Musa Alioğlu, yerel bir gazetede tesadüfen gazeteci oldu. 22 yıl gazetecilik yaptı, turizm sektörüne, ordan da havacılık sektörüne geçti. Alioğlu’nun şirketi Saga Havayolları’nın şu anda 6 uçağı var. Bu uçaklardan biri Afganistan’da Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin VIP uçuşlarını gerçekleştiriyor
Musa Alioğlu aslında bir meslektaş. ’Yeniden dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum’ diyor ama aması var...
O 22 yıl gazetecilik yaptıktan sonra turizm sektörüne girdi, turizmden de havacılık sektörüne. Ve patron oldu. Florya’daki Saga Havayolları’nın binasında konuştuk Musa Alioğlu’yla. Saga adını aynı zamanda ortağı olan kardeşi koymuş, Saga ’destan’ anlamına geliyor. Trabzonlu Musa Alioğlu bölge insanının tüm özelliklerini taşıyor, hızlı konuşuyor, hareketi seviyor...
* Trabzon doğumlusunuz gazetecilik yapmışsınız... İstanbul’a gelişiniz nasıl oldu?
Hikaye uzun. Ben 2 yaşındayken ayrıldık Trabzon’dan. Babam gıda toptancılığı yapıyordu. Ağrı’ya göç ettik. Beş kardeşiz. Hem babamın işini öğrendik hem okuduk.
Tesadüfen gazeteci oldu
* Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Birinci sınıfı Ağrı’da okudum. Sınıfın bir tarafında benim gibi Türkçe bilenler diğer tarafında da Türkçe bilmeyenler otururdu. Zor şartlarda okuduk. İlkokul ikinci sınıfta Erzurum’a geldik. Küçükken babam beni bankaya gönderirdi. Onun yanında ticareti öğrendim. Sokakta top oynamaya zamanım hiç olmadı.
* Trabzon’da gazeteciliğe nasıl başladınız?
Babam ’Toprağımıza dönelim’ dedi ve döndük. Liseyi bitirdiğimde siyasi ortam çok karışıktı. İstanbul’da okul kazanmama rağmen Trabzon’da Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Tayinim de Yozgat’a çıktı. 12 Eylül öncesinde Yozgat’a gitmek her babayiğidin harcı değildi. Sol düşüncede bir gençtim. Gitmedim, babamın mağazasında çalışmaya başladım. Bir gün bir arkadaşım vasıtasıyla Trabzon’un yerel gazetesine gittim. Ankara’dan bürokrat abim o gazeteye abone olmak istemişti. Orada yazıişleri sorumlularıyla konuştum. Bu arada bir ilan vardı, muhabir arıyorlardı, o ilana da bir arkadaşım için bakıp sormuştum. Gazete yöneticileri ’Bir haber yaz gel’ dediler, benim iş aradığımı sandılar. Bir deneyeyim dedim. Bir komşumuz vardı. ’Demire zam geldi’ dedi. Haber yazdım, götürdüm gazeteye. 3 gün sonra gazetede ’Demir fiyatları zamlandı’ diye bir haber var, altında da adım gözlemci diye yazıyor. 3 kere adım gözlemci olarak yazıldı, dördüncü haberimle muhabir oldum. 7-8 yıl orada genel yayın yönetmenliği yaptım. O zaman 10 bin tirajlı bir gazeteydi, önemsenirdi.
Sendikacılık da yaptı
* Tesadüfen gazeteci olmuşsunuz...
Çok sevdim gazeteciliği, bir daha dünyaya gelsem yine gazeteci olurum. Hayatım değişti gazetecilik sayesinde. O dönemde Mesut Yılmaz’la tanıştım. Hayatımın dönüm noktasıdır. Bana bir gün ’Sizden birini yurtdışına dil eğitimine gönderelim’ dedi. ’Basın kartı, yurtdışı tecrübesi, askerliğini yapmış biri olmalı’ diye ekledi.
Bu şartlara uyan bir tek bendim bizim oralarda. Ve Anadolu’dan Londra’ya giden ilk gazeteci ben oldum. Londra dönüşü gazetenin patronuyla anlaşamadım. İstanbul’a geldim ve işsizdim. Günlerce Gülhane Parkı’nda oturdum. Derken o dönemde Hürriyet Gazetesi, Gazete diye bir gazete kuruyordu. Oraya geçtim, sonra da Hürriyet’e transfer oldum. 9 yıl çalıştım. O arada sendikaya üye oldum, ağzım laf yapıyordu, iş yeri baş temsilcisi, Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı oldum. Sendikacılıktan farklı nedenlerle ayrıldım. O sırada Amerika’da bir hastam vardı, onun yanına gittim. Yakınım vefat etti. Son Havadis Gazetesi vardı o sırada, beni orada köşe yazarı yapmışlardı. ‘Halkın sesi’ diye bir köşem oldu. Emekçiyken köşe yazarı olduk. Bu serüven de 3-4 ay sürdü, aslına bakarsanız biletim kesilmişti ve ayrıldım.
