Küresel krizde yara alanlar, yenilenler kadar kazananlar da olacağını söyleyen TAV’ın Grup CEO’su Sani Şener, “15 Eylül’den beri hergün kıyamet günü. 2009’un ortasından sonra düzelme başlayacak. Ama piyasaya bakın, herkes kıyamet gününü bekler gibi... Gelirine ve giderine hakim olan, hızlı karar alan, verimli işletme gücü olan bu krizden başarıyla çıkacak” dedi.
Havacılık sektörünün krizlere karşı dayanıklı olduğunu kaydeden Şener, uçağın silah olarak kullanıldığı 11 Eylül’den sonra bile 2 ayda toparlandıklarını, 2009’da yolcu sayısında % 4 artış planladıklarını hatırlattı. Yabancı yatırımcının Türkiye’ye ilgisinin sürdüğüne de değinen Şener, “Avrupa yılbaşı tatilinden ayın 5’inde döndü. Ayın 9’una kadar 4 günde 8 yabancı yatırımcı ve bankacıyı kabul ettim” diye konuştu
TAV Havalimanları Holding ve TAV İnşaat’ın İcra Kurulu Başkanı Sani Şener... TAV adını yurtdışında da duyuran, Türkiye’nin gurur duyduğu bir şirket. 26 farklı ülkeden 25 bin çalışanı, Afrika’dan Otadoğu’ya farklı yerlerde yatırımları olan TAV’ın Grup CEO’su Şener’le global krizi konuşmak için buluştuk. Şener, her şeye rağmen olumlu düşünüyor. “Bundan kötüsü olmayacak” diyor ve içinde bulunduğumuz durumu Warren Buffet’tan alıntıladığı bir fıkrayla çok güzel özetliyor. Fıkra röportajda... Onun öne çıkan özelliklerine gelince... İşine aşık, sempatik, Trabzonlu, TED Kolejli, hiç durmuyor, hızlı karar alıyor, Kızılderililer, Altın Yakalılar ve A Takımı olarak tanımladığı personeline çok önem veriyor. Hiç emekli olmayacak biri Sani Şener...
Dünyanın farklı köşelerinde işleriniz var. Global kriz sizi nasıl etkiledi?
Kriz var ama hayat devam etmeye mecbur. Bütün mesele ülkemizi ve şirketimizi bu krizden yara almadan çıkarmak. Yara alanlar, yenilenler ama krizden başarıyla çıkanlar da olacak. Krize karşı başarılı olmak için birinci madde hızlı ve çevik olmak. Hızlı karar alan firmalar başarılı çıkar. Firmasının tüm kontrolüne hakim olanlar da bu krizden çıkar.
Kıyamet günü geldi!
Sizin müşteriniz yolcular. Yolcu psikolojisinin çok farklı olduğunu, sektörünüzde krizlerin etkilerinin farklı yaşandığını düşünüyorum...
Bu krizin içinde her şey analitik. Bu krizle ilgili her soruya analitik yanıtlar verilebilir. Ama ben bu yanıtları vermek istemeyen bir yöneticiyim. Çünkü çok önemli ekonomistler bile tahminleri tutturamıyor. Ben mühendisim, ekonomist değilim. Demek ki ben bu tahminleri hiç tutturamam. İşin pratiğini biliyorum. Kriz finansal sektörden çıktı. Çünkü insan davranışını ölçemediler. Sonuçta kriz tüketicinin nasıl davranacağına dayanıyor. Dediğiniz gibi yolcu psikolojisi çok farklı. Biz yolcularla insan davranışını gözlemleme olanağına sahibiz. Ben buradan baktığımda yolcuların seyahat etmeye devam ettiğini görüyorum. Bizim sektörümüz krize dayanıklı bir sektör.
Siz şirket olarak krizi ne zaman algılayıp önlem aldınız?
