52 ülkede insanlar bizim makarnamızı yiyor

´Sattığımız spagettilerle dünyanın çevresi 250 kez sarılabilir´

Haberin Devamı

Türkiye dünyada makarna ihracatında İtalya’dan sonra ikinci sıraya oturdu. Arbella makarna da Türkiye’nin ihracat şampiyonu markası. Türkiye’de en çok satan üçüncü makarna markası olan Arbella 52 ülkeye ihraç ediliyor.
Ar Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu üyesi Timuçin Yalı’yla Arbella makarnalarla harika lezzetler yaratan Yeniköy’deki Circle Cafe’de oturduk, sohbet ettik. Doğrusu Türkiye’nin makarna ihracatında yakaladığı başarı üzerine Arbella’yla temasa geçtikten sonra Ar Şirketler Grubu’nu yakından tanıma fırsatı buldum. Hani hep konuşuyoruz, Türkiye’nin bilinmeyen zenginleri diye... İşte Ar Şirketler Grubu’nun sahipleri olan Arslan ailesi tam böyle bir aile. Mardin kökenli, Mersin’de yerleşmiş Türkiye’nin ilk kuru gıda bakliyat işini gerçekleştiren aile... Birçok ilk var gerçekleştirdikleri. Örneğin mercimekte de yakaladıkları başarı dudak ısırtacak cinsten. Dünyadaki mercimek pazarının yüzde 40’ı AR Grubu’nda. Kanada’da en büyük mercimek üretcisi, mercimek şampiyonu AR Grubu... Bu yakaladıkları başarılara son noktayı da Full markasıyla girdikleri akaryakıt işinde de gösterdiler.

* Siz ARBEL diye bilinen şimdilerde AR Grubu denilen Arslan ailesinin şirketinde yönetim kurulundasınız. Var mı bir akrabalık?

Hayır yok. 16 yıl bankacılık yaptım. 16 yıl sonra da reel sektöre geçtim. Belli hedefleri gerçekleştirmiştim. Arslan ailesiyle farklı bir yola çıktım. Aileyle bankacılık dönemimde tanışıyordum. Aileyi çok sevdim. AR Şirketler Grubu eski bir şirket. Evet dediğiniz gibi, ARBEL Grubu diye biliniyordu. Ama artık AR Şirketler Grubu diyoruz. 50 yıllık bir grup. Türkiye’nin ilk kuru gıda ihracatını yapan şirket.

* Nasıl kurulmuş?

50 yıl önce Mardin’den İskenderun’a geliniyor. İbrahim Arslan kurucusu. Şu andaki patronumuz Mahmut Arslan 6 aylıkmış o dönemde. Kuru gıda ihracatı başlıyor. O dönemde en büyük kuru gıda ve bakliyat firması oluyor ARBEL. Daha sonra da Kanada’nın en büyük kuru gıda ve bakliyat firması oluyor.

* Mercimekte dünyada yüzde 40’lık bir payı var... Kanada, Avustralya ve Amerika’nın neredeyse en güçlü mercimek üreticisi değil mi?

Aile tarımla ilgili çok başarılı. Kanada’daki ve Amerika’daki yatırım ajansları bu ailenin peşinde. Biz Türkiye’de ve dünyada bu alandaki en iyi teknolojiye sahibiz.

* Niye Türkiye’de bilinmiyor, tanınmıyor aile. TÜSİAD üyesi değil örneğin. MÜSİAD üyesi de değil...

Aile ön planda olmayı tercih etmiyor. Her şeyi kuralıyla yapan bir aile. Aile üyelerinin sektördeki farklı oluşumlarda derneklerde yöneticilikleri var.

* Kaç fabrika var?

25 fabrikamız var. Önceki gün İngiltere’de de bir alım yaptık. İngiltere’ye de girdik. Artık 26 fabrikamız oldu diyebiliriz. Avustralya, Kanada, Amerika ve İngiltere’de fabrikalarımız var. Dünyanın en büyük kuru gıda ve bakliyat tesisi de Mersin’de.

Dünya aileyi tanıyor Türkiye tanımıyor

* Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz?

Biz yüzde 70’ini ihraç ediyoruz. AR Şirketler Grubu’nun amiral gemisi kuru gıda ve bakliyat. Çoktan 1 milyar ciroyu aştık. Milyar dolar ciroyu aşıp, Kanada’da yüzde 100 halka açılmış bir şirketiz. Bizden daha kurumsal bir şirket yok. 5 yönetim kurulu üyesinden 3’ü bağımsız. Kanada tarafından denetleniyoruz. Bu özelliğimizle ön plandayız. Kanada Tarım Bakanı Türkiye’ye geldiğinde ilk bizi ziyaret ediyor. Amerika’da yatırım yaptığımızda senatör, Arslan ailesini ziyarete geldi. Dünya aileyi tanıyor, Türkiye tanımıyor.