Havacılık ortaklıkla başladı
* Havacılık işine nasıl girdiniz? Sermaye nereden buldunuz?
Gazetecilik yaparken kardeşim bir şirket kurmuştu, ben ona ortaktım, turizm acentamız vardı. 6 ay hiç iş yapmamıştık. Bir gün talihimiz döndü. İsrail’den 150 turist getirdik, işler açıldı. Turizmi hiç bilmiyordum. Otel, turist derken, 1 milyon dolardan fazla döviz getiren şirketlerden biri olduk. Yılda 20 bin turist getiriyorduk. Sonra işler iyi gidince 1995 yılında Air Alfa Havayolları’na ortak olduk. Sonra bu şirketi Kombassan Holding’e sattık. Ama havacılığın gerekli olduğuna inandık. 2006’da turizm şirketimizi kapattık. İlk uçağımızı 2004’te almış, işe de başlamıştık. Yasalar 3 uçak dedi, sonra 2 uçak daha aldık.
4 uçak alıyoruz
* Kaç uçağınız var?
Şu anda 6 uçağımız var. Geçen ay da Boeing’le anlaşma imzaladık, 4 uçak daha alıyoruz. 2011’de sıfır uçaklarımız olacak. Tanesi 74 milyon dolar.
* Niye iç hatlarda uçmuyorsunuz?
Hazır değiliz. Bilet kesmiyoruz biz.
* Uçaklarınız Türkiye’de mi?
İkisi Türkiye’de yerel havayollarında., üçü Cezayir Havayolları’nda, biri Afganistan’da. Afganistan’daki Airbus’ımız Hamid Karzai’nin VIP uçuşlarında kullanılıyor.
KÜBA’YA GİDECEĞİM AMA UZUN UÇUŞLARDAN KORKUYORUM
6 uçakları, 1.113 koltuk kapasiteleri olduğunu söyleyen Musa Alioğlu, bir uçağın yılda 300 bin yolcu taşıdığını anlatıyor. Alioğlu’na emeklilik hayalini soruyorum, “52 yaşındayım. Emekliyim, basın emekçisi olarak emekli oldum. 10 yıl daha aktif çalışmayı planlıyorum. Emekli olup Küba’ya gitmeyi planlıyorum ama uçaktan korkuyorum. Uzun uçuşlardan hep korkarım. Bir de saz çalmayı öğrenmek istiyorum” cevabını veriyor.
THY 165 pilot ve pilot yardımcısı alacak
* Siz Türkiye Özel Havacılık Sektörü İşletmeleri Derneği yönetimindesiniz. Özel şirketler ve THY dengesi nasıl?
THY’nin 110, özellerin 120 uçağı var. 16 özel havacılık şirketi var.
* Özel şirketlerden çok personel aldı THY....
Bir ara yoğun uçak alımı yüzünden özel sektörden çok personel aldı. 10 uçak daha geliyor. En az 165 pilot ve pilot yardımcısı alacağını duydum.
* Pilotluk çok cazip mi sizce?
Türkiye için cazip. En az 7.000 euro alıyor pilotlar. Ama stresli iş.
Üç ay önce plan
yapın, ucuz uçarsınız
* Türkiye’de özel havacılık cazip mi? Kıran kırana rekabet var. Otobüs yolculuğu fiyatlarına uçabiliyorsunuz erken bilet alarak...
3 ay önce planınızı yaparsanız ucuz uçarsınız. Asıl sorun şu 65 milyona uçacak koltuk sayısı sınırlı. Bazı rakamlar abartılıyor. Kışın ortasında talep düşer, bayramlarda, yaz aylarında fiyatlar patlar. Türkiye’de bugün büyük para kazanmıyorlar, petrol fiyatları daha da artsaydı birçok şirket aradan çıkardı.
EN ZOR GÜNÜM
Gün bitmek bilmedi
İki uçağımız Cezayir’de, bakım için Türkiye’ye uçaklarımızı getirmemiz söylendi. Uçakların planı programı vardı. Program bozulsa milyon dolarlık plan bozulacaktı. ‘Bir günde bakıp geri verecek misiniz’ dedik. Söz verdiler ama riskliydi. Uçaklarımız boş bir şekilde geldi ve bakımları yapıldı. En uzun gündü bizim için. Gün bitmek bilmedi ama sonuçta uçaklar yetişti.
22 yıl gazetecilik yaptı, şimdi Afganistan’da Karzai’yi uçuruyor
Haberin Devamı