suçlamak da.
Çeşme ruh sağlığıma iyi geliyor
* Kaptan Otelimiz Captain Suit Otel oldu... Bu iş de çok zevkli... Teknik adamlığa da benziyor, ikisi de takım oyunu. Futbol kadrosundaki kadar çalışanım var burada da. Ayrıca futbolcular da geliyor. Ziyarete de geliyorlar.
* Çeşme’yi futbolcular çok seviyor. Yüzmeyi en iyi şekilde yaparlar ve dinlenme sezonunda plaj futbolcular için en iyi sahadır. Kumda yürümek, koşmak çok iyi gelir futbolculara...
* Geçen sene tam bu zamanlarda ayrıldım Beşiktaş’tan. Sağlık sorunlarım vardı. Kışın İstanbul’dayım ama yazları buradayım. Çeşme farklı bir enerji. Ben burada kendimi farklı hissediyorum. Bana verdiği enerji farklı. Burada hissettiğim ruh halim de farklı. Arkadaşlarım, dostlarım, ailem hep buralarda... Burası benim ruh sağlığıma da çok iyi geliyor.
* Çeşme’de biz kapasitesine yetecek kadar insan istiyoruz. Bu daha sağlıklı olur. Yaz aylarında inanılmaz bir kalabalık var. Bu kadar sayıda insan gelirse bir gün Çeşme’ye kimse gelmez. Diğer yerlerin durumunu görüyorsunuz. Bence kapasite zorlanmamalı. Şehirleşme burada olmamalı. Buna karşıyız. Buranın en büyük avantajı, buranın kirlenme ihtimali yok doğa olarak. Ama ne yazık ki insanlar her yeri bozuyor. Biz insanlar iklimi bile değiştiriyoruz. Biz Çeşmeliler olarak buranın bozulmaması için elimizden geleni yapıyoruz.
* Çeşme’de bana en büyük enerjiyi deniz, balık veriyor ama en büyük terapi çocukluk arkadaşlarım. Yıllardır karşılaşmadığım hitap şekilleri. 30 yıl önce nasıl konuşuyorsak şimdi de aynı şekilde konuşuyoruz. Doğallık müthiş bir şey.
* Biz burada en çok balık konuşuyoruz. Burası başka alem benim için.
Bazıları için içim rahat ama bazıları da temizlenmeli
´Şike olaylarında adı geçen herkesi tanıyorum´
Haberin Devamı