İşletmesel önlem almadık. Biz zaten firmamızı en uygun maliyet disiplini içinde yönetiyoruz. Verimli çalışmaya mecburuz. Yolcu konforundan taviz verirsek gelirimiz düşebilir. Finansal tedbirler aldık. Tunus ihalesini almıştık, İstanbul’un da refinansmanı vardı. Bu kredi süreçlerimizi krizden önce tamamladık. Krizi görüp çok hızlı davrandık.
Siz aslında krizin kokusunu da erken almış olmalısınız...
Doğru, krizin kokusunu farklı göstergelerden aldık. Kredi piyasasındaki daralmalardan, sendikasyondan çıkan bankalardan krizin geleceğini anlamıştık. Yatırımcıların fonlara gelmediğini görüyorduk. Mayıs 2007’de ilk fay hattı kırıldı, depremin geleceği belliydi. 2008 yazında Avrupa ve Amerika tatildi, yaz bitti kriz Eylül’de vurdu. Yaz tatili olmasa, kriz Haziran ya da Temmuz’da da olabilirdi. Biz kesinlikle Eylül’de krizin geleceğini tahmin ediyorduk.
Şu anda durum nasıl, örneğin duty freelerde alışveriş yapılıyor mu?
Bu açıdan baktığınızda olay tamamen psikolojik. Çalışan insanın geliri aynı. Maaş alıyorsa sorun yok. Piyasada fiyatlar düşüyor ama satın alma düştü. İşte bu krizin psikolojik boyutu. Ben her gün işyerine Asya’dan Avrupa’ya 45 dakikada geliyordum, şimdi 20 dakikada geliyorum. Bu trafik için iyi, ama piyasa için kötü bir gösterge. Demek insanlar arabalarını kullanmamaya başladılar. O yol üzerinde benzin istasyonunuz varsa bu sizin için gelir düşüşü demek ama toplu taşıma için gelir artışı. Demek ki tüketici davranışı krizlerde çok önemli.
Çünkü maaşlı çalışan şu anda maaşını alsa da işten atılma korkusu yaşıyor, küçük esnafın durumu ortada. Parası olan da ’Ya daha kötü olursa’ diye harcamıyor.
Hâlâ krizde kıyamet günü gelmedi sanıyorlar.
Geldi mi? Kriz dibe vurdu mu?
Kıyamet günü bu idi. 15 Eylül’den beri her gün kıyamet günü. Ancak 2009’un ortasından sonra düzelme başlayacak. Ben siz gelmeden önce de özellikle yolcu sayılarına baktım. Ocak iyi gidiyor. Ocak hiçbir zaman Ağustos gibi değildir. Ama piyasaya bakın, herkes kıyamet gününü bekler gibi. İnsanlar “Acaba işten çıkarılacak mıyım” diye, işyeri sahibi “Hiç mi müşteri gelmeyecek, gelirlerim düşecek mi” diye, mevduat sahipleri “Bankadan paramı çeksem mi” diye, bankalar “Acaba çekerler mi” diye düşünüyor. Kendini pozisyonlayan, gelirine ve giderine hakim olan, verimli işletme gücü olan bu krizden başarıyla çıkacak.
Duty freelerdeki alışverişi sormuştum.
Yolcu sayısı düştü ama yolcu başına yapılan harcama düşmedi. Yılbaşında yolcu sayısı geçen seneye oranla yüzde 5.5 düştü ama yolcu başı harcama geçen seneden fazlaydı. Duty free şirketinin yüzde 50 ortağıyız. Biz ciro bazında her gün pay alıyoruz. İstanbul duty freelerindeki harcamalar İstanbul’a geliyor, TAV Tiflis, TAV Gürcistan’a gidiyor.
Siz genel olarak krizle ilgili “Durum vahim” demekten çok, iyimser misiniz?
