Haberin Devamı
Son zamanlarda Türkiye’ye yeni getirdiği zayıflama yöntemiyle adını sıkça duyduğumuz ayurveda uzmanı ve aile hekimi Dr. Ender Saraç’la geçenlerde sohbet ettik. Konumuz kanser ve beslenmeydi. Laf dönüp dolaşıp kırmızı ete geldi. “Mangal keyifli ama kanserojen” dedi ve ekledi “Kaçak et tehlikesi büyük boyutta, asla kaçak et yenmemeli.” Kaçak etlerdeki erkeklik hormonundan bahsetti. Erkeklik hormonu verilmiş ve kaçak kesilmiş bir hayvanın etinden bir dilim yemenin bir hormon hapı yutmak anlamına geldiğini anlattı.
Peki etin sağlıklı olup olmadığını nasıl anlayacağız?
Türkiye uzun yıllardan beri kaçak et sorunuyla karşı karşıya. Denetim çok yetersiz. Et üretim merkezleri tarım il müdürlüklerinin denetçilerine emanet ama kimse denetimin yeterli olduğunu söyleyemiyor. Üstelik ette tehlike yalnızca hormon katkısından ibaret değil.
Et ürünlerinin işlenme biçimi ve o süreçteki katkılar da insan sağlığını tehdit ediyor.
Denetimin nasıl yapıldığını araştırırken AB denetçilerinin Afyonkarahisar’da bulunduğunu duydum. Biliyorsunuz, Ayfonkarahisar et üretiminde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri.
İstanbul’a et Afyon’dan
Örneğin İstanbul’da tüketilen etin üçte biri Afyon’dan geliyor. Afyon’da 16 tam teşekküllü entegre kırmızı et tesisi kurulmuş. Tesislerin kullanılan yıllık kapasitesi 33 bin 574 ton karkas (kemikli) et. 31 sucuk imalatçısı var. Bu, resmi sayı. Merdiven altını bilemiyoruz.
Bu sayılara göre yılda 13 bin ton sucuk, 5 bin ton civarında pastırma üretiliyor. 4 döner-hazır köfte imalatçısının yıllık üretimi ise yalnızca 175 ton. Resmi sayılar böyle olunca doğal olarak insanın kafasına takılıyor: Gerçek üretim bu mu? Hayır değil, üretimin bu kadar düşük olması mümkün değil.
Üretimin ne yazık ki çok büyük bir bölümü merdiven altı tabir edilen ruhsatsız, izinsiz ve denetlenmeyen işletmelerde gerçekleştiriliyor. Evinin bir odasında sucuk üretip satanlar da var, lokantasının bir köşesinde hazır döner üretenler de.
Ayfon, AB sürecinde AB denetçilerinin denetimlerinden nasibini almaya başlayınca, bu işi elinin akıyla yapan Afyonkarahisarlı sucuk, döner, pastırma, salam, sosis üreticileri biraraya gelip dernek kurdu. Amaçları merdiven altı üretimle savaşmak, hijyene uygun kaliteli mamul üretenleri tüketiciye duyurmak.
Derneğin adı Afyonkarahisar Sağlıklı Et, Et Mamulleri ve Sucuk Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği. Kısa adı ASEMSÜ.
Derneğin Başkanı, Türkiye’nin ilk hazır dondurulmuş blok döner markalarından Boll Döner’in sahibi Ali Şevki Topçu.
Topçu, “AB denetçileri geliyor, nerede nasıl üretim yapıldığına bakıyor. Yarın öbür gün siz hijyen koşullarına uymuyorsunuz, bu ürünler sağlıksız deyip duruma el koyabilirler ve haklılar. Çünkü ne yazık ki Afyon’daki üretimin büyük bölümü merdiven altı. Büyük yatırım yapan, bu işi hakkıyla yapan üreticilerin durumuysa kötü, çünkü merdiven altı üreticiler fiyat kırıyor. Biz şimdi el ele verdik, sağlıksız üretimin önüne geçmek istiyoruz. Dernek kurduk, AB’ye başvurduk.”
Dernek Kocatepe Üniversitesi ile işbirliği içinde. Üniversitenin gıda laboratuarı hizmete açıldı. Ayfon’da AB standardında hijyen uygulayan ve kaliteli mamul üreten tüm kırmızı et işleme tesislerine kalite ve hijyen sembolu olan bir logo kullanım hakkı verilecek. Kısa bir süre sonra “Logo yoksa üretim sağlıksız” diyebileceğiz. Bundan sonrası bilinçli tüketiciye kalmış.