15 yaşındaki öğrencilerin bayat balık barkodu AB'den patent alacak

Selanik'teki Şemsi Efendi Okulu denildiğinde hemen hemen herkesin aklına, "Atatürk'ün okuduğu okul" gelir...

Haberin Devamı

Selanik'teki Şemsi Efendi Okulu denildiğinde hemen hemen herkesin aklına, "Atatürk'ün okuduğu okul" gelir. O meşhur Şemsi Efendi, 120 yıllık Feyziye Mektepleri Vakfı (FMV) Işık Okulları'nın isim babasıymış. Feyziye Mektebi, Şemsi Efendi'nin okulunun devamı olmuş.

1934'ten sonra da Teşvikiye'deki binasına taşınmış. Vakfın yöneticileriyle Teşvikiye'deki Işık Lisesi'nde buluştum. Görüşmemizde FMV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Binark ile Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Burak, Gün Han Başik ve FMV Genel Müdürü Dr. Turgut Binzet bulundu. Murat Binark Garanti Koza'nın Genel Müdürü, Ahmet Burak Coca Cola Türkiye Bölgesi Genel Müdürü, Gün Han Başik avukat.

Anaokulu, ilköğretim okulu, lise ve üniversitesi var FMV'nin. İlköğretim okulları ve liseler Teşvikiye, Erenköy, Ayazağa'da, üniversite ise Şile'de. Okul öncesi eğitimi ilk başlatan eğitim kurumlarından biri FMV. Erenköy Işık Lisesi'nin de Fen Lisesi var. Özel öğrenciler için. Geçtiğimiz yıl açıldı. 11 öğrencisi var. Tam bir bilim yuvası.

Liselerdeki çatışma ve çeteleşme haberleri ile "Polat" özentisi gençlerin hikâyelerinin basında sıkça yer aldığı şu günlerde FMV yöneticileriyle buluşmamın farklı bir nedeni vardı. O da Fen Lisesi öğrencilerinin çalışmalarıydı.

Balıktan zehirlenip...
FMV'nin Fen Lisesi öğrencisi Hazal Dursun ve Ecenur Doğan balıktan zehirlendikten sonra oturup "balık neden zehirliyor" diye araştırmışlar. Çinekop yemişler, mideleri bulanmış, kusmuşlar. Fakat "Bir daha çinekop yemem ben" demek yerine "Neden zehirlendik" diye sormuşlar.

Kanada Halk Sağlığı Ajansı'nın yayınladığı rapora göre dünyada senede ortalama olarak 25 bin balık zehirlenme vakası yaşanıyormuş. Hazal Dursun ve Ecenur Doğan 15 yaşında, lise birinci sınıf öğrencisi. Bayat balıktan salınan kimyasal maddelerden yola çıkarak bir sensör geliştirdiler. Anlaşılacak cümlelerle yazayım; küçücük bir kağıt parçası geliştirdiler. Bu kağıt parçasını balığın üzerine yapıştırıyorsunuz, kağıt renk değiştiriyorsa balık bayat demek.

Bunu nasıl yaptıklarına gelince... Bildiğimiz kırmızı lahanayı kullanmışlar.

Formül kırmızı lahana
Kırmızı lahana doğranıp bir beher içine konmuş. Başka bir beherde de saf su kaynatılmış. Su kaynadıktan sonra kırmızı lahana suya atılmış ve oda sıcaklığına gelene kadar bekletilmiş. Daha sonra su süzülüp kırmızı lahanalar ayrılmış. Lahana suyunun bozulmasını önlemek için çözeltiye yüzde 10 izopropil alkol konulmuş. Kırmızı lahana çözeltisi kurutma kağıtlarına emdirilip kurutulmuş. Sonra yapılan işlemler fazla ayrıntılı oluyor. Meraklısı bulup inceler. Sonuçta küçücük bir kağıt parçası balığın taze olup olmadığını test etmeye yarar bir hale gelmiş.

Öğrenciler bir çinekop alıp kilitli bir poşet içinde tutmuşlar. Poşetin içine 1 adet sensör kağıdı balıkla temas etmeyecek biçimde bırakmışlar. Başka bir sensör kağıt da kilitli poşetin dışına konmuş. Bir kronometre ile renk değişiminin gerçekleştiği süre kaydedilmiş. Soğutucu dışında, oda sıcaklığında bir saat bekletilen çinekop tehlike sınırını aşmış ve öğrencilerin sensörü renk değiştirmiş.

FMV Erenköy Fen Lisesi Müdürü Erdoğan Bozdemir projeye TÜBİTAK'tan onay aldıklarını, Avrupa Birliği'ne de patent almak için başvurma hazırlığında olduklarını söyledi. Bize öğrencileri tebrik etmek ve bu gibi örneklerin artmasını dilemek düşüyor. Bir tüketici olarak da marketlerde et poşetlerin altında Hazal ve Ecenur'un barkodlarının olduğu günleri bir an önce görelim diyoruz.

Barkod tavuk ve ette de işe yarıyor
Bozdemir'in verdiği bilgiye göre, bayat balık gibi bayat kırmızı et ve tavuk eti için de aynı yöntemin kullanılabileceği ortaya çıkmış. Bozdemir, "Küçücük kağıt parçalan barkod gibi etlerin poşetlerine yapıştırılabilir ve renk değişiminden etin bozulup bozulmadığı anlaşılabilir. Tüketicilerin içi rahatlar diye düşünüyorum" diyor.

DİĞER YENİ YAZILAR