İyimserlikle pozitiflik arasında ince bir çizgi vardır. Bu konuda çok dikkatlı olmak gerekir. Polyannacılık oynamamak ama pozitif olmak lazım. Çünkü pozitif olmak insanın hızlı karar vermesine yol açar. Ben bu yüzden pozitifim. Kriz ortamında “Bizim halimiz ne olacak?” dersek mahvoluruz. Mantıklı paranoya diye bir şey var. Mantıklı paranoyayla pozitifliği birleştirirseniz ortaya müthiş bir sinerji çıkar. Mantıklı paranoya sizi uyarır, pozitiflik de sizi motive eder. Uyarı ve motivasyon birlikteliği sizin tam gaz ilerlemenizi sağlar.
Ağustos’ta toparlanma olur
İnsanlar dünyanın her yerinden iflas haberleri geldikçe olumlu düşünemiyor...
Size Warren Buffet’in anlattığı bir hikayeyi anlatayım. Bir petrol arayıcısı ölmüş. Cennetin kapısına gitmiş. Kapıda karşılamışlar. “Herşeyiniz uyuyor, dindar bir insansınız cennete geleceksiniz ama maalesef cennette de bölgeler var, petrol arayıcıların bölümü dolu” demiş melek. Adam da “Ben orayı boşaltırsam beni oraya alır mısınız?” demiş. Ve hemen bağırmış: “Cehennemde petrol bulundu” diye. Bütün petrol arayıcıları cehennemde petrol var diye oluk oluk cehenneme gitmiş. Bunun üzerine kapıdaki melek, “Biraz etik olmadı ama içerisi boşaldığına göre girebilirsin” demiş. Bu da biraz düşündükten sonra “Yok, ben diğer arkadaşlarla gidiyorum, bu söylenti doğru olabilir” demiş. Ve cehenneme koşmuş. Piyasadaki durum bu. Söylentilerden uzak durmak lazım. Borsaya bakıyorum neredeyse bütün şirketleri iyi biliyorum, başındakilerin çoğu arkadaşım, şirketlerin değeri yerlerde sürünüyor. Bizim şirketimiz de öyle. Hepsinin değeri çok düştü. Ama ben bu değerlerin kesinlikle şirketlerin gerçek değerini göstermediğini hepsinin yatırımcıların kafasındaki psikolojik bilançoya göre değerlendirildiğini düşünüyorum.
Ne zaman toparlanır?
2009’un Ağustos’undan sonra toparlanır.
Uzun zamandır yabancı yatırımcı ilgisi vardı Türkiye’ye...
Hâlâ var. Avrupa yılbaşı tatilden 5’inde döndü. Ayın 9’una kadar 4 günde 8 yabancı yatırımcı ve bankacıyı kabul ettim.
İstanbul’da günde 100 bin yolcu ağırlanıyor
2008’de toplam kaç yolcuya hizmet verdiniz?
İstanbul’a günde 100 bin yolcu ağırlıyoruz. 2008’de tüm terminallerimizde 40 milyon yolcuya hizmet verdik. 400 bin uçağa hizmet verdik, 110 bin uçak körüğe bağlandı, 4.5 milyon araba otoparkımızdan yararlandı. Tüm bu rakamlara bakarsanız müthiş hacimli bir iş yaptığımzı görürsünüz. Bu büyük hacimli işlerde hata oranı yüzdelerle değil milyonlarla ölçülür. Buz üstünde 200 kilometre hızla araba kullanıyor gibi şirketlerimizde yönetim yapıyoruz. Çarpmamamız lazım. Yoldan çıkmamamız lazım. Onun için biz krize karşı aşılıyız.
İstanbul’a günde kaç uçak geliyor?
Günde 600-650 uçak iniyor.
‘Saatlik’ kullanılan otel büyüyecek
Siz bir seyahatinizde ’day room’u keşfedip Türkiye’ye getirmişsiniz...