* Aileyi çok merak ettim...

Kurucu İbrahim Arslan çok iyi eğitiyor aileyi. 4 erkek, 2 kız kardeşler. Mahmut Bey Boğaziçi Üniversitesi’ne giriyor. Türkiye derecesiyle giriyor. Güler Sabancı, Cem Boyner, Murat Ülker’le aynı dönemden. Makine Mühendisliği’nden mezun. Hüseyin Bey de ODTÜ Elektrik Elektronik’e giriyor. Kardeşler arası müthiş bir güven ve bağlılık var. Bu beni çok etkiledi. Hem çok kurumsal bir şirket, hem de aile değerlerine çok önem veriyorlar.

* Bir ara ailenin adı Barzani ailesiyle anılmış, tütün-sigara işinde... Sonra haberler yalanlanmış...

Talihsiz bir haberdi. Gerçeklerle hiç ilgisi yok. Ailenin Kuzey Irak’ta işi yok. 52 ülkede var, orada yok. Tütün işinde de aile çok başarılı. Akdeniz Bölgesi’nin en büyük sigara yatırımını yaptı aile. Türkiye’de 5 lisanslı üretici var biliyorsunuz. AR Şirketler Grubu’nun kendi sigaraları var. İnce içimlik sigaralarda bir numarayız. Bu işi yapan tek Türk üreticisiyiz. Dediğim gibi dünya mercimek pazarının yüzde 40’ı bizde. Ciddi şekilde fasulyeye de başladık. Yakında Çin’de de bir fabrika açacağız.

* Ve makarnaya gelelim. Makarnada da şampiyonsunuz...

Çok gurur duyuyoruz makarnamızla. Hem çok kaliteli hem de çok uygun fiyatlı. Kâr ahlakı bozulmamış bir aile. Makarnadaki başarının ve diğer alanlardaki başarının da sırrı bu. 50 yıldır devam etmesinin nedeni de kaliteli ve verimli olmak. Bizim kadar verimli tarım yapan yok. Arbella makarna en kaliteli makarna Türkiye’deki. Yüzde 100 durum buğdayından yapılıyor.

* Ne tür bir fark yaratıyor bu?

Mesela beyaz ekmek iyi değildir. Yani yararlı değildir. Bir makarnanın kalitesini anlamak için iyi bakmak lazım, ambalajda yazılanları dikkatli okumak gerekiyor. Beyaz ekmek gibi, mayayla çoğaltılmamış olmalı. Tam buğday ekmeği beyaz değildir. Makarnalar için de bu geçerli. Hangi makarna koyuysa o iyidir. Biz bunu en kaliteli yapan firmayız Türkiye’de.

* Üretimin büyüklüğü ne kadar?

Üretim tesislerimiz dünyadaki en uzun üretim bantlarından. Dünyanın en uzun 3 üretim bandından 2’si Mersin’de bizim fabrikamızda. Saatte 5.5 ton döken bir kapasite. Kapasitenin tamamı kullanılıyor. 52 ülkeye ihracat yapıyoruz. Makarnada ihracat şampiyonuyuz. Türkiye dünya ticaretinde de İtalya’dan sonra ikinci. Biz de bu ikincilikte Türkiye’nin birincisiyiz.

* İç pazarda en çok satan değilsiniz...

Türkiye’de üçüncüyüz. Yurt dışında daha iyiyiz sanırım. Deneyenler vazgeçmiyor. Kalite farkı bariz ortada. ARBEL dünyada bilindiği için kalite güvencesi var.

* Arbella Türkiye’de aslında çok yeni
Evet, 3- 4 yıllık bir geçmişi var. Arbella son bir yılda yaptığı spagetti satışını şöyle de anlatabiliriz. Spagettileri uç uca eklediğimizde 10 milyon kilometreyi geçiyor. Yani bu şu demek, ihraç ettiğimiz spagettilerle dünyanın çevresini 250 kez sarabiliriz.

Haksız rekabette ve denetim olmayan piyasalarda yokuz

* İnşaat ve turizm yatırımları da var grubun. Yakında otellerle de anılacak mısınız?

