AVM’lerde Avrupalı ve Amerikalı markalar en iyi yerleri alırken Türk markalar geri itiliyor

Haberin Devamı

Kadın giyim markası Herry ile çocuk giyim markası Goose’un sahibi Selami Sarı, sektörde keskin rekabet yaşandığını, en büyük sorunlarından birinin alışveriş merkezlerinde yer bulmak olduğunu söyledi. Sarı, “Bir Avrupalı marka AVM’lerde en iyi yerleri alıyor, bize kenarlar kalıyor.

Avrupalı, Amerikalı markalara yer verip bizleri geri itiyorlar. Benim çocuk markam çok kaliteli ama yer bulamıyor. Yabancı markalara yer açıyorlar, Goose’e yer yok” dedi.

Herry kadın giyim markası ve Goose çocuk giyim markasının patronu Selami Sarı, Trabzonlu. Genç yaşında İstanbul’a gelip iş hayatına atılmış biri. Herry’i 4 arkadaş kurmuşlar ama yola devam eden Selami Sarı olmuş. Çok konuşkan, esprili, çalışmayı çok seven, memleketine yatırım yapan bir işadamı. Kısa süre önce yatırımlarını ve iş yelpazesini de genişletti. Akçaabat’taki Tekel Fabrikası’nın bir bölümünü fabrika haline getirdi, bir bölümünü ise otel yaptırdı. Otelin işletmesi Divan’a emanet edildi. Bursa’da da otel yatırımı olan Sarı, yakında Bursa’daki otel ve SPA merkezinin de açılışını yapacak.



Siz Trabzon’dan nasıl kopup geldiniz? Ailenizde tekstille uğraşan var mıydı?

6 kardeşiz, en küçüğü benim. Trabzon’da Fen Lisesi’ni bitirdim sonra İstanbul’a geldim. Üniversiteyi kazandım ama gitmedim. Hayata atılmak, para kazanmak istedim.

Tekstil mi en parlak sektör olarak göründü size?

Amaç para kazanmak, ‘Ne yaparız?’ diye baktık. İmalattan anlamıyorduk. Perakendeden başladık. 4 arkadaştık. Dediğim gibi tamamen amacımız para kazanmaktı. Geleceğimizi kurtarmak istiyorduk. Çok klasik bir hikaye. Anadolu’dan gelen herkesin yaşadıkları. Çok zorluk çektik. Bakırköy’de çok pahalı bir mağaza tuttuk. Çok zordu her şey.

Çiçekli elbise çıkış getirdi

Ve siz bir elbise tasarladınız... Her şey değişti. Sizin hikayenizde ilginç olan, size çıkış yakalatan, farklılık kazandıran da o elbise tasarımı...


Evet. Çiçekli elbise tasarladım. O dönemde tamamen çiçeklerle donatılmış, yani çiçek desenli bir elbise giyen yoktu. Köylü işi gibi gelirdi. Basma elbiseler vardı, bizimki çok farklıydı... Biz 100 bin sattık, taklitleriyle beraber 1 milyon satmıştır. O elbise modeli bizi farklı bir yere getirdi. O günün şartlarında pahalı fiyat koydum, kimse başlarda alamadı. Baktılar. Ayrıca dekoltesi de vardı elbisenin. Genç kızlarda çok güzel duruyordu. Romantik, çok hoş bir modeldi. Herry markası da bu modelle tanındı. Ama zorluklar bitmedi...

Bir model sizi tanıttı ama arkasını getirmek tamamen başka bir iş modeli olsa gerek değil mi?

İmalat bilmiyorduk. Bir şey yapıyoruz satılıyor aynısını bir daha üretemiyoruz. Aylık kira paramız 1.500 lira. Bugünün parasıyla 15 bin dolar gibiydi. 4 ortaktık. Mağaza kirası bizi bitiriyordu. Zorluklardan başarı geldi. Ben de çok enerji doluydum.

Dönüm noktası AVM’ler oldu sektör için. Siz ise cadde mağazalarıyla büyüdünüz... AVM’lere girmekte geç kaldınız...