Evet. Filipinler’den dönüyorum, 6 saat diğer uçağı bekleme zamanım vardı, çok da rahatsızdım. Terminalde yürürken bir baktım ’Day Room’ yazıyor. 3 saatliğine oda kiraladım ve bunun müthiş bir gereksinim olduğunu gördüm. Döner dönmez Devlet Havalimanları İşletmesi ile görüşüp ilave tesiste otel açılması için müracaat ettik. Kabul ettiler ve oteli açtık. Şu anda doluluk oranı yüzde 110. Saatlik kullanıldığı için hep dolu. 85 oda var. Oteli büyütmeyi hedefliyoruz.
İnşallah Türkiye yüzde 2 büyüyecek bizim yolcumuz da yüzde 4 artacak
Daha önce de farklı krizler yaşadık. Asya Krizi, 11 Eylül, 2001 krizi... En çok hangisinden etkilenmiştiniz?
En büyük etki 11 Eylül’de oldu. Uçağın silah olarak kulanıldığı bir olaydı 11 Eylül. Çok fazla psikolojik yansımaları oldu yolcular üzerinde. O zaman bile 2 ay içinde toparlandık. Bizim havalimanları sektörü krize daha dayanıklı. Çünkü küreselleşmenin en önemli unsuru insanların ve malın yer değiştirmesi ki İnsanların terminallere gelmesi, uçaklara binmesi gerekiyor.
Yolcu sayısı şu günlerde azalmadı mı?
Azalma tabii ki olacak ama bu azalma finansal mimarimizi bozacak nitelikte değil.
2008’i nasıl geçirdiniz, 2009 beklentileriniz nedir?
Bizim ana üssümüz İstanbul. 2008’de İstanbul’da yolcu sayısında yüzde 6 civarında artış oldu. 2009’da yüzde 4 büyüme bekliyoruz. Bizim yolcu büyümemiz ülkenin ya da dünyanın gayri safi yurtiçi hasılasına orantılıdır. Yani bu rakam 2’yse, bizimki yüzde 4 olur. İnşallah yüzde 2 büyüyecek Türkiye ve bizim de yolcu sayımız yüzde 4 artacak.
TAV Akademi’de makyaj eğitimi de teknik eğitim de var
TAV Akademi diye çalışanlarınıza eğitim verdiğiniz bir biriminiz var. Makyajdan insan ilişkilerine kadar farklı eğitimler veriyorsunuz...
Makyaj eğitiminden davranış eğitimine, teknik eğitimden mesleki eğitime kadar birçok eğitim veriyoruz. Bunun yanı sıra üst düzey yöneticilerimize Harvard Üniversitesi, London Business School, Colombia Üniversitesi’nde ve MIT’de eğitim aldırıyoruz. Yani, mavi yakalılardan altın yakalılara kadar eğitimde homojenliği sağlamayı amaçlıyoruz. Bir kişi 3-4 eğitim alabiliyor. İki senede 14 bin adam/gün eğitim verildi TAV Akademi’de.
6 milyar dolarlık iş devam ediyor
TAV İnşaat ve TAV Havalimanları’nın devam eden kaç işi var?
TAV İnşaat olarak elimizde 6 milyar dolarlık işimiz var. Sahra Çölü’ndeki Sebha Havalimanı’ndan Tripoli Havalimanı’na... Kahire’yi yeni bitirdik. Katar’da da Doha Havalimanı’nı yapıyoruz. TAV Havalimanları olarak baktığımızda da Tiflis’i işletiyoruz, Batum’u işletiyoruz, Tunus’ta bir tane işletiyoruz. Haziran’da da ikincisini işletmeye başlıyoruz. Türkiye’de de İstanbul, İzmir ve Ankara’yı işletiyoruz. Alanya’da Gazipaşa Havalimanı’nı bu sene işletmeye açacağız.
‘15 Eylül’den beri her gün kıyamet günü bundan sonra daha kötüsü olmayacak’
Haberin Devamı