Adana’dan çıkan ‘ince belli’ Sunar Yeni Zelanda’ya uzandı hedef 80 ülkeye ihracat

Haberin Devamı

Sunar Grup, Adana’da temelleri atılan, bugün dünyanın dört bir yanına ihracat yapan bir sanayi grubu... Tam bir Anadolu Kaplanı olan grubun ürünleri ince belli ambalajı olan Sunar markasıyla öne çıkıyor. Aralarında Yeni Zelanda ve Panama’nın da olduğu 60 ülkeye ihracat yapan grup, bu yıl ülke sayısını 80’e çıkaracak. Türkiye’de yerel marketlere giren grubun bir diğer hedefi de büyük zincir marketlerin raflarında yerini almak.

Hüseyin Çomu Adana’nın duayen işadamlarından Nuri Çomu’nun oğlu. Sunar Grup’un Yönetim Kurulu üyesi. Sunar Grup, Adana’dan çıkıp dünyaya uzanan bir şirket. Tam bir Anadolu Kaplanı. Sunar Grup’un Elita Yağ şirketinin ürünleri yeni Zelanda’dan Panama’ya kadar farklı coğrafyalara uzanıyor. Tarıma dayalı sanayide Türkiye’nin en iddialı şirketlerinden biri olan Sunar Grup geçen yıl da BM’nin FAO Altın Madalyası’nı kazandı.

Hüseyin Çomu’yla İstanbul’da buluştuk. Sunar Grup’un atılım hikayesini dinledik.

- Şirketiniz çok eski, köklü ama biz adını son yıllarda duymaya başladık. 2 yıl önce ilk 500 sanayi şirketi içine giren Sunar Grup tarıma dayalı sanayide en büyükler arasına hızla girdi... Nerede başlıyor hikayeniz?

Adana’da eskiden 3 önemli aile vardı. Sabuncular, Sabancılar ve Sapmazlar.

- Evet hatta 3S diye anlatılır hep.

Annemin babası Mehmet Nuri Sabuncu’dur. 1940’da sanayiciliğe başlamışlar. 1940’lı yıllarda sabun ve helva yapılıyormuş. 1950’lerde iplik üretiyorlar. Akdeniz İplik Fabrikası. 1973 yılına kadar büyüyorlar. Babam da okulu bitirince dedemle çalışıyor, sonra annemle evleniyor. Kızı hak ediyor diyelim. 1973 yılından sonra dedem ve annem üst üste vefat etti. Annemin de rahmetli olması sonrası Sunar’ın temeli atılıyor. Annemin adı Sunar. Bazı zorlukları hayır diye anlamlandırmak gerekiyor sanırım. Kolay bir hayatımız olmadı. Babam özel bir insan. O dönemde pamuk Çukurova’da önemli ürün, çeltik de önemli. Babam da öyle başlıyor. Babam Yüksek Ziraat Mühendisi, topraktan yetişen her şeyi canı kadar seven bir insan. Toprağa aşık bir adam. 1960’larda 15 bin dönüm tarla ekiyor. Öyle başlıyor. Tüm yatırımlarımız tarıma dayalı sanayi üzerine. İlk fabrikayı Adana’da bizim bulunduğumuz yere 80 kilometre uzaklıkta olan Osmaniye’de kurmuş babam.

Adana’yı mısırla tanıştırdı

- Buğday üzerine değil mi?

Evet. Sunar Özlem Un Fabrikası 1976’da başladı. Osmaniye’nin sanayileşmesine katkısı oldu. Çukurova’da şu an yıllık 100 bin ton civarında buğday işleme kapasitesine sahip bir fabrika. Daha sonraları 1986’da Çukurova’da pamuk azalmaya başladı. Çiftçi para kazanamaz hale geldi, tekstil çok etkilendi. Pamuğa alternatif tarım ürünü arayışları vardı. Babam mısırı araştırdı ve başladık.

- O zamana kadar Adana’da mısır yok mu?