Ben girmedim. Ben caddelerde iyi yerleri tutmuştum. AVM konusunda tereddüt ettim. Avukat nedir bilmezdim. 10 yıllık kontrat yapmak bana ilk etapta doğru gelmedi. Şimdi hepsinde varız.

Kaç mağazanız oldu?

72 mağazamız var Türkiye’de. 9 da yurtdışında var. 2 ay içinde 5 mağaza açıyoruz.

Siz Sibirya, Çin, Tayvan, Afrika gibi ülkelere de ihracat yapıyorsunuz...

Evet. Farklı ülkelere değişen miktarlarda ihracatımız var.

Trabzon’da eski Tekel binasını kiraladınız. Yarısını otel, yarısını fabrika yaptınız. Memleketinize yatırım yapıp, istihdam yaratmayı hedeflediniz...

Trabzon’da 4 bin metrekare fabrika, yanında da otelimiz var. Otel odalarının tümü denize bakıyor.

Fındık toplayan kadınlar tekstil işçisi mi oldu?

Kadınlara istihdam yarattık. Yüzde 95 kadın çalışanımız var. Fındık da topluyorlar ama 15 gün fındık, 15 gün çay toplanır Karadeniz’de. Onun dışında işsizlik var zaten. Biz orayı kiraladık. En son teknoloji makineleri aldık, kadınlarımıza kurslar düzenledik, sıfır hatayla üretim yapıyoruz.

Mağazalarınızın çoğu hâlâ caddelerde mi?

Şu anda mağazalarımızın yarısından fazlası AVM’lerde oldu.

Siz sonradan girmenin zorluklarını yaşamış olmalısınız AVM’lere?

Yer bulma konusunda oldu zorluklar. Bizim kendi içimizde hep kriz var. Rekabet çok keskin, dediğiniz gibi. Kendimizi yenilemek için çok iyi bu rekabet ortamı. Bir Avrupalı marka AVM’lerde en iyi yerleri alıyor, bize kenarlar kalıyor. Avrupalı, Amerikalı markalara yer verip bizleri geri itiyorlar.

Kötülere savaş açarım

Bu mu en büyük sorun?


Sorunlardan biri bu. Benim şimdilerde çocuk markam çok kaliteli ama yer bulamıyor. Yabancı markalara yer açıyorlar, Goose’e yer yok. Biz krizi içimizde yaşıyoruz. Her krizde arınıyoruz.

Kriz şerbetlisi oldu sektör... Sizin kriz stratejiniz nedir?

Kendime has kurallarım vardır benim. Ben Ocak ayında en kötülere savaş açar, yenilenmek isterim. Zarar eden mağazaları kapatır, kapattığım kadar yenisini açarım. Krizde Ankara’da 6 mağaza açtım, kiralar normale indi. Ayağını yere bastı herkes ama yatırımlar hızlı. Yeni yerler açılıyor. 3 yıl önce Merter’deki Forum’u imzaladım. Yakın yerlerde açmak istemiyorum mağazaları.

Ama baktığımızda AVM’lerin neredeyse tamamında aynı markalar var. 5 kilometre içinde 4 AVM’de de olan markalar var.

Yakın mağazalar birbirlerinin cirosunu düşürüyor. Her geçen gün insanların sosyalleşmesi fazla oluyor, bu yüzden de ‘Her yerde olalım’ diyenler var. Bence her yerde görülmek değil, ihtiyaç olan yerde görülmek lazım. Yani mağazaları ihtiyaç olan yerlerde açmak lazım. Her AVM’de, her caddede olmaya gerek yok bence. Müşteri de her yerde olanı tercih eder mi? Her yerde olmak çok para demek.

Tüm bunlara rağmen mağaza sayınız artıyor...

Ama durmamak da lazım. Sizin kızınız Ela potansiyel müşterim değil mi, o zaman büyüyeceğim.

Neredeyse hep indirim var. İndirimsiz satış gerçekleşmiyor mu?

Bir işletmenin ayakta kalması için ürününün yüzde 30-40’ını erkenden satması gerekiyor. Mevsim başında yeni koleksiyonumla ben nasıl Elif Hanım’ın gardrobundan pay alırım? Bunu başaran ayakta kalıyor.

GOOSE’NİN TASARIMLARINI EŞİM YAPIYOR

Çocuk markanız Goose çok farklı, çok şık, butik iş yapıyor gibisiniz. Sanki Herry çizgisinde değil. Mağaza sayınız artacak mı?

Beğenmenize memnun oldum. İlk başlarda kız çocuklarına yönelikti, erkek çocuklar için de üretime başladı.

Tasarım ekibi farklı mı?

Eşim Mahinur Sarı Goose’nin tasarımlarını yapıyor. 10 yıl oldu. 25 noktada satılıyor. Mağazalarımız da oldu. Herry cirosunun yüzde 9’u kadar. Büyüyecek Goose.

Siz stresten uzaklaşmak için ne yapıyorsunuz? İş dışında hobiniz?

Erken yatar erken kalkarım. Ata ve Ece adında iki çocuğum var. Ata, futbola meraklı... Onun maçlarına giderim. Tenis oynamayı seviyoruz. Haftada en az 2 sefer birlikte yemek yeriz. Hafta sonları evde olmaya özen gösteririm.

Kıvanç Tatlıtuğ’u getirin mağaza açarım

Yurtdışındaki mağazalarınızda işler nasıl? Krizin etkileri nasıl oldu?

Ukrayna’da mağazamız var, orada kriz devam ediyor... Türkiye dışında işler çok iyi değil. Güney Afrika’da 2 mağazamız var. Bizimle ters zamanlı orası. Orada ürün tüketiyoruz. Oradaki tek sorun Çin’in tersi. Oradakiler de çok iri ve çok renkli giyiniyor.

Siz krizde ne kadar büyüdünüz?

Yüzde 35 büyüdük 2010’da. Bir yere mağaza açmamak daha önemli. Bir yerde mağaza açmayınca oraya sonradan girmek zor.

Yurtdışında büyümeye devam edecek misiniz?

Yakında Kazakistan’da 3’üncü mağazayı açıyoruz. Kazakistan’da çok ilgi var. Tam Libya’yla konuştuk, el sıkıştık, olaylar patladı. Geçenlerde bir şeyhin eşi aradı ve ‘Kıvanç Tatlıtuğ’u getirirseniz bayiniz olacağım’ dedi.

Çinliler falcılara inandı, mağaza açılışını erteledi

Çin’de mağazanız varmış, kapatmışsınız... Neden?

Çok ilginç bir hikaye. Çin’de ilk mağazayı açtım. Harbin’de. Şangay’a uçakla gittikten sonrası yataklı trenle gittim. Şehir Sibirya bitişiği, zengin bir yer ama çok soğuk. Açılış yapılacak, anne-kız karşıladı beni. Bir gün sonra kadının yüzü düştü. Yemekte bana ‘Falcımız açılışı erteleyin’ dedi diyor. Falcı izin vermemiş. Belediye Başkanı filan gelecek ama ertelediler bir hafta. Ben ‘Kalamam o kadar uzun bir süre’ dedim. İnanılır gibi değildi. Ben döndüm, onlar açılışı yaptı. Falcılarını dinlediler. .

Şaka gibi!

Kadının 8 ay sonra eşi öldü. Mağaza bundan etkilendi. Falcı doğru söylemiş, ne diyebilirim.

Çin macerası bitti mi?

Çin’de bir mağazayla olmuyor. Çünkü bedenler farklı. Kollar kısa, boylar kısa, bedenler küçük. Onlara göre imalat yapmak lazım, yüzde 40 vergi de var. Bir mağaza için üretim yapmak şu andaki büyüklüğümüzde mümkün değil. Ancak orada üretirseniz kazanırsınız.

DİĞER YENİ YAZILAR