İstanbul’da projeler var. Dünyanın en önemli otel gruplarından biriyle anlaşmak üzereyiz. Balmumcu’da yerimiz var. Hem rezidans hem de otel projemiz var. Bomonti’de de iş yeri projemiz var. Maslak’ta da bir yerimiz var, orası genel müdürlüğümüz olacak. Şehir otellerini seçiyoruz. İnşaatçı değiliz. Biz şehir merkezinde kendi evimizi yapıp, satacağız. Toplamda şehir merkezinde 120 bin metrekarelik bir projemiz var.

* Akaryakıt işine girdiniz. Rekor satışı yapmışsınız ilk açtığınız istasyonda... Promosyonlar da vardı. Yeni düzenlemeyle önünüz açılmış durumda. Hedefiniz nedir akaryakıt işinde?

Şu anda grubun yeni amiral gemisi olacak akaryakıt işi. Biz Mersinli bir grubuz. Akdeniz Bölgesi’nin en büyük grubuyuz. Mersin’de herkes Mahmut Arslan’a yıllardır "Niye akaryakıtla uğraşmıyorsunuz?" diye sorarmış. Aile bir dönem uzak durdu.

* Neden?

Tam denetim olmayan piyasalarda olmuyor Arslan ailesi. Haksız rekabette ve denetim olmayan piyasalarda yokuz. Bu da yurt dışından alınan bir kültür. Tam regülasyon yoktu akaryakıtta da.
Marker olayı 5 yıl önce oldu. Sonra da bayrak sorunu oldu. Yol boylarında büyümek istemedik, İstanbul’da büyümek istedik. İntifalar 15, 20 yıllıktı. Bayrak değiştirmek zordu.

* İntifa hakkı istasyonların 5 yıl olunca sizin de önünüz açıldı. Sözleşmeleri biten istasyonlarla anlaşma yapma olanağınız oldu.

Evet. Tüketici ve bayi lehine karar alındı. 5 yılla sınırlandı. İstanbul’da 710 bayi ortaya çıktı. Biz 310 bayiyle ilgilendik. Biz bunların 30’uyla anlaştık. Aktif alma yöntemiyle aldık 30 benzin istasyonunu. Biliyorsunuz büyük şirketler Türkiye’de bunu yapmıyor. Dağıtım şirketleri aktif almıyor. Büyük dünya markaları isteseler Türkiye’yi 3 günde terk eder. Çünkü her şey kağıt üzerinde. Shell Yunanistan’ı 3 günde terk etti. Biz bu ülkenin toprağına yatırım yapıyoruz. Akaryakıt istasyonlarını satın aldık, kiraladık, işletmecilere verdik. Toplam 100 istasyona ulaşmak istiyoruz. Ve bu 100 istasyonun 50-60 arası İstanbul’da olsun istiyoruz.

Avustralya, Kanada, İngiltere, Amerika, Kırgızistan ve Türkiye’de üretim tesisleri var.

12 saatte 120 bin litre akaryakıt sattık

* Nasıl indirimli akaryakıt veriyorsunuz...

Çağlayan’da ve Ayazağa Maslak’ta açtığımız akaryakıt istasyonlarında rekor kırıldı. Dün 12 saatte 120 bin litre akaryakıt sattık. Bu rekor. Tek rafineri var Türkiye’de TÜPRAŞ. TÜPRAŞ’la dağıtım şirketi arasında yüzde 7- 7.5’luk bir kâr marjı var. Bayinin de yüzde 7’lik kâr marjı var. TÜPRAŞ’la tüketici arasında yüzde 15’lik kâr marjı var. Bu yüksek bir kâr marjı ve dünyada bir tek Türkiye’de var. Bunun dışında TÜPRAŞ dünya fiyatından yüksek Türkiye’ye mal sokuyor. Bu yüzden Türkiye’de denize açılan terminaller de çok kıymetli. Böyle bir depo elde etmenin süresi 5 yıl neredeyse. Bürokrasisi uzun sürüyor. Bizim Derince, Marmara Ereğli ve Aliağa’da 3 yerimiz var. Bu sermaye ve vizyon gerektiren bir iş. Amerika ve Kanada’da da yalnızca market gelirini veriyor akaryakıt şirketleri istasyon işletmecilerine “Market senin olsun, akaryakıt işini yönet” diyorlar. Biz binde beş, yüzde 1 gibi oranlarla veriyoruz işletmelere. Aslında dünyadaki sistemi getirdik. 2015’te Türkiye’de akaryakıtta da yüzde 7-8 paya ulaşmak istiyoruz. Biz de TÜPRAŞ’tan alıyoruz akaryakıtı. Getiriyorum istasyonuma. İşletmeciye yüzde 1 kâr marjı veriyorum. Yüzde 7-9’u kendime saklıyorum. Geri kalanı da vatandaşa saklıyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR