Anne-Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) “7 Çok Geç” kampanyasının üçüncü ayağına başladı. AÇEV Başkanı Ayşen Özyeğin herkese ulaşmak, çocukların evde anneleriyle izleyecekleri eğitici programların artırılmasını sağlamak gerektiğini söyledi. “Tatvan’da köyleri gezdik. Çocuklarla, eğitimcilerle, yöre halkıyla konuştuk. Bir kayıp nesil daha yetişiyor. Politikacıların, bu konuda çalışanların yapması gereken çok şey var” dedi.
AÇEV, FİBA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’in eşi Ayşen Özyeğin’in öncülüğünde bundan 16 yıl önce kuruldu. Anne-Çocuk Eğitim Vakfı. Amaçları Türkiye’de erken çocuk eğitimini sağlamak. Peki bu ne demek? En bilinen kampanyalarıyla AÇEV’in de özetlediği gibi, “7 Çok Geç!”
Bir çocuğun eğitiminde 0-3 yaşın ve bundan sonrasının çok büyük önemi var. Çocuklar bu dönemde sünger gibi. Ne öğretirseniz emiyorlar. Hafızaları bomboş ve sürekli alıyorlar. Bilimsel gerçekler okul öncesi eğitim alan, bilinçli bir anne baba tarafından deneyimlere açık ortamda büyüyen, sosyal ortamlara katılan çocukların ileriki yaşlarda 0-6 yaş arasında öğrendiklerinin kalıcı etkilerini yaşadıklarını kanıtlıyor.
Anneleri eğitiyorlar
AÇEV bu bilimsel gerçeklerden hareketle Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın o yıllarda Türkiye’de yaptığı bir araştırmayı baz alarak kurulmuş bir vakıf. Bundan 16 yıl öncesinde Türkiye’de erken çocuk eğitimi yok denecek kadar az oranda. Gelinen noktaya bakarsak, AÇEV şu günlerde “7 Çok Geç!” kampanyasının üçüncü ayağına başladı. Ama bana sorarsanız Türkiye’de hâlâ “7 Çok Geç!” denildiğinde, ne anlatıldığı açıklığa kavuşmuş veya anlaşılır değil. Hatta bunu lüks olarak görenler, “Ne var yani, çocuklar 7 yaşından sonra hayatı boyunca eğitim alacak” diyenler de var.
Bu yüzden de AÇEV’in yaptığı çok önemli. Malum Türkiye’de belli standartların üzerinde yaşayan aileler için farklı bir durum söz konusu. Özel yuvalarda çocuklarına eğitim verebiliyorlar. Anne-babanın çalıştığı bir ortamda bu zorunlu hale geliyor. Ama anne-babanın işsiz olduğu, annenin ev hanımı babanın çalıştığı, annenin Türkçe bilmediği, değil anaokulu bir ilköğretim okulunun bile standartları yakalayamadığı bir öteki Türkiye var.
İşte bu noktada AÇEV’in yaptıklarına bakmak lazım. Gecekondu bölgelerinde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde anneleri eğiterek yol alıyorlar. Halk Eğitim Merkezleri’nde eğitim veriyorlar annelere. Mahalle anaokullarına destek sağlıyorlar, yaz anaokulları kuruyorlar. Örneğin, Mardin ve Diyarbakır’da MEB ile işbirliği içinde kurulan yaz anaokulları büyük ilgi gördü. Pazartesi sabahı AÇEV’in “7 Çok Geç!” kampanyasının üçüncü aşamasının başlaması vesilesiyle AÇEV Başkanı Ayşen Özyeğin, Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve Prof. Sevda Bekman ile sohbet ettik.
Ayla Göksel bir sunum yaptı. O sunumdan notlar:
- “7 Çok Geç!” kampanyasının başladığı 2005 yılında 4-6 yaş arası çocukların yüzde 16’sı okul öncesi eğitimden faydalanırken o günden bu yana yüzde 107 oranında bir artış sağlandı.
- 2008 yılında 4-6 yaş okullaşma oranı yüzde 33.4 oldu.
Ayla Göksel, konuşurken sürekli bölgesel eşitsizliklere dikkat çekiyor ve yerel yöneticilerin yarattığı farkları anlatıyor.
Örnek vali Okutan
Daha önce Sakarya Valisi, şimdi de Trabzon Valisi olan Nuri Okutan altı kırmızı renkle çizilecek bir vali. Valilik yaptığı illerde okul öncesi eğitim oranını yüzde 55’e çıkarmış. Alkışlanacak il Amasya. Yine vali farkı. 5-6 yaş arasındaki çocukların büyük bölümü eğitim almış. Sunum sırasında sohbet etmeye de devam ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna henüz oturan Nimet Çubukçu, bakanlığı döneminde erken eğitim konusunda farklılık yaratacağını açıkladı. Bu çok olumlu bir başlangıç.
Şu anda MEB 2009-2010 eğitim döneminde 5 yaş için 30 ilde yüzde 100 okullaşma hedefi koydu. Ayla Göksel, bunun Türkiye’deki çocukların yüzde 20’sini kapsadığını söylüyor. 30 ile baktığımızda da 3 il dışındaki illerin aslında bu konuda yol almış iller olduğunu görüyoruz. Son anda listeye Van, Konya ve Ağrı eklenmiş. Ayla Göksel, anaokulu eğitimi için de bir alt yapının gerektiğini, MEB’in de öncelikle bu altyapıyı sağladığı illerde bu çalışmaya başladığını anlatıyor.
Peki ne olacak? AÇEV, “Bir nesil daha kaybolmasın” diyor.
Farklı ülkelerde uygulanan ve başarısı kanıtlanmış modeller var. AÇEV bakanlığı ve yerel yönetimleri bu konuda harekete geçirmek istiyor. Yaz anaokulları, mahalle anaokulları ve mobil anaokulları ve TV yoluyla eğitim gibi çözümler de var.
TV yoluyla eğitim konusu aslında çok eksik olduğumuz bir yönü işin. AÇEV’in de desteğiyle yapılan TRT Çocuk kanalında yayınlanan “Benimle Oynar mısın” adlı bir program var. 5 sezondur devam ediyor ama son iki sezondur AÇEV’in katkısı azalmış. Bu program çok erken, saat 07.30’da günde bir kez yayınlanıyor.
Kayıp bir nesil yetişiyor
Ayşen Özyeğin, herkese ulaşmak, çocukların evde anneleriyle izleyecekleri eğitici programların artırılmasını sağlamak gerektiğinin altını çiziyor. Çok haklı. “Tatvan’a gittim. 5 gün kaldık, köyleri gezdik. Çocuklarla, eğitimcilerle, yöre halkıyla konuştuk. Yapılacak çok şey var. Bir kayıp nesil daha yetişiyor. Politikacıların, bu konuda çalışanların yapması gereken çok şey var. Türkiye’nin bu bölgelerine uydudan eğitim veren TV kanalları hayal ettim” diyor. AÇEV’in “7 Çok Geç” kampanyasının yeni sloganlarından birini yazmak istedim: “Paylaşmayı bilen, saygılı bir insan olabilmem için 7 Çok Geç”. Ne çok ihiyacımız var bu özelliklere sahip insanlara...
‘5-6 yaş zorunlu eğitim olsun’
Haberin Devamı