Alzheimer testi sayesinde hastalık 10 yıl geciktirilebiliyor

Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, çağımızın sinsi hastalığu Alzheimer’ı anlattı

Haberin Devamı

Geçenlerde bir arkadaşım anlattı, büyükannesi yazlıktan “Komşuya gidiyorum” diye çıkmış, gidiş o gidiş. Tam 4 gün haber alamamışlar. Sonra neredeyse 20 yıldır görmedikleri yakınlarından bir telefon gelmiş ve büyükannelerine ulaşmışlar. 3 gün büyükannenin ne yaptığını, nerede kaldığını kimse bilmiyor. Büyükanneye sorarsanız o zaten 20 yıl öncesindeki olayları anlatıyor. Bu çok ilginç bir hikâye değil. Yaşlılıkta bunama hikâyeleri aslına bakarsanız hepimize çok tanıdık geliyor. Ama tıpta Alzheimer adıyla anılan bunamanın aslına bakarsanız ne zaman kapınızı çalacağı çok da belli değil. Hayat boyu iyi bir gelecek içip koşuşturup, tam keyif dönemine geçerken, Alzheimer hızla ilerleyebiliyor. Üstelik bu bir aile hastalığı. Bir yakınınız Alzheimer olursa bunun sizin yaşantınızı etkilememesi de mümkün değil. Üstelik annesi, babası Alzheimer olanlarla, erken emekliler büyük risk altında. Anadolu Sağlık Merkezi dünyada bir yıldır uygulanan Alzheimer Riski Testi’ni Türkiye’ye getirdi. Kan verip Alzheimer riskinizi ölçtürebiliyorsunuz. Bu neye mi yarıyor? Erken önlem aldığınızda Alzheimer öteleniyor. 60 yaşında ya da 70 yaşında yakalanacağınıza, 10 yıl bu hastalığı erteleyebiliyorsunuz. Üstelik 10 yıl içinde tıpta devrim olarak da görünen Alzheimer aşısı çıkacak. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner’le Alzheimer Riski Testi’ni ve hastalığı konuştum.

Beyninizi çok kullanırsanız, bunamadan uzak kalırsınız

Monoton yaşamın Alzheimer’ı çağırdığını okumuştum. Doğru mu? Çok sakin, köşesine çekilmiş, erken emekli olmuş, öyle pek de sorunlarla, günlük koşuşturmalarla ilgilenmeyen insanlar daha çok mu risk altında?

Her gün yapılan aktiviteler bir önceki günün aynısıysa, evet daha büyük risk altındasınız. Bu söylediklerinizde de doğruluk payı var. Beyin plastik bir organdır. Her an şeklini değiştirir. Siz hayatınızda ne kadar çok beyininizi kullanırsanız, ileride o kadar bunamadan uzak kalırsınız.

Şu da olmuyor mu, çok yoğun çalışanlar da bir noktaya gelince çok karıştırıyor, unutuyor. En yakınlarının ismini hatırlayamıyor, tanıdığı yüzleri, şahit olduğu olayları silip atıyor. Bu da Alzheimer belirtisi olabilir mi?

Çok çalışınca unutkanlık artar. Yoğun çalışma anında yaşanan karıştırmalar ve unutkanlıklar, beynin kendini koruma altına aldığını gösteriyor. Beyin kendini belli kapasiteden sonra dinlenmeye alır. Aktif yaşam içinde unutan bireyin kaygılarına bizim yaptığımız test yanıt veriyor. Ama hem çok unutuyor, hem de test sonucunda A Beta 42 proteinini çok yüksekse bu hafife alınmamalı.

Alzheimer riski olan insanların yaşam koçluğuna ihtiyacı var

A Beta 42 proteininin yüksek olması Alzheimer riskini gösteriyor. Bu da artık bir kan testiyle ölçülüyor. Siz bunu yapıyorsunuz. Peki bu proteinin yükselişini durdurmak mümkün değil mi?

Geçen hafta Dünya Alzheimer Kongresi vardı Viyana’da. Ben de oradaydım. En kalabalık tıp kongrelerinden biriydi. Bizim yaptığımız testle ilgili 3 araştırma da yayınlandı. Fransa, Amerika ve Kuzey Avrupa’dan bu konuyla ilgili 3 çalışma geldi. Bu risk testle ne kadar erken bulunursa, ilaçlarla o kadar erken önlem alınıyor.

Alzheimer riski yüksek çıkan biri ne yapmalı?

Bu kişilerin yaşam koçluğuna ihtiyacı oluyor. Ben şuna benzetiyorum. Nasıl kolesterolünüz yüksek çıktığında hem diyet yapmanız, hem de hayatınıza sporu sokmanız gerekiyorsa, işte bunun gibi. Alzheimer riski yüksek çıkan kişiler de önlemler alarak bu hastalığı geciktirebilir.

Kadınlarda bunama fazla ama hastalık daha kolay farkediliyor

Alzheimer kadınlarda daha mı fazla?

Evet, ama nedenini tam söyleyemiyoruz. Sosyal faktörler etkili oluyor. Kadınlar daha erken emekli oluyor. Erken emeklilik sakin yaşama geçişi getiriyor. Bu da hastalığı bir 10 yıl kadar erkene alıyor. 80 yaşında çıkacak hastalık, 70 yaşında görülebiliyor. Kadın erkek oranı bütün istatistiklerde 3’e 2’dir. Erkeklere göre kadınlarda Alzheimer daha kolay fark edilir.

Neden?

Çünkü kadınlar evde de olsalar daha çok hayatın içindeler. Ya da şöyle söyleyelim, sorumlulukları ve görevleri emekli bir erkeğe göre her zaman daha fazla. Evde yemek yapıyorlar, evin temizliğini üstleniyorlar. Erkek ise TV karşısında oturup, yalnızca yatıp kalkıyor olabilir.

Hastalar 40 yıldır yaptıkları pilavı yapamaz hale gelir

Alzheimer hastası yakınlarının yazışmalarına baktım buraya gelmeden önce. “40 yıldır muhteşem yemek yapan annem, bulamaç gibi yemek yapar hale geldi” diyordu...

Bu çok yaşanıyor. 40 yıldır yaptığı pilavı yapamazlar. Yıllarca tekrarladıkları hareketleri unuturlar. Yemeklerin kalitesinin bozulması bir işarettir.

Alzheimer ilk belirtileri nelerdir?

Tekrarlayıcı hareketler. Kapıya, ışığa defalarca gidip bakmak. Erken dönemdeki Alzheimer hastası neden kararsız olduğunu hiç anlayamaz. 10 dakika giyeceği gömleği seçemez. Erken dönemde gelenler “Hiç organizasyon yapamıyorum” diyerek gelir. Ayrıca psikiyatrik bulgular da olur. Öfke atakları ve içe çekilmeler olur. Ani değişen kişilik özellikleri olabilir. İş becerilerini etkileyen, yakın zamanla ilgili bellek kaybı: Yakın geçmişteki olaylar, insan isimleri ve telefon numaraları sık unutulur, sonra da hatırlanamaz ve aynı sorular tekrar tekrar sorulur.

Satranç, sudoku, bulmaca çözmek Alzheimer’ı uzaklaştırır

En genç hastanız kaç yaşında?

Benim 49 yaşında Alzheimer hastam oldu.

Çok genç...

Evet. Literatürde 43 yaşında da hasta vardır. Ailede Alzheimer olanlar 40 yaşından sonra risk altında. 40-50 yaş arası Alzheimer’a yakalananlar var.

Satranç, sudoku, bulmaca çözmek Alzheimer’ı uzaklaştırır mı?

Doğru. Beyni aktif tuttukça kendine yeni iç devreler oluşturuyor. Siz ne kadar çok devreyi kullanıma koyarsanız o kadar iyi.

Çay, kahve iyi gelir mi?

Uyumak için değil, zinde, aktif olmak için içiliyor çay, kahve. Böyle bir ilişkisi var yaşam biçimiyle. Beyne yararı direkt değil. Yalnızca daha aktif bir yaşamı beraberinde getirdiği için etkisi oluyor.

Kentsel yaşamda aktif olanlar daha geç yakalanıyor

Alzheimer oranları belli mi Türkiye’de?

65 yaş üstünün yüzde 10’u, 85 yaş üstünün ise yüzde 50’si Alzheimer.

Sınıfsal farklılık var mı?

Maalesef var. Beyni aktif tutmakla ilgili, sosyallikle ilgili olduğu için. Kentsel yaşamda olanlar hastalığa daha geç yakalanıyor. Ama yine de altını çizerek söylüyorum. Bir insan kırsalda da aktif olabilir. Bir insan kentte de hareketsiz olabilir. Hep aynı monotonluk riski artırıyor. Örmeğin 50 yaşında emekli olmuş, evde sürekli televizyon karşısında oturanlar büyük risk altında. Hastalığı çalışan bireylerle ötelemek daha kolay.

Erkeklik hormonundaki düşüş Alzheimer riskini artırıyor

Testesteron seviyesi ve Alzheimer arasında nasıl bir ilişki var?

Yapılan deneysel çalışmalar testesteron seviyesi düştükçe, vücutta Amiloid Beta 42 düzeyinin yükseldiğini gösteriyor. Bu da plak oluşumuna ve beyin hücrelerinin ölümüne neden oluyor. Testesteron seviyesi genellikle yaşla birlikte düşer. Testeron ve demans ilişkisine bir diğer kanıt ise prostat kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ile testesteron seviyesinde hızlı bir düşüş yaşanması ve sonrasında Amiloid Beta 42 düzeyini yükselmesidir. Özellikle ileri yaş erkeklerde prostat problemleri çok sık görülüyor. Prostat problemlerinin tedavisi sırasında yapılan testesteron seviyesinin ölçümü bu konuda önemli bir ipucu verir. Eğer hızlı bir düşüş yaşanıyorsa testesteronun düşüşüne neden olan ilaçlar kesilebilir veya üroloji hekimlerince uygun görülürse hormon tedavisi uygulanabilir. Böylece oluşabilecek demans riskinin önüne geçilebilir.

Erkeklerde testesteron (erkeklik hormonu) seviyesi düştükçe, Alzheimer riski de artıyor. Amerika’da yaklaşık 20 yıllık araştırmanın ardından ortaya çıkan bu sonuç, özellikle yaşı ilerleyen erkeklerin testesteron seviyelerine dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.

Aşıyla hastalığa neden olan protein tamamen siliniyor

Alzheimer’ın en son noktası bebekliğe dönüş mü?

Evet. Çocukluğa geri dönüş en şiddetli tablo. Bir kişiye bağımlı, bir kişi tarafından beslenen tablo en son nokta.

Söz ettiğimiz test yapıldı, risk altında olduğunu öğrenen bir hastanın Alzheimer’ı öteleme şansı ne kadar?

Çok önemli bu test. Çünkü ilaçlar yaşam kalitesini korumayı sağlıyor. Ayrıca önemli bir 10 yıl içindeyiz. Alzheimer’ın aşısı çıkacak. Henüz piyasaya sürülmedi ancak insanlar üzerinde denemeler yapıldı. İsviçre’de insanlar üzerinde çok geniş bir deneme yapıldı.

Aşı neyi sağlıyor?

Aşıyla bu söz ettiğimiz proteini temizliyorlar. Mikrobu temizler gibi siliyorlar. Bu çığır açacak bir şey. 2001 yılında İngilizler başladı, 2005’te aşı denemeleri durdu. Çünkü o denenen aşının çok yan etkisi oldu. Bu yeni denemeler ise olumlu gidiyor. İsveç’te ve Amerika’da aşı programları sürüyor. Bu çok umut verici.

Yüksek tansiyon da bunama yapıyor

Kimler Alzheimer riski altında?

40’lı, 50’li yaşlarda başlayan grupta temel neden genetik mutasyonlar. Bu hasarlı genlerin birçoğu günümüzde biliniyor. Bu gen mutasyonlarını taşıyan bireylerde, çok genç yaşlarda Alzheimer hastalığı belirtileri görülüyor. Ancak Alzheimer hastaları arasında genetik olanlar azınlıkta. İleri yaş, erken emeklilik gibi riskler var. Ve beslenme biçimi...

Alzheimer’ın beslenmeyle ne ilgisi var?

Kolesterol ve lipitlerden fakir diyet öneriyoruz. Yüksek tansiyon ve kolestrol tüm vücutta, özellikle kalp koroner damarlarında zaman içinde bir tıkanma yapıyor ve tam tıkanma olduğunda dokunun ölümüne yol açıyor. Damarsal bunama da buna bağlı olarak gelişiyor. Damarların tıkandığı bölgede, hafif şekilde, beyin fonksiyon yitimi gerçekleşiyor. Bu da kişiyi, fark ettirmeden sinsi bir bunamaya doğru götürüyor. Koroner hastalıkların risk faktörleri olan yüksek tansiyon, diyabet, kolestrol seviyesinin yüksekliği, sigara kullanımı, aynı zamanda beyin damar tıkanıklığının da tetikleyici unsurlarını oluşturuyor.

Paranoyaklık oluyor mu Alzheimer hastalarında?

70 yaşındaki dede karısından kuşkulanmaya başlar. Böyle haberler görürsünüz basında da. Bu yüzden de kullanılan ilaçlar önemli. Paranoyaklık olabiliyor.

Bu hastaların bakıcıları farklı olmalı

Alzheimer hemşireleri, hasta bakıcıları farklı olmalı. Alzheimerlı hastayı anlamak, onu oyalamak çok zordur. Bilinçsiz bir bakıcı Alzheimerlı kişi karşısına geçip “Kalemimi sen aldın” dediğinde, “Hayır ben almadım” derse bu yanlıştır. Rasyonel bir diyalog kurulamaz Alzheimer hastalarıyla. Hemen başka konuya dikkatini çekmek lazım.

Alzheimer’e yakalanan hastalarda ilk
görülen belirtilere şu örnekler verilebilir


* Aynı konu hakkında tekrar tekrar aynı soruyu sorar.

* Arabanın anahtarlarını buzdolabının içerisinde uzak bir yere koyar.

* Normalde çekingen olan kişi, kişiliğiyle uyuşmayacak şekilde çok gezen ya da çok konuşkan birisi haline gelebilir.

* Telefonla satış yapan kişlerden ihtiyacı olmamasına rağmen, ürün ya da servis satın almayı kabul eder.

* Herhangi bir şey satın alırken, doğru miktarı hesaplamakta ya da parayı denk getirmede zorluk çeker.

* Yemek yemeyi unutur, öğünleri atlar ya da her öğünde aynı yemeği yer.

* İçine kapanık, hırçın ve en yakınlarıyla dahi kolayca tartışabilen bir kişiye dönüşür.

* Araba kullanan bir kişi ise trafikte çok daha fazla hata yapar ve kolayca öfkelenir.

DİĞER YENİ YAZILAR