Yok. Babamın öngörüleri çok önemli bu alanda. Sunar Mısır kuruldu. Sunar, bölgede yetişen mısırı işleyen bir fabrika. Nişastası da yapılıyor yağı da. 1 milyon 200 bin ton mısır yetişiyor bölgede. Tamamı Türkiye’de kullanılıyor. Türkiye’nin mısır ihtiyacının yüzde 40’ını Çukurova karşılıyor. O dönemde mısır yoktu bölgede şimdi dünya çapında kaliteli mısır üretiliyor Çukurova’da.

- Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz?

60 ülkeye ulaştık. 5 yılda hızla yayıldık. 105 milyon dolarlık ihracat yaptık geçen sene. Elita Yağ 2010 yılında ISO 500’e girdi. Bu sene çok daha yüksekte olacak. Elita Yağ’ın ihracatı kendi cirosu içinde yüzde 40’a ulaştı.

- En çok komşu ülkelere mi satış yapıyorsunuz?

Evet, komşu ülkelerle iyi ilişkiler olumlu etkiliyor. Son zamanlarda yaşanan olumsuzluklar da etkiliyor bazı ülkeleri. Ancak biz yine de ticaretin başlayacağını düşünüyoruz Suriye’yle. Ülkemiz kişi başına yıllık gelirin en az 20 bin dolar olması gereken bir ülke. Biz dünyayı geziyoruz. Ben her ihracat yaptığımız ülkeye gidiyorum. Çoğu ülkeye defalarca gittim. Türkiye parlayan bir yıldız. Sunar Grubu olarak hedefimiz gittiğimiz her ülkede kalıcı olmak. Süreklilik sağlamak. Komşu ülkelerin tamamında aranan marka olduk. Yeni Zelanda’ya da ihracat yapıyoruz.

- Yeni Zelanda’ya kadar uzanmışsınız...

Panama’ya da satıyoruz. Bizim için büyük gurur. Tasarıma da önem verdik. Şişelerimiz ince belli. ‘İnce belli Sunar’ dünyaya yayılıyor. Annemin adıyla olması ayrı bir mutluluk yaratıyor. Komşu ülkelerde bir numaralı marka olmayı hedefledik. Grup olarak bizim en büyük farklılığımız mısır yağımız. Dünyada çok iyi bilinen bir yağ değil. Türkiye’de kullanılan sıvı yağların yüzde 80’i ayçiçek yağı, çünkü ucuz. Mısır yağı yapımı diğer yağlardan farklı. Tarladaki mısırdan yağa kadar barındıran tek kuruluş biziz Türkiye’de.

Mısırlarımızda GDO yok

- GDO korkusu var mısır yağlarında...

Bizim mısırlarımızda GDO yok. Tesislerimizde yalnızca Türkiye’de yetişen mısır kullanıyoruz. Türkiye’de GDO’lu mısır ekimi yasak. Biz buna rağmen tahlil yaptırıyoruz. Yağlarımıza da ‘GDO’suz’ diye boyunluk asıyoruz.

- Zeytinyağına dönersek...

Zeytinyağının kendine has tadı olmalı. Sızma zeytinyağı tercih edilmeli. Hakiki zeytinyağının yerini hiçbir yağ tutmaz. Zeytinyağı bir üstadın dediği gibi meyve suyudur. Soğuk sızma zeytinyağı yemek tercih edilmeli. Çukurova Doğu Akdeniz’de. Eskiden de çok zeytin ağacı varmış. Süveyş kanalı yapılırken yönetim çam ağaçları kesimini yasaklamış, Süveyş kanalı için zeytin ağaçları kesilip gönderilmiş. Zeytin bölgesi Mardin’e kadar gidiyor. Bir İtalyan işletmeci Mardin’den zeytinleri alıp sıktırıp İtalya’ya götürüyor. Sarı Ulak zeytinleri Ayvalık zeytini gibi özellikli. Biz bizim bölgemize has zeytinleri bulup onları sıktık. Gurmelere danıştık, beğenildi. Farklı ve lezzetli bir tat. Sarı Ulak zeytinyağımız beğeniliyor. Zeytinyağı üretimine hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye hazine bu anlamda. Ben Çin’e ilk gitiğimde Çin’e mal satacağım dedim. Biz Çin’e ayçiçek yağı satıyoruz, oraya da zeytinyağı satacağız ileride.

- Yeni yatırımlarınız olacak mı?

Elita Yağ kapasitesini yüzde 30, rafine kapasitesini ise 2’ye katlıyor 1 Eylül itibarıyla. Biz ihracatta daha da büyüyeceğiz. 2012’de 80 ülkeye ihracat yapacağız.

- Türkiye içinde iddianız yok mu?

Pazarda yerel marketlere girdik, bunu markalaşma sürecinde önemli görüyoruz. Evet ihracata çok odaklandık. İleride markalaşma sürecimizde ulusal market zincirlerine de gireceğiz. Fransa, Almanya Balkan ülkeleri tamamında Hollanda, Belçika ve Norveç, Finlandiya ve İsveç’de yağlarımız satılıyor. Biz işkoliğiz kazanç yeri değil hayatımızın bir parçası işlerimiz.

EN ÇOK ETKİLENDİĞİM ÜLKE MISIR

Hüseyin Çomu, seyahat etmeyi çok sevdiğini belirterek, “Eşim de Boğaziçi Üniversitesi mezunu. 3 çocuğumuz var. Birlikte seyahat etmeyi çok seviyoruz. Finlandiya’ya gittik son. Umarım ülkemiz de o seviyelere gelir. En etkilendiğim ülke Mısır. Muazzam bir kültür ve tarih ve muazzam bir çöküş. 5 bin yıl önce beyin ameliyatı yapan, 1.000 metreye su basan bir ülke. Geçmişte bugünkü Mısır’dan daha medeni bir ülke vardı. Çok yazık...” diye konuştu.

Sunar Özlem Un Fabrikası’nda yılda 70 bin 200 ton un, 19 bin 800 ton kepek, 345 bin 600 ton yem üretim kapasitesi var. Aynı zamanda taze meyvecilikte de yılda 1 milyon ton üretimi var Sunar’ın. Elita Gıda ise yılda 200 bin ton hammadde işleme 150 bin ton rafinasyon kapasitesiyle Türkiye’nin ilk 5 tesisinden biri..

5 bin çiftçiden alım yapıyoruz

- Siz babanızın yanında yetiştiniz. Ne okudunuz?

Ben de Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Okulu bitirir bitirmez fabrikada işe başladım. Zaten yaz tatillerinde hep çalışırdım. Türkiye’de eskiden mısır ithal edilirdi. Bir ara babama ‘İthal edelim yurtdışında fiyatlar çok düşük’ dedim. Babam ‘Çiftçilere ne yapacağız, bize güvenip ekim yaptılar?’ dedi. İthalat yapmadık. Bu bir felsefe, bakış açısı.

- Şu anda kaç çalışanınız var?

600 çalışan var ama 5 bine yakın çiftçiden alım yapıyoruz. Bizim fabrikalara günde 200 civarında kamyon girer. Yem tesisimizde besi yapan insanlara destek veriyoruz. Yıllık 350 bin ton yem üretiyoruz. Türkiye’nin yarısına ürün satıyoruz.

- Un fabrikası, yem fabrikası ve yağ fabrikalarınız var.

Mısır yağı ve çiçek yağı üretimine 2006’da başladık. Yağlı tohum üretimini devlet de teşvik etti. Biliyorsunuz, enerjiden sonra en büyük ithalat kalemiydi. Daha öncelerde Çukurova’da verimsiz buğday tarımı yapılan yerlerde ayçiçek tarımı başladı. Ayçiçek üretimi bölgede süratle arttı. Elita Yağ 2006’da kuruldu. Bölgedeki en yüksek çekirdek kırma kapasitesine sahip entegre tesisiz. Türkiye’nin alanındaki en modern tesisi. Kuruluş kapasitesi 180 bin ton. Aynı zamanda rafinerisi de var. 5 yılda Elita Yağ Çukurova’da ayçiçek üretimini 4 kattan fazla artırdı diyebiliriz.

DİĞER YENİ YAZILAR